Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kafası karışıklar için evrimi anlama kılavuzu Evrim kuramında doğru olduğu sanılan 8 yanılsama 1) Her Şey Bir Uyumun Sonucudur 2) Evrim Çürütülemez 3) Evrimin Yaratıcılığı Sınır Tanımaz 4) Doğal Seçilim Daha Karmaşık Bir Yapıya Yol Açar, 5) Evrim Kusursuzluk Üretir, 6) İnsanların Evrimi Kavrayamaması Sorun Yaratmaz, 7) Evrim Bilimi Öngörücü Değildir, 8) Evrimin Tek Yolu Doğal Seçilimdir arwin “Türlerin Kökeni” isimli yapıtında evrimle ilgili çok somut kanıtlar sunuyor. Darwin sonrası dönemde keşfedilen çok sayıda fosil, bugünkü organizmaların geçirdiği evrimi ilk çıkış noktasına kadar izleyebilmemize olanak tanıyor. DNA dizimleri üzerindeki çalışmalar da yaşayan tüm canlıların tek kökenli olduğunu kuşku bırakmayacak şekilde doğruluyor. Bu arada evrimin sayısız örneğini çevremizde canlı olarak gözlemleyebiliEvrim, öğrendikçe anlaşılmayoruz. Kısaca evrim, dünyanın yuvarlak olması kadar sı giderek zorlaşan bir konu. sağlam bir bilimsel olgu. Darwin zamanında yanıtlaNe var ki sürekli olarak büyüyen bu kanıtlara karşın nan bazı sorular bugünkü bildünyanın dört bir yanında gilerin ışığı altında kafaları çok sayıda insan, evrim ile ilgili gerçeklerden bihaber. karıştırabiliyor. Bazı noktalaHâttâ Darwin’in doğum yerın hâlâ tartışılıyor olması, ri olan İngiltere’de bile son yapılan bir kamuoyu araştırevrimin daha iyi anlaşılmasımasına göre evrimi kabul na yol açmakla birlikte, yaraedenlerin sayısı etmeyenlerden az. tılışçıların ve onların uzantısı Biyoloji konusunda veya olan akıllı tasarımcıların ekgenel olarak bilim alanında eğitim görme şansına sahip meğine yağ sürüyor. Saygın olamayanlar için doğaüstü bilim dergisi New Scientist, alternatiflere inananların öne sürdükleri yaradılış önebu karmaşayı gidermek için rileri inandırıcı gelebilir. evrimle ilgili en fazla tartışıKaldı ki evrim gerçeğini kabul edenler arasında bile evlan 8 yanılsamaya açıklık gerim kavramıyla ilgili yanlış tiriyor. anlamaların yaygın olduğu biliniyor. Pek çoğumuz fizikte sicim kuramı gibi yeni kavramları anlamakta zorlandığımızı kolaylıkla itiraf etmemize karşın, aynı dürüstlüğü evrim söz konusu olduğunda gösteremiyoruz. Zaten bu konudaki araştırmalar derinleştikçe, evrimin düşünüldüğünden daha karmaşık ve yanlış anlama riskinin yüksek olduğu ortaya çıkıyor. New Scientist dergisi bu konuda en fazla kafa karıştıran 8 ifadeye açıklık getiriyor. 1) HER ŞEY BİR UYUMUN SONUCUDUR 2) EVRİM ÇÜRÜTÜLEMEZ Evrimin doğru olmadığını ispat edebilecek çeşitli bulgu ve deneyler kuramsal olarak söz koGenel inanışın aksine bitki ve hayvanların tüm nusu olabilir; ancak Darwin’in evrim kuramını özellikleri uyum sürecinin veya doğal seçilimin ortaya atmasından bu yana aradan geçen 150 bir sonucu değildir. yıllık sürede ne böyle bir bulgu ortaya çıkartıVücudumuzun ve hareketlerimizin her bir özelliği için labilmiş ne de deney yapılabilmiştir. evrimsel bir açıklama getirme alışkanlığı son yıllarda giderek yaygınlaştı. Hepimiz her şeyin bir amacı olduğu yönünde düşünme eğilimindeyiz. Ancak bu düşünce her zaman doğru değildir. Örneğin erkeklerdeki meme uçlarını ele alalım. Erkek memelilerin bunlara ihtiyacı olmadığı kesindir. Erkeklerde meme ucu bulunmasının nedeni kadınlarda da bulunmasıdır. Bir meme ucuna sahip olmak için çok ağır bir bedel ödemek zorunda olmadıkları için, yalnızca meme ucu oluşumunu durdurmak amacıyla kadın ve erkeğin ayrı ayrı evrimsel gelişim yollarından geçmelerine gerek kalmamış olabilir. Veya koku alma duyusunu ele alalım. Bu duyu kişiden kişiye büyük farklılık gösterir. Bunun doğal seçilimle bir ilgisinin olmadığı, yalnızca koku reseptörleriyle ilgili genlerdeki rastlantısal mutasyonlardan kaynaklandığı düşünülüyor. Ayrıca doğal seçilimin bir sonucu olmakla birlikte tamamen farklı bir amaç için gelişen özellikler vardır. Buna en iyi örnek pigmelerin kısa boylarıdır. Kısa boylu olmak pigmeler için yaşamsal bir önem taşımamakla birlikte, doğum sırasında ölümün çok sık görüldüğü popülasyonlarda erken yaşta doğum yapma seçiliminin bir yan etkisi olabilir. Benzer şekilde spesifik bir gen, vücudun farklı yerlerinde farklı zamanlarda farklı roller üstlendiği için, söz konusu gendeki mutasyon bir açıdan yarar sağlarken, başka bir açıdan yararsız olabilir. Buna örnek erkeklerdeki eşcinselliktir. Erkek eşcinselliği dişilerde üremeyi artıran genetik bir mutasyonun yan etkisi olabilir. Dahası orta derece güçlü veya zayıf bir gen mutasyonu, çok yararlı bir genin yanında yer alıyorsa bir popülasyonda hızla yayılabilir. Başka bir örnek de insanlardaki apendistir. Bazı bilim insanları bu organın da bir işlevi olduğunu iddia etseler de kesin olan, insanların apendis sahibi olmadan da hayatta kalabilmeleridir. Bir diğer örnek 20 yaş dişleridir. Atalarımızın daha dar bir çene yapısına sahip olmaları, daha geniş bir beyin için yer açmaları için gerekliydi. Ancak bunun sonucunda azıdişlerine yeterli yer kalmamıştı. Buna karşın yerleri dar olmakla birlikte bu 20 yaş dişleri çıkmaya devam ediyor. Evrim psikologları, insan davranışlarının tümünün altında bir neden olduğunu iddia ederler. Oysa bazı davranışların geçmişte bir amacı olabilir, ancak günün koşulları bu amaçları gereksiz hale getirmiş olabiliyor. Evrimi yalanlayabilecek şeyin ne olabileceği sorusuna ünlü biyolog J. B. S .Haldane şu yanıtı vermiş: “Erken Kambriyen döneme ait tavşan fosilleri”. Haldene bu yanıtıyla şunu demek istiyordu: Evrim zaman içinde aşama aşama gelişim gösteren bir değişikliği öngörür. Örneğin tek hücreli organizmaları çok hücreliler izler; çenesiz balıkları çenesi gelişmiş balıklar izler, vb.. Bu kuramı yalanlamak için tek bir istisna yeterlidir. Örneğin eğer ilk fosil amfibik, ilk fosil balıktan daha yaşlı olsaydı, amfibiklerin balıklardan evrilmediği anlaşılırdı. Ancak şimdiye dek böyle bir istisna söz konusu olmadı. Diğer taraftan genç bir Dünya da evrim için bir tehdit unsuru olabilirdi, çünkü doğal seçilim yoluyla evrim çok geniş bir zamana ihtiyaç duyar. 19.yüzyılda fizikçi William Thomson Dünya’nın 30 milyon yaşında olduğunu hesapladığı zaman bazıları evrimin çürütülmüş olduğunu düşündüler. Aslında son tekniklerle yapılan hesaplamalar Dünya’nın Darwin’in sandığından da yaşlı olduğunu gösteriyor. Dünya yaklaşık 4.5 milyar yaşındadır. Bir an için yaşamın evrim geçirmediğini, yaratılmış olduğunu varsayın. Böyle bir durumda birbirine benzer görünümdeki organizmaların içsel çalışma mekanizmalarının çok farklı olması gerekirdi. Buna örnek olarak LCD ekranlarının plazma ekranlardan çok farklı Dikenli karıncayiyen bir iç mekanizmaya sahip olmasını gösterebiliriz. Oysa genomik araştırmaların ortaya koyduğuna göre yaşayan tüm canlılar aslında aynı şekilde çalışır. Bunlar aynı genetik kodları kullanarak, bilgiyi depolarlar ve yaşama dönüştürürler. Ancak çok ilkel organizmalarda birkaç ufak farklılık görülür. Genlerdeki kayıtlı bilginin büyük bir kısmı birbirinin aynısıdır; hâttâ görünüşte birbirinden çok farklı olan türlerde bile farklılık göz ardı edilebilecek kadar azdır. Dahası, kompleks yaratıkların genomlarının herhangi bir zekâ veya öngörü izi taşımadığı görülür. DNA’larımız parazitik DNA’ların artık kullanılmayan, milyonlarca ölü kopyalarından oluşur. Bütün bunlar bizleri kaçınılmaz olarak şu sonuca götürür: Eğer yaşam tasarlanmış ise, tasarımcının çok tembel, aptal ve acımasız olması gerekir. Daha bitmedi. Eğer organizmalar spesifik bir rol için tasarlınmış olsaydı, bunlar değişen koşullara uyum sağlama becerisine sahip olamazlardı. Tam tersi, planlı veya plansız yürütülen sayısız deney, her çeşit organizmanın çevre koşulları değiştiğinde evrildiğini gösteriyor. Ancak bu süreçte değişiklikler hiçbir zaman birden bire olmaz. Laboratuvarlarda organizmaların çevre koşullarını değiştirerek yepyeni özelliklere sahip bitki, bakteri ve hayvan üretmek mümkündür. Doğal ortamlarda ise insan faaliyetleri pek çok türde değişikliklere yol açabiliyor. Örneğin kentlerde yaşayan kuşlar, köylerdeki akrabalarından farklıdır; bazı balıklar giderek küçülüyor, çünkü balıkçılar yalnızca büyük balıkları avlıyor vb… 3) EVRİMİN YARATICILIĞI SINIR 4) DOĞAL SEÇİLİM TANIMAZ DAHA KARMAŞIK Doğanın yaratıcılığının sınırı yokmuş gibi gö BİR YAPIYA YOL rünse de bazı özellikler büyük bir olasılıkla ev AÇAR rim geçirmeyecek. En azından Dünya üzerinde. hayvanlar için yararlı olabilir. O zaman niçin evrim geçirmemiş olabilir? Nano ölçekte üretilen son radyo alıcılarının fiziksel olanak olanaksız olmadığı artık biliniyor. Bu sorunun yanıtı şöyle olabilir: Yarım radyo aslında yararsızdır. Doğal radyo dalgalarını almak hayvanlara yararlı bir bilgi vermez. Bu da organizmaların radyo dalgalarını algılayacak şekilde mutasyon geçirmedikleri anlamına gelir. Benzer şekilde, radyo dalgalarını algılayacak herhangi bir araç olmadığı durumlarda radyo dalgaları yaymanın hiçbir yararı yoktur. D Aslında doğal seçilim daha büyük bir basitliğe yol açar. İlk başlarda karmaşanın ortaya çıkması, seçilimin zayıf veya hiç olmamasına bağlıdır. Kullanılmayan yok olur. Bu eski söylem, günlük yaşamda olduğu gibi evrim konusunda da geçerlidir. Ve mağaralarda yaşayan balıkların niçin gözlerinin olmadığını gayet güzel açıklar. Son günlere kadar, bu tür örnekler istisna imiş gibi algılanırdı. Ancak zaman içinde evrimin işleri basitleştirme yeteneğini küçümsemiş olduğumuz anlaşılıyor. Bugün çevremizdeki görece olarak ilkel yaratıkların daha karmaşık yaratıklardan evrildiği görülüyor. Örneğin beyinsiz deniz yıldızı ve deniz kestanelerinin atalarının eskiden beyinleri vardı; bugün bunların çocuklarının niçin beyinsiz olduğu henüz bilinmiyor. Buna karşın kuşkusuz evrim dört milyar yıl boyunca daha karmaşık yaşam şekilleri de oluşturmuş. Bunun doğal seçilimin bir sonucu olduğu düşünülürdü, ancak son yıllarda genomlarımızı inceleyen biyologlar bu düşünceyi ters yüz ettiler. Bunlara göre en azından ilk başlarda karmaşa seçilim kuvveti yok veya az iken ortaya çıkmıştır. Peki bu nasıl olmuş olabilir? Bir hayvanın iki farklı işlevli bir geni olduğunu varsayalım. Mutasyon sonucu bazı yavrularda bu genin iki kopyasına sahip olabilir. Rekabetin çok acımasız ve seçilim baskısının güçlü olduğu geniş popülasyonlarda bu mutas yonların yok olması çok büyük bir olasılıktır, çünkü bunlar bir bireyin uyum yeteneğini artırmadığı gibi bir yararı da yoktur. Oysa seçilim baskısının zayıf olduğu küçük popülasyonlarda bu mutasyonun hayatta kalma şansı küçük de olsa vardır ve gelişigüzel genetik sürüklenme sonucu yayılma eğilimi gösterir. Bu olursa, çift kopya bulunan genler kendilerine özel mutasyonlara maruz kalırlar. Bir kopyadaki mutasyon, orijinal genin iki işlevini devam ettirme özelliğini ortadan kaldırırken, diğer kopya ikinci işlevi yerine getirme yeteneğini yitirebilir. Bu değişiklikler herhangi bir yarar sağlamak üzere evrilmiş olmayabilirler –bu hayvanların davranışları ve dış görünüşleri değişmeyebilir, fakat bu mutasyonlar genetik sürüklenme yoluyla yayılabilir. Sonuçta popülasyon iki fonksiyonlu tek bir genden Yakında Charles Darwin’in yola çıkar, her birinin tek doğumunun üzerinden yakfonksiyonu olan iki gen ile yoluna devam eder. laşık 200 yıl, “Türlerin Bu şekildeki genetik Kökeni” isimli yapıtının yakarmaşa seçilim baskısı neyınlanmasının üzerinden ise deniyle değil, tam tersi seçi150 yıl geçmiş olacak. lim baskısına rağmen meydana gelir. Ancak bu, daha Birçoklarının dünyada bugübüyük bir fiziksel ve davrane dek yazılmış en önemli kinışsal karmaşanın temelini tap olduğunu düşündükleri oluşturur, çünkü her bir gen artık bağımsız olarak evrim bu yapıt, bugün bile bazı ingeçirebilir. Örneğin ikisinsanları derinden sarsacak den biri farklı zamanlarda bilgilere kaynaklık ediyor. Bu veya farklı dokularda açılır veya kapanır. Ve yararlı bir sarsıcı bilgilerin başında inmutasyon ortaya çıkar çıksanların doğal seçilim yoluymaz doğal seçilim devreye la evrilmiş olduğu fikri geligirer. Dolayısıyla evrimin tam yor. Kaldı ki bu fikri azımsankalbinde birbirlerine ters mayacak kadar çok sayıda düşen baskıların olduğu göinsan hâlâ kabul edilebilir rülüyor. Gözler ve konuşma yeteneği gibi karmaşık yapıbulmuyor. lar ve davranışlar kuşku götürmeyecek bir şekilde doğal seçilimin bir sonucuyken, güçlü seçilim –büyük popülasyonlarda gelişigüzel genomik değişikliklerin önünü keser. CBT 1102/12 2 Mayıs 2008 Yazının devamı arka sayfada CBT 1102/13 2 Mayıs 2008 İnsanlar dünya üzerinde sahneye çıkmadan çok önce doğanın yaratılacak her şeyi yaratmış olduğu düşünülür. Öyle olsa bile bazı yapıların yararlı olduğu halde hiçbir zaman evrim geçirmediği görülüyor. Örneğin, zebraların doğal makineli tüfekleri olsaydı aslanlar yanlarından bile geçmeye cesaret edemezlerdi. Evrim bazı şeyleri yaratırken, niçin başka şeyleri yaratmıyor? Pek çoklarına şaşırtıcı gelebilen bu soruya yanıtlamanın bir yolu, evrim karşıtlarının sıkça yararlandıkları bir sorudan geçiyor. Evrim karşıtları, doğanın yarattığı pek çok şeyin –göz, bakterilerin yol almakta yararlandıkları kamçıları vb..evrim ürünü olamayacak kadar çok karmaşık olduğunu iddia eder. Bunların sorduğu bir diğer soru da yarım bir kanadın ne işe yaradığı ile ilgilidir. Bu sorunun yanıtı yarım kanadın çok yararlı olduğudur. Böcek kanatları suyun yüzeyinde kürek çekerek ilerlemeye yarayan solungaçların evrimi sonucu oluşmuş olabilir. Bu “eksaptasyon” denilen olguya bir örnektir. Eksaptasyon spesifik bir amaç için evrilen, ancak zaman içinde tümüyle yepyeni işlevler edinen, ara dönemde yararlı olmaya devam eden yapı ve davranışlardır. Bu tartışma farklı bir şekilde de ele alınabilir. Bu farklı açıklamaya göre bazı özellikler evrim geçirmez, çünkü bunların yarısı hiçbir işe yaramaz. Örneğin ikiyönlü radyo, 5) EVRİM KUSURSUZLUK ÜRETİR Yaşama kusursuz bir şekilde uyum sağlamış olmayabilirsiniz; ama rakipleriniz kadar uyum sağlamış olmanız yeterlidir. Hayvanlarda gördüğümüz mükemmellik, gerçeklik değil, tam tersi yetersiz hayal gücümüzün bir yansımasıdır. Doğa belgesellerinde tekrar tekrar hayvanların çevrelerine ne kadar kusursuz bir şekilde uyum sağlamış olduğunu söylerler. Ancak bu nadiren doğrudur. Örneğin kırmızı sincap çevresine mükemmel uyum sağlamış gibi görünür. Ancak İngiltere’de ortaya çıkan boz sincabın geniş yapraklı ağaç