Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GÖNÜLDEN BİLİME Ahmet İnam En büyük ahlâk değerinin hayatın kendisi olduğunu düşünüyorum. Bu gezegendeki, bu kainattaki hayata saygıdır, en büyük değer. Karıncanın, böceğin, ağacın, kurdun, kuşun, insanın, sadece bizden olan, bizim cemaatimize ait olan, yalnız bizim ülkemize, bizim topraklarımıza ait olan insanın değil, her insanın, bizden olsun olmasın, hayatına saygı duymak ve burada yaşanan hayatın ihyâsına girişmeye çalışmak; işte benim ahlâktan anladığım bu. Ahlâk ve İçtenlik Aylık gökbilim takvimi: Mayıs ayı boyunca Ay’ın evreleri resimde verildi (pembe renkte olanlar). Yeniay–ilk ve son dördün–dolunay evrelere tam ulaşma saatleri de belirtildi. Gece gökyüzü parlaklığı bu evrelerden kestirilebilir ve uygun gözlem geceleri seçilebilir. Resimde ayrıca, Ay’dan yardımlanarak gökyüzünü daha iyi tanıyabilmek için çeşitli Ay’lı gökyüzü sanal çizimleri ve saatleri de verildi; gerçekleri ile karşılaştırılabilir. Çizimlerde baskı kolaylığından uzay beyaz, siyahlar yıldız ve renkli olanlar da Ay ve gezegenlerdir. Jüpiter, ay boyunca Güneş’ten uzaklaşacak ve sabahları Güneş doğmadan önce 3 saat süreliğine görülebilecek. –2.5 kadir parlaklıklı gezegen, güneyde ve ufuktan en fazla 27 derece yüksekte Yay (Sagittarius) takım yıldızında (yıl boyunca da aynı burçta) yer alacak. Takvim resimde 23–25 arası günlerde görünen yeşil gezegen Jüpiter’dir. Satürn, ay boyunca Güneş’e giderek yaklaşacak. Gezegen akşam saatlerinden (20:30’dan) itibaren gece yarısı ve sonrasına kadar (01:30 gibi) 5 saat süreliğine güneyden batıya doğru 75 derece kadar bir aralıkta Aslan takım yıldızında (yıl boyunca da aynı burçta) görülecek. Satürn ufuktan en fazla 61 derece yüksekte yer alacak. Gezegenin parlaklığı da +0.6 kadir. Takvim resimde 11–14 arası günlerde görünen açık kahverengi gezegen Satürn’dür. Ayrıca, Satürn ve bulunduğu burç gök atlasında belirtildi. Uranüs, ay boyunca Güneş’ten uzaklaşacak. Gezegen Güneş doğmadan önce sabah bir saat süreliğine teleskop eşliğinde görülebilir. +5.9 kadir parlaklıklı sönük gezegen ufuktan en fazla 29 derece yüksekte doğu tarafta Kova (Aquarius) takım yıldızında yer alacak. Takvim resimde 1–3 ve 27–31 arası günlerdeki açık mavi gezegen Uranüs’tür. Neptün, ay boyunca Güneş’ten uzaklaşacağından görülme süresi artacak şekilde sabahları Güneş doğmadan önce üç saat süreliğine teleskop eşliğinde izlenebilir. +7.9 kadir parlaklıklı oldukça sönük gezegen ufuktan en fazla 34 derece yüksekte güneydoğu tarafta Oğlak takım yıldızında (yıl sonuna kadar da aynı burçta) yer alacak. Takvim resimde 1., 5. ve 26–29 arası günlerde görünen mavi gezegen Neptün’dür. GÖKTAŞI YAĞMURU Kova takım yıldızı civarından yağan Eta Aquaridler isimli göktaşı yağmuru 19 Nisan ile 28 Mayıs tarihleri arasında görülebilir. En yüksek sayıya ise 5 Mayıs’ta ulaşır: saatte yaklaşık 70 ve yukarısı göktaşı görülebilir. Bilindiği gibi yağmurlar dışında gece boyunca ancak 6–7 kadar göktaşı görülebilmekte. Eta Aquaridlerin hızları saniyede 66 kilometreye kadar ulaşır. Bu göktaşı yağmurunu izlemek isteyen okuyucular, özellikle 5 Mayıs’ta sabaha karşı 04 civarından itibaren doğuya ufuktan yaklaşık 19 derece yüksekteki Kova takım yıldızı bölgesine bakabilir. (www.imo.net) Kaynak: Bu yazıda kaynakça olarak kısmen “The Astronomical Almanac 2008”den ve güncel gökbilim haberleri için de tüm Türk gökbilimcilerimizin ortak ileti haber kanalından yararlanıldı. 2009 DÜNYA ASTRONOMİ YILI 2009 Dünya Astronomi Yılı etkinliklerle sürmekte. www.astronomi2009.org sitesinden ülkemizdeki veya www.astronomy2009.org adresinden de dünyadaki gelişmeler izlenebilir. Bir amatör gökbilimcimiz Tunç Tezel’in geçtiğmiz günlerdeki son fotoğrafı (http://antwrp.gsfc.nasa.gov/apod/ap080315.html) arşivi ile birlikte “The World at Night” projesinde yer aldı. “The World at Night” dünyanın her yanındaki doğa harikaları ve kültür anıtları ön planda olarak çekilecek gökyüzü resimlerinden oluşacak bir proje, 2009 Dünya Astronomi Yılı için Uluslararası Astronomi Birliği (yabancı dildeki kısaltılmışı ile IAU; http://www.iau.org) tarafından benimsenen en yeni “Cornerstone Project”. Projenin üreteceği fotoğraf albümünde harika Türkiye resimleri olacak, “UNESCO World Cultural Heritage” (http://whc.unesco.org) listesinden ülkemizin çok sayıda yer ve güzelliklerini görme/gösterme fırsatı doğacak. Türk amatör gökbilimcilerimiz için değişen yıldız gözlemlerini de biz önerelim: http://aavso.org/publications/manual, siteden Türkçemize çevrilmiş “Değişen Yıldızların Gözlem Kılavuzu” başlıklı el kitabına ulaşılabilir. CBT 1102/11 2 Mayıs 2008 Hayatı yükseltmeye çalışmak, hayatın gelişmesine, hayatın serpilmesine çabalamak, bunu engelleyen ne varsa buna karşı mücadele edebilmek, insanların yüreklerine bu hayat saygısını serpmeye çalışmak. Çünkü, hepimiz insan olarak ilahî bir nefesten içimize üfürüldüğü için bu güce sahibiz. Dolayısıyla hepimiz ahlâk hayatını yaşamaya çalışan insanlar olarak içimizde sonsuzluğu taşıyoruz. Tahkîkî anlamda, derin anlamıyla, mânâ olarak ahlâklı olunamamasının arkasında, içimizdeki o ebediyeti, sonsuzluğu idrak edememek geliyor. Bizdeki ilahî yanın farkına varamamak geliyor. Dünyevî sıkıntılar ve kaygıların içerisine gark olmuş, gaflet halinde yaşayan bir insan haline gelmekten kaynaklanan bir durum. Böyle insanlara, bu şuurdan yoksun, bu ahlâk körü insanlara kurallar koysanız ne olur?! Böyle insanların yönetim biçimini demokrasi yapsanız ne olur?! Bütün bunlar sadece şekilden başka bir şey değil. Ve o zaman ne oluyor ? Demokrasi, başka insanları ezmek için, çıkarlar üzerine giydirilmiş bir kılıf oluyor. Vahşetin, zulmün, haksızlığın üzerini kapamak için hürriyet, özgürlük, demokrasi, eşitlik sözleri söyleniyor. Bundan daha ağır bir insanlık durumu olabilir mi?! Bundan daha trajik, bundan daha ironik, bundan daha hazin bir durumda olabilir miyiz?! İşte, o zaman, bana öyle geliyor ki, bütün mesele ahlâk açısından bu mânâyı küçücük yaşlarda aile içinden başlayarak çocuklarımıza anlatmak, insan denen varlığın derinliklerindeki o sonsuzu nasıl taşıdığını örneklerle göstermek gerekiyor. “Sen mübarek bir varlıksın ve o zaman dünyaya ve hayata karşı sorumluluğun var. Sen bu hayata borçlusun. Madem ki sen bu dünyaya geldin, o halde bu hayatı yükseltmekle mükellefsin. Ahlâklı olmak o demek. Onun için, herkes hayatın geliştirilmesi yönünde ne yapabilecekse, bilgisi, yeteneği, ufku doğrultusunda onu yapmaya çalışmalıdır. İyi keman çalabilecekse iyi keman çalsın, iyi matematik öğretebilecekse öğretsin, iyi mimari eserler yapabilecekse yapsın…” Ahlâk, hayatın her tarafına yedirilmelidir. Maalesef bir sürü yanlışlar yapıldı geçmişte; işte, okullara ahlak dersleri konularak veya ahlâk konusunda benim yaptığım gibi birtakım nutuklar atılarak insanların ahlâklı yapılabileceği sanıldı. Oysa ben hep şöyle bir özlemle yanmışımdır: Bir okulda matematik dersi veren bir öğretmen, matematik dersini öyle vermelidir ki, o verişinde öğrenci ahlâklı bir insan nasıl olur görmelidir. Belki de nasıl ahkaklı olunacağı konusunda hiç konuşmamalıyız. Çünkü ahlâkı anlatabilmenin en iyi yolu, örnek olmaktır. En ufak hareketimizle, bakışımızla, duruşumuzla, bize sorulan sorulara cevap verişimizle, karşı tarafa soru soruşumuzla, birtakım alternatifler karşısında gerçekleştirdiğimiz tavırlarımızla ne olduğumuz meydana çıkıyor. Ahlâk, kesinlikle bir samimiyet ve şeffaflık içinde yaşanan bir şey. Ahlâk, birtakım ahlaksızlıkların kapatılması için kullanılan bir kavram olamaz. Tıpkı, özgürlüğün, karşı tarafı ezmenin meşru kılınması için kullanılan bir kavram olmadığı gibi. Ahlâk, kesinlikle bir samimiyet istiyor. Öyle bir samimiyet ki, içimizdeki eksiklikleri, içimizdeki çirkinlikleri öncelikle kendimize itiraf etmek, onlarla yüzleşmek ve o yüzleşme doğrultusunda kendimizi geliştirmekle ilgili bir şey ve elbette bir arada yaşayacağımız, bir arada yaşamayı öğreneceğimiz bir şeydir. Tek başına ahlaklı olunamıyor. Onun için, bir arada yaşarken, güzel ahlâk sahiplerini örnek alarak, geleneğimizi, değerlerimizi yeniden gözden geçirip tazeleyerek, ahlâkımızı sürekli yeniden yorumlarla canlı kılarak yaşayabiliriz. Çünkü, ahlâk hayatı bir mânâ hayatıdır; mânâ dediğimiz şey de, sürekli değişen hayat karşısında tazelenmek zorundadır. Eğer sahip olduğumuz değerleri ve onlarla birlikte yaşadığımız mânâyı yenileme, tazeleme gücümüz yoksa, hayatımız kokuşur. İstediğimiz kadar ona geçmişten devralmaya çalıştığımız, ama yeniden yorumlayamadığımız, yeniden can veremediğimiz, ihyâ edemediğimiz, eskimiş, yıpranmış kavramlarla, değerlerle destek olmaya çalışalım, hayat elimizden gider, hayatın manası elimizden gider. O manayı da maalesef bizim üzerimizdeki güçler bizim hayatımıza giydirirler, geçirirler, zerk ederler. Yazık ki, hayatımızdaki mana da, büyük ölçüde, çok farklı güçler tarafından, örneğin dilimiz elimizden alınarak, hayat tarzımız, giyimimiz kuşamımız, musikîmiz, edebiyatımız elimizden alınarak ele geçiriliyor. Onun için, ahlâklı olmak, hayatımıza sahip çıkmak; yüzyıllardan beri yaşanan bu topraklardaki hayata sahip çıkabilmek, o hayatı geleceğe büyük canlandırmalar ve tazelendirmeler içinde aktarmaktır.