Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAĞLIKLI BESLENME Beslenme konusunda en gerçek ve basit bilgi: Az ye çok hareket et; meyve sebze ve ögütülmemiş tahıl ye! Beslenme uzmanları beslenme konusundaki öğütlerin neden sürekli değiştiği ve uzmanların neden genellikle farklı görüşleri savundukları sorusuyla sıklıkla karşılaşır. Gerçekten de, beslenme konusundaki önerilerin bilimsel tartışmaların batağına saplandığı, besin şirketlerinin çıkarları ve hükümetlerin uzlaşmacı tavırları doğrultusunda biçimlendirildiği görülüyor. CBT 1070/14 21 Eylül 2007 u öneri yıllar boyunca hiç bir değişikliğe uğramadı. 2004 yılında 100 yaşında yaşamına veda eden ünlü kalp uzmanı Ancel Keys ile eşi Margaret'in bundan elli yıl önce koroner kalp hastalıklarından korunmak için insanlara önerdikleri önlemler de benzer türde önerilerdi. Yine de, beslenmeyle ilgili öneriler son derece oynak. Beslenme konusundaki araştırmaların yürütülmesi öylesine güç ki, kesin sonuçlara çok ender ulaşılabiliyor. Sonuçlardaki belirsizlik yorumu gerekli kılıyor. Bu yorumlar da kişinin bakış açısına göre değişiÖyle olmakla birlikte, yor ve çoğu zaman bilimsellikten beslenmeyle ilgili teuzaklaşıyorlar. mel ilkeler konusunda İnsanların çok farklı besinherhangi bir uyuşmazlerle beslendikleri gerçeği göz lık söz konusu değil: önüne alındığında, bu bilimsel daha az yiyin, daha çok belirsizlik pek de şaşırtıcı olmasa hareket edin; meyve, gerek. Beslenme düzenlerinin sebze ve öğütülmemiş sağlık üzerindeki etkileri kişinin tahıllara ağırlık verin; genetik yapısına göre farklılıklar gösterdiği gibi, bu etkiler eğitim, abur cuburdan uzak gelir düzeyi, iş memnuniyeti, bedurun. Bu ilkelere densel zindelik, sigara ve alkol uyduğunuz sürece tüketimi gibi unsurlara göre de beslenme düzeniyle değişiyor. Bu duruma basit bir çöilgili öteki ayrıntıların züm getirmek amacıyla, araştırönemi yok. macılar tek bir beslenme düzeniyle ilgili unsurların etkilerini birer birer inceliyorlar. Tek bir besine odaklanan araştırmalar vitamin ya da mineral eksikliğinden kaynaklanan belirtilerin açıklanmasında harikalar yaratmıştır. Ancak beslenme, genetik yapı, davranışsal ve toplumsal unsurların etkisiyle oluşan koroner kalp hastalığı ve şeker gibi süreğen durumlarda bu yaklaşım pek bir işe yaramaz. Beslenme konusundaki bilimsel araştırmaların bu denli kafa karıştırıcı olması, kısmen araştırmacıların herhangi bir besini tüm öteki unsurlardan soyutlayarak incelemelerinden kaynaklanır. Bu tür araştırmalar kişinin sağlık durumunu tek bir besinin tüketimine bağlı olarak değerlendirdiklerinden “indirgeyici” bir yapı sergilerler. Süreğen hastalıklarda tek bir besin, geniş kapsamlı ve pahalı araştırmalar dışında, hastalık riskini ölçülemeyecek denli az miktarda etkiler. Nitekim, kısa bir süre önce Kadın Sağlığı Girişimi tarafından yapılan ve az yağlı beslenme düzenlerinin kalp hastalığı ve kanser üzerindeki etkilerini inceleyen araştırma da, katılımcıların kısıtlayıcı beslenme düzenlerine uyum sağlayamadıklarını ortaya koymaktaydı. İnsanlar kafeslere kapatılıp belli formüllere göre beslenemeyeceklerinden, araştırma kapsamındaki deneysel ve denetim gruplarının beslenme düzenleri giderek birbirlerine yakınlaşmakta ve farklılıklar uzun erimde en incelikli istatistiksel yöntemlerle bile belirlenemez duruma gelmektedir. B ŞİRKETLERİN ALDATMACASI Besin şirketleri elde edilecek sonuçlardan yola çıkarak ürünlerini satabildiklerinden, besinlerin tek başına araştırılmasını yeğler. Bir vitamin eklemesiyle şekerlemeler sağlıklı ürünler olarak pazarlanabilir. Abur cubur yiyeceklerin paketlerinde öne sürülen sağlığa yararlı özellikler tüketicilerin dikkatini dağıtır. Öyle ki, ürünün içerdiği kalori miktarı hiçe sayılır. Böylesi bir uygulama önemlidir, çünkü obezliğin özünde kaloriler yatmaktadır. Obezlik, insanların yaktıklarından çok daha fazla miktarda kalori almaları sonucunda ortaya çıkan bir durumdur. ABD'de obezlik oranları 1980'lerin başlarında yükselişe geçti. Toplumbilim uzmanları bu eğilimin “kaloriler içeri” yönünü genellikle, evde pişirilen yemeklerden çok daha fazla kalori içeren hazır yemekleri çekici kılan, yoğun iş temposuna bağlarlar. Oysa kalorilerdeki bu dengesizliği yaratan başka etmenler de var. 1980'de iktidara gelen Reagan yönetimi sanayide denetimin hızla kaldırılmasına ve tarım sektöründekilerin daha fazla besin üretmelerine yol açtı. Ülkede kişi başına düşen kalori miktarı 1980'i izleyen yirmi yıl içinde günde 3200'den 3900'a çıktı. 1980'lerin başları aynı zamanda hisse senedi sahiplerinin kısa dönemde daha yüksek temettü isteminde bulunmaları, besin şirketlerini zaten aşırı kalori tüketen pazarlardaki satışları daha da artırmaya zorladı. Şirketler satışlarını artırmak amacıyla daha önce kaçınılan davranışları körüklemeye başladı. Bu da zamanla toplumsal normların değişmesine, insanların öğün aralarında daha sık yemelerine ve mağazalarda atıştırmalarına, porsiyonların giderek büyümesine neden oldu. Süpermarketler, insanlara çok önemli bir toplumsal hizmet sunmakla birlikte, birer sosyal hizmet kurumu değiller. Görevi olabildiğince çok miktarda besin ürünü satmaktır. Süpermarketlerde rafların konumundan, fon müziğin türüne her bir ayrıntı pazarlama araştırmaları esas alınarak tasarlanır. besin çiftliklerinin hemen hemen geleneksel çiftlikler denli verimli olduklarını, bunların daha az enerji harcayıp, toprağa daha az zarar verdiklerini ortaya koyuyor. Kimyasal böcek ilaçları kullanılmadan üretilen organik besinleri yiyenlerin bedenleri bu kimyasallardan çok daha az zarar görüyor. Organik besin üretme koşulları doğal gübrenin ön bir işlemden geçirilmesini zorunlu kıldığından, organik besinlerin en az geleneksel besinler denli, hatta daha da güvenli olmaları gerekiyor. Benzer biçimde, organik besinlerin en az geleneksel besinler denli besleyici olmaları gerekir. Organik besinler daha bitek topraklarda yetiştiğinden mineral içeriği daha yüksek oluyor. Gelgelelim, vitamin ve antioksidanlar söz konusu olduğunda organik besinlerle geleneksel besinler arasındaki farklılıkların gözler önüne serilmesi çok daha güç. Bu tür besin maddelerinin yüksek düzeyde olması, bitkinin genetik yapısına ya da hasat sonrasında olumsuz koşullardan ne denli korunduğuna bağlıdır. Yine de, kimi ön araştırmalar birtakım üstünlükleri ortaya koyuyor: organik şeftali ve armutlar C ve E vitaminleri açısından daha zengin, böğürtlen ve mısır daha fazla antioksidan içeriyor. Bir olasılıkla organik besinlerin daha yüksek düzeylerde besleyici madde içeriyor olabilir. Ne var ki, bu maddelerin insan sağlığında kayda değer bir gelişme sağlayıp sağlamadıkları henüz bilinmiyor. Tüm sebze ve meyveler, farklı bileşim ve yoğunluklarda da olsa, sağlığa yararlı maddeler içeriyor. SÜT ÜRÜNLERİ VE KALSİYUM Süt ürünlerinin sağlığı nasıl etkilediği ile ilgili sorulara yanıt getirilmesi hiç de kolay değil. Süt çok sayıda bileşkenden oluşur ve süt ya da süt ürünlerini tüketenlerin sağlık durumları yedikleri öteki besinlere ve davranış biçimlerine göre değişir. Ancak bu araştırma alanı, süt ürünlerini sağlığa yararlı ürünler olarak tanıtmaya çalışan ve tersini önerenlere şiddetle karşı çıkan bir sanayi dalını etkilediğinden, özellikle tartışmalıdır. ABD'ye özgü beslenme düzeninde kalsiyum gereksiniminin yaklaşık %70'ini süt ürünleri karşılar. Kalsiyum kemiklerin oluşumundaki temel unsurlardan biridir. Uzmanlar günlük yitimin karşılanması için kişinin günde en az bir gram kalsiyum tüketmesi gerektiğini öne sürüyor. Bu miktar da herhangi bir eklemeye gerek olmaksızın yalnızca süt ürünlerinde bulunur. Ancak kemikler yalnızca kalsiyumdan oluşmuyor, güçlü kalabilmeleri için başka besinlerin de alınması ge ORGANİK BESİNLER DAHA MI SAĞLIKLI? Organik besinler besin endüstrisinde en hızlı gelişen alan. Bunun bir nedeni insanların daha sağlıklı ve besleyici olduklarına inandıkları besinlere daha fazla para harcamaya hazır olmaları. ABD Tarım Bakanlığı “Organik Lisanslı” meyve ve sebze üreticilerinin kimyasal haşere ilaçları, tarım ilaçları, suni gübreler, genetik değişime uğramış tohumlar, ışınlama ya da kanalizasyon atıklarından türetilen gübrelerden yararlanmalarını yasaklar. Denetmenler üreticilerin bu kurallara uyulup uyulmadığına dikkat eder. Bu alanda daha önce yapılan araştırmalar, organik