20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TEKNOLOJİ POLİTİK BİLİM Aykut Göker http://www.ınovasyon.org Sözün kısası, Türkiye 7'nci Çerçeve Program'a da zamanında hazırlık yapmadan giriyor. Buna rağmen, katılma kararının Türkiye açısından olumlu olacağını düşünüyorum; tabii bu programı tam bir meydan okuma alanı olarak doğru algılar ve bu meydan okumayı kabullenip üniversitemizle, sanayimizle bizim de bir şeyler yapabileceğimizi gösterme iddiasıyla yola çıkarsak ve iyi örgütlenebilirsek... 7. nci Çerçeve Programı AB 7'nci Çerçeve Programı'na Türkiye'nin katılmasını resmîleştiren mutabakat zaptının, 1 Haziran 2007'de Brüksel'de, Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Volkan Bozkır ile Avrupa Komisyonu Araştırma Genel Müdürü José Manuel Silva Rodriguez tarafından imzalanmış olması siyasî gündemin yoğunluğu nedeniyle olsa gerek, kamuoyunda pek fazla yankı uyandırmadı. Oysa 53,2 milyar Avro'luk bütçesi ile uluslararası ortak araştırmaları destekleme konusunda yalnızca AB'nin değil dünyanın en geniş kapsamlı programı olan 7'nci Çerçeve Program'a Türkiye'nin katılması önemli bir olaydı. Çerçeve programlara katılma konusunda akademi dünyamızda tam bir mutâbakatın olmadığı ve bazı akademisyenlerimizin katılmaya karşı çıktıkları biliniyor. Karşı çıkanların ileri sürdükleri en önemli dayanak 6'ncı Çerçeve Program'a da katılmış olan Türkiye'nin programa yaptığı finansman katkısı ölçüsünde başarı gösterememesi. Aslında, bunun böyle olacağı 6'ncı Çerçeve Program'a katılma kararı alındığında bilinmekteydi. Çünkü bu programlara yeni katılan her ülke başlangıçta katkı payı oranında fayda sağlayamamıştı ve bu, öğrenmenin bir bedeliydi. Ama, açık kalplilikle söylemek gerekir; eğer Türkiye, bu programdan destek almak üzere proje başvurusunda bulunan akademisyenlerine, sanayi kuruluşlarına yardımcı olma konusunda, örneğin, tek tek üniversitelere kadar inen, yönlendirici, etkin mekanizmalar kurabilseydi sağlayacağı fayda çok daha büyük olabilirdi. 6'ncı Çerçeve Program'da iyi kötü bir deneyim yaşadık. Türkiye bu deneyimi değerlendirip gerekli dersleri çıkararak mı 7'ncisine katılma kararı aldı? Bu konuda da ne yazık ki, olumlu şeyler söylemek mümkün değil. Örnek mi? Başka ülkeler, 7'nci Çerçeve Program'ın hazırlanması sürecinde ellerinden geldiğince bu işin mutfağında yer alarak programın içeriğini kendi lehlerinde oluşturma çabasını gösterirken, Türkiye'nin konuyla ilgili kurumlarının bu süreçte yer alma imkânlarını kullanmadıkları ve Türkiye'den doğru dürüst herhangi bir görüşün iletilmediği biliniyor. Bir programın oluşum sürecine katılmak, o programa zamanında hazırlanmak demektir ve sonuçta sağlanacak fayda da ancak bu şekilde artırılabilir. Sözün kısası, Türkiye 7'nci Çerçeve Program'a da zamanında hazırlık yapmadan giriyor. Buna rağmen, alınan ve artık resmîleşen katılma kararının Türkiye açısından olumlu olacağını düşünüyorum; tabii bu programı tam bir meydan okuma alanı olarak doğru algılar ve bu meydan okumayı kabullenip bilim ve teknoloji alanında üniversitemizle, sanayimizle bizim de bir şeyler yapabileceğimizi gösterme iddiasıyla yola çıkarsak ve iyi örgütlenebilirsek... Kestirmeden söyleyeyim. 7'nci Çerçeve Program kapsamında desteklenecek ortak araştırma konuları Türkiye'nin geleceği açısından da yaşamsal önemdedir ve ister akademi ister sanayi dünyasından olsun, bizim araştırmacılarımızın da bu konularda yetkinleşmesi şarttır. Bu konulardaki araştırmalarda yer almak için çaba gösterdiğimizde ve yeterince yer almayı başardığımızda araştırma alanında mükemmelleşmenin ve araştırma sonuçlarından yararlanmanın ötesinde başka kazanımlarımız da olacaktır: Uluslararası düzeyde kabul edilebilir proje üretme pratiğimizi geliştireceğiz. Akademisyenlerle sanayi kesiminden araştırmacılar (üniversite ile sanayi) arasında, farklı üniversitelerden akademisyenler ve farklı sanayi kuruluşlarından araştırmacılar arasında ortak proje yürütme disiplinini edinip geliştireceğiz... Ama yineleyeyim; bütün bunlar bu işe baştan iddialı ve iyi örgütlenerek girmeye bağlı. Gelecek hafta size bu iddia alanıyla ilgili olarak kafalarda düğümlenen sorulara yanıt veren bir kitaptan söz edeceğim. Adını şimdiden vereyim: A New Deal for an Effective European Research Policy: The Design and Impacts of the 7th Framework Programme. Springer tarafından yayımlanan (2006) bu kitabın baş editörü Avrupa Komisyonu Araştırma Genel Direktörlüğü'nde kilit bir konumda bulunan Prof. Dr. Uğur Müldür... Apple iPhone Apple uzun süredir beklenen yeni ürünü iPhone adını verdiği cep telefonunu kamuoyuna tanıttı. Düğmeler yerine dev bir dokunmatik ekran içeren iPhone, cep telefonu ve iPod'dan başka internet iletişim cihazı olarak da kullanılabiliyor. A CBT 1058/6 29 Haziran 2007 pple CEO'su Steve Jobs, iPhone'u San Francisco'da yapılan MacWorld Konferansı'nda tanıttı. Bu küçük ve hafif gövde içinde üç ürün barındırıyor. a) Dokunmatik kontrollü geniş ekran iPod b) Yepyeni bir cep telefonu c) Dizüstü bilgisayarı ayarında arama, sörf ve eposta hizmeti sunan internet iletişim cihazı iPhone, ayrıca, çok parmakla dokunabileceğiniz geniş bir ekran ve öncü bir yazılıma dayanan kullanıcı ara yüzü sayesinde parmaklarınızla hemen hemen her şeyi kontrol altında tutma olanağı sağlıyor. Dolayısıyla gelişmiş bir yazılımın taşınabilir bir cihazda neler yapabileceği somut bir şekilde kanıtlanmış oluyor. iPhone, iPod gibi PC veya Mac ile senkronize edilebiliyor. Sadece müzik veya video değil, eposta, notlar, adres defteri, takvim gibi her gün kullandığımız verileri de bilgisayarınızla iTunes üzerinden senkronize ediyor. İstediğiniz düzende sesli mesajları seçip dinlemenize olanak tanıyor. iPhone'nun 3.5 inç'lik geniş ekranında müzik, seslikitap, video, TV programları ve filmleri izlemeniz olası. Yalnızca parmağınızın ucuyla dokunmakla PC veya Mac'teki iTunes kütüphanesinin içeriğine erişmeniz mümkün. iPhone, Mac OS X işletim sistemi ile çalışıyor; Microsoft Windows ile uyumlu olacak. Bu da masaüstü kalitesinde uygulama ve ağ yönetimi anlamına geliyor. OS X'te kullandığınız her türlü medya oynatma ve grafik kalite mevcut. 3.5 inç ekran, 160 ppi çözünürlük, 11.6 mm. kalınlık, arkada 2 megapiksel kamera, önde yalnızca bir tane “eve dön” düğmesi özelliklerinin başında geliyor. Ayrıca iPhone'da yeni nesil telefonlarda daha sık görmeye başlayacağımız üç adet algılayıcı gömülü: a) Uzaklık algılayıcı: Telefonu kulağınıza götürdüğünüzde ekranı kapatıyor. Hem enerji tasarrufu yapmış oluyor, hem de ekrana yüzünüz değdiğinde bir şey olmasın diye ekrandaki dokunma algılayıcısı kapanıyor. b)Ambiyant ışık algılayıcı: Ortam ışığına göre ekran parlaklığı ayarlanıyor. Yine enerji tasarrufu sağlıyor. c) İvme algılayıcı: Telefonu yan çevirdiğinizde “landscape” moduna geçiyor, tüm ekrandaki görüntü de yan dönüyor ve telefonu daha geniş kullanabiliyorsunuz. Apple iPhone'un 4 GB'lik modelinin satış fiyatı yaklaşık 500 dolar, 8 GB'lik versiyonun ise 600 dolar civarında olacak. ABD'de temmuz ayında satışa çıkartılacak olan telefonun Avrupa'da 2007'nin dördüncü çeyreğinde, Asya'da ise 2008'de tüketiciyle buluşması planlanıyor. Bazı gözlemciler Microsoft'un da etkili olmaya çalıştığı cep telefonu pazarında Apple'ın iPod başarısını yinelemesinin daha zor olacağını vurguluyor. Apple'ın müzik içeriği sağlayan iTunes sitesinden şimdiye dek 2 milyon şarkı, 50 milyon televizyon programı ve 1.3 milyon film satıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle