23 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

bilim dünyasından Kısa Haberler ta. Environmental Health Perspectives dergisinde yayımlanan ve Cincinnati Çocuk Hastanesi'nden Kimberly Yolten'ın yönetıminde gerçekleştirilen araştırma, yaşları 616 arasında değişen 4000 çocuğun test edilmesine dayanıyor Çocuklar standart okuma ve matematik testlerinden ortalama olarak 100 puan almışlar. Ancak çok hafif duman altında bile okuma testinde 3, matematik testinde 2 ve mantık Sıcak çikolataya yeni lezzct Erimiş çikolatanın çok özel bir şekilde işlenmesi sonucunda ağızda dağılıp eriyen bir çikolata tozu üretilebiliyor. ilginç tekniğin özelliği şu: Birkaç mikrometre büyüklüğündeki çikolata küreciklerinin içine sıvı aromalar "hapsedilmekte". Teknik, Bochum Üniversitesi'nden Eckhard VVeidner ve ekibi tarafından geliştirildi. Teknik bilimsel olarak "Particles from Gas Saturaled Solutions" adlandırılmakta. Bilim adamları aromalı çikolata tozu üretebilmek için erimiş çikolatayı sıvı aramolarla karıştırarak, yüksek basınç altında karbondioksit gazı ekliyorlar. Bu karışım daha sonra enjektörle atmosferik basınçlı bir kaba aktarılmakta. Bu işlem sırasında karbondioksit genleşiyor ve sıvı çikolatayı minik damlacıklar haline getiriyor. Genleşme, çikolata damlacıklarının anında katılaşarak içinin sıvı kalmasını sağlayan bir soğumayla ilişkili. Gaz basıncı ne kadar yüksekse toz o kadar ince oluyor. 30 150 barlık basınçlarla bilim adamları on ila 200 mikrometre büyüklüğünde kürecikler üretebilmişler. Tekniğin olumlu tarafı, aromların buharlaşmıyor olması. Çünkü bunlar gazın genleşmesi sırasında anında en az beş dereceye kadar soğutulmakta. Ayrıca karbondioksit atmosteri de tat verici maddelerin oksitleşmesini engellemekte. lı düşünme yetisinde ise 0,55 puanlık bir gerileme yaşanmış. Bilim adamları dumanın etkisini saptamak için kandaki kotinin seviyesini ölçmüşler. Nikotinin indirgenmesi sırasında oluşan kotinin, kan, idrar ve tükürük gibi beden sıvılarında ve hatta saçlarda bile bulunabiliyor. Kandaki kotinin seviyesi yükseldikçe mantıklı düşünme yetisi zayıflamakta. aydınlatacak yeni bir bilgi olacaktır diyor Science dergisi. Cambridge Üniversitesi'nden Nicholas Butterfield, fosili yalıtabilmek için Kanada'nın kuzeyindeki Victoria adasındaki arduazı kopararak çamuru dikkatlice elemiş. Bölece mikroskop altında farklı mikrofosil biçimleri saptamış. Tüm mantarlar genelde yuvarlak bir gövdeye sahip ve üzerleri çok hücrelerı liflerle kaplı Bu lit yapıları uçta birleşerek sarılgan saplardan oluşan bir tür ağ yapısını meydana getiriyorlar ki günümüz gelişkin mantarlar için de tıpik olan bu özellikten dolayı mikrofosillerin mantar olmaola ; j | sılığı yüksektır diyor But~ terfield Ancak fosil mantarlar günümüzde yaşayan mantar gruplarına ait olmadıkları için bir olasılıkla gelişkin mantarların bir kardeş grubuna dahil olabilirler. Yeni keşfedilen fosiller bununla birlikte eskilik rekorunu kısa bir süre sonra yitirebilirler. Kanada'da bulunan mikrofosillerin birçok özelliği daha önce Çin ve Avustralya'da bulunan ve bugüne değin sınıflandıramamış olan örneklere benzemekte. Eğer bunlar Kanada'daki organizmalarla aynı iseler, en eski mantarların yaşı 1,5 milyar yıl demek. Ancak bu yaşın kanıtlanabilmesi için kimyasal in celemelerin yapılması gerekecek. Burnumuzda hava çevrileri var Yaşlı denizciler fırtınayı kokusundan tanıdıklarını söylerler Son araştırma sonuçlarına göre her burunda gerçekten de hava çevrileri bulunmakta. Derin bir nefes aldığımızda koku hücrelerıne doğru gerçek bir fırtına ulaşır. Londra Kraliyet Koleji'nde Denis Doorley ve Robert Schroter yönetıminde çalışan ekip, bu hava çevrilerinin koku organımızın filigran yapısı sayesinde oluştuğunu ingiliz Biyoteknoloji ve Biyoloji Araştırmaları Konseyi'nin "Business" dergisinde açıklıyor. Bir uçak kanadının etrafındaki hava akımının çok karmaşık olduğu sanılsa da bunlar burnumuzdaki çevrilerin anlaşılmasından daha kolaydır diyor Doorley. Düz çizgiler veya basit eğrilerin bulunmaması nedeniyle burnumuzun geometrisi son derece karmaşık. Hatta kalpteki kan damarlarının modeüerini oluşturmak burun kanatlarındaki hava akımlarından daha kolaydır. Hava çevrisini anlamak için, bilim adamları burnun iki misli büyüklüğünde saydam bir burun modeli üretmişler. Ayrıca daha önce de deneklerin burunları bilgisayar tomografisiyle ölçülmüş Fakat bilim adamları burun modelinden hava değıl su akıtmayı tercih etmişler. Suyla, düşük hızda aynı etkiler takip edilebilmekte. Tüm bu olayın daha iyi görünebilmesi için bilim adamları ayrıca suyun içine plastik kürecikler ilave edip akıntıyı bir dijital kamerayla durdurmuşlar ve bu şekilde sakin solumadan hızlı nefes almaya dek tüm süreçleri ayrıntılı bir şekilde inceleyebilmişler. Soğuk algınlığı sırasında burun mukozası şişip hava akımlarını engellediğinde koku duyusu zayıflamakta Yeni bulgu cerrahlara burun ameliyatlarını planlamada da yardımcı olacak. Ayrıca burun spreylerinin geliştirilmesinde de hava ve damla karışımının burunda ne şekilde dağıldığı önemlidir. Dünyanın en eski mantarı Kanada'daki bir arduaz yatağında dünyanın en eski mantarları bulundu. 850 milyon yıllık olduğu sanılan minik fosiller bugüne dek bilinen en eski mantar örneklerinden 470 milyon yıl daha eskiler. 0,4 mm uzunluğundaki mikrofosiller görünüş olarak günümüzdeki mantarlara benziyorlar. Bugüne kadar bilinen en eski mantarlar Devon dönemine aitti ve yaklaşık olarak 380 milyon yaşındaydı. Son bulgular gerçekten de mantar ise, bu ilkel yaşamın çeşitliliği ve evrimin zaman cetvelini Diyabete bağh körlüğe karşı antikor tedavisi SDF1 olarak bilinervbir Kozmik sanatçılar harikalar yaratıyor Bir Alman astronomi ekibi ilk kez bulutsuların içinde manyetik alanlar saptadı. Genelde ilginç ve estetik biçimlere sahip bu gaz bulutları bilim adamlarını eskiden beri büyülüyordu. Bilim adamları şimdi bu bulutsuların manyetik alanlarla biçimlendiğini buldular. Bulutsuların kaynağı, yaşamlarının sonunda özgün boyutlarının yüz misli genleşerek Kırmızı Dev'e dönüşen yıldızlardır. Genleşme sırasında yıldızlar gaz kılıflarını da atarlar. işte bunlar merkezi yıldızın etrafında bulut gibi dolaşarak birbirinden ilginç biçimlere bürünür. Bulutsuların neden evrendeki diğer objeler gibi yuvarlak olmadıkları üzerinde astronomlar uzun bir süredir kafa patlatıyorlar. Tartışılanlar arasında merkezi yıldızın kütle çekimi ve santrifüj kuvveti dışında manyetik alanların da etkili olabileceği de vardı. Bu düşünce şimdi bu tür alanların bulunmasından sonra kanıtlanmış oldu. Gözlemler, Şili'deki "Very Large" teleskopuyla yapılırken araştırmacılar dört yıldızda ışığın %0,1 oranında polarize olduğunu tespit etmişler. Işığın çok zayıf bir şekilde polarize olması bile bir manyetik alana işaret eder. Bilim adamları manyetik alanların kuvvetini yaklaşık olarak 1000 gaus olarak ölçmüşler ki dünyanın manyetik alanı misli zayıftır. 932/4 29 Ocak 2005 Pasif içidlik, çocuklarda okuma ve hesap yetisi üzerinde etkili Düşük dozda sigara dumanı bile çocuklarda ve gençlerdeki bilişsel yetenekler üzerinde olumsuz etki yapabiliyor. Yoğun duman altında özellikle de okuma, hesap ve mantıklı düşünme yetisi zayıtlamak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle