25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP Malche Raporu’nun 75. Yıldönümü’nde YÖK Strateji Raporu 1933 Üniversite Reformu'nun dayanak belgesi Malche Raporu'nun hazırlanışının üzerinden 75 yıl geçti. İsviçreli Profesör Albert Malche yalnız reform öncesinde hazırladığı raporla değil, 33 Reformu'nun başında uygulama içinde aldığı görevlerle üniversite tarihimizde yer almış bir bilim adamı. 75 yıl sonra bu raporda yer alan değerlendirmeleri gözden geçirmek, nereden nereye geldiğimizi anlamada ve önümüzdeki sorunları çözmede yararlı olacak. Prof. Dr. Kürşat Yıldız (Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi), kursatyildiz@hotmail.com şın kendi üniversite tarihimizden hiç söz edilmediğine göre, kastedilenin yalnızca Batı Üniversiteleri olduğu anlaşılıyor. Türk Üniversitelerinin 150 yıllık deneyiminin incelenmesi, gelecek tasarımı için kaçınılmaz bir görevdir. Yükseköğretim ve eğitim tarihimiz; Osmanlı Dönemi, 1933 öncesi, 19331945 arası, 19451960, 19611971, 19711980 ve 1980 sonrası olarak en azından 7 dönem halinde irdelenebilir. Nazi Almanya'sından kaçtıklarında ülkemize davet edilen yabancı bilim insanlarının etkisi, açılan yeni üniversiteler, 61 Anayasası'nın getirdiği özerk ortam, 71 ve 80 askeri darbelerinin eğitim ve üniversite yaşamına etkileri, ele alınması gereken önemli konu başlıklarıdır. Batılı devletler ve OECD, Avrupa Birliği gibi kuruluşlar eğitime giderek artan bir önem veriyor. Avrupa ülkelerinde nüfus artışındaki azalma ve hatta nüfus azalması, genç nüfus oranının giderek düşmesine yol açıyor. Avrupa, genç nüfusları olan ülkeleri potansiyel insan gücü kaynağı olarak ele almak zorundadır. ABD'nin yıllardır ustalıkla yönettiği beyin göçü istihdamı politikasından çıkarılan derslerle AB sınırları içinde ve dışında arayış içindedir. Değişim projeleri ve ortak araştırma alanları, gelişmiş ülkelerle rekabet edebilmenin yanında yetişmiş insan gücü çekebilmenin zeminlerini yaratmak için gerekli görülmektedir. Sonuç olarak insan gücü politikaları konusunda Batılı toplumlarla ülkemizin gereksinimleri farklıdır. CBT1058/20 29 Haziran 2007 umhuriyet'in ilk 10 yılı biterken İstanbul'da Osmanlı Dönemi'ndeki düzenini sürdüren Darülfünun'un devrime ilgisizliği dikkat çekicidir. Sadece egemen bir devlet, gelişmiş bir ekonomi değil, yeni bir toplumsal kültür hedefleyen Cumhuriyet Devrimi'nin yükseköğretim kurumundan büyük beklentileri vardır. Darülfünun, bu bakımda büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Bu nedenle Darülfünun'u incelemesi için İsviçre'de üniversite yönetiminde görevler almış olan Prof. Malche davet edilir. 1932 Ne yazık ki hazırlanan yılının başında iki kez son strateji raporu, ülTürkiye'ye gelir, görüşmeler yapar, belgeleri değerkemizin 150 yıllık eğitim lendirir ve 1932 Mayıs ayı deneyimlerini göz ardı içinde hazırladığı raporu 1 ediyor ve Batı'daki eğiHaziran'da Milli Eğitim tim stratejilerinin bir Bakanı'na sunar. tercümesi niteliğini 95 sayfalık raporda Darülfünun'da bilim üreaşamıyor. Öyle ki, tilmediğini, ansiklopedik Malche Raporu her bilgiler verildiğini, tercüTürk yurttaşının anlayamelerin tez olarak kabul cağı sade bir dille yaedildiğini, laboratuvarlazılmışken, YÖK'ün Strarın ve kütüphanelerin yetersiz olduğunu, kitap yateji Raporu'nda konu zılmadığını ve yayın yapılbaşlıkları bile İngilizce madığını, bilim adamı yekarşılıklarıyla ifade tiştirecek bir sistem olmaediliyor. Neden kolaycıdığını ve üniversiteye başlık ve konuya özgün layan öğrencilerin liseden iyi bir eğitimle gelmediğiyaklaşım eksikliği. ni, eğitimin ülkenin tümünü ilgilendiren bir kültür sorunu olarak ele alınması gerektiğini belirtir. Prof. Malche, profesörlüğe yükselme yönteminin üniversitenin geleceği için çok önemli olduğunu, ancak Darülfünun'da akademik yükselmeye karar verenlerin, adayın birlikte çalıştığı kişiler olmasının yanlış olduğunu anlatır. Özellikle profesörlüğe atanmadan önce 15 yıl bekleme süresi konulmasını eleştirerek bu ortamda büyük bilgin Pascal'ın bile profesör olmaya ömrünün yetmeyeceğini vurgulamıştır. Malche'ye göre müderrisler (Profesörler) eski yöntemlerle ders vermekte, kendilerini yenilememekte, başkalarından aktarılmış metinleri sınıfta okumakla yetinmektedir. C Ülkenin coğrafyası, tarihi, ekonomisi ve kültürünün üniversitenin bilimsel inceleme alanı içinde olmaması, en çok tepki gösterdiği konuların başında gelir. Malche'nin değerlendirmelerine değer vermekle birlikte; Darülfünun'un düzeltilmesi işinin yine kendi bilim adamlarımızın eliyle olabileceğini belirterek, “Herhangi bir yabancı alim, bizi bu uçurumdan kurtaramayacaktır. Düştüğümüz uçurumdan bizi kurtaracak, yine bu uçurumdan çıkıp yükselmesini bilenler olacaktır” demiştir. Darülfünun'un ortadan kaldırılması ve “İstanbul Üniversitesi” adıyla yeni bir yükseköğretim kurumu açılması Atatürk'ün notları arasında yer alan çözümdür. Üniversite reformu ile görevlendirilen Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip, 1933 yılında kamuoyuna “Profesör, bir tekrarlama makinesi değil, talebeye ilmi ilhamlar veren, rehberlik eden, onun çalışma ve araştırma şevkini daima coşkun tutabilen kaynaktır. Hakiki profesör, kendisi de ilmin talebesi olandır” diyerek, Malche Raporu'na göndermeler yapar. 75 YIL SONRA 75 yıl sonra Malche Raporu'nu okuyanlar, orada belirlenen sorunların önemli bir kısmının üniversitelerimizde devam ettiğini görecektir. 33 Reformu'nun bu sorunları çözemediğini savunanların yanı sıra üniversitelerin daha sonraki yıllarda gerilemeye başladığını savunanlar vardır. Ülkemizin insan gücü kaynakları, ekonomik yapısı, yükseköğretimin yaygınlığı ve kapsamı 75 yıl içinde çok büyük değişiklikler gösterdi. Her üniversitenin kendine özgü sorunları var. Ancak yükseköğretim sistemimiz üzerine yapılacak değerlendirmelerde, bu deneyimlerden çıkarılacak değerli dersler vardır. Bu açıdan, kısa süre önce hazırlanarak Cumhurbaşkanlığı'na sunulan 251 sayfalık Yükseköğretim Strateji Raporu'nda büyük bir eksik göze çarpıyor. Raporda üniversitelerimizin güncel fotoğrafıyla yetinilmiş, tarihi birikimden ve deneyimden hemen hiç söz edilmemiştir. Malche'nin ne adından, ne de raporundan söz edilmektedir. Atatürk ise neredeyse yalnızca “Atatürk Üniversitesi” içinde adı geçtiği için Rapor'a girebilmiştir. 33 Reformu'nun uygulayıcısı Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip, Cumhuriyet'in ilk yıllarının Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati, köy enstitüsü deneyimi, İsmail Hakkı Tonguç, efsane Bakan Hasan Âli Yücel ve 1924'te ülkemize gelerek eğitimle ilgili bir rapor hazırlayan eğitimci John Dewey de bu raporda yer almıyor. Oysa Strateji Raporu'nda “Üniversite 900 yıllık uzun tarihi olan bir kurumdur. Bu kurum insanlığın korunması gereken kültürel miraslarından biridir. Üniversiteler bu uzun tarihleri içinde hep özel bir mikrokozmos oluşturmuşlardır” denilmekte. Buna kar BATIDAN TERCÜMESİ Türkiye'nin eğitim ve insangücü stratejisi çizilirken Dünya'daki gelişmelere bu gözle bakabilmek gerekir. Ne yazık ki hazırlanan son strateji raporu, Batı'daki eğitim stratejilerinin bir tercümesi niteliğini aşamamıştır. Öyle ki, Malche Raporu her Türk yurttaşının anlayacağı sade bir dille yazılmışken, YÖK'ün Strateji Raporu'nda konu başlıkları bile İngilizce karşılıklarıyla ifade ediliyor. Bunun önemli nedenlerinden biri kolaycılık ise diğeri de konuya özgün yaklaşım eksikliğidir. Özgün yaklaşım ise ülkenin ve kurumların kendi deneyimi üzerinde inşa edilebilir. Malche Raporu'nda döne döne vurgulandığı gibi bilimsel çalışmanın tercüme ve taklitlerle gelişemeyeceği açıktır. Bugün üniversitelerimizin çoğunda da görüldüğü gibi eğitim stratejilerini, tümüyle Türkiye'nin AB yolculuğu senaryosuna bağlamak da bir başka hatadır. Batı toplumlarının kendi gereksinimlerinden ve deneyimlerinden yola çıkarak hazırladıkları metinlerden, tezlerden ve uygulamaların deneyiminden yararlanmaya evet. Ama kendi dokumuzu iyi tanımak, deneyimlerimizi eleştirel yaklaşımla gözden geçirmek ve uygun çözümleri kendimiz kararlaştırmak kaydıyla. Cumhuriyet'in kendi aklıyla karar verdiği yıllarda; yabancılara raporlar hazırlatıldı, insan gücü yetiştirmek amacıyla yabancı ülkelere genç beyinler gönderildi. Ama eğitim stratejisini biz çizmiştik. Aynı yolda olduğumuzu düşünüyor musunuz? Kaynaklar: 1. Atatürk Bilim ve Üniversite, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, Ocak 2007. 2. Türk Promethe'ler. Cumhuriyet'in öğrencileri Avrupa'da (19251945). Kansu Şarman, Türkiye İş Bankası Yayınları, 2005. 3. Türkiye'nin Yükseköğretim Stratejisi. Yükseköğretim Kurulu yayını, 2007 ATATÜRK İNCELİYOR Raporu Atatürk çok dikkatli bir şekilde inceler ve kitapları okurken yaptığı gibi kenarlarına notlar alır. Her ne kadar Darülfünun hakkında daha önce de olumsuz değerlendirmelere sahip olsa da Malche'nin çizdiği tablo, Atatürk'ü şaşırtmıştır. “Bildiğimiz başka, hakikat başka” şeklinde defterine not düşer.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle