Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
çekçilik bu büyük şairi günlük hayatın aynntılarına sıkı sıkıya bağlar: ingiliz taşrasının "tavşan gözlü hasta memurlarını", "siyah çoraplı hemşire"lerini, "yaşlı salaklar"ını, parklardaki "genç anneler"i, "balık kokuları"nı, "asık yüzlü ev kadınları"nı "buğday tarlalarını" ve istasyonları gösterir bize Philip Larkin. "Berbat bir börek yiyor ve yürüyorum peronun sonuna dek." Şiirlerınde anlatmaktan pek hoşlandığı tren yolculukları günlük hayatın ayrıntılarıyla kendi dalgın düşünceleri arasında gidip gelen yalnız ve yaşlı bir şairi hatırlatır bize. (Fotoğrafa bakın lütfen,) Düşüncelerse her türlü belagattan, "entelektüelizm"den arınmıştır. Philip Larkin şiirsel dilini o kadar kendine özgü kılan şey simgecilikten kaçınan ve hikâyeye açılan bu yahnlıktır. Entelektüel deneylere, hatta şiire şüpheye bakan "sokaktaki adam"ı Philip Larkin'e bağlayan şey de budur, aydın okurlar arasındaki Larkin efsanesini körükleyen şey de. Larkin'in şiir diline Türkçede bir karşılık arayan Şavkar Altınel ile Roni Margulies'in yer K Y A Y I N I . A K I / K U I . yer Garip şiirini andıran bir dil ve edayı seçmeleri de bu bakımdan, çok yerindedir. "Sıçarlar insanın ağzına anasıyla babası / Belki istemeden, ama sıçarlar yine de: / Aktarırlar ona tüm kusurlarını / Ve salt onun için eklerler bir iki tane de." Şiir sorunlarına iyice girdiğı bir konuşmasının sonunda, Larkin endişeyle durumunu açıklığa kavuşturmak ister: "Hiçbir zaman şiire ilişkin 'büyük düşünceler'im olmadığı anlaşılsın isterim. Şiir benim için her zaman kişisel, neredeyse fiziksel bir rahatlama ya da karışık birtakım isteklere karşı bulunan bir çözüm olmuştur duruma göre bir çeşit yaratma, doğrulama, övme, açıklama ve dışlaştırma isteği..." Pek az şair, hem özel yaşantısında hem de şiirinde Philip Larkin kadar "kendisi" olabilmiştir. Hiçbir zaman "büyük şiir" yazmaya, söz gelimi T.S. Eliot'un yaptığı gibi özcnmemiştır. Philip Larkin'in şiirini büyük yapan şey büyük olmaya özenmeden büyük olmasıdır onun. D V K S A N A I k I T A l> I . A II Phılıp Larkın (sağda) "Gün boyu çalışıyor, akşam da yarı sarhoş oluyorum sonra. / Sabahın dördünde sessiz karanlıkta açılıyor gözlerim. / Perdelerin kıyısından ışık sızmaya başlayacak zamanla; / Ama o an gelene dek tek bir şey var görebildiğim: / Hiç durmadan ilerleyen ölüm, koça bir gün daha yakın şimdi." Sık sık döndüğü tema, ölüm, Larkin için bir varhk yokluk sorunu, metafizik için bahane ya da bizim modern şiirimizde sık sık görüldüğü gibi, insanoğlunun kahramanlık ve kederinin sınandığı gösterişli bir tecrübe değil, ayrıntıları sıkı sıkjya gözlenmiş boş, anlamsız ve sıradan bir hayatı anlamlandıran bir bitiş çizgis^ dir. "Yaşam önce can sıkıntısı sonra korku, / Geçiyor kullansak da kullanmasak da, / Benden gizli bir şeyin seçtikleri kalıyor ardında / Ve yaşlılık ve sonra tek sonu yaşlılığım." Yalnız kimi İngiliz eleştirmenlerinin değil, bizim kültürümüzün de "kötümserlik" diye adlandıracağı bu ger T U K NAİFSANATVE TÜRKNAİFLERİ FAHIRAKSOY Ressam ı*e yazar bahir Aksoyilk kez, bir olguyıı gündeme getirdi: P H I L I P L A R K I N ' D E N Arzular Tünı bunların ardında yalnız olma isteği: Gelen davetiyeler ne kadar karartsa göğü Ne kadar izlesek yazılı talimatını cinselliğin Ne kadar toplu aile resimleri çektirsek de Tüm bunların ardında, yalnız olma isteği. Her şeyin altında vatan, yokolma arzusu: Takvimin kurnaz baskılarına Hayat sigortastna, doğurganhk ayinlerinc, Ve görmezlikten gelmelere rağmen ölümü Her şeyin altında yatan yokolma arzusu. "Galiba benim jiir anlayışım fazla basit. Bir süre önce bir siir yarışmasında jüri üyeliği yapmayı kabul ettim hani bilirsiniz o yarışmalan 35000 şiır yollanır da size bakmanız için en iyi birkaç bini verirler. Biraz okuyup eşelendikten sonra dedim ki: 'Nerede bütün o ajk şıirferi? Bütün o doğa şiirleri nerede?' 'Aa,' dedilcr 'biz onların* hepsini attık.' Sanırım benim beğeneceklerim onlar arastndaydı." Philip Larkin, 1982 Türk Naijleri... Kitap, naif scınatın tarihsel ve sanatsal çözümlerininyanı sıra,estetiksel ve gerçekçilikyönleriyle, Türk naijierinin yaşam öykülerini de içeriyor. Büyük boy, 65 sayfa, 27 naifressamın yapulartntn 54 renttli fotoğraflaru Fiatv 25.000 TL (KDV dabil) AKBAIMK Gtnel Dağtlım: ö zgur Yayın Dağthtn Ankara Ca4.ll/2 Cağaloğlu /htaııhul Tcl 52(> "Kultur Humetlerınde de" CUMHURİYET KİTAP SAYI SAYFA t )