Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
proteının dıyabet hastalarında korluğu onleyebıleceğı anlaşıldı Sonuç, farelerde yaratılan bır ağtabakası hastalığının ıncelenmesıyle elde edıldı Amerıkalı bılım adamları SDF1 proteının dıyabete bağlı retınopatı hastalığında onemlı bır rol oynadığını bularak proteını bloke edıcı etkısı bulunan antıkorlarla farelerde korluğu onledıler Gorme bozukluğu ve korluk en sık gorulen dıyabet komplıkasyonlarıdır Kandakı yuksek şeker sevıyesı, gozdekı kılcal damarları geçırgen hale getırerek, gozdekı kan dolaşımını zayıflatır ve gozde oksıjen yetersızlığıne neden olur Beden bu hasarları onlemek ıçın yenı kan damarları uretır Ancak bunların aşırı buyumelerı ağtabakaya zarar verır dolayısıyla da gorme yetısının zayıflamasına yol açar Bu surecı durduracak ılaç tedavısı bulunmuyor henuz Butler ve ekıbı şımdı SDF1 ıle hastalığın bır anahtar faktorunu saptadı Proteın, yaralanmaların bulunduğu her yerde dolayısıyla da gozdekı damarlarda da uretılmekte Be dende yardım bek leyen onarım sıstemını uyaran proteın kemık ılığındekı uzmanlaşmamış hucrelerı harekete geçırerek yaralı bolgedekı dokuyu yenılemelerını sağlar Ancak SDF1 ın kısa bır sure sonra ındırgendığı bolgelerde proteın yoğunluğu ındırgeyıcı enzımlerın bulunmaması nedenıyle durmadan artar Sonuç Goze gıt gıde daha fazla onarım hucrelerı gonderılır ve ye nı damarlar kontrolsuz olarak çoğalırlar Bılım adamları bu surecı durdurmak ıçın sadece SDF1 proteınıne yerleşen antıkorları doğrudan doğruya farelerın gözlerıne aşılayınca, proteın molekullerı sınyal proteınını etkısız hale getırmış ve farelerın gorme yetısı kaybolmamış Florıda Unıversıtesı'nden Jason Butler ve ekıbı, Journal of Clınıcal Investıgatıon dergısınde tek bır dozun bır aydan fazla etkılı olduğunu soyluyorlar Araştırmacılar şımdı terapıyı bıraz daha gelıştırerek maymunlar uzerınde deneyecekler kenedındıgı bılgılerden şımdı otomatıkleştırılmış Ay ınışlerı ıçın yararlanacak Raytheon tarafından uzayda roket fırlatımı ıçın gelıştırılen uçuş araçlarının gorevı, yorungelerı uzerınde tekrar dunya atmosferıne ulaşmadan once kıtalar arası roketlerı etkısız hale getırmektır Araçların bu yetısı şımdı Aya inişlerde de ışe yarayacak "Ay mısyonlarındakı kesın hedef konusu NASA ıçın gıt gıde daha fazla onem taşımaya başladı" dıyor fırma sorumlusu Michael Booen, "ve bız geçmışte gerçekten de çok lyı konumlama teknıklerı gelıştırdık" Raytheon, Ay araçları ıçın roket savar urunlerdekı modıfıke motorları duşunuyor Amaç ınsansız bılım mısyonlarının kesın bır şekılde hedefe ulaş ZümrüttenAkisler A M Celal Şengor Orhan Burian'ın "Denemeler Eleştiriler"i Turkıye BılımlerAkademısı (TUBA) bugunlerde son derece hayırlı ışleryapıyor Bunlardan bır tanesı de rahmetlı VedatGünyol'unhazırladığı Orhan Burian'ın "Denemeler Eleştırıler'adlı eserını tekrar Turk okuyucusuna sunmak olmuştur lekı berrak duşuncelı ve bılgılı bır ınsanın çoğu kendı uzmanlık dalı olan edebıyat eleştırmenlığı konusunda çeşıtlı vesılelerle yazdığı deneme ve eleştırı yazılarından oluşan bu eser, okuyanı yalnız bılgılendırmekle kalmıyor, bılımsel duşunmeğe de sevkedıyor, eleştırının ne olduğunu anlamasına yardımcı oluyor ve aydın sorumluluğunu takdır etmesıne yol açıyor 1914yılında Istanbul'da doğan Burıan, 1953'de 39yaşında oldu Kısacık omrune kendısı yıllarca andıracak onemlı ışler sığdırmıştı Bu ıkıncı baskıya yazdığı önsozde mahır şaırımız ve eşsız ho camız, Burian'ınmeslekdaşı, TalStS. Halman bu ışlerı Burian'ın "on ufku" başlıklarında bızlere anlatıyor Neleryapmamış Burıan Bılgı edınırken erdem gelıştırmış 0 kadar kı, o tum temız kalbıne ve ınsan sevgısıne rağmen muşkulpesent bır eleştırmen olan Abdulhak Adnan Adıvar, o ölduğunde "Orhan Burian'ın ölumuyle genç bılım ve genç erdem buyuk bır kayba uğramıştır" demış Benım Burıan hakkındakı bılgım, TUBA hızmet ödulu olumunden yarım yuzyıl sonra kendısıne verılırken yazılanlarla bu kıtabın ıçındekılerden ıbaret Bu sınırlı bılgı danı benı kendısıne hayran bıraktı (onu bu kadar az tanımam toplumumuzun ustune duşenlerı ne kadar az yaptığını gosterıyor) Ay'a inişlerde kesin hedef garantisi Amerıkan teknolojı kuruluşu Raytheon, olum roketlerını gelıştırır tırılması Ne var kı Raytheon fırmasının kendı teknığıne olan guvenı kısa bır sure once kayboldu Ikı yıldan bu yana fırmanın bır muhendısı tarafından guçlendırılen olum roketının ılk uçuş testınde, araç "bılınmeyen bır hata' yuzunden hangarda kaldı Nilgün özbaşaran Dede Tuz gölünde bakteriler Akdenız'ın dıbındeki tuzgöllerınde bakteriler saptandı. Akdenız, tektonık levhaların kayması yuzunden geçmışte bırkaç kez dıfjer denızlerden farklı olarak tamamen kurumuş ve buyuk tuz depoları oluşmuştu Denız suyu yenıden derındekı çukurluğa dolduğunda tuz depoları bazı kısımlarda çozulmuş ve çok tuzlu goller oluşmuştu Tuz gollerının suyu çok yoğun ve ağır olduğu ıçın normal denız suyu bunlarla karışmamıştır Bu tur tuz göllerı bugun dogu Akdenız'de mesela Gırıt'un kuzeyınde 3000m derınlıkte bulunmakta Denız suyu ve tuz depolarının yoğunlukları farklı olduğu ıçın tuz gollerı tamamen ızole olmuştur Yoğum mıktarda magnezyum klorıd ıçermelerıne rağmen hıç oksıjen bulunmadırjı ıçın yaşamın bulunmadığı sanılıyordu Ve Braunschvveıg Bıyoteknoloji Araştırmaları Bırlığı (GBF) mıkrobıyologu Kenneth Tımmıs ozellıkle de "Dıscovery" olarak bılınen çukurlukta asla yaşamın bulunmayacağını sanıyordu Oysa ılk örneklerı laboratuarda ınceledığınde surprız bır bıçımde çok sayıda bakterı ve ılkel mıkroor ganızmaların kalıtımına rastla dı Hatta gen testıyle yenı bır bakterı grubu bıle saptadı Mınık canlılar yaşam enerjılerını olasılıkla metan gazı ve kukurt bıleşımlerının oluştuğu özumlenme sureçlerınden alıyorlar Denız dıplerındekı yaşam hıç de kolay değıldır Organızmaların neredeyse hıç rahatsız edıcı komşuları yoktur Sadece bır ıla uç metrelık bır tabakadan sonra Akdenız suyuyla karışma soz konusu Tımmıs ve ekıbı Scıence dergısınde farklı kımyasal koşullar yuzunden bır yalıtımın bulunduğundan söz ediyorlar Tuzlu çukurun uzerındekı denız suyu tabakasında, tuz çukurundakı canlılardan tamamen ızole olan farklı bır canlı topluluğu bulunmuş Bulgu, yaşam araştırmalarında yeni bır adım olabılır "Yaşamın çok tuzlu suda oluşmuş olabıleceğı bıle duşunulmekte" dıyor araştırmacılar Uzayda da bunlar gıbı çok tuzlu bolgeler bulunmakta ve bunlar dunya dışı canlılar arayanlar ıçın yenı bır hedef olabılırler Tımmıs şımdı denız dıplerınde buldukları mıkroorganızmaları laboratuvarda yetıştırerek, ne tur etkı maddelerı urettıklerını araştıracak 932/5 29 Ocak 2005 Herşeyden once Burıan ın edebıyatı yaşayan veyaşatan dınamık bır sureç olarak gormesı, kendısını eleştırmenlığı yalnızca olup bıten hakkında fıkır yurutmek olarak goren bır kesımden ayırıyor Burıan yalnız geçmışı eleştırmıyor eğılımlerı de akıl ve bılgı suzgecınden geçırerek geleceğe ışık tutmağa çalışıyor Edebıyatımızın bugunku durumunu her tarafından ıncelıyor, dılımızı kurcalıyor, konularımızı dıdıklıyor Bazan da eleştırırken bıle edebıyat yaratıyor Bugunku Turk Destanı adlı yazısını, hele ulkemızın pek engebelı ve zor bıryoldan gıtmekte olduğu bu gunlerde, ınsanın gozunun yaşarmadan okuması mumkun değıl Ingılız ve Amerıkan edebıyatı hakkında yazdıkları konusunu yalnız oğrenmış değıl, anlamış bıryazar olduğunu hemen bellı edıyor Burıan büyuk selefı Fuat Köprulu gıbı edebıyatı evrensel bır san 'at, edebıyat tanhçılığını ve eleştırmenlığını de evrensel bılımler olarak ele alıyor Tabıı kı konusu yalnız edebıyat değıl Eğıtım (koy enstıtulerı ve unıversıtelerımız, bır Turk Akademısının kuruluşu ıçın duşuncelerı, tercume faalıyetımızın şeklı ve ıçerığı, koylunun aydınlatılması uzerıne yazdıkları ) tarıh, ahlak, bılım gıbı konulara da gırıyor Bılım ınsanlığı olduruyor mu dıye soruyor ve bazı duşuncesızlerce oyle algınlansa bıle tam tersının olduğunu savunuyor Gıderek akıl ve bılımden uzaklaşan dunyamızda serın bır esıntı gıbı ınsana relah ve huzur verıyor Ama bıryazısı var kı ınsanın tuylerinı urpertıyor Unıversıtede olan öğrencı olayları hakkında zamanın Mıllı Şefı Ismet Inonu'ya yazdığı mektup Devrın psıkolojisını ve alışkanlıklarını bır duşununuz O ne medenı ve kışısel cesaret gerektıren bır ıştır Ne kadar ornek alınacak bır davranıştır Turkıye ne talıhsız bır ulkeymışi Mustafa Necatı 35'ınde gıttı Ikı buyuk haiefı, Reşit Galip ve Vasıf Çınar da ondan çok fazla yaşayamadılar Ataturk'u 57'sınde kaybettık Hasanlı Yucel ancak altmışına kadar dayanabıldı Burıan 39'unda ulkesıne ve ınsanlığa veda ettı Gerçı toplumlar teker îeker bıreylere bağlı olmamalıdır ama bu kadarı da olmaz kı Burıan1lar tarlada bıtmıyor kı bu hızla tuketılmeye gelebılsınler Bu nedenle onlar olmuş olsalar bıle onları yaşatmak gerek Bu gorevı ustlenen TUBA'ya hem teşekkur, hem tebrık1 EDEBİYAT:DİNAMİKSÖREÇ TALİHSİZÛLKE