20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yükseköğretim küreselleşirken Yale Üniversitesi Rektörü Richard Levin'in üniversitelerin küreselleşmesi üzerine yazdığı ve Newsweek dergisinin 21 Ağustos 2006 tarihli sayısında çıkan yazının üzerinden bir yıl geçti. Levin yazısında, “Gerçek bir küresel üniversite” iddiasında bulunan ve bunu gerçekleştirmek için kapsamlı bir plan ortaya koyup yayımlayan bir üniversite rektörü olarak, üniversitelerin hem uluslararası rekabet aracı, hem de barış aracı olduğuna inandığını belirtmekteydi. Prof.Dr.Yavuz Odabaşı, [email protected]; Prof. Dr. Ferhan Odabaşı, [email protected]; Anadolu Üniversitesi G ünümüzde her kültürden farklı öğrenci arayışına girmek, küresel kariyerleri edinebilmek için kendi öğrencilerini yurtdışına göndermek, karşılıklı bağımlı olunan dünyayı anlamaya yönelik dersleri sunmak ve insanlığın ortak yararlanacağı araştırma programları geliştirmek, küresel üniversite olmak için gerçekleştirilen uygulamalar olarak kabullenilmektedir. Yazara göre küreselleşme, birçok şeyin yanında, araştırmaların yapılış biçimini de değiştiriyor. Endüstri Devriminden bu yana, teknolojik gelişmeler, ekonomik büyümenin ve yaşam standartlarının temel kaynağını oluşturmakta. Ancak, rektör Levin'e göre; geçen yarım yüzyıldır, teknolojik gelişmeler büyük bir oranda kamu ve özel kesimin önceden ÇİN'İN HEDEFİ Bu durum, yerel ölçekten daha çok küresel boyutta bir uzmanlığın ve bilginin değerlendirilmesine yol açmakta. Bu dünya çapında uzmanlığa verilen önem, nitelikli insanların, kaynağı en çok olan ülkelerin ve onların üniversitelerinin tercih edilmesine neden olmakta. 2005 yılında Harvard Üniversitesinin geliri 25 milyar, Yale, Stanford, Princeton ve Texas üniversitelerinin ise 10 milyar dolardan fazladır. İngiliz üniversitelerinden Oxford ve Cambridge üniversitelerinin ancak üç dört milyon dolardan fazla geliri vardır. ABD'nin dışında başta, Çin ve Singapur olmak üzere, başka ülkelerin de üniversitelerini dünya ölçeğinde yapmak üzere büyük yatırımlar yapıyor. Çin hükümeti, 2025 yılından önce dünya çapında 20 üniversite oluşturulması için hedef belirledı. “En iyi profesörler en iyi öğrencilere ulaşma ihtiyacındadır” anlayışı, yetenek arayışını uluslararası platforma çeviriyor. ABD üniversitelerinin mühendislik ve bilim dışındaki lisansüstü öğrencilerinin toplamının üçte biri, doktora sonrası öğrencilerinin ise yarıdan fazlası yabancı öğrencilerden oluşması bu nedenledir denilebilir. Brody'e göre bu ve buna benzer gelişmeler bizleri, “megaversity” diye adlandırılabilecek yepyeni bir kavrama götürmekte. Yirminci yüzyılda endüstrinin düşük maliyetli bölgelere gitmesi gibi, hizmet sektöründe bir kuruluş olarak görülen yüksek öğretiminin, artan yıllık ücretler karşısında, endüstri gibi bir yol izleyeceği öne sürülmekte. Küresel kampüsler, çift diplomalı eğitimler, sanal kampüsler gibi uygulamalar yeni bilişim teknolojileri ile dünyanın çok farklı yerlerine yüksek öğretimi götürme olanağını yaratmakta ve geliştirmekte. ÜÇ SORUN Ancak, makalenin yazarına göre, tüm bu gelişmelerin önünde üç tane sorun var: Birincisi, en iyi öğrencilerin, en prestijli üniversitelere gitmek istemeleri ve kendileri gibi düşünen insanlarla birlikte olmak istemeleridir. Yüz yüze birlikte olmakla, elektronik ortamlarda birlikte olmak aynı şey değildir anlayışı geçerli bir akademik kültür anlayışıdır. İkincisi, devletlerin eğitim için finansman sağlamaları, ancak karşılığında da bir şeyler bekliyor olmaları, eğitimin ulusal sınırlar içinde hapsolmasına neden olabilmektedir. Üniversiteler ve devletler çok sıkı ve ayrıntılı biçimde oluşmuş birlikteliklerdir. Devletler, arka bahçelerindeki eğitim sektörü üzerindeki kontrollerini yitirmek istemiyor. Üçüncü nokta, megaüniversitelerin yaratılması için yeterli paranın sağlanıp sağlanamayacağı üzerindeki şüphelerin varlığını sürdürmesidir. Petrol zengi CBT1058/21 29 Haziran 2007 yaptığı yatırımların ve bunların uygulamaya dönüşümüne bağlı kalmaktadır. Öte yandan popüler dergilerdeki bu konuda yayımlanan yazıların önemli etki yaratanlarından bir tanesi de William R. Brody tarafından Foreign Affairs dergisinin MartNisan 2007 sayısında çıktı. Benzer bir görüş ve yaklaşımı içeren bu yazıda da iyi bir üniversitenin diplomasına sahip olmak, küreselleşmiş bilgi toplumunun vazgeçilemeyecek bir pasaportu olduğu görüşü ileri sürülmekte. Dünyada var olan ulaşım ve teknoloji olanakları, araştırmacıları bir yere bağlı olmaktan uzaklaştırıyor. Bilginin hızlı biçimde yayılması, aktarılması; konuşmaların ve makalelerin yayımlandıktan hemen sonra internette bulunabilmesi artık olağandır. ni bazı küçük Basra Körfezi ülkeleri, yüksek öğretime derinden inanan Singapur gibi ülkeler ve inanılmaz yüksek kalkınma potansiyeline sahip Çin ve Hindistan gibi ülkeler bu konuda arazi, izin, finansman teknikleri gibi araçlarla yabancı üniversiteleri cezbetmeye çalışıyorlar. Bu iki güzel makalenin ortak noktaları çok fazladır ve bizleri belirli konular üzerinde düşündürmeye yöneltmektedir. Öncelikle, bu gelişmelerin ülkemiz yetkili organlarınca da dikkatlice incelendiğinden hiç şüphemiz yok. YÖK tarafından hazırlanan “Türkiye'nin Yükseköğretim Stratejisi”nde yükseköğretimin küreselleşmesi başlığında görüş ve öneriler doğru biçimde ortaya konulmakta. İç ve dış öğrenci hareketliliği, Erasmus programları, çift diploma gibi uygulamalar oldukça geniş bir zemine yayılarak derinlik kazanmakta. Türkçe dilinde bile yurtdışından eğitim veYale Üniversitesi rektörü ren, kısa süreli sertifika Richard Levin'in üniverprogramları gerçekleştisitelerin küreselleşmesi ren kurumlar kapımıza dayandı. Ülkemiz, üzerine yazdığı ve NewsOECD raporlarına göre, week dergisinin 21 en çok beyin gücü veren Ağustos 2006 tarihli sayıülkeler arasında. Özelsında çıkan yazının üzelikle gelişmekte olan ülkelerin sürekli kaybettiği rinden bir yıl geçti. Levin yetişmiş insan gücünün yazısında, “Gerçek bir yerine konması için, niküresel üniversite” idditelikli işgücü çekme şansları hemen hemen asında bulunan ve bunu hiç yok. Nüfusunun % gerçekleştirmek için 60'ının 20 yaş ve altınkapsamlı bir plan ortaya dan oluştuğu ülkemiz koyup yayımlayan bir için nitelikli insan göçünün durdurulması ve terüniversite rektörü olarak, sine çevrilmesi ise yaüniversitelerin hem ulusşamsal bir önem taşıyor. lararası rekabet aracı, Bilişim teknolojilerinin yarattığı olanaklar hem de barış aracı olduile bilimsel araştırmalar, ğuna inandığını belirtteknolojik gelişmeler mekteydi. başta olmak üzere her alanda sınırların kalkması yeni fırsatlar yaratırken, nitelikli insanların belirli merkezlerde toplanıp bilimsel güç odakları oluşturmaları ve arayı açmaları da hızlı biçimde gerçekleşiyor. Ülkemiz yükseköğretim sistemi bu önüne geçilen gelişmeler karşısında inovatif yaklaşımları bulup uygulamak zorunda. Bunun için, üniversitesanayidevlet işbirliği kaçınılmaz görülmekte. Bu kesimler arasında oluşturulacak “bilgi toplulukları” araştırma konusundaki yönlendirmeleri ve eşgüdümleri sağlayabilecek bir yaklaşım olarak düşünülebilir. Özgür ve esnek yapılanmalar, araştırma üniversiteleri ile eğitimöğretim ağırlıklı çalışan üniversite ayrımına olanak sağlayabilmeli. Sadece, benzer eğitimi verebilecek üniversitelerin ülkemizde bulunmaları, düşük maliyetli genç ve büyüyen bir pazara girme durumu, küresel üniversite anlayışının bir yönüdür ve fazla bir katkısı olabileceği de düşünülmemeli. Araştırma projelerine dayalı bir küresel anlayış, uluslararası ortaklıklar ülkemizin geliştirmek zorunda olduğu stratejiler olmalı. TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle