Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu özelliği olan su geçirmeme ve çevre koşullarına duyarlı olmanın yanı sıra, bu ayakkabılarda ek olarak kış şartlarına uygun olan GORETEX® malzeme, bileğin ortasında biten yükseklik ve neopren bilek parçası bulunuyor. Son derece hafif olan ve çok sayıda farklı aktivitede kullanılabilen bu ayakkabı sunduğu destek, yarattığı havadar ortam ve sağlam yer tutuş özelliğiyle de dikkat çekiyor. Ayakkabıdaki sentetik deriden yapılan üst parça, sürtünmeyi engelliyor. Düz dikiş konstrüksiyonu sayesinde ayaktaki tahriş azalıyor ve üretim aşamasında daha az atık ortaya çıkıyor. Topuğa yerleştirilen geniş ebattaki Nike hava yastığı ve orta tabana yerleştirilen kapsüllü Phylon malzeme, soğuk havalarda, ayakta dolgu özelliklerini artırıyor. Bilgi için: www.nike.com.tr TanolTurkoglu@Gmail.com Cari açığa katkı sağlamadan ihracat yapılabilecek birkaç alandan birisi olan teknolojiye özel ilgi göstermek yerine onu gündelik bütçe hedeflerine ulaşmak için bakın nasıl feda ediyoruz. İnternetin Vergisi Ekim ayının ikinci yarısında Amerikan Senatosu interneti vergilendirme konusunda yeni bir karar aldı. Bu çerçevede ABD'de gelecek yedi yıl boyunca DAHA internet hizmetlerinin vergiden muaf tutulmasına devam edilecek. Daha önce 1998'de bu yönde alınan ve Ekim 2007 sonunda süresi dolan eski karar çerçevesinde internetten vergi alınmıyordu. Ancak cılız da olsa bazı çatlak sesler bu sefer internete vergi getirilmesi yönünde baskı oluşturmaya çalışsa da Senato ezici bir çoğunlukla (2'ye 405) vergi alınmamasına devam kararı aldı. ABD'deki bu durumdan bize ne? Bizimle ilgisini irdelemeden önce şunu anımsayalım. Türkiye'de şu an internet hizmetleriyle ilgili olarak %18 KDV alınıyor. Erişim için artı %15 özel iletişim vergisi söz konusu. GSM görüşmelerinde ise dünya birincisiyiz. Ödediğimiz her yüz liranın 66 liraya kadarlık olan kısmı vergi olarak devlete gidiyor. Şimdi bunun yanına şu yaklaşımları ekleyelim, bakalım birbirine uyacak mı? “Interneti ve teknolojiyi destekliyoruz!” “Bilişim alanındaki atılımlar ülkemizin geleceği açısından çok önemli!” Eski bir siyasetçinin siyasi edebe uymayan bir nidası geldi aklıma: “Hadi oradan!” Bir yanda bu lahana turşuları dururken diğer yanda perhiz yapıyorum demek pek uygun düşmüyor. Internetin, teknolojinin bu denli yüksek orandan vergilendirilmesi zaten prematüre durumdaki sektörün büyümesini, olgunlaşmasını engelleyecektir. Bu tümcenin doğruluğunu teyit için geleceğin gelmesini de beklemeye gerek yok. Geçen on yılı, yirmi yılı baz alarak bir değerlendirme yaparsak, eldeki sonuçların bizi aynı kapıya çıkaracağını kolayca görürüz. Bugün ülkemiz ne yazık ki dünya ekonomisinin kâr etmesinde aracı olarak kullanılan sıradan ülkelerden birisidir. Bakanlarımız yüz milyonlarca doları bulan yıllık ihracat hedeflerine ulaştıkları için gururlanıyorlar ama o ihracatı yapmak için ondan daha çok ara malı ithalatı yaptığımızı göz ardı ediyorlar. Cari açık denilen şifreli kavramı herkesin anlayacağı dile çevirdiğimizde karşımıza şu çıkıyor: Yurtdışına yüz liralık mal satmak için yurtdışından 120 liralık mal ithal ediyoruz. Sonuç? Yirmi lira içerdeyiz. Bu açığı da borçlanarak kapatıyoruz. İhracatımız arttıkça devlet ve millet fakirleşmekte. Sıradan ekonomik sektörlerde durum buyken açık vermeden ihracat yapılabilecek birkaç alandan birisi olan teknolojiye özel ilgi göstermek yerine onu gündelik bütçe hedeflerine ulaşmak için feda ediyoruz (yazılım geliştirmek için gerekli olan yatırım ya da ithalat otomobil üretmek için gerekli olandan kat kat daha düşüktür). Geçtiğimiz günlerde Sn. Zülfü Livaneli Vatan Gazetesi'ndeki köşesinde yaşadığımızın bir “talan demokrasisi” olduğunu belirtti. “Kim talan için daha çok imkân tanıyorsa onun peşinden gidiyoruz.” Ancak Cumhuriyetin kurulmasından beri bu “talan” olayında bir değişiklik söz konusu; onun da altını çizmek gerek. Daha önce talanı çevre ülke, bölgelerine yapılan seferlerle gerçekleştiriyorken, son yüz yıldır içimize dönmüş durumda birbirimizi talan ediyoruz. Birileri kazanıyor ama dip toplamda ülkemiz kaybediyor. 80li yıllarda benzer bir özelliği olan turizm sektörünü aynı mantıkla mahvettik. Şimdi yirmi dolara otuz dolara sattığımız hizmetlerle ancak giderlerini karşılamaya yeten, dev turistik tesislerimiz var. Yarın benzer şekilde teknolojik şirketlerimiz olacak. Onlar da yine ciroya oynayan, açık veren, başkalarının ucuz yatırımlarının aracı olan, cebine para giremeyen şirketler durumuna düşecek. Biraz silkinip, geçmişe bakmak yerine ileriye baksak. Birbirimizden intikam almak yerine elbirliği yapsak, küçücük ceplerimizi doldurmak yerine önce hepimize cebimizi dolduracak imkânlar sağlasak... Sanırım bunlar çok kötü şeyler. Ki o nedenle üstünde durmuyoruz. İNTERNETTE POLİÇE SATIN ALMA KOLAYLIĞI: SİGORTAM.COM Müşteri Hizmetleri Birimi ile kullanıcılarına poliçe alım öncesi ve sonrasında 7 gün 24 saat hizmet veren Sigortam.net, son olarak poliçe alım işlemlerini özetleyen kısa bir tanıtım filmi hazırlayarak sitesinde yayına başladı. Tanıtım filminde, poliçe için gerekli bilgilerin site adımlarında girilerek, farklı sigorta şirketlerinin birçok ürününü karşılaştırmalı olarak ekrana getirilebilmesi çok yalın bir görsellikle sergileniyor. Bu arada talep edilen sigorta ürünün ister çevrimiçi, isterse telefon ile siparişi yapılabiliyor. Böylelikle Sigortam.net, karşılaştırmalı poliçe alma imkânı veren bir web sitesi olarak ülkemizde bir ilke imza atıyor. Sitenin adresi: www.sigortam.net KEDİNİN DE GEN HARİTASI ÇIKARILDI Köpek, fare, inek ve insandan sonra, kedilerin DNA'sı da deşifre edildi. Habeş kedisi Cinnamon ('Tarçın) tıp tarihinin en ünlü kedisi olarak kayıtlarda yerini aldı, zira o bugüne kadar DNA'sı deşifre edilen ilk kedi. Bir kedinin DNA'sının büyük bölümünü deşifre etmeyi ilk kez başaran bilim insanlarının araştırmalarından elde edilen bilgiler, hem kedilerin, hem de insanların hastalıklarının tedavisinde kullanılabilecek. Bugüne kadar köpek, şempanze, fare, inek ve insanların DNA'sı deşifre edilmişti. Araştırmanın yapıldığı Missouri Üniversitesi'nin Columbia Kampusu’nda yaşayan Tarçın'ın DNA'sının deşifre edilmesi, kedilerle insanlar arasında AIDS, SARS, diyabet, retinal rahatsızlıklar gibi 200'den fazla ortak hastalık bulunması nedeniyle önemli. Çalışmanın kedigillerin yanı sıra insan hastalıklarının tedavisine ve yeni aşıların bulunmasında yardımcı olacağı belirtiliyor. İnsanlar gibi kedilerin de DNA yapısı 3 milyar parçanın birleşiminden oluşuyor. Genlerin deşifre edilmesi, bu parçaların DNA üzerindeki diziliş sırasının belirlenmesiyle mümkün oluyor. Araştırmanın, Gen Araştırmaları Dergisi'nin kasım sayısında yayımlanan ara sonuçlarına göre Tarçın'ın DNA yapısının üçte ikisi keşfedildi, 20 bin 285 geni tanımlandı. Kedilerin DNA'sında da insanlarınki gibi 2025 bin arası gen bulunduğu düşünülüyor. Çalışmanın tam sonuçları gelecek yıl alınacak. Kaynak: www.terrakki.com Reyhan Oksay CBT 1078/19 16 Kasım 2007