Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİM DÜNYASINDAN K I S A KARINCA LARVALARI İHTİYACA GÖRE GELİŞİYOR Tropikal bölgelerde yetişen karıncalar, kolonilerinde yavru bakımı mı yoksa daha ağır işler için mi işçi gerektiğini hissedebiliyor ve bu işlere uygun olarak gelişebiliyorlar. Leeds H A B E R L E R kurulması için onay verdi. Masrafların %75'ini Almanya, geri kalanını Fransa, İngiltere ve Çin karşılayacak. Tesisin 2013 yılında kullanıma hazır olması bekleniyor. XFEL, “serbest elektron lazer röntgeni”nin kısaltılmışı. 3.4 km uzunluğundaki tesiste biyomoleküllerin hareketleri ve kimyasal reaksiyonlar görüntülenebilecek. Ayrıca bilgisayar çipleri gibi nano ölçekteki malzemelerin geliştirilmesi de mümkün olacak. XFEL proje yöneticisi Massimo Altarelli, malzeme araştırmalarında, plazma fiziğinde, biyotıp ve ilaç üretiminde köklü değişimlerin yaşanacağına inanıyor. UZAY İSTASYONUNA MİNİ METEORİT ÇARPTI Uluslararası Uzay İstasyonu'nun dış cephesinde koruma kalkanlarını ekleyen Rus kozmonotlar küçük bir delik buldular. Minik bir meteorit, AFRİKA’DA ORMAN TAHRİBATI İLK KEZ GÖRÜNTÜLENDİ Uydu görüntüleriyle ilk kez Orta Afrika'daki orman tahribatı gözler önüne serildi. Bölgedeki ormanlar bugüne kadar dünyanın en iyi korunagelen ormanları olarak biliniyordu. Ne var ki ahşap endüstrisi ormanları tahrip ediyor diyor Woods Hole Araştırma Merkezi'nden Nadine Laporte. Science dergisinde haberde, günümüzde kullanılan yolların %38'inin ağaçların kesilmesiyle oluş Üniversitesi araştırmacısı William Hughes, genlerin ihtiyaca göre farklı etkileştiğini söylüyor Proceedings B dergisinde. Ancak gen etkinliğinin ne şekilde ayarlandığı henüz bilinmemekte. Bilim adamları yemin, sıcaklığın veyahut da feromonların etkili olduğunu düşünüyor. Araştırma çerçevesinde Acromyrmex türü karıncalar incelenmiş. Bu karıncaların kolonilerinde yuva yapımından ve üremeden sorumlu çok iri ve kuvvetli işçiler ve larvalara bakan ve mantar üreten küçük işçiler bulunur. İşçiler dişidir, erkek karıncalar sadece kraliçeyi döllüyorlar. Biyolog bir koloniden bazı büyük kolonileri ayırınca ilginç bir şekilde larvalardan, eksik olan işçi grubu gelişmiş. turulduğundan söz edilmekte. Araştırmacılar 300 Landsat uydusunun görüntülerini inceleyerek 4 milyon kilometrelik ormanda 30 yılı aşkın bir süre içinde ne kadar ağacın yok olduğunu tespit etmişler. En büyük tahribat Kamerun ve Ekvator Gine ormanlarında yaşanmakta. Fakat en hızlı değişim Kongo Cumhuriyeti'nin kuzeyinde söz konusu. Ahşap endüstrisi Gabun'da Okoume ormanları dışında en değerli oduna sahip Afrika maun ağacını tercih ediyor. Tahminlere göre orta Afrika'daki ormanların %5'i kesilerek yok edilmiş. Özellikle de yeni açılan yollar sayesinde ormanlara giriş kolaylaştı ve bu şekilde yabani hayvan ve diğer ürünler için talep arttı deniyor Scinece dergisinde. Paleontoloji RÖNTGEN FLAŞINDA MOLEKÜLLER Bilim insanları yakında kimyasal reaksiyonları atomik ölçekte izleyebilecek. Alman Araştırma Bakanlığı Avrupa röntgen lazer tesisi XFEL'in Uluslararası Uzay İstasyonu'nun bir modülüne bir delik açmış. İstasyondaki Rus ve Amerikalı astronotların açıklamasına göre mermi büyüklüğündeki delik herhangi bir tehlike oluşturmamakta. Büyük güneş kanatlarına daha önceleri çok kez meteorit çarpmıştı, ancak bir modülde ilk kez bir delik görüldü. Delik kozmonotların UUİ'ye iki koruma kalkanı yerleştirmeleri sırasında keşfedilmiş. Kumandan Fjodor Jurschichin ve uçuş mühendisi Oleg Kotov ayrıca Rusların Sarja modülüne kablo çekip, istasyonun dışına çok sayıda depo monte ettiler. Koruma kalkanları geçen aralık ayında istasyona getirilmişti. Yaklaşık 60x90cm. büyüklüğündeki kalkanların her biri 9 kilo ağırlığında. Kalkanlar istasyonu portakaldan daha küçük olan ama yine de zarar verebilecek cisimlerden koruyacak. KOŞUCU DEĞİL HANTAL ÇIKTI Dünyanın en ünlü dinozoru Tyrannosaurus rex hızlı bir koşucu olarak bilinirdi. Fakat Amerikalı biyomekanikçiler hayvanın aslında hantal olduğunu ve yavaş yürüdüğünü buldular. Bu nedenle yırtıcı çenesine rağmen küçük hayvanları kaçırdığı sanılmakta. Paleontologlar bugüne dek T.rex'in saatte 70 km'lik bir hızla koşabildiğini tahmin ediyorlardı. Stanford Üniversitesi'nden John Hutchinson ve ekibi şimdi dinozorların bu kadar hızlı hareket edebilmeleri için ne kadar kas kütlesine gerek duyduklarını gösteren bir bilgisayar programı geliştirdi. Yeni modelle elde edilen sonuca göre, T.rex'in bu hızda koşabilmesi için, bacaklarındaki kas kütlesinin beden ağırlığının %86'sı kadar olması gerekiyor. “Bu durumda bedeninde diğer organlar için yer kalmazdı” diyor Hutchinson. Araştırmacının hesaplarına göre T.rex ancak saatte 40km'lik bir hızla koşabiliyordu. Hatta T.rex'in dev cüssesiyle koşabildiğinden bile kuşkulu. Gerçi fil büyüklüğündeki Triceratops'ları parçalıyordu ama kim bilir belki de leşini yiyordu diyor Hutchinson. TEMBELLİK GENLERDE YAZILI Farelerle deneyler yapan bilim insanları genlerdeki bir değişimin hareket ve beslenme üzerinde etkili olduğunu buldular. Aynı molekül insanda da bulunuyor Kimi insanlar genlerindeki bir değişim yüzünden daha az hareket ediyor ve şişmanlamaya daha eğimliler. “Farelerde bedensel etkinliği çok fazla etkileyen ve doğrudan doğruya beslenmeyle ilişkili olan genetik bir faktör bulduk” diye açıkladı Avrupa Molekülerbiyoloji Laboratuvarı araştırmacısı Mathias Treier. İnsanda da bulunan bu molekülün, aynı yiyecekleri yemelerine rağmen niçin farklı kiloda olan insanlar için açıklama getireceği sanı CBT1058/4 29 Haziran 2007