24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Dfîzik başkan gibi değişmez olduğunu mu söylemek istiyorsunuz? • Bazı fızikçikler bunu söyleyebilecek kadar ileri gidiyorlar. İçgüdüsel olarak, geleceğin, olaylann henüz açık olduğu zaman yönü olduğunu hissederiz. Oysa geçmiş karar verilmiş veya kapanmıştır. Ama ne var ki "kapanmış olmak" konsepti için fizik kanunlarında bir yer bulmak çok zordur. Ne kadar ararsanız arayın fiziğin temel kanunlarında bir zaman oku bulamazsınız. Bu nedenledir ki özgür irade bu kadar problemli bir fenomendir. Fizikte bunun yeri yoktur. • Bu ikilemi kuantum mekaniği de çözemiyor mu? • Ne yazık ki hayır. Doğrusu şu: Kuantum mekaniğindeki denkJemler gelecekte yaşanacakları kesin bir şekilde öncelemiyor, bunun yerine sadece bir şeyler olacağına dair bazı olasılıklar sunuyorlar. Bu yüzden şöyle bir şey sormak gerekir: Geleceğin belirsizliği yoksa bu denklemlerde mi gizli? Burada özgür irade mi devreye giriyor? Burada sorun sadece geleceği de geçmişi de sormanıza dayanıyor. İşte o zaman kuantum mekaniğinin geçmiş için de sadece olasılıklar sunduğunu fark ediyorsunuz. • Yani yine eskisi kadar kurnazsınız?! • Bu sizin fıkriniz. En önemli sorun, klasik ve kuantum mekaniği kurallarının hiçbir şekilde geçmişi ve geleceği ayırt edememesidir. Bu yüzden de gelecek ve geçmişin neden farklı olduğunu açıklamak çok zordur. Ancak evrenin son derece düzenli olduğu bir anın neden var olduğunu açıklayabiliriz, bugün gördüğümüz her şey bu düzenin sonucudur çünkü. İLK PATLAMA OLAYI • İlk patlamadan söz ediyorsunuz. Lütfen şimdi bunun içinde neyin bu kadar düzenli olduğunu açıklayın. İçinde kaotik bir şekilde savrulan parçacıklar buiunan kızgın bir bulamaçtan daha düzensiz ne olabilir ki? • Haklısınız. Bu durum sezgilerimize karşı. Mürekkep, bir bardak suyun içine damladığında düzenli bir şekilde dağılarak düzensizliği en yüksek seviyeye çıkarır. Evrenin başlangıcı da tıpkı böyle olmalıydı. Düzenli bir şekilde dağılan kızgın gaz o halde suya damlayan mürekkepte olduğu gibi maksimum düzensizlik mi söz konusu? Hayır. Çünkü yerçekimini unuttuk. Sudaki mürekkepte hiçbir rol oynamasa da evrende pekala önemlidir. • Yerçekimi ne şekilde etkiyor? • Her parça maddenin diğer parçayı çekmesini sağhyor. Madde bu nedenle topak oluşturmaya eğimlidir. Demek yerçekimi düzenli dağılıma karşı işliyor. Başlangıçta var olan madde ve ışınlı kızgın deniz, dünyaya doğal ortamını bulması için izin verildiği taktirde oluşacak evrenden çok çok daha düzenlidir. Peki bu durumda evren neye benzerdi? Gökyüzündeki galaksiler: Gerçeğin peşinde süren 3000 yıllık yolculuk. • Bir sürü kara deliğin bulunduğu yani son derece yoğun madde topaklarıyla oluşmuş bir deniz gibi. Dünyanın ilk başta niye böyle olmadığı sorusu fızikçilerin çözmek zorunda oldukları en önemli sorunlardan biridir. • Ve bunun için Big Bang'i anlamanız gerekiyor. Kitabınızda, en büyük problemlerden birinin ilk patlamada aslında patlamanın olmayışıdır, diyorsunuz. • Evet. Birçok insan ilk patlama teorisinin, evrenin bir patlamayla oluştuğunu açıkladığını sanır. Ama denklemler üzerinde ayrıntılı bir şekilde çalıştığınız zaman tam ta başlangıç noktasında sıfır patlamaya ulaşırsınız. Yaratılış anı hakkında hiçbir bilgi vermezler. Peki gerçekten de bir patlama mı yaşanmıştı, yoksa patlama değil de ne? Ve bunun nedeni neydi? Bu sorular yüzünden formüller yetersiz kalıyor. Bu da şu demek: Big Bang teorisi en önemli olayı yani patlamayı içermiyor. • Peki patlamayı meydana getirenin ne olduğu hakkında bir fikir var mı? • Burada sorun yine yerçekimi. Bu çekim kuvveti cisimleri bir araya topluyor. Oysa ilk patlamada itici güç etkili olmuştu. Peki cisimleri birbirinden ayıran bu kuvvet ne olabilir ? man tahmini, bu teoriyle tamamen çürütülmüştür. • Buradan ne anlaşılmakta? • Şimdi belli bir zamanda gerçekleşenler hakkında farklı sonuçlara ulaşıyorsak, o zaman geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek hakkında karar veremeyiz. Sizin için gelecek olan benim için geçmiş ya da tersi olabilir. "Şimdiki zaman", "geçmiş" ve bir "geleceğin" varlığı hayalden başka bir şey değil. Evren, sizin "şimdiki zaman" fıkrine katılmıyor. • O halde geçmişin kapandığı ve geleceğin henüz açık olduğu inancı da sadece hayal öyle mi? •Einstein böyle olduğuna inanıyordu. Gerçi mantığımız gelecek ve geçmiş yapılarını barındırmayan bir dünyanın hayalini kabul edemiyor ama bu kavramlar temel bir anlam çıkarılmayacak kadar da sübjektiftir. • Yani siz gerçekten 2100 yılının Amerikan başkanının, 1900 yılındaki GENLEŞME ALANI ZORUNLU • Bu soruya bir yanıbnız var mı? • Evet bunun çözümü yerçekiminin her zaman çekici bir kuvvet olması gerekmediğine dayanan genleşen kozmos teorisidir. Yerçekimi, cisimleri birbirinden ayıracak kadar itici de olabilir. Ama sadece evrenin ilk başta genleşme alanıyla dolu olduğu gibi uç koşullarda. Çünkü bu durumda Einstein'ın denklemlerinde antiçe^ kim gücü ortaya çıkıyor. Ve bu da ilk patlamayı tetiklemiş olabilir. Demek ki böylece BigBang teorisine, zaman ve mekanı ayırarak bugün izlediğimiz gibi genleşen bir evreni doğuran bir kuvvet eklemekte. • Diğer sözlerle açıklayacak olursak, siz ortaya bir genleşme alanı atarak ilk patlamayı başlaüveriyorsunuz! Peki bu genleşme alanı nereden geliyor? • İlk patlamanın gerçekleşmesi için buna ihtiyacımız var. Yazının devamı arkada 953/13 25 Haziran 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle