Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MUZAFFER UYGUNER rbil Tuşalp, ülkemizin son yıllardaki siyasal ve toplumsal yaşamındaki görüntüleri uzun uzun incelemiş, irdele^a»» miştir. Bu inceleme bir roman anlatımı gibi yalın ve geniştir. Incelemenin odak noktası ise Semra Özal'dır. Birçok olaya onun görüş açısı odak alınarak bakmış ve onun değerlendirmeleri belirtilmiştir. Semra hanım da kocasından sonra siyasete soyunmuştur. Onun siyasette ilk somut çıkışı 1986 yılındadır ve parti tarihinde de bu yıl temel alınmıştır. "Vakıf işlerinde önemli ilerlemeler gerçekleştiriyor, kendini eleştirenleri bir kenara not ediyordu. Ilk önemli çıkışı nı 'Ne yapsak kusur bulunuyor' sözleriyle yaptı. Zeynep ıle Asım'ın neden oldukları jaguar olayı, Efe'nin şirket ortaklıkları, Sait Halim Paşa Yalısı, Hasbahçe ve Vakıf gibi nedenlerle üstüne üstüne gelenler karşısında artık o dasusmayacaktı" (s 48). Erbil Tuşalp, Semra Hanım'tn çevresinde dolaşıyot E Plastik Papatya Kokusu dazeteciYazar Erbil Tuşalp, ülkemizin son yıllardaki siyasal ve toplumsal yaşamındaki görüntüleri uzun uzun incelemiş ve irdelemiş yazarlarımızdan biri. "Plastik Papatya Kokusu" adlı kitabı bir roman anlatımı gibi yalın ve geniş tutulmuş. încelemenin odak noktası ise Semra Özal. Birçok olaya onun görüş açısı odak alınarak bakılmış ve onun değerlendirmeleri belirtilmiş kitapta. lere gereksiz teşvikler veri'mesine karşı çıktığını da anlıyoruz (s. 169). Bunları veren bakana niçin "Dur!" denmediğini üzülerek izlemiştir. Çünkü, bunların yanında, "Tarih boyunca topraklarına bir tek domates fidesi dikilmeyen Adıyaman'a salça fabrikası kurmak için teşvik alınabiliyordu. Nüfusu 120 bin olan Batman'a 50 ekmek fabrikası kurmak için teşvik dağıtılıyor. Yılda ancak 30 bin ton kaysı kurutulabilen Malatya'da 150 bin tonluk kurutma tesisi teşviği partililere peşkeş çekiliyordu. Mazıdağı'na peynir ve tereyağ, Lice'ye salça, Batman'a çay fabrikaları için milyarlar akıtılıyordu" (s.171). Bu gibi gereksiz teşviklerin ekonomiye ne kadar olumsuz etkiler yaptığını bugün sezmeyen yoktur. Oy için bu gibi girişimler elbeite yurt ekonomisini olumsuz etkilemiştir ve etkilemektedir. O yıllarda, "Varlığını ülkeye, bölgeye, değişime, dönüşüme adayan Turgut Bey'den ne istediklerini bir türlü anlayamıyordu Semra Hanım. Özel uçağının Amerikalı pilotuna verilen 46 milyonluk maaşı bile yolsuzluk, usulsüzlük olarak değerlendiriyorlardı. /.../Turgut Bey, günün birinde, pilotunun omzuna dokunacak "Türkiye'yi terk ediyoruz" diyecekti. Böyle b r buyruğu ancak AmerikaJı bir pilot yerine getirebilirdi" (s. 1175). (s.212). Turgut Bey'in babaannesinın Kürt olduğunu söylemesi de pek uy gun bir zamanda olmuyordu. Semra Hanım "Nankör Mesut'un Turgut Bey'i göz göre göre bazı yanlışlara ıttığinibiliyordu" (s.216). Budurumkarşısında Turgut Özal'ınKürtler, Nakşıler ve Süleymancılar'ın tabanını oluşturacağı yeni bir parti kurmaya yöneldiğini deokuyoruz(s.216). Kitabı böylece ele alıp değerlendirmek elbette tam anlamıyla bir bütünlük taşımıyor. Tuşalp'ın nelere değindiğini bir iki örnekîe belirtmek istedim. Tuşalp, bütün olayları ve gelişimleri çok vumuşak ve yalın bir anlatımla bize anlatmıştır. Ortaya koyduğu ve üzerinde durduğu konularda belgelere dayandığı munakkaktır. Ama, o belgeler bu kitapta değil inceleme kitabında yer alabilir. Bu bir dedikodu kitabı değildir; eldeki belgelere dayanan, herkesın anlayabıleceği biranlatımın yeğlendiği bir kitaptır. Dünkülerin, yaptıklarını unutupbugün de işbaşında bulunanları eleştirmeleri ne kadar garip. • Plastik Papatya Kokusu/ Erbil Tuşalp/ irdeleyen öyküleme/ Bılgı Yayınlar:/Ankaral993/276s SAYFA 15 Turgut Bey'in kauna tapan özslliği Semra hanımın bazı konularda eşini uyardığı ve bunlardan bazılarında dinlendiğini, bazılarında ise dinlenmediğini ayrıntılı olarak izliyoruz kitabın sayfalarında. Bazı konulardaki konuşmalarına ise pek iyi bakmadığını da öğreniyoruz. Kürtçe yayın yapma konusundaki görüşlerine pek iyi bakmadığı bunlar arasındadır. Semra hanımın Korkut beyle pek de iyi olmayan bir akrabahk görüşü olduğunu da anlıyoruz. "Ağabeyi Turgut Bey ve yengesi Semra Hanım için söyle«^;1' .rine bakarak, rahatlıkla 'dü§iı....ı denilebilirdi ona. Bunca yıldır ailenin büyük geliniydi ama, elle tutulur, gözle görülür sıcak dostluklarını doğrusu hiç anımsamıyordu. Turgut Bey'in 'kadına tapan' özelliğini, Korkut Bey'de 'kadını tepen' bir huy olarak her zaman görmek mümkündü" (s. 131). Semra Özal, "mega star Ajda Pekkan'ın, bir konserde podyumun kenarına kadar gelip önünde saygıyla diz çöküp bir yüzük armağan etmeye kalkışmasını belleğinden silememişti. Ve de bunun üzerine yapılan dedikoduları anımsadıkça midesi bulanıyordu" (s. 166). Semra Hanım, teftiş kurullarının incelemelerini ya da Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporları konusunda da bilgi sahibi olmuştur. Bu raporların görmezden gelinmesini hoş karşılamadığı anlaşılmaktadır. Çocukları ile uğraşacaklanna bu konulara eğilmesi gereğini duymuştur ve söylemiştir. Bu arada, "Semra Hanım, "sorumsuzca 'Özal devrini tamamlamıştır, artık gitmelidir' diyen Fahrettin Kurt'a başarılı bakan denmesinin nedenini hiçbir zaman anlamamıştır" (s. 167). Bazı kişiCUMHURİYET KİTAP SAYI 2 1 3 Ortalığı karışnran geflşmelep "Semra Hanım'a göre, ortalığı toza dumanabulayangelişmelerMesutYılmaz'ın erken seçim istemesiyle başladı. O, seçim demeseydi, muhalefet yolsuzluklarından hesap sormayı diline dolamazdı. Belki de Turgut Bey Hakkın rahmetine kavusmazdı." Bu yolsuzlukların neler olduğu kitabın birçok sayfasında yer almıştır. Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu'na satılan bina ve verilen kredi o zamanın birçok bakanı ile Başbakan Yıldırım Akbulut'un imzasını taşımaktadır. Siyasal rüşvet olarak verilen krediler ya da yardımlar bu dönemin ürünleridir (s.181). Turgut Bey'in 1992 yılında Amerika'nın Sesi Radyosu'nun muhabirini kıramayıp "Türkiye'de Kürtçe televiyon yayını" yapılmasında hiçbir sakınca olmadığını ve GAP televizyonunun, aslında Kürtçe yayın yapması için kurulduğunu söylemesi Semra Hanım'da ters tepki yapmıştır (s.201). Kemalizmin miyadını doldurduğunun söylenmesi de siyasal gelişmelerin nereye yöneldiğini göstermektedir