Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bülent Aksoy'dan müzik tarihimize bir katkı: Osmanlılarda Musiki "Batılı Gözlemciler" ve Osmanlı'da Müzik Bülent Aksoy, " Avrupalı Gezginlerin Gözüyle Osmanlılarda Musiki" adını taşıyan kitabında seyahatname, anı, günlük, mektup gibi canlı gözlem ürünü Avrupa kaynaklarında yer alan, Türklerin musikisiyle ilgili malzemeyi değerlendiriyor. 15. yüzyıldan başlayarak 19. yüzyıl sonlarına kadar başta Istanbul olmak üzere çeşitli Osmanlı şehirlerine gelen gezginlerinTürk musikisi tarihine ışık tutabilecek gözlemlerini yorumlarken, bir yandan da Avrupalıların Türk musikisine nasıl bir kültürel mercekten baktıklarını gösteriyor CEM BEHAR Böyle bir seyahatname taramasında bir de metodolojik temel sorun var. Neyin "seyahatname" olduğu, hangi yayının, Aksoy'un kitabının başlığında belirtildiği gibi, gerçekten de "Avrupalı gezgin gözüyle" kaleme alındığırneselesi çözüm bekliyor. Orneğin Fransız Konsolosluğu'nun tercümanı olarak Istanbul'da 7 yıl süreyle bulunmuş vc ömrünün büyük bölümünü Osmanlı topraklarındattzmir'de, Halep'te, Kahire'de) geçirmiş olan Charles Fonton'u (yazdıkları ne denli ilginç olursa olsun) "Avrupalı gezginler" kategorisine sokmak doğru mudur? Keza tstanbul doğumlu, Izmir ve tstanbul'da yetişmiş, Istanbul'daki Isveç Sefaretinde önce tercümanlık, daha sonra müsteşarlık yapmış, nihayet bizzat tsveç seliri olmıış, Fadişah Üçüncü Selim'in de takdirini kazanmış Ermeni asıllı tgnace Mauradjea d'Ohsson'un (17401807) yazdıklarını, hangi kıstasa dayanarak birtakım "gezgin"lerin yayınlarıyla aynı sepete koyabiliriz? D'Ohsson'un Islâm hukukundan Osmanlı kültürüne, tarihten Osmanlı kurumlarının iç dinamiğine kadar çeşitli konulardaki derin vukufunun kanıtı olan üç ciltlik muhteşem kitabı lstanbul'a birkaç hafta ya da aylığına gelmiş herhangi bir tüccarın ya da Protestan papazının "Şark Hatıratıyla" nasıl bir tutulabilir? Yok eğer d'Ohsson gibi birisini de mııtlaka böyle bir derlemeye dahil edeceksek, o zaman, tutarlı olmak için Ali Ufkî'yi vc Kantemiroğlu'nu da bu "Avrupalı gezginler" sınıfına sokmak gcrekmez miydi? Demek istediğimiz şu: I ler şeyden önce böyle bir derlemede kullanılacak metinlerin ve değerlendirmeye dahil edilecek "gezgin"lerin kim olduklarının açıkça tanımlanması gerekiyor. Sadece yabancı uyruklu veya yabancı kökenli olanlarmı, Osmanlı topraklarında fiilen seyahat etmiş olanlar mı ya da Avrupa'da veya bir Avrupa dilinde Osmanlı'yla ilgili kitap yazmış olanlar mı? Yoksa sadece Osmanlı müziğine "Batılı gözüyle" bakmak mı gözönünde bulundurulmalıydı? Bu kıstasların hangisi veya hangileri öncelikli olmalı? Bunun açıklıga kavuşturulması bundan böyle bu konuda yapılacak müzik tarihi araştırmalarımn değerini daha da arttıracaktır. • Avrupalı Gezginlerin Gözüyle Osmanlılarda Musiki/ Bulcrıt Aksoy/ T ürk musikisi dünyası kısır polemildcr ve sığ çatışmalarla dokıdıır. Türk müziğine tarafsı? bir biçimde, yani sade bir bilim nesnesi olarak bakması gereken müzikolog ve müzik tarihçileri bu müzik dünyasından ve bu müziği öğreten kurumların içindcn yetişemiyor. Açıkçası, konservatuvarlar müzikolog ve müzik tarihçisi yetiştirecek olgunluktan henüz çok uzak. Klasik Türk musikisi hakkındaki ilginç araştırma ve yayınların tümü ise bu alanın dışında (sık sık da Türkiye dışında) yapdıyor. Bülent Aksoy'un kitabı işte bu araştırmalardan biri. Kitap.yazarının 1991 yılında Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde savunduğu ve aynı başlığı taşıyan bir doktora tezine dayanıyor. Konu son derece ilginç: 16, 17, 18 ve 19'uncu yüzyıllarda Osmanlı topraklarına seyahat amacıyla gelmiş olan Avrupalıların Türk musikisi hakkında yayınlanmış gözlemleri. Bu konuda bazı seyyahlarla ya da tek tük seyahatnamelerle ilgili birtakım araştırmalar yok değil. Âncak bıınlar bir bütün olarak ilk kez bu kitapta değerlendiriliyorlar. Türk Müziğinin tarihiyle uğraşanlar haklı olarak belge, yayın ve malzeme azlığından dem vururlar Osmanlı'da müziğin kcndisi yazılmadığı gibi, müzik hakkında da pek az şey yazılmtştır. Istanbul kütüphanelerinde bulunan vebazılarıncahâlâ"keşfedilmemişhazine" sanılan yüzlerce musiki yazmasının büyük çoğunluğu güfte ve ilahi mecmualarıdır. Yani müziğin bizzat kendisi ve icrası hakkında somut bilgi içermezler. Dolayısıyla, Avrupalı seyyahların bu yayınları Türk musikisi tarihiaçısından büyük önemtaşır. Bülent Aksoy kitabında özellikle 17'nci ve 18'inci yüzyıllar üzerinde durmaktadır. Bu dönem Viyana kapılarına kadar dayanan Osmanlı'nın uyandırdığı korkuyla kanşık merakın da etkisiyle Avrupa'da "bilimsel şarkiyatçılığın" hızla gelişmeye başladığı Mevlevi aylnl. Van Mour un bir resml.1707 • 1708. Seyahatnamelerin öneml bir dönemdir. Seyyahlar da bu merakın tatminine gözlem ve seyahatnameleriyle katkıda bulunurlar. Birçoğunun Osmanlı'ya önyargılı gözlüklerle baktıkları doğrudur. Ancak, birçoğıı da derin, keskin ve anlamlı yorumlarda bulunıır Ortak özellikleri merak ve gözlem isteğidir. Bu seyyahların Osmanlı musiki dünyasına bakışları hep "dışarıdan" ve bir "yabancı" bakışıdırelbette. Ancak bu bakışın hem olumlıı hem olumsuz yanları bulunduğunu unutmamak gerek. Olumlu hanesine bu seyyahların bazı bakımlardan bir Osmanh'dan daha objektifolabilmclerini.anlatımlarında gözleme ve ayrıntıya önem vermelerini, belge, resim, gravür vc nota kullanmalarını, bir Osmanlıya doğal, olağan şeyleri ön plana çıkarmalarını yazabiliriz. Yani bu yazarlar, zaman zaman küçümseyici, tuhaflaştırıcı "orientalist" tavırlarının ardında, başka yerdebuhunamayacakbilgilervermektedirler. Seyyahların bu anlatımlarını bir araya getiren Bülent Aksoy da son derece yararlı ve kalıcı bir çalışma yapmış. Bu seyahatnameler özellikle klâsik Türk musikisi geleneğinin yerleşme dönemi olan 17 'nci yüzyıl içinde ve daha sonrasında 18'inci yüzyıl için önemlidir. Daha önceki dönemde bilgiler yetersiz ve bölük pörçüktür. Ondokuzuncu yüz yıl ve sonrası için ise yerli kaynaklarımızın sayısı daha çoktur. Dolayısıyla yazar boşluğu en kuvvetle hissedilen dönemi öncelikleelealmışbulunuyor. Bülent Aksoy'ıın yaptığı ış, birbakıma, iğneyle kuyu kazmaya benziyor. Çiınkü yabancıların Osmanlı'da müzik hakkında yazdıklarını tüketmek zor, neredeyse olanaksız. Tabii ki daima taranamayan yayınlarve malzemeler her zaman bulunacaktır. Eksiklerin kitabın daha sonraki baskılannda giderilebileceğini umuyoruz. Orneğin yayınlanmamış seyahatnameler bu kitabın kapsamına alınamamış. Aksoy, ayrıca, sayıca daha çok olan Fransız, Ingiliz, Alman ve ttalyanlar'ın yayınlarını taramış. Bunların dışında Kuzey Avrupalı ya da Doğu Avrupalı (Rus, Polonyalı) seyyahların da ilginç gözlemleri olmuştur elbette. Örneğin 165758 yıllarında Istanbul'da Isveç sefiri olarak bulunmuş olan Claes Ralamb'ın (16221678) 1679'da Stockholm'de yaymladığı hatıratı ve seyahat notları, özellikle dönemin kültürel yaşamına ağırlık vermesi bakımından çok önemlidir. Ancak, belirttiğimiz gibi, Bülent Aksoy'un yaptığı türden bir çalışmada her şeyi görmek ve taramak belki hiçbir zaman mümkünolamayacaktır. Iğneyle kuyu kazmak Van Yaymcdık/htanbul, 1994/336s S A Y F A C U M H U R I Y ET K İ T A P SAYI 251