16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNDEM İslam, Bilim ve Kurtuluş “Manevi Mirasım Akıl ve Bilimdir!” “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia ekmek, aklın ve ilmin gelişimini inkar etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.” Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İÜ. Yayınları Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Sayı: 1102 2 Mayıs 2008 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Güray Öz GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212.3437274 Faks: 0212.3437264 CUMHURİYET REKLAM Tel: 0212.2519874/3437274 Yerel Süreli Yayın BASKI DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Şöyle bir paradoks yaşıyor “İslamcıOsmanlıcı”lar: İslam Dünyası’nın bir zamanlar (9001500 yılları arası) dünya bilimine beşiklik yaptığını överek söyler ve yazarlar... Ama öte yandan da, bugün neden İslam Dünyası’nda bilimsel ve teknolojik üretimin en alt düzeylerde seyrettiğini izah etmez, edemezler. Şu bağlantıyı da kur(a)mazlar: Bugün dünya üzerindeki 57 İslam ülkesi neden dünyanın en yoksulları arasında? (Bir kaç petrolcü dışında..) Hele hele şu soruya hiç yanıt vermeye yanaşmazlar: İslam Dünyası bir zamanlar bilimin, teknoloji üretiminin beşiği iken, dahası İslam Rönesansı Avrupa Rönesansına öncülük ederken, ne oldu da 15001600’lerden itibaren bir “karanlık çağ”a girildi: yoksullaşıldı, bilim ve teknolojide üstünlük Batı’ya devredildi, İslam Dünyası giderek Batının sömürgesi, yarı sömürgesi, pazarı, Batı bağımlısı oldu? Acaba İslam Dünyası’nın, bilim ve teknoloji, özgür düşünce, felsefe, doğa alanını terk etmesiyle, bugünkü yoksulluğu, itilmiş ve kakılmışlığı arasında bir ilişki var mı? İslam Dünyası’nda bilim ve teknolojide en önde olan ülke Türkiye! Gerçi Türkiye ekonomisini kendi ayakları üzerine oturtabilmiş değil, bilim ve teknoloji üretimini ekonomisinin hizmetine verebilmiş değil, sanayisinde bütün temel girdiler “çağdaş yabancı” ürün ve düşüncelere dayanıyor! Henüz büyük bir Batı pazarı konumunda! Fakat yine de Türkiye pek çok alanda çağdaşlığa en yakın ülke! Acaba bu özelliğimizin, Cumhuriyet’in kuruluşu ile birlikte geçirdiği yarı aydınlanma devrimi ve bunun sonucu bilime verdiği önemle ilişkisi var mı? Bunları şüphesiz “siyasi islamcılara” soruyorum! Devam edelim: Acaba, Türkiye ve İslam Dünyasının “kurtuluşu” diye bir sorun var mı? Varolduğu kabul ediliyorsa, bu kurtuluşun esas olarak Batı ile en azından eşitlik ve eşitliğe yakın bir konuma gelmekle gerçekleşebileceğine inanıyor musunuz? Refahın anahtarının “üretmek”te olduğunu, üretmenin ancak bilimsel ve teknolojik temelde ekonominin inşasıyla gerçekleşebileceğini; sanatın, felsefenin ve insanlığın kendini ifade edebileceği her alanda en üst düzey diğer etkinliklerin de bunun bir parçası olduğunu; herşeyin temelinde de özgür ve eleştirel düşünce yattığını hiç düşündüğünüz olur mu? Acaba toplumu din temelinde yeniden örgütleme baskısı ve politikası, Türkiye ve İslam Dünyası’na “kurtuluş” mu getirecek, yoksa Batı karşısında daha büyük kölelikler mi? ABD ve Batı karşısında Taliban türü karşı duruş ve çıkışlar mı “kurtuluş”, “bağımsızlık”, “refah” getirir, yoksa Batıyı üstün kılan araçlar ve gereçler mi? *** İslamcılar bunların hiç birini, ana eğilim ve akım olarak, doğru dürüst tartışmıyor. Tartıştıkları tek şey, toplumun bu defa devlet ve toplum yönetimi olarak daha çok İslamileştirilmesi... Ve bu politikalar, ancak daha çok ve daha büyük yoksullukların, köleliklerin, uşaklıkların, itilmişliklerin ve batının daha büyük pazarı olmanın kapısını açabilir ancak! Veee Batılı hegemonyacıların, İslam Dünyasını istedikleri gibi, kendi çıkarları doğrultusunda evirip çevirmelerinin yollarını daha da çok genişletir, otobanlara dönüştürür ancak! *** Peki ülkemiz “İslam Bilimcileri” arasında gerçeği gören ve algılayan, yazan çizen kimse yok mu? Şüphesiz ki var! Onlara tek tük de olsa rastlıyoruz. Bu yılın başlarında Antalya Üniversitesi’nde yapılan “Atatürk, Din ve Laiklik” paneline katılan ilahiyatçılar örneğin onlardan bir kaçı! Bu panelden gelecek sayımızda bahsedeceğim. Biz Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji dergisi olarak, bu konuları tartışmaya açıyoruz. Doğan Kuban Hocamızın, tam da bu konuyu çalışan geçen haftaki derli toplu makalesinin biraz daha ayrıntılandırılmış ikincisini, bu sayımızda sunuyoruz. Gelecek hafta, konuyu daha genişleterek sürdüreceğiz... yeniden buluşmak dileğiyle... CBT 1102 / 3 2 Mayıs 2008 [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle