25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

vilerin yanıt vermemesi halinde ameliyat edilmekte. New Yorklu doktorların ağustos ayında Nature dergisinde yayımladıkları bir tedavi denemesi biraz daha ilginç. Doktorlar altı yıldır komada bulunan 38 yaşındaki bir hastanın talamusuna DBS elektrotları yerleştirince, hastanın bilinci kısmen yerine gelmiş ve artık soruları bir iki kelimeyle yanıtlayabiliyor. Kimi uzmanlar bu tedaviyi etik bulmuyorlar. Mesela Köln Üniversitesi'nden Volker Sturm, bu şekilde bilinçsiz ağır hastanın sadece durumunu bilen ağır hastaya dönüştürüldüğü kanısında. Bellek hapları ve mikroelektronik implantlar yalnızca hastaların tedavi edilmesinde değil sağlıklıların ruh halini düzeltmek için de kullanılır hale gelecek. Mesela üzüntüleri ve aşk acısını dindirmek ya da bilişsel yetinin güçlendirilmesinde. HİÇBİRİ HAYAL DEĞİL Bunlar henüz on yıllar sonra ortaya çıkacak teknolojiler, ama hiçbiri hayal değil. Massachusetts'teki Cyberkinetics Neurotechnology Systems kuruluşu, üzerinde zar inceliğinde 100 elektrot bulunan minik CBT1083/9 21 Aralık 2007 BENLİĞİN KAPISI KURCALANIYOR Gerçekten de Nature dergisinde (Nature 448, 539540, 2.8.2007)“An awakening” başlığıyla yayımlanan araştırma yazısında nöroloji bilimlerindeki bilgiler sayesinde bu konuda ne kadar ileri gidilebileceği açıklanmakta. Sonuçta orta beyinde yer alan talamus uyumayı ve uyanmayı kontrol etmenin dışında, büyük beynin giriş kapısı görevini de görmekte. Talamus tüm bilgileri süzerek, beyin merkezlerine gönderiyor. Böylece bunlara bilinçle ulaşılabilmekte. Nörolojik teknik, talamustaki elektrot implantlarıyla benliğin kapısını kurcalamakta. Fakat korkunç sonuçları yüzünden kara listeye alınan psikoloji cerrahisi şimdi yeni kılıfıyla adeta bir Rönesans yaşıyor. Kimi gözlemciler yeni bir çağın başladığını gördüler ve diyorlar ki insan aklını, belleğini ve zekasını yöneten NeuroEnhancement yakında sıradan bir tedavi yöntemi haline gelecek. Riski olmadığı kanıtlandığı zaman da farmakolojik zihin güçlendiricileri, bellek hapları ve mikroelektronik implantlar yalnızca hastaların tedavi edilmesinde değil sağlıklıların ruh halini düzeltmek için de kullanılır hale gelecek. Mesela üzüntüleri ve aşk acısını dindirmek ya da bilişsel yetinin güçlendirilmesinde. Avrupa Akademisi mayıs ayında, NeuroEnhancement ile ilgili bir rapor yayımladı. Rapor ayrıntılı bir şekilde halihazırdaki tedavilerin ne şekilde insanları “mükemmelleştiren” tekniklere dönüşeceğini açıklıyor. Yeni tekniklerle koklea implantı beyin çipine dönüşürken, nörogenetik araştırmalar, gen terapisiyle güçlendirilmiş zekâ çalışmalarına yönelecek. Örneğin elektrotlarla bellek yetisini güçlendirebildiğimi düşünün diyor Belçikalı nöroloji cerrahı Bart Nuttin, bu Alzheimer hastalarında tıbbi müdahale olurdu. Ama politikacılar da daha iyi bir hatırlama yetisi de isteyebilirler. Avrupa Doğa Bilimleri ve Yeni Teknolojiler Etiği Grubu 2005 yılında, bilim kurgu öykülerini geride bırakacak gelişmeler için bir oylama yapmış ve AB etikçileri, kişisel hâkimiyetin, sosyal hakların ve veri gizliliğinin garanti altına alınması gerektiğini vurgulamışlardı. Yeni teknolojilerle yaşanabilecek gelişmeler şunlar: • Duyu organı implantları insanlara UV ve enfraruj görme imkânı verecek • Beyne takılan bir USB birimiyle karşılaştırılabilen, beyinbilgisayar arayüzleri beyin, işlemci ve veri bankası arasında elektronik iletişimi sağlayacak • Beyincik çipleri ilave bellek görevine görecek • Korteks implantları bireyler arasındaki düşünce iletişimini olanaklı kılacak bir çip üretti. Bu çip beyindeki sinir sinyallerini algılıyor. Doktorlar “BrainGate Neurol Interface” olarak adlandırılan bu çipi geçen yıl, boyundan aşağısı felç olan bir hastanın hareketlerden sorumlu beyin korteksine yerleştirdiler. Hasta artık düşünce gücüyle bilgisayarın imlecini hareket ettirebiliyor, epostalarını açabiliyor, PC oyunları oynuyor hatta bir robot kolunu bile çalıştırabiliyor. BrainGate şimdilik sadece felçli hastalarda deneniyor ama bu tür sistemler, bilgisayar veya telefonla iletişim kurulmasını sağlayabilecekleri gibi sinir sinyalleriyle diğer insanlarla iletişim kurma imkânı da verebilirler. Lozan'daki ETH kurumunda Henry Markram ile çalışan ekip 2005 yılında Blue Brain projesini başlattı. Araştırmacıların amacı büyük beynin işleyiş biçimini simüle etmek. Araştırmacılar şu sıralar, büyük beyinde 100 milyon sinapsla bağlantılı olan 10.000 sinir hücreli kortikal sütunu taklit etmeye çalışıyorlar. İşleyen beynin “canlı” olarak izlenmesine izin veren beyin görüntüleme teknikleri zaten beynin çalışma biçimiyle ilgili taslaklar sunuyor. Örneğin kalıtım araştırma merkezlerinde şu sıralar şizofreni veya depresyon gibi psişik hastalıklardan sorumlu olan gen varyantları aranıyor. Genetikçilerin elde edeceği bilgiler, bu tür hastalıkların biyolojik temelini açıklamanın ötesinde sağlıklı insan aklının temelini de aydınlatabilir. Bununla birlikte insan beyni, kendini anlamaya çalışırken yine de başarısız olabilir. Beynimizde milyarlarca nöron çalışmakta ve bunların her biri dolaylı veya dolaysız olarak 10.000 işlevsel bağlantılarla ilişkili. Bunun dışında sinir ağları kesinlikle birbirleriyle sabit bir şekilde bağlı değiller. Beyin yeni görevler üstlendiğinde, nöronlar yeni bağlantılar kuruyor ya da diğerlerini koparıyor. Bilim bugüne kadar beyne giden yolu hafifçe aralamış olsa da sinir hücreleri, bilinç, planlama, inanç ve aşkın işleyişini aydınlatamadı henüz. Ama uzmanlar buna rağmen daha şimdiden hastalar için geliştirilen beyin implantlarının gelecekte sağlıklı insanlar için aksesuvar olmasından endişeleniyorlar. Örneğin ABD'de bazı psikofarmakolojik ilaçlar moda haline gelmiş. Sınavlara giren öğrenciler ya da yaratıcı insanlar yeteneklerini Ritalin haplarıyla güçlendirmeye çalışıyorlar. Oysa amfetamin benzeri madde sadece hiperaktif çocuklar ve dikkat bozukluğu yaşayanlar için onaylanmıştı. Narkolepsi hastalarında görülen ani uyku nöbetlerinin tedavisi için geliştirilmiş Provigil de geceleri uyanık kalmak isteyenler tarafından kullanılmakta. Bazı ilaç şirketleri şimdi demans hastalıklarının tedavisi için geliştirilmiş ilaçların öğrenme ve bellek yetisi üzerindeki etkisini araştırıyorlar. Ve Alman psikiyatr Manfred Spitzer, sağlıklı bir insanın belleğini Alzheimer ilacıyla güçlendirmiş bile. “Bilişsel güçlendirme” diyor psikiyatr, öyle veya böyle bu yöntem eninde sonunda uygulanacak. Nilgün Özbaşaran Dede Die Zeit 34/2007 Türkiye'den “Beyin Çipi” patenti Prof. Dr. Metin Tulgar'ın İstanbul Kartal'da kurulu Uluslararası Nöroteknoloji Merkezi, “beyin pilleri” alanında Türkiye'ye patent kazandırdı. öroteknoolji Merkezi'nden yapılan basın açıklamasında özetle şu görüşlere yer verildi: Beyin pili; hastalık veya kaza sonucunda deformasyona uğrayıp fonksiyonunu kısmen yitiren sinirleri, yapay tedavi sinyalleriyle uyararak tekrar aktif hale getiren bir araç. İlaçlara dirençli epilepsi (sara), kronik depresyon ve Alzheimer (demans) hastalığının tedavisinin yanısıra, solunum yetmezliği nedeniyle yoğun bakım servislerinde kaybedilen hastaların yaşama döndürülmesi mümkün olabiliyor. Halen beyin pillerinin hemen tamamı ABD'de üretilmekte ve başta ABD. olmak üzere Kanada ve Japonya ile Batı Avrupa ülkelerinde yaygın şekilde uygulanmakta. Ülkemizde ise, son birkaç yıldır İstanbul, Ankara ve İzmir'de nadiren uygulama yapılmakta, hastalığın türüne göre 10.000 dolar 50.000 dolar arasında değişen yüksek cihaz maliyetleri sebebiyle modern tıbbın bu yöntemine gereksinim duyan hastaların çoğu yararlanamıyor. Uzun yıllardır bu alanda uluslararası düzeyde profesyonel çalışmalar yapan Prof. Dr. Metin Tulgar tarafından geliştirilen ve TulgarImplant adı verilen yeni beyin pili sisteminde, vücut içine konulan kısımlarda hiçbir aktif elektronik devre elemanı ve pil bulunmuyor; dolayısıyla hasta tarafından ömür boyu kullanabilmektedir. Tulgar beyin pillerinin, kalite ve tıbbi güvenilirlik bakımından mevcut beyin pillerine üstünlüğü üzerine Medical Physics ve Neuromodulation isimli saygın bilimsel dergilerde yayınlar yapıldı. Avrupa Birliği ve ABD. dahil uluslararası geçerli patent koruması altında CE, ISO 9001 ve ISO 13485 tam kalite garanti belgeleriyle, TC Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsatlı, Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı ve Maliye Bakanlığı'ndan onaylı olarak çok ekonomik fiyatlarla üretilen yerli yapım beyin pilleri, hastalarımızın ve ulusal ekonomimizin yüzünü güldürmekte. Şu anda, dünyada beyin pilleri alanında patent sahibi ülkeyiz. 29 Mayıs 2007 tarihinde, 24 yıllık dirençli epilepsi hastası olan Hacı Ömer Güner'e ilk Türk yapımı beyin pili implantasyonu başarıyla yapıldı. Hastamız gayet iyi, konu ile ilgili fotoğrafları sunuyoruz. Bu yöntemle, ilaçlarla tedaviye yanıt vermeyen ve klasik epilepsi cerrahisi uygulanamayan dirençli epilepsi hastalarına, beyine müdahale yapılmadan boyun bölgesine minik bir elektrot implante edilerek epilepsi nöbetlerinin sıklık ve şiddeti azaltılmaktadır. Ayrıca, yine Nöroteknoloji Merkezi'nde geliştirilen kronik bel ağrılarının kontrolü için korseli stimülatör ve felçli düşük ayak hastaları için yürüme stimülatörü ameliyat gerektirmeden uygulanıyor. N BEYİN ARAŞTIRMALARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle