Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİM DÜNYASINDAN K I S A KAHVEYİ ACI YAPAN KAFEİN DEĞİL Kahvedeki acı tattan, kafeinden çok, kavurma ve pişirme sırasında oluşan maddeler sorumlu. Münih Teknik Üniversitesi'nden Thomas Hofmann ve arkadaşlarına göre kahvenin acılığından kafein sadece %15 oranında sorumlu. Acı tadın önemli bir kısmı kahve çekirdeğinin işlenmesi sırasında oluşan antioksidanlara bağlı. Gıda mühendisi, acı tadın asıl sorumluların, kahve içinde bulunan klorojen asit grubundan laktonlar ve fenil indanlar olduğunu söylüyor. Bu maddelerin kahvede bulunduğu daha önceleri keşfedilmişti ama bunların kahveye acılığı veren maddeler olduğu bilinmiyordu. Kahvede, klorojen asidi laktonun aşağı yukarı on çeşidi bulunmakta fakat bunlar kahvenin kavrulmasından sonra oluşuyorlar; laktonlar özellikle de çok fazla kavrulmamış kahvenin acısından sorumlular. Espresso gibi çok kavrulmuş kahvenin içinde laktonların indirgeme ürünleri olan fenil indanlar saptandı. Araştırmacılar kahvenin pişirme sırasında da acılaştığını söylüyor. Mesela yüksek basınç ve yüksek ısıda pişirilen kahve biraz daha acılaşmakta. Araştırmacılar yeni bulguları sayesinde kahvenin acılığını azaltacak yöntemler geliştirebilmeyi umuyorlar. H A B E R L E R şünde. Toplayıcılık görevini üstlenen kadınlar mesela olgun ve kırmızı meyveler topluyorlardı diyor araştırmacı. Deneyler sırasında yaşları 2026 arasında değişen 171 İngiliz çiftinden çeşitli renklerdeki kareleri seçmeleri istenmiş. Kadın katılımcılar en çok kırmızı ve mor arasındaki renkleri tercih ettiler diyor Hurlbert ve Ling Yazhu Current Biology dergisindeki yazıda. Araştırmacılar renk beğenisinin biyolojik mi yoksa toplumsal olarak mı belirlendiğini öğrenebilmek için ayrıca üç yıldır İngiltere'de yaşayan 37 Çinli ile de testler yapmışlar. Testlerin benzer bir şekilde sonuçlandığını söyleyen araştırmacılar, renk beğenisinin biyolojik olarak belirlendiğine inanıyor. İnsanlardaki mavi renk beğenisini ise araştırmacılar mavi bir gökyüzünün güzel hava anlamına gelmesi ve temiz su kaynaklarının mavimsi görünüşüyle açıklamaya çalışıyor. mindeki bu tür değişimlerin kalp hastalıklarının gelişimi üzerinde etkili olabileceği düşünülmekte. Amerikalı araştırmacılar, bugüne kadar kandaki HDL seviyesini yükselten ilaçların, kalp enfarktüsünü önleyebileceğine inanıyordu. Fakat söz konusu etki maddesiyle gerçekleştirilen bir araştırma, kalp hastalıkları riskini yükselttiği için yarıda kesilmiş. Anlaşıldığı üzere kalp enfarktüsüne karşı HDL seviyesini yükseltmek çözüm değil. Tedavide doğru HDL içeriklerinin seçilmesi gerekmekte, diyor uzmanlar. lindeki toplam yağış miktarı geçen otuz yıl içinde hiç değişmemesine rağmen, tropikal bölgelerde %5 oranında arttı diyor, Guojun Gu. Bu gelişme, iklimin ısınmasıyla ilgili. Araştırma çerçevesinde uydularla alınan son 27 yılın yağış verileri değerlendirilmiş. Bu çalışmaya göre yağışlar özellikle de 2001 yılından sonra artmış. Tropikal bölgelerde en fazla yağışın düştüğü yıl ise 2005. Bilim insanlarının görüşüne göre iklim değişimi karada, havada ve denizdeki yağışları değiştirdi. Yüksek sıcaklıklar okyanuslardaki ve karalardaki suyun daha fazla buharlaşmasına neden olarak daha fazla bulut oluşturuyorlar, bunun sonucunda ise yağmur ve kar yağışı artıyor. Bilim insanları bundan sonraki çalışmalarında iklim değişimi ve tropikal yağışlar arasındaki bağlantıyı ayrıntılı bir şekilde araştıracaklar. KARA KURAK, DENİZLER YAĞIŞLI BEETHOVEN MÜZİĞİ PİRİNCE İYİ GELİYOR Güney Koreli bilim insanlarının bir araştırmasına göre bitkiler “duyma” yetisine sahip. Araştırmacılar pirinç bitkilerine Beethoven'in “Ayışığı” sonatı gibi klasik müzik örnek İYİ HUYLU KOLESTEROL HER ZAMAN İYİ DEĞİL HDL kolesterolünün olumlu özelliklerine karşı etki gösteren içerikler saptandı. Özellikle de kalp enfarktüs hastalarında bu tür zararlı proteinler bol miktarda var. Kandaki yağprotein agregatları, suda çözünmeyen kolesterolü yani lipoproteinleri taşır. Lipoprotein HDL, gereksiz kolesterolü karaciğeri taşıyıp kandan çıkardığı için “iyi huylu” kolesterol olarak anılır. Bilim insanları şimdi ilk kez bu lipoproteinlerin hangi proteinlerden meydana geldiğini saptadı. Bulunan 48 proteinden, 13'ü HDL'de yer almakta. Proteinlerden bir kısmının kalpdolaşım hastalıklarının önlenmesinde önemli bir rol oynayabileceği tahmin edilmekte. Oysa diğer içeriklerin zararlı etkileri söz konusu diyor araştırmacılar. Kalp koroner damarlarında önemli değişimler meydana gelen hastalarda, HDL kolesterolünde bu tür zararlı proteinler bol miktarda bulunmakta. Kimi hastalarda, serbest radikallerin HDL'deki proteinlere saldırdıkları görülmüş. HDL'nin protein bileşi NASA'dan yapılan açıklamaya göre dünya üzerindeki yağış dağılımı önemli ölçüde değişmiş. Karalar kuraklaşırken, denizler daha fazla yağış alıyor. Amerikan uzay ajansı NASA'nın son bir araştırması, tropikal enlemlerdeki yağış miktarında önemli bir artış olduğunu gösterdi. Dünya gene Hayvanlar dünyası EN SEVİLEN RENK MAVİ İngiltere'de gerçekleştirilen bir araştırmaya göre insanlar en çok ma DÜNYANIN EN KUVVETLİ HAYVANI Bilimsel adı Archegozetes longisetosus olan kör uyuz böceği bedeninin 1200 misli ağırlığı taşıyabiliyor. Tübingen Üniversitesi araştırmacılarına göre büyüklüğü bir milimetrenin altında olan uyuz böceği boyundan beklenenden beş misli kuvvetli. Michael Heethoff ve Lars Koerner Journal of Experimental Biology dergisindeki yazılarında, şimdiye kadar bu kadar kuvvetli bir hayvana rastlamadıklarını söylüyorlar. Örümceğimsiler sınıfından olan uyuz böceği tropikal bölgelerde yaygın ve bir gramın onda biri ağırlığında. Çürümüş organizmalarda yaşamını sürdüren böceğin milimetrenin yirmisi büyüklüğünde kıskaçları var. Deneyler sırasında böceğin bu kuvvetli kıskaçlarıyla ağırlığının 1180 katını çekebildiği görülmüş. Kıskaçlar metrekare başına 1170 kilonewtonluk kuvvet yayıyor. Bu değer sadece bazı yengeçler tarafından aşılmakta, ama beden boyları daha büyük olduğu için uyuz böceğinin kuvvetiyle karşılaştırılamaz bile diyor uzmanlar. vi rengi seviyor. Bununla birlikte renk beğenisi cinsiyetlere göre farklılık göstermekte. Kadınlar kırmızı ve kırmızıya yakın olan renkleri, erkekler ise yeşilimsi maviyi seviyor. Araştırma, Newcastle Üniversitesi'nde 208 kişinin katılımıyla gerçekleştirilmiş. Araştırmacı Anya Hurlbert, cinsiyetler arasındaki renk beğenisi farkının evrimle ilgili olduğu görü CBT1070/4 21 Eylül 2007