Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
"Kaynakça" bölümündeki hangi esere dayandığını sapInançlariy gelenekleri, edebiyatt, müziği vefelsefesiaraştınlmayı bekliyor tayamadığımız gibi konuyla ilgili daha geniş bilgi ala AlevilikBektaşilik deyince... Alevilik ve Bektaşilik konusunun araştırılmasında kaynakların saptanması ve bunlardan eski olanlann bilimsel yayınlarının gerçekleştirilmesi başta gelen görevlerdendir. Bizde ve Batı'da Alevilik ve Bektaşilik üstüne yazılmış kimi kitaplardan pek çoğumuz haberdar değiliz. T M.SAMİ KOZ ürkiye'de Alevilik ve Bektaşilik birer yaşayan kurum olarak her zaman gündemde olmuştur. İster övmek, savunmak ve birtakım asılsız suçlamalarla kötülemek; inançlannı, geleneklerini, edebiyatını, müziğini, dinsel danslannı, fıkralarını araştırmak incelemek; radyo ve televizyondan güzel deyişlerini, nefeslerini dinlemek isterse büyük bir oy potansiyeline sahip olduklan için seçimden seçime kendilerinden destek istemek biçiminde olsun bu gündemde oluş varlığını hep korumuştur. Bu ilgi 19801990 döneminde de Türkiye'nin içine girdiği siyasal, kültürel ve ekonomik biçimlenmeye paralel olarak sürmüş ve son birkaç yıl içinde daha da yoğunlaşmıştır. yalnız Alevileri, Bektaşileri değil Hz. Muhammed'e, Hz. Ali'ye ve onun soyundan gelenlere içtenlikle bağlanmış Sünni Müslümanları da ağlatan ilginç eserlerdir. Hz. Muhammed'in sağlığında; ölümünü izleyen günlerde; Ebubekir, Ömer ve Osman'ın halifelik dönemlerinde; Hz. Ali'nin ve çocuklarıyla torunlarının başlarına gelen acı olaylarda; Emevi ve Abbasi halifeleri döneminde; Selçuklu, Osmanlı, Safevi devletlerinin hâkimiyet yıllarında Alevilik olgusunun bir Alevi ya da Sünni gözüyle değil bilimden ayrılmayan "tarihçi" gözüyle araştırılıp yazılması gerekir. Bunlar yazılırken verilen her bilginin birbirini doğrulayan ya da yalanlayan kaynaklarını da göstermeliyiz. Bu belgeleri toplamak, bilgileri yorumlamak önemli ve güç bir görevdir. Anadolu Aleviliğinin (Bunu özellikle belirtmek ve benzerlerinden ayırmak gerekir), (Bektaşilikten ayırmadan ve iki tavrı kesin olarak özdeşleştırme yoluna gitmeden), incelenmesi Rıza Zelyut'un da beiirttiği gibi iki yönlü olmalıdır. Birinci yönün kaynakları her türlü eski yazma ve basma eserler, arşiv belgeleri; ikinci yönün kaynakları ise yaşayan Alevilik ve bunun balıları ile din adamları konumundaki dedelerdir. Kitapta, İslam tarihi ile ilgili olarak verilen bilgilerin bilmek için okuyucuya verilmesi gereken doğrudan kaynaklara da rastlanmıyor. Öyle sanıyorum ki bunların kitapta yer almamasını, onu birtakım kalıplara sokmaktan çekinme ve rahat okunmasını sağlama amacına bağlamamız gerekecek. "Türklerin Aleviliğe Katkısı" bölümünün, belki başka bir başlık altında verilmesi ya da kapsamları geniş tutulmuş alt başlıklara ayrılmış olarak daha uzun tutulması beklenirdi. Çünkü Anadolu Aleviliği ile kurucusu Türk olan Bektaşiliği Anadolu'nun Türkleşmesi, Türk dilinin ve edebiyatının geliştirilmesi, yeni ürünlerle zenginleştirilmesi, halk müziğine ve dinsel danslara yapılan değerli katkılar yönünden incelemek Türk aydınlarının görevi olmalıdır. Alevilik ve Bektaşilikle ilgili araştırmalarda din ve tasavvuf tarihi; İslam tasavvufunun türlü boyutları ve düşünsel temelleri, farklı bakış açıları; Alevi ve Bektaşilerde toplumsal yapı; edebiyat, müzik, dans ve resim gibi birçok uzmanlık alanları oluşturulmak gerektiği için bir kişinin bunca dalda söz söyleyip yorumlar yapması güçtür. Burada değinmeden geçemeyeceğim bir husus var: Yazarın Karacaoğlan, Kâtibi (Hangi Kâtibi olduğu belli değil), Gevheri, Seyrâni (Hangisi olduğu belli değil), Serdari, Dadaloğlu gibi âşıklan da Alevi olarak göstermesi dikkati çekiyor. Yunus Emre'nin Alevi olduğunu kitabının çeşitli yerlerinde ısrarla vurgulayan yazar, onun Hacı Bektaş Veli'nin görüşlerini ele alıp geliştiren bır şair olduğunu ileri sürüyor, hatta bir Alevi dedesi olabileceğini de Türk folkloru ve halk edebiyatıyla uğraşanlar da çahşmalarının bir bölümünü oluşturduğu için Alevilik ve Bektaşilikle ilgili yayınları dikkatle izlemek durumundadırlar. Bu yüzden son yayınlar üzerine bu ilginin bende de giderek arttığını ve yoğunlaşmak zorunda kaldığını itiraf etmek isterim. Gazetelerde, dergilerde yayımlanan yazılar, birbiri peşi sıra çıkan ve kimilerinin yeni basımlan yapılan kitaplar da konunun kamuoyunda ilgi gördüğünün bir başka belirtisidir. Bu yayınlardan biri de Rıza Zelyut'un Ö z Kaynaklarına Göre Alevilik (1990) adlı çalışmasıdır. Daha önce Halk Şürinde Gerçekçilik (1982), Osmanlıda Karşı Düşünce ve tdam Edilenler (1986) ve Halk Şürinde Başkaldırı (1989) adlı kitapları yayımlanan yazar, 334 sayfadan oluşan bu kitabını "Aleviliği gerçek yönleriyle tanıtmak, Aleviler hakkında yüzyıllardır süregelen yanlış değerlendirmelerin, yakışıksız suçlamaların geçersizliğini ortaya çıkarmak" amacıyla yazdığını belirtiyor. Alevilik ve Bektaşilik konusunun araştırılmasında kaynzklann saptanması ve bunlardan eski olanlann bilimsel yayınlarının gerçekleştirilmesi başta gelen görevlerdendir. Bizde ve Batı'da Alevilik ve Bektaşilik üzerine yazılmış çok sayıda yazı ve kitaptan pek çoğumuz haberli değiİiz. Hatta Arap ülkelerinde ve İran'da da Şiiliği (dolayısıyla da Anadolu Aleviliğinin bir yönünü) ele alan çalışmalar yapılmış olmalıdır. Yerli yabancı tüm yayınların açıklamalı bir kaynakçasının yapılması, bizi ilgilendirenlerin biraz daha genişçe tanıtılması gerekiyor. Bunun önemli bir ihtiyaç olduğunu Rıza Zelyut'un kitabını okuduktan ve "Kaynakça" bölümünü inceledikten sonra daha iyi anladım. Alevilik ve Bektaşilikle ilgili kitaplarda bu inanç sistemlerinin çıkışıyla ilgili tarihsel bilgilere, çeşitli yorumlara ve yaşanmış birtakım talihsiz olaylara oldukça büyük yer ayrılıyor. Türk edebiyatında özellikle "Kerbela Olayı" ile ilgili olarak pek çok kitap ya da mersiye (ağıt) yazılmıştır. Bunlar, her okuyanı içlendiren ve S A YFA t t Tarihsel bır geçmışı olan, günümüzde de varlıklarını surdüren Aleviler, Türkiye'nin vazgeçılmez gerçeklennden biridır. Alevileri, Türk dılıntn ve edebiyatının geliştirilmesi, halk müziğine ve dinsel danslara yapılan değerlı katkılar yönünden incelemek Türk aydınlarının görevi olmalıdır CUMHURİYET KİTAP SAYI