Katalog

SON ARAŞTIRMALAR EŞİT MUAMELE MATEMATİKTE BAŞARI GETİRİYOR Kız öğrenciler okuma konusunda erkeklerden daha iyiler. Ama ülkelerinde eşit muamele gören kızlar matematikte de erkek öğrencilerin başarısını yakalayabiliyorlar. Science dergisinde yayımlanan araştırma Avrupa Üniversitesi Floransa Enstitüsü ekonomi profesörü Luigi Guiso tarafından gerçekleştirildi. Guiso ile çalışan ekip, 2003 yılında açıklanan kırk ülkenin PISA sonuçlarını ayrıntılı bir şekilde incelemiş. Okuma konusunda kız öğrenciler tüm ülkelerde %6,6 daha başarılılar. Kızlar matematikte ortalama olarak erkeklerden bir adım gerideler. Ama kız ve erkeklerin eşit muamele gördükleri ülkelerde bu dengesizlik ortadan kalkmakta. Araştırmaya göre cinsiyet ayrımcılığının yapıldığı Türkiye ve Güney Kore gibi ülkelerde kız ve erkek öğrencilerinin matematik başarısı arasında büyük farklılıklar görülürken, ayrımcılığın bulunmadığı İsveç’te kızlar ve erkekler aynı başarıyı gösteriyorlar. Hatta İzlanda’da kızlar erkeklerden daha başarılı. 2003 yılında gerçekleştirilen bu PISA çalışmasında on beş yaşında 276.000 erkek ve kızın matematik ve okuma yetisi test edilmişti. zundan insan DNA’sı ayıkladılar. Tozun içinde sadece gramın milyarda biri kadar kalıtım malzemesi bulunmasına rağmen, malzeme laboratuvar analizi için yeterli olmuş. Bununla birlikte tozun içinde o kadar çeşitli insanların geni bulunmuş ki bilim insanları bireysel bir genetik parmak izi çıkarmayı başaramamışlar. Virginia Commonwealth Üniversitesi’nden Bonnie Brown, tekniğin yine de olay yeri analizleri için yeni yöntemlerin geliştirilmesinde yararlı olabileceğini düşünmekte. Üniversite yerleşkesindeki amfilerden ve bürolardan toplanan örneklerde en çok bakteri ve mantarlara ait DNA bulunmuş. Fakat her 36 örnekten birinde insan kalıtımı da saptanmış. “Bugüne kadar tozun içindeki DNA miktarı birçok bilim insanı tarafından tespit edilmişti, ancak hiç kimse insan DNA’sı aramamıştı diyor Brown New Scientist dergisinde. Yeni araştırmalarla yalıtılmış kalıtım malzemesiyle genetik parmak izi elde etmek dışında, bir kuşkulunun olay yerinde en son ne zaman bulunduğu da öğrenilebilecek. Konuyla ilgili özgün araştırma yazısı “Forensic Science International” dergisinde yayımlandı. AÇLIK NİÇİN SİNİRLİ YAPIYOR? Yemek yemediği için sinirlenen insan için “Açlığı başına vurmuş” deyimi vardır dilimizde. Özellikle ramazan ayında oruç tutanlarda görülen bu sinirlilik durumundan serotonin maddesinin sorumlu olduğu bulundu. Beyindeki serotonin gelmiştir. Mesela beyin büyümüş, bağırsaklar ufalmış ve dişler körelip güçsüzleşmiştir. Ne var ki Wrangham’ın çalışması bazı eleştirmenlerce yeterli bulunmadı. “Ocak yerlerine ait en eski kalıntılar 250.000 yıllık, ateşin yemek pişirmek için daha önceleri kontrol altına alınıp alınmadığı son araştırmayla açıklanamıyor” deniyor New Scientist dergisinde. Wrangham’ın araştırmasıyla ilgili rapor MaxPlanck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nden Victoria Wobber’in de katkılarıyla Journal of Human Evolution dergisinde yayımlandı. TOZDAN DNA YALITILDI Hırsızlara ve katillere kötü haber: Amerikalı bilim insanları ilk kez ev to seviyesi düşünce insanlar kararları daha kavgacı ve saldırgan bir şekilde almaya başlıyorlar. Sonuç Cambridge Üniversitesi’nde Molly Crockett ile çalışan bilim insanlarına ait. Araştırmacılar, serotonin seviyesini düşüren bir diyet uygulayan katılımcıların davranışlarını takip edince, ilişkiler sırasında duyguların kontrol edilmesinden serotonin maddesinin sorumlu olduğunu görmüşler. Serotonin seviyesi düşünce haksızlığa düşen insanlar diğerlerine göre çok daha sinirli ve saldırgan davranıyorlar. Beslenme ve stres serotonin üretimi üzerine etkili diyor Crockett. Nitekim bu iki faktörün gündelik karar süreçleri üzerinde önemli etkileri bulunmakta. Gen araştırmaları MAYMUNLAR DA PİŞMİŞ SEVİYOR Şempanze, goril ve orangutanlarla gerçekleştirilen bir araştırma sonucunda maymunların da eti, tatlı patatesi ve havucu pişmiş olarak yemeği tercih ettikleri ortaya çıktı. New Scientist dergisinin İnternet sitesindeki habere göre maymunlarda doğuştan var olan bu eğilim, atalarımızın ateşi bulur bulmaz yiyecekleri pişirerek yediklerini kanıtlamakta. “Küçük lokmalar tesadüfen ateşe düşünce, pişmiş yiyecekleri beğenen insanlar bundan böyle yiyecekleri pişirerek yemeye başlamış olabilirler diyor araştırmayı yöneten antropolog Richard Wrangham. Son bulgular ayrıca yemek pişirmenin insan evriminde başlıca işlev haline geldiğine dayanan teoriyi de desteklemekte. Pişmiş yiyeceği sindirmek daha kolaydır ve yaklaşık olarak 1.8 milyon yıl önce Homo erectus’ta daha iyi beslenme sayesinde anatomik değişiklikler meydana GEBE HAYVANA AİT EN ESKİ FOSİL Avustralyalı bilim insanları 380 milyon yıllık gebe balık fosili buldular. Anne adayı balık fosili ve göbek kordonu bulunan embriyo kalıntıları hayvanlar dünyasındaki gebeliği kanıtlayan en eski buluntu olma özelliğini taşımakta. Nature dergisinde yayımlanan araştırma yazısında yaklaşık olarak 25cm uzunluğundaki fosilin, soyu tükenmiş Placodermi balık türünden olduğu ve doğa bilimci Sir David Attenborough anısına Materpiscis attenboroughi olarak isimlendirildiğinden söz edilmekte. Araştırmayı yöneten John Long ise fosilin bugüne kadar bulunanların en ilginci olduğunu söylüyor. Fosil, göbek kordonu bulunan ilk örnek olmanın dışında, yaşayan yavru doğuran bir canlıya ait ilk buluntu olması nedeniyle büyük bir önem taşımakta. Nature dergisine göre anne ve yavrular doğum anında korunagelmişler. Long buluntuyu omurgalılarda cinsel ilişkiyi kanıtlayan en eski örnek olarak değerlendirdi. Buluntu, Placodermi balıklarındaki üremenin sanılandan daha gelişkin olduğunu da göstermesi nedeniyle bilimin omurgalıların evrimine bakış açısını da değiştirdi. Long ile çalışan ekip söz konusu fosili Avustralya’nın batısında geç Devon dönemine ait Gogo formasyonunda bulmuş. Daha önceleri bulunan ve canlı doğumu kanıtlayan en eski fosiller yaklaşık olarak 200 milyon yıl öncesine aitti. CBT 1109/ 4 20 Haziran 2008