25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yerbilimleri Dünyanın en eski kayalarıyla ilgili bilmece çözüldü Sonuçlar, kayalıkların okyanuslann dibinde biriken toriullardan oluştuğunu göstermekte. ünyanın en eski kayaları Grönland'ın güneybatında bulunur. Ancak bunların doğal eriyiklerden tni yoksa ilk okyanuslardaki tortullarla mı oluştukları tartışmalıdır. İçinde yaşamın izleri bulunabilmesi için ikinci şıkkın doğru olması gerekiyor. Bilim adamları şimdi bu tartışmah soruyu nihayet yanıtlayabildiler. "İncelemiş olduğum örnekler sayesinde kesin sonuçlar aldım" diyor Chicago Üniversitesi profesörü Nicolas Dauphas. Kimi bilim adamları Grönland'daki dağ formasyonlarının, yaşama ait 3,83 milyar yıllık izler taşıdığı görüşünde. Diğerleri ise bunların bir zamanlar eriyik halinde olduklarını ve bu nedenle de yaşam izlerinin konserve olması için uygun olmadığı tezini savunuyorlar. Grö'nland kayalıklarıyla ilgili belirsizlik, kayaların dünya tarihi boyunca geçirdiği evrelerin bir sonucudur. Yeryüzünün altındayken yüksek basınç ve ısılann etkisinde kalmış, kimya ve mineralojileri tümden değişmiştir diye açıklıyor Dauphas. İşte bu durum da kayaların erimiş D magmanın katılaşmasıyla mı yoksa tortullarla mı oluştuğunun saptanmasını zorlaştırmakta. İlk organizmaların kalıntıları sadece tortul kayalarında koruna gelebilir. Dauphas şimdi bu tartışmah soruyu modern kitle spektrometresiyle çözdü. TORTUL ERİYÎKLER Bilim adamı bu araçtan, Grönland'ın güney batısındaki kayalıklardaki demirin izotop bileşimlerindeki en küçük varyasyonları en kesin bir şekilde belirlemek için yararlandı ve izotop değerleri sayesinde kayaların ne şekilde oluştuğunu buldu. Kayanın içindeki demir göreceli olarak zengin bir izotop çeşitliliği yansıtıyor ki bu doğal eriyiklerden oluşan kayalıklarda bulunmaz. Bu açıdan bakıldığında kayalıkların doğal eriyiklerden oluşmadığını söyleyebiliriz, diyor projeye katılan bilim adamlarından Meenakshi Wadhwa (Chicago Field Museum). "Benim sonuçların, kayalıkların okyanuslann dibinde biriken tortullardan oluştuğunu göstermekte. Bu sonuç önemlidir, çünkü yaşam izlerinin aranması için bir temel oluşturmakta." Bugüne değin bilinen en eski mik rofosiller 3,4 milyar yıldan daha eskidir ve Avustralya'da bulunmuştur. Fakat bilim adamları şimdi Grönland'da daha eski izler bulmak istiyorlar. Sonuçta Grönland'ın en eski kayalıklarında yaşam izi olup olmadığı hala kesin değil. Ancak bazı izler ipucu veriyor. Atmosferin ilk dönemlerinde henüz oksijen bulunmamasına rağmen kayalar oksitleşmiş. Bu da ilkel organizmaların fotosentez etkinliğiyle açıklanabilir. "Ama bu şekilde 4 milyar yıl önce biyolojik etkinliğin varolduğunu kesin bir şekilde söylemeyiz. Bu konuda yapılması gereken araştırmalar var" diye konuştu Dauphas. DörtKöşe Kokoreç fefH. Ökkeş Dışarda yemek yediğim bile nadirdir ve yaşamımı bitirdiğimi sandığım günlere gelmişim değil kokoreçe kokusuna bile uzak durmuşum. Oysa annem de, babam da çok severlerdi; Izmir'li arkadaşlarım da... Biriyle tanıştım arkadaş olduk. Kokoreç satıcısı çıktı. Bana illâ ki kokoreci tattırıp sevdirecek. Kokoreci silah zoruyla değil, ama annemin deyişiyle "hatır için çiğ et yenilir" düsturunu doğrularcasına tattım. Işin ilginci, yaidırgamadım, ikinci kez de, önümeçıktıkçatadaroldum. Ûyle, kokoreç arar değildim ama yer'ı geldiğinde uzak durmazdım; maç çıkışlarında, çarşı içlerinde para verip aldığım olurdu; bol kekik, kimyon karışımı baharatıyla... Biz değiştik, yaşam aktı, piyango bizi Teksas'lara sürükledi. Türkiye, devir devir değişiyor. AB'ye girecek, kokoreç gidecek deniyor. Kaç yıl oldu ne sokakta kokoreç yedim, ne de annem, babam kaldı... Memleketten kokoreç de giderse ben ne edeyim, nerelere gideyim? Yaşamım altüst olacak, ne umudum ne de beklentim kalacak hocam. Lütfen müdahale edin, barı kokoreç yerinde kalsın. Piref.HalisSalih Teksas/ABD Aziz hocam ökkeş, Size ilk kez yazanlardan biri de benim. Taa Teksas'tan yazıyorum ama Türkçe yazıyorum. Çünkü yaşamımda beceremediklerimden biridir, yabancı dil öğrenmek, konuşabilmek, yazabilmek. Aklıma neler geliyor, neler geçiyor aklımdan: Yıl 1972, Izmir'de, üniversitede çalışmaya başlamışım, Çalışmaya alışmaya çalışıyorum. Çevremde dünya durmuş gibiydi o günlerde. Geceleri sokağa çıkma yasağı, Göztepe düşüşte ama yine de soğuk bir şubat gününde Fevzi ve Ali'nin golleriyle Fenerbahçe'yi iki golleyenip Türkiye Kupası'ndan eleyecek gücü ve coşkunluğu buluyoruz. 0 sıra' lar Izmir'de henüz yeni tanıdıklarım yok; eskiden tanıdıklarım darman duman olmuşlar. Ölümler, hapisler falan. Seçime karar verilmemiş. N. Erim gitmiş, F. Melen gelmiş. 1973'ün o bahara erken aldanmış badem günlerinde kim derdi ki Inönü'nün son yılı olacak; insanlar yığınlar halinde Ecevit'in ardına düşecek; Demirel'i yıkıyoruz diye Erbakan'ınardınageçilecek. işte o günlerde, dahayirmiüç, Izmir'in sokakları kokuludur, ama kokoreç kokusu hem yirmidört yaşımdayım ve yaşam bitti sayıyorum. Izmir'de kokoreç yaygındır; kendimi bildim bileli keskindir hem de çok çekicidir. Ben, çok yemek seçerim. 932/16 29 Ocak 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle