Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP Neden yalnızca ilaç? Kimilerince "sağlıkta dönüşüm" olarak, kimilerince de "sağlıkta karmaşa" olarak algılanan düzenlemeler dizisinde tartışmaların "ilaç" konusuna odaklanması rastlantı mı? Dr. Ceyhun Balcı, ceyhun1961?gmail.com Sosyal bilimlerin temel bilimlere katkısı Prof. Dr. İbrahim Ortaş, iortas?mail.cu.edu.tr 1 İ CBT1065/22 17 Ağustos 2007 lâç harcamalarını, harcamanın ulusal gelire oranı çerçevesinde ele alan bilgilere göre, ülkemizde ilaca harcanan para gözümüzde canlandırdığımızın tersine, bir çok "gelişmiş" ülkedekinden de fazladır ("İlaçta Küresel Kıskaç", Dr. Üçer, CBT, 29.06.2007) İlaç harcamalarında çeşitli gerekçelerle "patlama" olduğu gerçektir. Doğal olarak, başka birçok harcama kalemi gibi ilaça harcananlar da sağlığa yapılan harcamalar havuzuna dökülmekte. Bu bilgi, yıllardır "sağlığa ayrılan payın azlığı" tekerlemesi (belki biraz da koşullandırması) ile birleştiğinde; ilk bakışta bir "olumluluk" da yansıtabilir. Başka bir çok alandaki olumsuzluğa ya da bütçe ayrılması konusundaki kısıtlamalara "Ne yapalım ki; olanaklarımız bu kadar!", yanıtını almaz mıyız? Durum böyle iken ve ilaca harcadığımız paranın ulusal gelire oranı hiç de az değilken "ilaç harcamalarımız OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında çok gerilerdedir!" saptamasını nasıl yorumlamalı? Engin Güner vurgulamış: İlâca harcamaktan kaçınmamının yaratacağı sorunların giderilmesi çok daha ileri ve karmaşık sağaltım yöntemlerinin devreye girmesini gerektirecek. Böylelikle harcanan emek ve para da artmış olacak. Doğru bir saptama! Ama, ilaçtan önceki basit kimi basamakları göz ardı etmemizi gerektirir mi? "Aile hekimliği" uygulamalarının giderek yaygınlaştırılma eğiliminin artması ile doğru orantılı olarak, "koruyucu" ve "toplumcu" hekimlik uygulamalarının da göz ardı edilme olasılığının güçlendiği bir dönemde, ilaç harcamalarının düşüklüğüne yönelik ısrarlı vurgular da anlamlıdır. Yine, Engin Güner'e göre, ilaç harcamaları dışındaki kalemlerin tam anlamı ile belirlenmesindeki güçlükler ortada. İlâçta olduğu gibi başka alanlardaki savurganlık ve akıl dışılık son yıllarda giderek daha fazla tanıklık eder olduğumuz bir durum. Bu gibi sorumsuzluklar ve akıl dışılıklar ilaç alanındaki benzer durumları görmemize engel olmamalı. Güner'in, ülkemizdeki bir çok ilacın, OECD ülkelerinden farklı olarak "geri ödeme" kapsamında olduğu saptaması da ilginç.. Anlaşıldığı kadarı ile, kamunun üstlenmemesi gereken kimi harcamaların da "ilaç masrafı" artışından sorumlu olduğu savlanıyor. Ancak, sağlık alanında bugün yapılmakta olan ve gelecekte de yapılması olası tercihler bu kaygının da uzak olmayan bir gelecekte giderileceği (!) izlenimini yaratıyor. Yazının sonunda yer alan ve ilaçta tasarrufun "akılcı ilaç kullanımından" geçtiği saptamasına katılmak mümkün. Elbette, böylesi bir akılcılığın gereği olarak öncelikle, ilaç gereksiniminin önüne geçebilecek biricik yol olan "koruyucu" ve "toplumcu" hekimlik uygulamalarının köreltilecek yerde geliştirilmesi gerekmez mi? Yine, tasarruf sağlayacak bir başka önlem de hekimlerin "jenerik ilaç" yazımına özendirilmesi değil mi? Almanya'da bu uygulanıyor ve Portekiz'de (www.farmamedya.com) uygulamaya geçildi. Oysa, ülkemizde tam tersi bir tablo yok mu? Gerek endikasyonların belirlenmesi ve gerekse "hekimendüstri" ilişkilerindeki çarpıklıklar, savurganlık kaynağı değil mi? İlaç endüstrisi ve onun temsilcilerinin konuya ilaç penceresinden bakmaları doğal karşılanabilir. Ancak, "sağlık hizmeti" gibi "sosyal" ve "toplumcu" olması gereken çok bileşenli bir olguya "geniş açılı" bir bakışın bir zorunluluktan da öte, bir "yurttaşlık ödevi" olduğu kanısındayım. farklı olabilir, ancak aynı alanda da çalışabi820 Haziran 2007 tarihleri arasında lirler. Örneğin hepimizin sık kullandığı cep Çukurova Üniversitesi’nde yapılan “III. telefonu. Çalışma düzeneği mantık biliminin Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresinde” prensipleri üzerinde gerçekleşmektedir. İşlevProf. Dr. Nilgün Çelebi “Sosyal Teorilerin sel olarak temel bilimleri ve sosyal bilimleri Sosyal Bilimlerdeki Yeri” konulu sunusunda ilgilendiriyor. Sonucu insan ve insan sağlığı“sosyal bilimler temel bilimlere nı ve toplumsal dönüşüme kakatkı yapabilir” temennisini içezandırdığı etki yönünden temel ren açıklaması ilgi çekiciydi. bilimler ve sosyal bilimlerin orSayın Çelebi, bilimi “var olan Türkiye’nin tak alanı olarak sorgulanabilir. lar üzerinde söz söyleyebilmektir” gelecekte diye ifade ettikleri konuşmalarınHEPSİ TEMEL da, gözlemnedensellik ve sonuç karşılaşacağı BİLİMLER ilişkisi ile zamantarih ve kültür araSosyoloji, psikoloji, mansında bir bağ kurmaya çalışan sen birçok temel tık, felsefe gibi alanlar sosyal tezi ile konuyu bütünleştirmeye çabilimlerin ilgili alanlarıdır. sorunun lıştılar. Hayattan çıkarılan derslerin Sosyoloji bilimin temelini damıtılmış bilgi olduğunu ve bunun çözümünün oluşturmaktadır. Ancak sosyoüzerine söylenen sözün bir anlamloji gibi sosyal bilimlerin temel da kültürel birikime katkı yaptığını sosyal bilimler bilimi olan bir alanın, bir ihtibelirttiler. yaçtan doğan durumu analiz etBilgi, Kültür ve Sosyal Bilimler: bakış açısına mek ve çözüm arayışı konusunAyrıca insan ve insanın sosyallik gereksinimi var. da istenilen düzeye geldiği söydurumu ile kültür arasındaki ilişki lenemez. Doğal olarak materişlendi. İnsanın diğer canlılardan yali insan olduğu için sosyoloayrı olarak sosyal bir varlık olduğunu, birbirijinin toplumsal sorunlara bakış açısı kazandırni kolladığını, katkıda bulunduğunu ve bunu ması ülkemizde pek istenmiyor. Ülkemizde bilinci ile yaptığını belirttiler. İnsanın sosyal Sayın Çelebi'nin de belirttiği gibi sosyal biözelliğinin sosyal bilimler açısındaki önemilimlere maalesef siyasilerce “yeni bir insan yani ve doğa bilimlerine yapacağı katkı arzusu ratma veya ideolojik dönüşüme katkıda buluve beklentisi ile konuşmalarını tamamladınabilir alan” olarak görülmesi nedeniyle pek lar. geliştirilemedi. Tabii sosyal bilimlerin doğa bilimlerine Ülkemizin aydınlık geleceği fen bilimleri katkısının beklenmesi ilgi uyandırdı. İnsanın kadar sosyal bilimlerin de aynı ölçüde değer yaşamdan çıkardığı deneyim, gözlem ve denegörmesi ile sağlanacaktır. Sosyal bilimlerin ye dayalı bilgi elde etmesi ve bu bilgiyi tekülkemizde gelişmemesi toplumun gelişemenolojiye dönüştürmesi sayesinde dünyamızın mesi ile eşdeğer niteliktedir. bugünkü olgularını biliyoruz. Ancak doğa ve Belki de bugün ülkemizin bu kadar sorun insan üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri yaşamasının temelinde sosyal bilimlerin gelişolan bir çok buluş sorgulanmak zorundadır. memesinin büyük payı bulunmaktadır. TürÖzellikle bilim insanları olarak her yapılan kiye'nin gelecekte karşılaşacağı birçok temel araştırmanın insan, doğa ve çevre üzerinde sorunun çözümünün sosyal bilimler bakış açıyapacağı etkinin sorgulanması gerekiyor. sına gereksinim duyulacağı açıktır. Türkiye'de Atom bombası, hormon kullanımı, elektSosyal Bilimler alanında yeni bir açılıma ihrikli cihazlar ve bunların yarattığı çevre kirtiyaç duyulduğu artık yadırganamaz. Bu neliliği doğal olarak insanı etkilemektedir. Kodenlerden dolayı ülkemizde sosyal konulara nu hem insanın yaşam biçimi ve kalitesini eteğilen, projelere ve araştırmalara destek sağkilemesi, hem de doğrudan etik konusunun illayan TÜBİTAK gibi bir Sosyal Bilimler Akagi alanına girmesi nedeniyle sosyal bilimler ile demisinin oluşturulması bu alandaki gelişmedoğa bilimleri arasında bir bağ oluşmaya başlere büyük katkı oluşturacaktır. Bu nedenlerlamaktadır. den dolayı ülkemizde sosyal projelere ve araşÜretim ne işe yarıyor? Bilim üretilen bu tırmalara daha çok destek sağlanması, en azınürünlerin insan için uzun ve kısa süreli etkidan sonuç ve sentezlerine saygı duyarak diklerini tartışıyor mu? Küresel ilişkilerin insanın kate alınması birçok sorunun çözümünde bümaddi ve manevi dünyası üzerindeki etkileri yük katkı sağlar. nelerdir? Etik olarak bunca yaşanan ve insaKaldı ki sosyal bilimlerin fen bilimlerden nı zorda bırakan temel bilimler araştırmaları pek çok kazanım elde etmiş oldukları gibi, fen sonucu elde edilen teknoloji ürününe karşı bilimleri de sosyal bilimlerin metot ve yaklane söylenmelidir? şımlarından pek çok şey öğrenecektir. Bunun Bu gibi konular, sosyal bilimlerin katkısıiçin Sokrates'e, Vinci'ye, Bacon'a, Einstein'a nın olacağı alanlar olarak sıralanabilir. bakmak yeterli olacaktır. Ayrıca ülkemizin Temel bilimler ile sosyal bilimlere metoyetiştirdiği değerli bilim insanlarından N. dolojik olarak ayrı yaklaşabilir ve öğretileri de Fişek ve B. Güvenç'in çalışmaları önemlidir.