20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Werner Heisenberg ve Belirsizlik Prensibi(1) Saatin gongunun altı defa vurması ile uyanan delikanlı, yatakta doğruldu ve yanındaki pencereden dışarı bakmaya çalıştı. Karanlığın içinden karın lapa lapa yağdığını fark etti. “Salı günlerini sevmiyorum” diye söylendi kendi kendine. Salı günleri erken kalkmak gerekiyordu; çünkü Profesör Wien onların saat 7'de laboratuvarda bulunmalarını istiyordu. Yard. Doç. Dr.Metin Bolcal (İst. Kültür Üniversitesi) P rofesör Arnold Sommerfeld'in doktora öğrencisi olan genç Werner, tıpkı hocası gibi deneysel fizikten hoşlanmıyor, hatta biraz küçümsüyordu. Üstelik hocası Sommerfeld'in Profesör Wilhem Wiem ile araları da pek iyi sayılmazdı doğrusu. Fakat Wien, Sommerfeld'in öğrencilerinin deneysel fizik almaları konusunda ısrar edince, o da öğrencilerini Wien'in sınıfına göndermişti. Wien derslerde optik aletlerden bahsederken Werner'in aklı hep atom fiziğindeydi, Profesör Wien de bu durumun farkındaydı. Sonunda Wien, Werner'i Zeeman etkisi ile ilgili bir deneyde görevlendirdi. Bu deneyde kullanılan optik araçlarını derslerde Prof. Wien zaten anlatmıştı, fakat Werner hiçbir zaman bunlarla ilgilenmemiş, dinlememişti. Tüm zorluklara rağmen deneyi bitirdi, raporunu yazdı, elinden gelenin en iyisini yaptı, ama yaptıklarını kendi de anlamamıştı. Kendi kendine söylendi: “En iyi teorik fizikçiler bile deneysel fizikte başarılı değiller zaten”. Bu düşünce onu rahatlatmıştı. Yarıyılın bitmesine birkaç hafta kalmıştı ki, bir sabah aceleyle yataktan fırladı, giyinip dışarı attı kendini. Sabahın soğuğu ile beraber biraz daha kendine geldi. Ama yine de geç kalmıştı. Münih Üniversitesi'nin soğuk taş koridorlarında, laboratuvardaki derse yetişmek için hızlı adımlarla içeri girdiğinde yine Prof. Wien'in gözlüğünün üstünden bakarak, “Bay Heisenberg yine anlaşılan uyanamamışsınız” diye kendisini iğneleyeceğini düşünüyordu. du. Babası Münih Üniversitesi'nde görev alınca, Werner 9 yaşındayken Münih'e taşındılar. Okul hayatı hep birinciliklerle geçti. 1920 yılında liseyi bitirince Münih Üniversitesi'ne başladı. Heisenberg hem matematiğe hem de fiziğe ilgi duyuyordu. Matematik üzerinde çalışmaya karar verdi. O yıllarda, eğer öğrenci başarılı ise aynı zamanda bir profesörün asistanı olabilir, kısa sürede araştırmaya başlayabilirdi. Öğrenciler genellikle üçüncü ve dördüncü sınıfa kadar asistan olamazlardı. Ama Heisenberg çok başarılı bir öğrenciydi. Babası onun Matematik Profesörü Ferdinant Van Lindemann ile çalışmasını istiyordu ve bunun için bir randevu ayarladı. Lindemann oldukça yaşlıydı ve asistanlara da pek alışık değildi. Görüşme kötü geçti. Lindemann, Heisenberg'e üniversiteye hazırlanırken hangi kitapları okuduğunu sorunca, o da hocayı etkilemek için, Herman Weyl'in “Uzay, Zaman, Madde” kitabından bahsetti. Lindemann, bunun üzerine kaşlarını çatıp “Bu durumda sen matematik adına kayıpsın” deyince iş bitti zaten. Halbuki Fizik Profesörü Arnold Sommerfeld'e aynı kitabı okuduğunu söyleyince kitabın ne kadar zor olduğunu bilen Teorik Fizik Enstitüsü Başkanı ve teorik fiziğe büyük katkıları olmuş hoca, Werner'i fizik alanında en iyi öğrencilerinin bulunduğu grubun seminerlerine davet etti. BOHR'DAN DAVET Heisenberg, Prof. Sommerfeld'in yanında başarılı çalışmalar yaptı. Niels Bohr 1922 Haziran'ında konferanslar vermek üzere Gottingen Üniversite 15 YAŞINDA EINSTEİN Werner Heisenberg, 5 Aralık 1901'de Almanya'da Würzburg'da doğdu. Würzburg Üniversitesi'nde Yunan Dili Profesörü olan babası onun eğitim aşkını hep destekledi. Küçük yaştan itibaren Matematiğe büyük ilgi duyan Werner'in 1415 yaşlarında Einstein'in teorisi üzerinde çalışmaya başladığını biliyoruz. Gerçi, Einstein'in kitabındaki matematik onu bayağı zorlamış olmalı. Herman Weyl'in “Uzay, Zaman, Madde” kitabını okumuştu. Okuduğu bu kitap daha sonra onun kaderinde hiç beklemediği derecede etkili olacaktır. Her ne kadar fizikle ilgili kitaplar okumuş olsa da, esas ilgisini çeken matematik olmuştur. Özellikle Sayı Teorileri ile ilgilenmiştir. Örneğin Pierre de Fermat'ın ünlü son teoremini çözmek için aylarca uğraştığı bilinmektedir. Werner Heisenberg, mükemmel bir atlet ve iyi bir kayakçıydı. Uzun yürüyüşler yapmayı severdi. Dağlara çıkar uzun yürüyüşler yapıp bazen de oralarda gecelerdi. Ayrıca iyi bir piyanistti. Genç yaşında Mozart ve Schumann'ın konçertolarını çalabiliyor si'ne gelince, Sommerfeld öğrencilerinin çoğunu bu konferansları dinlemek üzere Gottingen'e götürdü. Heisenberg, Bohr'dan çok etkilendi. Konferans'ın son gününde, Bohr kendi öğrencisi Hendrike Kramers'in yaptığı çalışmalarla ilgili konuştu. Sıra sorulara geldiğinde, Heisenberg ayağa kalktı ve bu anlattığı teoride ciddi problemler olduğunu söyleyince, Bohr ilk başta şaşırdı ve 21 yaşındaki gencin haklı olduğunu fark etti. Bohr böylesine genç bir adamın sahip olduğu kavrama gücünden çok etkilenmişti. Bohr o sırada Einstein'dan sonra en meşhur fizikçiydi ve 37 yaşındaydı. Vakit kaybetmeden Heisenberg'i Kopenhag Teorik Fizik Enstitüsüne davet etti. Heisenberg 1923 Temmuz'un da doktora tezini savunmak için hazırlanırken Münih Üniversitesi'nde sadece 3 yıl geçirmiş, önemli makaleler yazmıştı. En ilginç olanı da o sırada dünyanın en iyi fizikçilerinden Niels Bohr tarafından da tanınıp taktir ediliyordu. Heisenberg'in doktora konusu Hidrodinamikle ilgiliydi. Sommerfeld, Heisenberg'e “Sıvılarda Yüzeysel ya da Pürüzsüz Akımdan Türbülansa Geçiş” le ilgili bir problem verdi. Bu çalışmada Heisenberg hayli başarılı sonuçlar buldu. (Devam edecek) Bu yazıda Barry Paker'in ''Kuantumu Anlamak'' adlı kitabından faydalanılmıştır. Paleoastrofizik Prof. Dr. Rennan Pekünlü (Ege Üniversitesi) Paleontoloji olur da paleoastrofizik olmaz mı? Güneş’in manyetik etkinliği Güneş kökenli kozmik ışınların yeğinliğinin zamanla değişmesine neden olur. Yüksek erkelere sahip kozmik ışınlar Yer'in stratosferinde ve üst troposferinde radyokarbon 14C ve radyoberilyum 10Be oluşmasına neden olur. 14C ve 10Be içeren moleküller hızla okside olurlar: 14CO2 ve 10BeO. Daha sonra aerosoller tarafından tutulan 10BeO yağmurla yeryüzüne iner ve kutuplardaki buzlarda ve okyanus dibinde depolanır. 14CO2 jeofiziksel ve jeokimyasal süreçler zincirine katılır, genel karbon çevrimine girer ve son aşamada ağaç halkalarında yerini bulur. Kısacası, buzlardaki 10Be ve ağaç halkalarındaki radyokarbon Güneş'in manyetik çevrimine bağlıdır. Radyokarbon yöntemiyle Güneş'in geçmiş dönemlerdeki manyetik etkinliği üzerine yapılan çalışmalar 1960'lı yılların sonunda başladı. Ancak, 14C yönteminde, atmosferdeki radyo karbon üretimindeki kısa dönemli değişimlerin kendisini gösterme şansı, uzun dönemli değişimlerden daha azdır. Bu nedenle, radyokarbondan türetilen Güneş manyetik etkinliği verileri ciddi bir biçimde yanıltıcı olabilir. Kaynak: M.G. Ogurtsov, Astronomy Reports, 49, No.6, s. 495, 2005 CBT 1078/17 16 Kasım 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle