02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ZÜMRÜTTEN AKİSLER A.M. Celal Şengör leri dinletince, bitkilerdeki iki gen etkinleşmiş deniyor New Scientist dergisinde. Güney Koreli araştırmacıların bulgusu kesin olarak kanıtlandığı taktirde, ses dalgaları sayesinde istenilen genler açıp kapatılabilecek. Yöntem, örneğin bitkinin çiçeklenmesinden sorumlu genlerin etkinleştirilebilmesi için kullanılabilir. Ancak dergi, diğer genetik bilimcilerin bu araştırma sonucunu kuşkuyla karşıladıklarını da söylemekte. MADAGASKAR’DA 43 YENİ HAYVAN TÜRÜ Alman biyologlar Madagaskar'da 29 yeni kırkayak ve 14 yeni böcek türü buldular. Top gibi kıvrılabilen dev Bay Beşir Atalay ve Bay Hüseyin Çelik'in herhangi bir bilimsel çalışması uluslararası ciddi bir dergide yayımlanmamıştır. Buna rağmen biri profesör, diğeri doçent unvanına sahipler. Abdullah Gül, Beşir Atalay ve Hüseyin Çelik Abdullah Gül Bey'in Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. Cumhurbaşkanı olmasını büyük bir üzüntüyle karşılamıştım. Bu üzüntümde ne kadar haklı olduğum bakanlar kurulu açıklanınca ortaya çıktı: Beşir Atalay Bey bazı televizyon dedikodularına göre bizzat Abdullah Bey'in isteği üzerine Murat Başesgioğlu Bey'in yerine İçişleri Bakanlığı’na, Hüseyin Çelik Bey de gene Milli Eğitim Bakanlığı’na atandı. Bu iki ismi duyduktan sonra zaten kabinenin gerisi beni ilgilendirmedi. Türkiye'nin 20032007 döneminden çok daha fena günlere gebe olduğunu anladım. Ben politikadan tüm yaşamım boyunca kelimenin en hafif anlamıyla nefretle uzak durmuş bir insanım. Yaptığım iş bilimle ilgilenmek, insan bilgisine ilgili olduğum konularda yeni bir şeyler katabilmeğe çabalamaktır. Bunu yapmamın tek nedeni de bu işten derin bir haz almamdır. Ne yazık ki, günümüzde bilimle uğraşmanın bazı gereklerinden biri de bilim eğitimi, dolayısıyla eğitim kurumlarıyla ilgilenmek, politikanın eline verilmiş bu konular nedeniyle politikacıların yaptıklarını izlemektir. Bay Beşir Atalay ve Bay Hüseyin Çelik hakkındaki bilgilerim de bu çerçevede edinilmiş bilgilerdir. Edinebildiğim umuma açık bilgilere göre, ne birinin ne de diğerinin herhangi bir bilimsel çalışması uluslararası ciddi bir dergide yayımlanmıştır. Buna rağmen biri profesör, diğeri doçent unvanına sahipler. Bu unvanları nasıl kazandıkları benim için bir muammadır, zira bilimde herhangi bir marifeti isbat olunmamış kişilerin akademik dünyada yükselmesi mümkün olmamalıdır. Ama Beşir Atalay ve Hüseyin Çelik Beyler Türkiye'nin olmayan üniversitelerince akademik payelerle donatılmış yüzlerce kişiden yalnızca ikisidir. Gelgelelim, Beşir Bey, Kırıkkale Üniversitesi rektörü iken, zamanın YÖK başkanı Prof. Dr. Sayın Kemal Gürüz tarafından üniversite içerisinde dinî kadrolaşma dahil köktendinci faaliyette bulunmak suçundan istifası istenerek görevden alınmıştır! Şimdi bu zata Sayın Cumhurbaşkanının onayı, belki de isteği, ile ülkemizin iç emniyeti emanet edilmiştir. Bu işi bir anlayan varsa beri gelsin. Hüseyin Bey hakkında daha önce burada birkaç kere yazdım. Darwin kuramına karşı akıllı tasarımı bilimsel bir kuram olarak savunacak ve biyolojik evrimin yanında yaradılış masalının da bilimsel bir seçenek olarak okutulmasını isteyenlere bilim adamı diyecek düzeyde bilgisizlik sergileyen bu kişiye, tüm söylenen ve yazılanlara rağmen, gene gençliğimizin geleceği emanet edilmiştir. Bu yapılan eğer pek korkunç bir bilgisizliğin eseri değilse, ondan daha korkunç bir niyetin eseri olmalıdır. Başka bir seçeneği düşünmekten âcizim. İçişleri Bakanlığı’nın faaliyet sahası benim uzmanlığımın dışındadır. Ama Milli Eğitim Bakanlığı’nın, hele doğa bilimlerinde yaptıkları, benim çok yakından bildiğim ve içinde, uluslararası alanda bana şöhret kazandırmış araştırmalarımı yaptığım konuları içerir. Burada başta Türkiye Bilimler Akademisi olmak üzere, tüm bilim kurumlarımıza, üniversitelerimize ve tüm öğretmenlerimize büyük görevler düşmektedir. Hüseyin Bey'in eğitimimizi daha çok ilkelleştirmesine hep birlikte hukuk savaşı vererek, güncel bilgiye ulaşma hakkımızı kullanarak, çocuklarımızın eğitim haklarını öne sürerek, tüm gücümüzle karşı çıkmalıyız. O kadar ki, Hüseyin Bey ilkelliğe doğru tek bir adım atamamalıdır. Bilimin önünde ne bakanlık, ne hükümet, ne Cumhurbaşkanı, ne de demokrasi durabilir. Gerçekle uygunluk, oy verilerek tesbit edilmez. Bilime rağmen hiç kimse bir şey yapamaz. Bunu tarihte deneyen bedbahtlar olmuştur. Tarih onların acıklı kadavra ve harabeleriyle doludur. Türkiye o harabelere mi katılacak, yoksa kendisini oraya sürüklemek isteyenlerden kurtularak tekrar bilimin ışığına mı dönecektir? Buna bir an önce ve artık ciddîyetle karar vermeliyiz. Değişti mi, değişmedi mi gibi pek sâfiyane tartışmalarla bizler vakit geçirirken, Çankaya'da onaylanan ve/veya istenen atamalar, devlet gemisinin burnunun ne istikamette olduğunu pek açık ve pek fecî bir şekilde göstermektedir. 22 Temmuz'un nihaî bir karar olmadığını ümid ederim. Aklımızı artık başımıza alalım. İLK ORKİDE FOSİLİ Bir kehribarın içinde kalan arının sırtında çok eski orkide polenleri bulundu. Harvard Üniversitesi'nden Santiago Ramirez'in Nature dergisindeki yazısına göre, söz konusu bulgu orkidenin ilk belirgin kalıtı. Biyologlar polenler sayesinde orkidenin gelişim çizgisini açıklayabildiler. Buna göre orkide en az 76 milyon yıl önce en yakın akrabası olan kuşkonmazgillerden ayrılmış. “Dinozorlar, orkideler arasında dolaşmış olabilirler” diyor Ramirez. kırkayak en ilginç örneklerden biri. Bu hayvanın atalarının soyu dinozorların yaşadığı döneme kadar uzanmakta. İlginç kırkayak kıvrıldığında portakal büyüklüğünde oluyor ve bu kırkayaklar arasında bir rekor sayılmakta. Kırkayaklar çürümüş yaprakları ve ağaçları yiyerek orman için gerekli olan humusu üretiyorlar. Yeni türlerin hepsi çok küçük bir alanda bulunmuş. Afrika'nın ada devleti zengin ve eşsiz tür çeşitliliğine sahip olmasına rağmen birçok bölgesi henüz araştırılmamıştır. Oysa tüm ormanlar büyük tehdit altında diyor uzmanlar. Hazırlayan: Nilgün Özbaşaran Dede KARADELİKLER NASIL DÖNÜYOR? Manyetik monopoller fizik teorilerinde ele alınmasına rağmen bugüne kadar kanıtlanamadı. Bilim insanları şimdi bunların nereye gizlendiklerini buldu. Açıklamalara göre karadelik tarafından yutulduklarında, karadeliği döndürebiliyorlar. Negatif yüklü elektronlar ve pozitif yüklü protonlar şeklinde görülen elektrik yüklere karşın mıknatıslarda sadece çift kutup vardır. Artı ve eksi kutup genelde birlikte görünür. Fakat birçok teorik fizikçi manyetik tek kutupların da bulunduğunu sanıyor. Bu birimler, örneğin “Büyük birleşim teorisi” için gereklidir. Bu teoriye göre dört temel kuvvet yüksek enerjide tek bir kuvvet olarak birleşmekte. Manyetik monopoller çok sağlamdır ve çok sayıda teoride ele alınırlar ama buna rağmen bugüne kadar bir tanesini bile kanıtlayamadık diyen Claudio Bunster, manyetik monopolün bir karadelik tarafından yutulması halinde ne olacağını hesaplamış. Fizikçi Paul Dirac 1920'li yıllarda manyetik monopollerin varlığından söz ederek, diğer cisimlere kuantum mekanik dönme momentini (spin) aktarabildiğini öne sürmüştü. Claudio Bunster ve meslektaşı Marc Henneaux şimdi, monopolün, karadeliğin çevrenini geçmesi halinde spinin klasik mekanik dönme momentine dönüştüğünü buldular. Dirac manyetik monopollerin nokta biçiminde olduğunu tahmin etmişti. Ancak bu tür monopoller, termodinamiğin ikinci ana kuralını bozmakta. Bu kurala göre uzayda entropi (düzensizlik) artmakta. Oysa bir monopol karadelik tarafından yutulduğunda, büzüşür ve entropi azalır. Fizikçi Paul Davies bu nedenle manyetik monopollerin bir atom çekirdeği büyüklüğünde olduğunu düşünüyor. Davies, bu tür bir monopol yutulduğunda büzüştüğünü ama entropinin arttığını hesaplamış. CBT 1070/5 21 Eylül 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle