08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ya susuyoruz ya bağırıyoruz "Demokratik geleneğin olmaması, gerçek bir 18. yüzyılı, gerçek bir 19. yüzyılı yaşamamış olmamız, eleştirel yetersizliğimizi açıklıyor. Latin Amerika'da demokrasi neden yoksa, eleştiri de onun için yok. Eleştirel düşünce ancak etkin bir demokratik ortamda var olabilir." Octavio Paz'a göre Latin Amerika'da demokrasi ve eleştirel düşünce ve takımların önderleri; bazıları Robinson Crusoe'lar ya da münzevi kişiler; bazıları da bir kliğin üyeleri... Latin Amerika'da demokratik yaşam neden yoksa eleştiri de onun için yok. Eleştirel düşünce ile demokrasi birbirini bütünleyen şeyler. İster edebi ve sanatsal ister felsefi ve siyasal olsun, eleştiri ancak etkin bir demokratik ortamda var olabilir. Bizim eleştirel yetersizliğimiz entelektüel, düşünsel bir yetersizlik değil, ahlaksal bir eksikliktir ki bu da tarihsel bir eksikliğin sonucu. "öteki Meksika" adlı kitabınızın "daha yazılmamış bir kitabın önsözü" olduğunu söylemiştiniz. Hangi kitap bu? Latin Amerika üstüne bir kitap. Hindistan, Çin ve Japonya'nın evrimini bizim evrimimizle karşılaştırmak istiyorum. Bu üç ülkede "modernlesme", "Batılılaşma"yla eşanlamlı oldu. Bu üç eski ülke, modern bilim ve teknoloji dünvasına ayak uydurabilmek için bir uygarlıktan başka bir uygarlığa sıçramak zorunda kaldı. Geleneğinin bir bölümünün kökünden sökülüp atılmasından ve başka bir yabancı geleneğin bir parçasının kullanılmasından oluşan bu çarpıcı operasyonun (sözcüğün cerrahlıkla ilgili anlamını kullanıyorum) sonuçlarının ne olacağını nâlâ bilmıyoruz. Bu üç ülke aynı modeli de izlemedi. Japonlar, Batı kapitalizminin gelişmesini model aldılar. Çinliler, Marksizmin benzersiz bir değişkesini. Hindistan'a gelince, o da farklı bir durum. Hindistan, Çin'den ve Japonya'dan farklı olarak bir Batı kolonisiydi, ama aynı zamanda çağcıllığa sıçramayı henüz başaramamış bir ulustu (ya da bir uluslar toplamı, çünkü Hindistan bir ülke değil bir uygarlıktır)... Latin Amerika'nın durumuysa bu üç ülkeden çok farklı. Bizi Doğu'dan tarihsel olarak ayıran ne kadar çok şey olduğunu kavramak için Hıristiyan olduğumuzu, Ispanyolca ve Portekizce konuştueumuzu ve bağımsızlığımızı Fransız ve İngiliz düşüncelerinin araçlarıyla kazandığımızı düşünmek yeterli. Ekonomik ve toplumsal açılardan bakarsak, elbette Üçüncü Dünya'nın bir parç%sıyız. Ekonomik yönden bağımlı ve azgelişmiş bir kıtayız, çok büyük toplumsal ve siyasal sorunlarımız var. Ama tarihsel açıdan Batı uygarlığının bir parçasıyız. ABD ve Rusya'nın yarım yüzyıl öncesine kadar yaptıkları gibi Batı uygarlığının dış yüzünde yaşıyoruz... Sizce Marksizm tümden başarısızlığa mı uğradı? Tarihin bilimsel bir açıklaması olduğunu ileri sürdüğünü düşünürsek, evet. Bir zamanlar ve bugün de bir ölçüde eleştirel düşünce olduğunu düşünürsek, hayır. Kaldı ki benim bir tarih bilimi olarak Marksizm'e ilişkin kuşkularım başka, sosyalizm konusundaki tutumum başka: Bu düşünceyi yadsımak, ahlaksal ve siyasal geleneğimizi yadsımak demektir. Bence hâlâ geçerliliğini koruyan bir Marksist acıklama var: Kapitalist toplum kurumsal olarak hasta bir toplumdur. Ama bana öyle geliyor ki kapitalist ve sosyalist toplumlar bu hastalıktan aynı ölçüde etkilenmişlerdir. Marksizm'in günümüzdeki bunalımı, dolaysız ardışıklık ve sonsuz gelişme olarak zaman düşüncesinin bunalımıdır. Ve bu bunalım da aynı zamanda kapitalist toplumu yönlendiren düşüncelerin bunalımıdır. Bugün bunaiımda olan, çağcıllıktır, 18. yüzyılın sonunda I»aşlayan dünyadır...D (Çevıren: Cclü Üster) Rita Guibert, 1970'lerin başlarında Latin Amerika'nın önde gelen 7 yazarıyla Pablo Neruda, Jorge Luis Borges, Miguel Angel Asturias, Julio Cortazar, Gabriel Garcia Marquez, Guillcrmo Cabrera Infante ve Octavio Paz'la her biri birkaç gün süren ilginç söyleşiler yapmış, daha sonra da bu söyleşileri Seven Voices (Yedi Ses) adı altında bir kitapta toplamıştı. Guibert, Paz'la, Cambridge Üniversitesi'nde Latin Amerika Edebiyatı Simon Bolivar Kürsüsü Başkanlığı yaptığı sıralar konuşmuştu. Burada, 30 Eylül 4 Ekim 1970 günleri arasında yapılan uzun söyleşinin, Octavio Paz'ın düşünce dünyasını yansıtan bir bölümünü sunuyoruz. Eleştirel entelektüel düşüncedeki bunalım yalnızca Latin Amerika ülkelerine mi özgü? Aslında bu, bütün Latin Amerika'yı ve Ispanya'yla Portekiz'i de kapsayan bir olgu. Eleştiriyi genellikle entelektüel güce bağlarlar, ama kanımca sorun ahlaksal ve tarihsel bir sorun. Uzun bir süredir tartışılan bir konu var: Büyük şairler ve romancılar çıkaran İspanya'dan neden hiç büyük filozof cıkmadı? İspanya'dan bazı büyük ilahiyatçılar çıktı, bu yüzden İspanya'nın entelektüel gücünden kuşku duyulamaz. Ispanyolların eskiden de şimdi de sahip olmadıkları şey, modern felsefenin gerektirdiği ruh özgürlüğü. İspanya gerçekten 18. yüzyılı yaşamadı, İspanya'da Avrupa'nın düşünsel ve siyasal yaşamını değiştiren türden büyük bir eleştirel reform olmadı. Daha sonraları bizler (İspanyollar ve Latin Amerikalılar) burjuvazinin demokratik devrimini de yaşamadık. Bağımsızlık savaşımız, yerli oligarşilerimizi ve toprak tekeline dayalı reiimleri güçlenairdi. Burjuva devriminin tam karşıtıydı bu. Demokratik geleneğin olmaması, gerçek bir 18. yüzyıl ve gerçek bir 19. yüzyılın olmaması, eleştirel yetersizliğimizi açıklıyor, kişiselliğimizi ve bireyselliğimizivurguluyor. Bazı İspanyolAmerikan eleştirmenler, dilimizde hiç eleştirmen olmadığını savunduğuma inanıyorlardı. Oysa bir Reyes'i, bir Henriquez Urena'yı nasıl yadsıyabilirim! Hayır, ben yalnızca, 17. yüzyılın sonunda başlayan ve Avrupa'nın düşünsel kan akımını oluşturan eleştirel düşünce geleneği'nden söz ediyordum. Bu geleneğe İspanya'da ve onun eski kolonilerinde pek az rastlayabilirsiniz. Düşüncelerin tartışılmasını mümkün kılan hoşgörü ortamından da yoksunuz. Evet, ya susup oturuyoruz ya da bağırıp çağırıyoruz. Latin Amerika irili ufaklı şeflerle dolu. Latin Amerikalı yazarlar, üç gruba ayrılabilir. Bazıları çetelerin S A Y F A 18 Genç Octavio Paz, 1945te New York'ta 1950'DÇN BU YANA NOBEL EDEBİYAT ODÜLÜ 1950 Bcrtrand Russell (lngdız) • 1951 Par Lagerkvist (Isveçlı) • 1952 François Mauriac (Fransız) • 1953 Winston Churchill (tngılız) • 1954 Ernest Hemingway (Amenkalı) • 1955 Halldor Laxness (tzlandalı) • 1956 Juan Ramon Jimenez (Ispanyol) • 1957 Albert Camus (Fransız) • 1958 Boris Pasternak (Sovyet. Ödülü gerı çevırdı) • 1959 Salvatore Quasimodo (ttalyan) • 1960 SaintJohn Perse (Fransız) • 1961 tvo Andric (Yugoslav) • 1962 John Steinbeck (Amenkalı) • 1963 Yorgo Seferis (Yunanlı) • 1964 JeanPaul Sartre (Fransız. ödülü gerı çevırdı) • 1965 Mihail Şolohov (Sovyet) • 1966 Nelly Sachs (Alman astllı tsveçlı) • 1966 Shmuel Y.Agnon (Polonya asıllı Isratllı) • 1967 Miguel . A.Asturias (Guatemalalı) • 1968 Yasunari Kawabata (Japon) • 1969 Samuel Beckett (Irlandalı) • 1970 Aleksandr Soljenitsin (Sovyet) »1971 Pablo Neruda (Şıhlı) • 1972 Heinrich Böll (Alman) • 1973 Patrick White (Avustralyalı) • 1974 Harry Martinson (Isveç) • 1974 Eyvind Johnson (Isveç) • 1975 Eugenio Montalc (ttalyan) • 1976 Saui Bellow (Amenkalı) • 1977 Vicente Aleixandre (Ispanyol) • 1978 Isaac B.Singer (Polonya asıllı Amenkalı) • 1979 Odysseus Elytis (Yunanlı) • 1980 Czeslaw Milosz (Polonya asıllı Amenkalı) • • 1981 Elias Canetti (Bulgar) • 1982 Gabriel Garcia Marquez (Kolombıyah) • 1983 William Golding (lngüıy) • 1984 Jaroslav Seifert (Çekoslovak) • 1985 Claude Simon (Fransı?) • 1986 Wole Soyinka (Nıjeryah) • 1987 Joseph Brodsky (Sovyet asıllı Amenkalı) • 1988 Necip Mahfuz (Mısırlı) • 1989 Camilo Jose Cela (Ispanyol) • 1990 Octavio Paz (Meksıkalı) • CUMHURİYET KİTAP SAYI 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle