Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TIP GÜNCEL TIP Mustafa Çetiner çetiner.m@superonline.com Kolesterol gerçeği Kolesterol hakkında pek çok şey söyleniyor ve yazılıyor. Sağlık açısından önemli bir konu. Bu yüzden bilgilerin açık ve net olması kafa karıştırıcı özellikler taşımaması gerekiyor. Prof. Dr. Coşkun Özdemir Çok sayıda hekim işini gücünü bırakmış, dönemin siyasi otoritesinin ve egemen güçlerinin açıkça “hain” ilan ettiği Mustafa Kemal'in yanında saf tutmuştu. Atatürk ve Tıbbiyeliler Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Samsun'a ayak bastığında sanırım onun gibi düşünenler çok sınırlı bir azınlıktı. O dönemde mümkün olsa ve bir referandum yapılsa halkın tama yakını ona karşı olur ve düşüncelerini onaylamazdı. Ama Heraklitus'un dediği gibi “her şey akar, hiçbir şey sabit değildir”. Yani anlar değil süreçtir önemli olan. Nitekim Gazi Mustafa Kemal yalnız başladığı bu sürecin sonunda yeni bir ülke yaratmayı başarmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk için o zamanki basının ağır toplarından Refi Cevat, 22 Mart 1922 tarihinde Alemdar gazetesinde şunları yazıyordu: “Bu millet İttihatçıları ve Kuvayı Milliye'yi istemiyor. İnşallah onların kafalarına adalet kazmasının indiğini yakında göreceğiz. Ali Kemal'in, Peyamı Sabah gazetesinde çıkan 25 Nisan 1920 tarihindeki yazısının başlığı şöyleydi. “İdam, idam, idam! Mustafa Kemal cezasını bulacak!” Mustafa Kemal Paşa Anadolu'da tarihin en önemli bağımsızlık savaşlarından birinin hazırlığındayken dönemin sadrazamı Damat Ferit Paşa, 30 Temmuz 1919 tarihinde İngiliz Amiral Calthorpe'a “Padişahın ve benim yegâne ümidimiz, Allahtan sonra İngiltere'dir” diyordu. Sultan Vahdettin'in Damat Ferit'i yeniden Sadrazamlığa getiren görevlendirme yazısında, Kuvayi Milliye’yi kastederek, “… İsyan halinin devamı, daha korkunç hallere sebep olabileceğinden, bu kargaşalıkların bilinen tertipçileri ve teşvikçileri hakkında kanun hükümlerinin uygulanmasını ve bütün memlekette asayiş ve düzeni sağlayacak önlemlerin hızla ve kesinlikle alınmasını…” buyuruyordu. Vahdettin'in Şeyhülislamı Dürrizade Abdullah'ın “Padişahın izni olmadan işgalcilere karşı duranları, asker ve para toplayanları tek tek veya topluca öldürmek, din gereği ve görevidir! Milliyetçileri öldürenler gazi sayılır, bu yolda ölenler şehit…” diye fetva veriyordu. İşte o zamanlar çok sayıda hekim işini gücünü bırakmış, dönemin siyasi otoritesinin ve egemen güçlerinin açıkça “hain” ilan ettiği Mustafa Kemal'in yanında saf tutmuştu. Ülkemiz tarihinde mülkiyeliler, tıbbiyeliler ve askerler hep ülkenin sorunları ile yakından ilgilenmiş, gerektiğinde aktif politikada önemli roller oynamış, gözlerini budaktan sakınmamışlardır. Elimde Sayın Prof. Dr. Metin Özata'nın yazdığı ve Umay Yayınları’nca (www.umayyayicilik.com) basılan “Atatürk ve Tıbbiyeliler” isimli bir kitap var. “Mustafa Kemal Atatürk, Bilim ve Üniversite” isimli bir başka çalışması daha olan Özata, Mustafa Kemal'in silah arkadaşı olan hemen tüm hekimlere bu kitapta ayrıntılarıyla yer vermiş. Örneğin Mustafa Kemal'in yaveri Cevad Abbas'a, İstanbul Boğazı’ndaki İngiliz gemilerine bakarak söylediği ünlü “geldikleri gibi giderler” sözünün üçüncü tanığı Dr. Rasim Ferit’tir. (Talay). Dr. Rasim Ferit Talay ve Dr. Adnan Adıvar Mustafa Kemal Paşa Samsun'a çıkmazdan önce İstanbul'da yürüttüğü siyasi çalışmalarının hemen tümünde aktif yer alırlar. Dr. Rasim Ferit Talay, 1918 yılında yayın hayatına başlayan Minber isimli bir gazete bile çıkarmıştır. Gazi'yi Samsun'a götüren Bandırma vapurunda toplam 48 kişi vardı. Bu personelin 22'si kurmay heyeti, 25'i ise erbaş ve erdi. Kurmay heyetinin içinde toplam üç de hekim yer alıyordu. Bunlar Dr. Albay İbrahim Tali (Öngören), Dr. Binbaşı Refik (Saydam) ve Dr. Yüzbaşı Behçet (Feyzioğlu) beylerdi. Yunanlıların İzmir'i işgalinden sonra kurulan “İzmir Müdafaai Hukuku Osmaniye” cemiyetinin kurucuları arasında Dr. Hacı Hasanzade Ethem bey, Dr. Menekşeli Hüsnü Bey gibi tıp adamları da vardı. Bunların arasında kuşkusuz ki en popüler olanı Eczacıbaşı İlaç Sanayii'nin kurucusu Eczacı Süleyman Ferit (Eczacıbaşı) beydir. Dr. Behçet Uz ise bu derneğin İstanbul temsilciliğini yürütmüştür. Metin Özata'nın büyük bir emekle hazırladığı ve ulusumuzun bağımsızlık destanından kesitlerin yer aldığı kitabı “Atatürk ve Tıbbiyeliler”i başta genç hekimler ve hekim adayları olmak üzere herkesin okumasını öneririm. D aha önceki yazılarımda 60'li 70'li yıllarda Amerika'nın Massachusetts eyaletindeki Framingham çalışmasından söz etmiştim. Bu çalışma aterosklerozdaki (damar sertliği) risk faktörlerini saptamayı amaçlayan çok önemli bir araştırma idi. Risk faktörleri arasında tansiyon yüksekliği başta geliyor, diyabet (seker hastalığı) onu izliyordu. 3. sırayı kolesterol, sonuncuyu da sigara işgal etmekte idi. Yıllar içinde yeni araştırmalarla bu sırada bir değişiklik olmadı. Sadece ülkeden ülkeye bazı farklar göze çarpıyor. Yurdumuzda bu konuda en güvenilir çalışmaları (Tek Harf Çalışması) gerçekleştiren ve en ciddi yayınları yapan ekibin başındaki Prof. Dr Altan Onat kolesterolün, diyabetin önüne geçtiğini bildiriyor. Kolesterolün bildiğiniz gibi çeşitleri var. LDL ve VLDL kötü kolesterol, HDL ise iyi kolesteroldür, yani, ilk ikisinin tersine koruyucudur. Prof. Onat Türk halkı için HDL'nin LDL'den daha büyük bir önem taşıdığını saptıyor. Yukarıda belirttiğimiz gibi, onun yüksek oluşu koruyucu, düşük olması ate rosklerozu kolaylaştırıcı rol oynuyor. Ama LDL'nin aterojen etki yaptığında herhangi bir kuşku yoktur. Bu nedenle Bir Masalmış Kolesterol isimli kitabın yazarı Shane Ellison'ın kolesterol düzeyinin artmasının ömrü uzatacağı, kanseri önleyeceğini ileri süren kitabını hangi amaçla yayımladığı bilinmiyor. Kanser vakalarında kolesterolün düşük düzeyde bulunuşu da sebep değil, sonuç olarak saptanmıştır. Yani kolesterol düşüklüğü kanserin sebebi değil, sonucu olarak ortaya çıkıyor. Sadece kolesterol düşüklüğü ile beyin kanaması arasında iyi açıklanamayan bir ilişki bulunuyor. Bu nedenle kötü kolesterol yüksekliğinin ve trigliserid’in önemli bir risk faktörü olduğu çeşitli araştırmalarla ispatlanmıştır ve bu bilimsel gerçeklikten vazgeçmek söz konusu değildir ve kardiyologların gözetiminde kötü kolesterolü düşürmek damar sertliği komplikasyonlarından korunabilmek için zorunludur. coskunoz@superonline.com Not: Bu yazının hazırlanmasında metin içinde ismini andığım Sayın Prof. Altan Onat ve Nörolog Prof. Oğuzhan Çoban’ın bilgi ve deneyimlerinden yaralandım. Kendilerine teşekkürlerimi sunuyorum. 5. eTürkiye (eTR) Ödülleri'ne başvurular başladı T ürk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) tarafından bu sene beşincisi düzenlenen “eTürkiye (eTR) Ödülleri”ne başvuru süreci başladı. “Kamudan Vatandaşa eHizmetler”, “Kamudan İş Dünyasına eHizmetler” ve “Kamudan Kamuya eHizmetler” kategorilerine kamu kurumlarının (kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları dahil) merkez veya taşra teşkilatları ve yerel yönetimlerin (il özel idareleri ve belediyeler) projeleri başvurabiliyor. Başvuran uygulamaların etkin (aktif) ve/veya etkileşimli (interaktif) bir yapıya sahip olması şartı aranıyor. Halen tasarım ve geliştirme aşamasında bulunan uygulamalar, pilot projeler ve yalnızca bilgi veren edilgen (pasif) çözümler ise ödüllere aday olamıyor. eTR Ödülleri'ne başvurular 5 Ekim 2007 tarihine kadar elektronik olarak www.etrodulleri.org adresinden gerçekleştirilebilecek. Bu seneye mahsus olarak ayrıca, Avrupa'da 130'dan fazla şehir belediyesinin bir araya geldiği EUROCITIES Knowledge Society ForumTelecities ve Deloitte tarafından hazırlanan “eCitizenship for All 2005” (Herkes için eVatandaşlık) kıyaslama çalışmasından esinlenerek Türkiye'deki belediyeler için “eDevlet Yolunda eBelediye Kıyaslama Çalışması” başlıklı bir anket oluşturuldu. Anket çalışmasının sonucunda, eDevlet uygulamaları açısından örnek olan veya örnek teşkil edebilecek belediyelere özel bir ödül verilecek. Elektronik ortamda yapılacak ankete katılım için belediyelerin ctopal@tusiad.org adresinden talepte bulunmaları ve anketin 7 Eylül 2007 tarihine kadar yanıtlanması gerekiyor. 2007 yılı eTR Ödülleri'ni kazanan kuruluşlar, 22 Kasım 2007 tarihinde Ankara Hilton Oteli'nde düzenlenecek olan 5. eTR Kongresi'nin sonunda jürinin elektronik oylaması ile belirlenecek. “eDevlet Yolunda eBelediye Kıyaslama Çalışması” kapsamında, ayrı bir jürinin değerlendirmesi sonucu özel ödül almaya hak kazanan belediyeler de kongre sonunda açıklanacak. Kongrede, yerel yönetimlerde eDevlet uygulamaları ile ilgili dünyadan başarılı örneklerin sunulması ve Türkiye'de belediyelerde eDevlet uygulamaları ile ilgili anket çalışmasının raporunun açıklanması planlanıyor. CBT1065/15 17 Ağustos 2007