Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu Bu özellikler, ev ve işyerlerindeki dijital içeriklere yönelik muazzam yedekleme gereksinimini karşılamak için kritik faktörler. Düşük güç sarfiyatı, yüksek güvenilirlik ve uzun ömürlülük için hayati önem taşıyan ısınmayı da azaltıyor. Endüstrinin 3,5 inçlik en gelişmiş masaüstü diski olan Seagate Barracuda 7200.10, süratli SATA 3Gb/s arabirim ile geliştirilmiş olmakla beraber, Seagate'in 1terabyte'lık masaüstü, şirket ve tüketici elektroniği ile harici sabit disklerine temel oluşturmayı hedefliyor. TanolTurkoglu@Gmail.com Ailenin internet kullanıcı olması sorunu nasıl çözecek? Bunu derinlemesine irdelemek lazım. Örneğin bir baba yetişmekte olan oğlunu hangi konulara karşı ne şekilde uyarıyor, onu bilgilendirken neye başvuruyor? İnternet ve Çocuk Apar topar bir yasa çıktı ve doğal olarak yasanın faydalarını değerlendirmek yerine, doğal bir tepkiyle olumsuz sonuçlara götürecek ne gibi imkânları da beraberinde getirdiğini tartışmaya başladık. Bu yasa sayesinde internet sansürlenebilir, erişim engellenebilir, vb. Bir başka ikilem ise çocuklarımızın bu yasa sayesinde internetin olumsuz yönlerinden daha iyi korunup korunamayacağı ile ilgili. Sanırım pek çok anne babanın kafasındaki başlıca soru(n)lardan birisi de bu. Öncelikle şunu tespit etmek gerekir ki, ülkemiz yasalarla teminat altına aldığı suç oluşturan eyleme karşı tanımlamış olduğu cezai uygulamalar itibarıyla bireylerin zihninde bir caydırıcılık motifi oluşturamıyor. Bu trafik kurallarına uymazken de kendini gösteriyor; düzinelerce kere basıldığı halde kumarhane işletmekten geri kalmamada da. Hal böyle olunca şu an toplumumuzda bir “yapanın yanına kâr kalır” şablonu yerleşmiş durumda. Şu an hangimiz, mevcut yasaların kapkaçı ortadan kaldıracak nitelikte olduğunu iddia edebilir? Ya da eğer yasalarda bir sorun yoksa, neden kapkaç önlenemiyor? Aynı mantıkla düşündüğümüzde internette belli fiillere ceza getiren bir yasanın çıkması ne bir sorunu çözmeye yarayacaktır, ne de sanal kültürün toplumumuza nüfuz etmesi sürecinde olumlu bir katma değere sahip olacaktır. Daha ziyade bu türden yasalar, bir sorun olup da bağrı yanan bir vatandaşın “Nerede bu devlet?” diye feryat ettiğinde, yetkililerin kendi üstlerine düşeni yapmış olduklarının birer delili olarak kullanılmak üzere üretilmekte. Hal böyle olunca şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekiyor: Yetişen nesilleri sanal dünyanın olumlu yanlarına alıştırma, olumsuz yönlerinden sakınmaları için gereksinim duyduğumuz şey gerçekte nedir? Bu tür yasalar mı? Yasalar ne yazık ki birer simge. Bir yasa olsun ki, o konuyla ilgili kaos olmasın düzen olsun varsayımı ile devletçiyiz; yasalar istiyoruz. Peki yasa kaosu düzene çeviremiyorsa, sorunumuzu çözmek için hâlâ gereksinim duyduğumuz şey yasalar mı? Devlet mi? Bugünün gelişmiş yeryüzü kültüründe artık bilinçli olarak ya da mecburiyetten, bireylere şu mesaj verilmekte: Her şeyi devletten bekleme. Kendi işini kendin hallet. İşte bu nedenle ortalıkta düzinelerce sivil toplum kuruluşları var. Bireyler sivil baskı unsuru oluşturarak, sorunların çözümünde daha aktif yer alabiliyorlar. (Bu mekanizmaların suiistimal edilmesi ise bu yazının kapsamının dışına taşmak olacaktır). Orijinal sorunumuza geri dönersek: Yeni yetişen nesilleri sanal dünyaya hazırlamak yine ve öncelikle ailenin sorumluluğundadır. Daha sonra da okulun. Okul seviyesi biraz daha karmaşık ve sorunlu. O nedenle pratik sonuç almak istiyorsak, aileye odaklanmak gerekir. Ailenin ne yapması lazım? Öncelikli olarak aile bireylerinin interneti tanıması, idrak etmesi, onu kullanması gerekir. Bu zor bir iş değil. TV'yi kullanan, arabayı kullanan birisi interneti de kullanabilir. Burada altı çizilmesi gereken nokta, sorunlara şablonlarla cevap vermek yerine, içeriği dikkate alarak hareket etmek. Yani ailenin internet kullanıcı olması sorunu nasıl çözecek? Bunu derinlemesine irdelemek lazım. Örneğin bir baba yetişmekte olan oğlunu hangi konulara karşı uyarırken, onu bilgilendirirken neye başvuruyor? Kendi deneyimlerine... Burada da benzer bir süreci ebeveynlerle çocukların yakalaması lazım. Çocuğun yetişme sürecinde ailenin büyüklerini, merak ettiği internet konularında da “işin erbabı” olarak görebilmesi gerekir. Sanal dünya, internet ile ilk karşılaşan kuşaklar olarak gelecek on yıl da dahil tüm bu kuşaklar, en dertli nesiller olarak tarihe geçecek. Ancak bugünün 1220 yaş arasındaki nesilleri gelecekte anne baba olup da çocuk sahibi olduklarında, çocuklarını sanal dünyaya çok daha sağlıklı hazırlayacaklardır. Çünkü onlar sanal dünyanın içine doğdular. Bizden bile daha iyi olarak bunun ne demek olduğunu en iyi onlar biliyor. O halde odaklanılması gereken nokta bu yaştaki gençler olmalı. Sorunun ortadan kalkması için de zaman içinde dengeli bir akış sağlayacak şekilde onlar için imkânlar üretmeli. BİYONİK GÖZLERLE GÖRME UMUDU Görsel protezlerin pek çoğu retinanın arkasına yerleştirilen implant'lara dayanır. Bu implant'lar sinir hücrelerini uyarır ve beyinde görsel duyum veya fosfen (Kapalı göze tazyik sonucunda meydana gelen ışıklı hayal) sonucu yaratır. Bu tür protezler, fosfenlerin beyinde belirli bir sinir hücresinin elektriksel uyarısına tepki olarak nerede boy göstereceğine ilişkin ayrıntılı bir harita gerektirir. Harita tamamlandığı zaman kısmen deneme yanılma yöntemiyle dijital görüntüler elektriksel pulslara dönüştürülür ve görme engelli kişiler “görmeye” başlar. Ancak gözleri şiddetli hasar görmüş hastalarda uyarılacak yeterli miktarda retinal nöron bulunmayabilir ve retina zaman içinde giderek daha fazla hasar görür. Buna alternatif olarak görsel kortekse doğrudan elektrotlar implant edilir. Ancak burasının çok geniş ve karmaşık bir bölge olması işlemi zorlaştırır. Şimdi Harvard Tıp Fakültesi'nden John Pezaris ve R.Clay Reid, elektrotları beyindeki “lateral geniculate nucleus” bölgesine implant etmeyi deniyor. Bu bölge talamusta bulunur ve görsel sinyalleri retinadan görsel kortekse gönderir. Bu işlemi yapmak için kafatasında küçük bir kesik açmak yeterlidir. Bilim insanları bu işlem sırasında iki makak maymununun geniculate bölgelerine elektrotlar yerleştirdi. Maymunlar bir bilgisayar ekranındaki ışık noktasına bakmak için eğitilmişlerdi. Maymunlar, elektrotlar tarafından uyarıldığı zaman, bakışlarını o spesifik noktaya yönlendirebildiler. Bu tepki, ekranda bir ışık parlaması olduğu zamanki tepkilerinin aynısıydı. (Proceedings of the National Academy of Sciences, DOI: 10:1073/pnas/0608563104) TV SİNYALLERİYLE YER BELİRLEME Askerler, genellikle GPS (Küresel Konumlama Sistemi) yardımıyla bulundukları yeri tespit ederler. Ancak binaların içi veya erişimi zor alanlarda sinyal zayıflayabilir veya alınamaz. Bu soruna çözüm olarak ABD'de İleri Savunma Araştırma Projeleri Dairesi, “diğer fırsat sinyalleri”nden yararlanarak konum bilgisi almanın yollarını araştırıyor. Fırsat sinyalleri, aralarında cep telefonu sinyallerinin de olduğu, zamanlama verileri içeren sinyaller olarak tanımlanıyor. “Yeryüzü'ndeki vericilerden gelen televizyon yayınları GPS gibi kullanılabilir” diye konuşan Missouri'deki Boeing Phantom Works'ten Bart Ferrell, “TV anteninin konumu ve yayın zamanı bilindiği zaman bir yazılım, sinyalin erişim süresine dayanarak vericinin yerini hesaplayabilir” diyor. Derleyen: Reyhan Oksay CBT 1058/19 29 Haziran 2007