27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÖNÜLDEN BİLİME Ahmet İnam Lenfoma tedavisine güncel yaklaşımlar İstanbul Lenfoma Grubu (Ileg) 2008 Yılı Toplantısı 21 Haziran Cumartesi günü Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampusu, R Salonu’nda, saat 15.00’ten itibaren Prof. Dr. Burhan Ferhanoğlu başkanlığında yapılıyor. Sekreterliğini Doç. Dr. Mustafa Çetiner’in yaptığı sempozyumda, kısa tıp tarihi konuşmalarından sonra, Büyük B Hücreli Hodgkin Dışı Lenfomada güncel tedavi yaklaşımları (Dr Işık Kaygusuz), Folliküler Hodgkin Dışı Lenfomada güncel tedavi yaklaşımları (Dr Hüseyin Beköz), Mantle Hodgkin Dışı Lenfomada güncel tedavi yaklaşımları (Dr. Ant Uzay), Marjinal Zon Lenfomada güncel tedavi yaklaşımları (Dr. Emre Eskazan), Agresif T hücreli lenfomada ( anaplastik large, periferik T hücreli) güncel tedavi yaklaşımları (Yrd. Doç. Dr. Ayla Görkem) sunulacak. Psikiyatrist olmayı düşünüyordum. İnsanların gün ışığına çıkmamış, çıkamamış dünyaları şiddetli bir biçimde ilgimi çekiyordu. Böylelikle kendimi de tanıyabileceğimi umuyordum. (Yazık ki, ne yaptımsa olmadı, hâlâ kendimi tanıyamıyorum). Diğer yandan yoğun bir teori yapma tutkum vardı. ODTÜ’lü Olmanın Anlamlı Sevinci Bu iki beklentim ancak yabancı dil bilgisi ile gerçekleşebilirdi. "İngilizce öğreneyim de hayatın anlamı üstüne teoriler saçayım" diye düşündüm. İngilizce öğreneyim derken, mühendislik derslerine girerken yakaladım kendimi. Özellikle Knudsen soyadlı çok yaman bir fizik hocası büyüledi beni. Fizik okumayı düşündüm. Maddeyi anlarsam ruhu, toplumu, tarihi anlayabileceğimi düşünmeye başladım. Bunun gerçekleşmeyeceğini anladığımda, Avrupa'ya felsefe okumaya gitmeyi düşlerken, bir baktım ki sınıfımı kolayca geçivermişim. Mühendis olayım, felsefeyi sonra düşünürüm dedim kendi kendime. Hazırlık sonrası "freshman" yılında, derslerim dışında sosyal bilimler alanında yoğun bir okuma işine giriştim. Almanca ve edebiyat eleştirisi çalıştım. Ardından edebiyat eleştirisi alanında teorimi bu yılın yazında oluşturmaya başladım. Sürekli yalnızlık çektim. Kafamdakileri paylaşacak insanların yokluğu bana acı verdi. İlk yıl aldığım eğitimi genel olarak doyurucu buldum. Knudsen'in yanında matematik hocam Orhan Alisbah, dünyası zengin, etkileyici bir insandı. Mühendislik dersleri okuduğum sonraki yıllarımda, alanlarında yeni doktora yapmış, yapmakta olan, deyim yerindeyse çok bıçkın, enerji dolu, yaman hocalarım oldu. İyi bir öğrenci değildim, kendimi gurbet elde yabancı biri gibi duya duya derslere girerdim, boş zamanlarımda. (Felsefe okuyor, edebiyat dergisi çıkarıyor, kızın birini deliler gibi seviyordum.) Düşünmeyi, ihtiyatlı olmayı, hesabını vermeden konuşmamam gerektiğini (Beceremiyor gibi görünsem de...) mühendislik okurken anladım. Hocalarım, değerli insanlardı, beynimin palavracı yanlarının hızardan geçtiğini düşünürüm, onların eliyle. Sorunum derdimi, kendimi anlatamamaktı. Anlatamadığım için düşünmem, acı çekmem gerekti. İyi de oldu. Oh olsun bana! İki felsefeci hocam bana yeni bir yaşam alanı açtı: Cemal Yıldırım ve Teo Grünberg. Mantık, bilim felsefesi, analitik felsefe öğrendim onlardan. Bir dünyaydı ODTÜ, düşünceye, araştırmaya, özgürlüğe açılan bir dünya. Yanlışlıkla da olsa, bu dünyaya gelmiş olmaktan, o dünyada duygu ve düşüncelerimi doyasıya yaşamış, yaşıyor olmaktan son derece mutluyum. Bu mutluluğu, dünyayı anlamak için çektiğim çilelerle, arayan bir insanın düş kırıklıklarıyla birlikte ince bir hüzün perdesi altında tadabiliyorum. Mezun olunca ne yapacağımı bilemedim. Master'a başladım. Bırakıp İstanbul'a göçtüm. Mühendislik yapamayacağımı anladım. Bir mühendislik bürosunda tanıştığım, yeni mezun, hayat dolu bir elektrik mühendisi boynuna taş bağlayıp, Sarayburnu'ndan kendini atıvermişti. Bu örnek beni korkuttu. Özel derhanelerde, sekiz yıl sürecek, fizik matematik öğretmenliği yapmaya başladım. Özel dersler verdim, ilk okul öğrencilerinden üniversite öğrencilerine dek uzanan geniş bir yelpazedeki insanlara öğretmenlik yaptım. Onlara birşeyler öğretip öğretmediğimi bilmiyorum, ama ben inanılmaz bir yaşam birikimi kazandım. Bu arada İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde, Yunanca, Latince, felsefe çalıştım. 1980'de bir Alman düşünürü üstüne yaptığım çalışmayla felsefe alanında doktor oldum. Gönül Felsefesi, yaşayarak devşireceğim bir felsefe. Bu toprakların kültürüyle beslenmiş, Türkçe'nin pınarından akan bir felsefe. Eski Yunan’la çağdaş, bilim ve felsefeyle hesaplaşarak ortaya çıkmakta olan bir felsefe. Yazdığım yüzlerce yazıya, yazacağım düşüncelerime şimdiden dağılmış bir felsefe. Teknoloji'ye "şöyle buyur teknoloji" diyen, bilimdeki şiiri, duygu yumaklarımızdaki kendimize dair işaretleri araştıran, bilime saygılı, bilim yobazlığına, ahlak adına yapılan ahlaksızlıklara, dünyadaki zulme ve çirkinliğe karşı gönlümüzdeki bitmek tükenmek bilmeyen gülümseme ateşini yakmaya çalışan bir felsefe. Arayan, yolda olan, dönüşümler yaşamaya açık, yaşamın çetin akışını resimlemeye çalışan bir felsefe. Şimdilik bu kadarını söyleyebiliyorum. Kitaplarım, yazdıklarımın üçte birini içeriyor. Diğer parçalarında önemli sezgiler olduğunu düşünüyorum. Elbette kendi okurum için. Her okurun yazarı değilim ben... İstanbul'da doktoramı bitirince, Teo Bey beni yeniden ODTÜ'ye çağırdı. Cemal Yıldırım Hocamın da içten desteğini gördüm. Geçliğimin, düşler ve düşünceler dünyasına, özgürlük ülkesine, mutlulukları hüzünlerle yaşadığım yuvama dönecektim. Soluk soluğa ODTÜ'yü yeniden yaşamaya başladım. ODTÜ'm benim, dünyayı ve kendimi aradığım sonsuz bahçem. Arama aşkım. Düşünme heyecanım. Uzun yıllar mantık çalıştım. Hâlâ elimden kalem düşmez. Felsefenin mantıkla yaşanacak geniş bir alanı var. Ben artık bu alana, yaptığım küçük bir kulübede yaşamak için arada bir uğruyorum. Uyanık bizim öğrenciler. Giderek gelir düzeyleri yükseliyor. Meraklı. Pragmatik. Felsefeye meraklı olanlarının yüzdesi düşük, ama isterlerse felsefede de yaratıcı olabilecek yaman mühendislik öğrencileri var. Bana göre herkes hoca ODTÜ'de. Arada bir otobüste ayağıma bassalar da, saygılılar genel olarak. Çağın dar kafalı teknik adamları olmasınlar istiyorum. Yüzümü güldürenleri var. ODTÜ'lü olmanın, ince, içten, ruhsal, tinsel (manevi) yanları unutuluyor. 68'lerden geliyorum ben. Bir ODTÜ'lü GÖNLÜ vardı. Elbette hâlâ var. ODTÜ'lünün gönlü nasıl bir gönüldür? Başarılı iş adamı, mühendis, yönetici olmak betimleyemez tümüyle ODTÜ'lüyü. ODTÜ'lü ruhunu keşfetmek, oluşturmak, içimizdeki sanatçıların, yaratıcı düşünceler geliştirebilen mezunlarımızın işidir. ODTÜ'lü geniş ufku, kültürü, sanatla, düşünceyle, bilimle yoğrulmuş insanlığıyla diğer meslektaşlarından farklı olacaktır. Bu yarışmacı dünyanın çarklarına kapılmış, işten başka birşey düşünemeyen mezunlarımıza ODTÜ'lünün gönlü gücenecektir. Onkoloji Derneği İstanbul toplantısı 5 Temmuz günü Amerikan Onkoloji Derneği yıllık kongresinin ardından ABD kaynaklı ve tüm dünyada bağımsız eğitim programları düzenleyen PER (physician’s educational resource) isimli kuruluş, Doç. Dr. Mustafa Çetiner ve Prof. Dr. Nil Molinas Mandel’in başkanlığında İstanbul’daki Swiss Otel’de Onkolojide önemli yeni eğilimler başlığı altında bir toplantı düzenleyecek. Tel: 02123261100 ve 1122, online kayıt: www.CancerConferences.com CNNTürk’te “Kanser ve Yaşam” 14 Haziran 2008 Cumartesi tarihinden itibaren CNN Türk televizyonunda cumartesi günleri Ana Haber bülteni öncesi 18.10‘da “Kanser ve Yaşam” isimli bir sağlık programı yayına girdi. İlk programın konusu meme kanseri ve stüdyo konukları Prof. Dr. Türkan Saylan ve Doç. Dr. Rüçhan Uslu oldu. Programın bilimsel danışmanlığını Mustafa Çetiner, sunucu ve yapımcılığını Şulecan Dalbudak üstlendi, okurlara duyurulur. Özür ve düzeltme: 13 Haziran 2008 tarihli, 1108 sayılı Bilim Teknoloji dergisinin 9.sayfasında yer alan resimde bilim tarihi uzmanı Abdurrahman Aliy’in adı Addurrahman Akif olanak yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Liposuction Resimler: Dr. Levent Efe CBT 1109/ 9 20 Haziran 2008 Ülkemizde gerek kendi yazdığı kitaplara ve gerekse kollektif yazılan kitaplara tıbbi resimler çizen bir çok tıp adamı var. Cerrahi Kliniği Profesörlerinden Prof. Dr. Demir A. Uğur, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi ve Tıp Eğitimi Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Mustafa Aldur, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu ve Tıp Eğitimim Anabilim Dalı Tıbbi Resim Birimi’nden Uzm. Dr. Ahmet Sadi Çağdır örnek isimlerdir. Ayrıntılı bilgi: Hülya Sancaklı, 0212 414 32 76, Faks: 0212 414 35 480212 414 32 76
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle