Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
kitap gelişmeler KEMİK İLİĞİ VE KÖK HÜCRE NAKLİNDE MOLEKÜLER YÖNTEMLER Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi'nden İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Hematoloji Bilim Dalı Prof. Dr.Meral Beksaç, bu kitabında hematopoietik (kan hücrelerinin oluşması ile ilgili) kök hücrelerinin başarı ile naklinde kullanılan son moleküler yöntemlerle ilgili bilgi veriyor. Hematopoietik kök hücre aktivasyonu ve kendi kendini yenileme ile ilgili moleküler aşamalar, klinik uygulamalarda umut verici bir gelecek vaat ediyor. Halihazırda kök hücreleri başarılı bir şekilde sınıflandırılabiliyor ve sayılabiliyor, fakat kök hücrelerinin işaretleme, transdüksiyon (genetik materyalin bir bakteriden diğerine aktarılması olayı) ve tüp içinde gelişmesinin izlenmesi bugüne dek istenildiği düzeyde gerçekleştirilemiyordu. Yazarlar, kök hücre nakil araştırma modelleri için, tüpte biyolüminesans (canlı hücrelerde görülen ışıldama, parlama) görüntüleme gibi umut verici yollar öneriyor. Gen ifadesinden protein ifadesine geçildiği son günlerde, akil yapılmış hastaların takibinde proteomics (protein bilimi) uygulaması giderek yaygınlaşıyor. Sonuç olarak bu kitap biyokimyacılar, moleküler biyologlar ve klinisyenler için çok değerli bir kaynak oluşturuyor. Kitapta ele alınan konu başlıklarından bazıları şöyle: Hematopoietik kök hücrelerin moleküler tanımı... Hematopoiez'de hücrelerin gelişimini görüntüleme yöntemleri... Sıralama tabanlı HLA basımı Kök hücre naklinde nonHLA polimorfizm'in rolü ve tespiti... Doğal katil hücrelerin ve katil inhibitör reseptör polimorfizm'in rolü... Miyeloid hastalıklarda hematopoietik kök hücre naklinden sonra minimal tortu/kalıntı hastalıklarının teşhisinde kullanılan moleküler yöntemler... Lenfoid hastalıklarda otolog graft kirliliği teşhisi için kullanılan moleküler yöntemler... Graft reddi ve relaps teşhisi Nakil sonrası takipte proteomics (protein bilimi) uygulaması... 99 SAYFADA KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİMİ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan 99 Sayfada Dizisi içinde yer alan bu kitap, Hürriyet gazetesi haber editörü Serhan Yedig'in, meteoroloji ve afet yönetim uzmanı Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu ile yaptığı söyleşiyi sorucevap tekniği ile 99 sayfa içinde özetliyor. Küresel İklim Değişimi konusunu ve kolay okunur bir şekilde aktaran kitapta başlıca şu konulara cevap aranıyor: Küresel ısınma nedir? Küremizi kim ısıttı? Neden küresel iklim değişiminin bedelini en çok yoksul ülkeler ödeyecek? Türkiye, küresel ısınmadan nasıl etkilenecek? Kişi ve ülke olarak bu konuda neler yapabiliriz? Prof.Dr.Kadıoğlu, coğrafi özellikleri ve zengin florası nedeniyle Türkiye'nin iklim değişiminden en fazla etkilenecek ülkelerden biri olduğunu söylüyor. Üç bölümden oluşan bu kitapta, Prof.Dr. Kadıoğlu, küresel iklim değişiminin nedenlerini, belirtilerini, yeryüzündeki ve Türkiye üzerindeki olası sonuçlarına ilişkin görüşlerini dile getiriyor. Küresel iklim değişiminin büyük oranda insanoğlundan kaynaklandığını göz önünde bulundurup, “Ne yapmalı” başlıklı son bölümde alınabilecek bireysel önlemleri açıklıyor. Güncel gelişmeler hakkında internetten bilgilenmek isteyenler için küçük bir rehberin de ekli olduğu kitap, Zafer Temuçin'in çizgileriyle renkli bir hale getirilmiş.. Üzerinde gezinmeye uygun olmayan Venüs benzeri gezegen yüzeylerini incelemek üzere geliştirilen balonparaşüt karışımı 'ballut' kavramını temsilen yapılan uzay aracı resmi. BALON PARAŞÜT UÇUŞLARI Bu yıl 5’incisi yapılan IPPW çalıştayında ele alınan konular arasında balonparaşüt karışımı yapıları nedeniyle “ballut” olarak isimlendirilen yeni kuşak araçlarla yapılacak gezegen yüzeyleri incelemelerinin (Şekil 3) olanakları, daha iyi TPS sistemleri, mikrofluidikler (microfluidics) ve nanoteknolojiler kullanılarak yapılabilecek süperhafif ileri duyaç ve araçların tasarımları da var. Bu yeni olanaklarla ilgili en önemli sorun, son ürünlerin uçuşkalitesi ehliyeti alabilmeleridir. Genel kurala göre, pahalı bir uzay görevinde, daha önceki bir uçuşla denenmemiş bir şeyi kullanmayacaksınız. Önümüzdeki dönemin dedektör ve sonda teknolojileri açısından tahrik edici hedefler arasında, Merkür, Venüs ve Jupiter ve Satürn'ün ayları sayılıyor. İlk gruptakilerin incelenmeleri, bu gezegenlerin nasıl bu kadar yaşama düşman ortamlara dönüştüğünü anlamamıza yardımcı olurken, ikinci gruptaki Jüpiter ayı Evropa'nın buz tabakaları altındaki okyanusunda yaşayan organizmalar olabileceği potansiyelini araştırmamızı sağlayacaktır. Birçok bilimci, Evropa'nın yaşam için tüm hammaddelere (sıvı halde su, bir enerji kaynağı ve besin malzemesi) sahip olduğunu düşünmekte. Ancak, bunun gerçekliğini anlamanın tek yolu bir uzay aracı ile oraya gitmek… Tabi kararlar hiçbir zaman kolay değil: herkesin yapmak istedikleri için yeterince kaynak yok. Hatta, para bulunsa bile, hedefler çok zor … ancak o kerte de çekici… yani önümüzdeki yıllar çok yeni heyecanlara gebe…