Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Platon tank boğazının ötesine taşıyan bir halktır Belirli şehirlerde ve kolonilerde, seçkin bir tüccar, denizci, armatör ve gırişimci toplulugu oluşmuştu. Bunlar, geniş bir dunya görüşüne sahip oldular. "Bu dönem Rönesans ile karşüaştınlabilir; buyük keşifler, farklı biçimde yaşayan, başka diller konuşan ve farklı geleneklen, alıskanlıklan olan diğer halklarla karşılaşma nin tekelinde oldugu komşu imparatorluklardaki gibi duşunce monohtizmı bulunmuyordu. Bilim demokrasinin kızı nu? Bu, Grek bılımının kökenlen üzerine çok sayıda eserin yazan olan Geoffrey Lloyd tarafından ileri surulen merkezı bir tezdir.(4) Ingıiız tarihçiye göre, "kanıtlann araşunlması", Grek şehirlerinin politik yapısına bağlıdır. Atina'da, poliük, dini ve adli konulardaki tartışma süreklidir Eşit olduklan düşünülen insanlar arasmda bir tartışma pratigi vardı. Tarüşmada hiç bir otorite sözkonusu degildir. Tbplulugu ikna etmek için öneri lehinde kanıt toplamak, kanıtlar ilen sürmek ve ispat gerekmektedir. M. Caveing'in belirttigi gibi, böylece bir yığın söz soyleme teknigı gelistırilecektir; retorik, adli savunma, diyalektik, eristik (rakip konuşmacınrn sözlerini kendi çelişkilerine dayanarak çürütme sanatı) vb. Sokrat'ın suçlulugunun kanıtlan nelerdir? Dünyanın yuvarlak oldugunu kanıtlayan şey nedir? Sparialılara niçın saldırmak gerekmıştır? Her zaman söylenılen şeyin "nedenini açıklamak" gereklidir. B. Vitrac, "Grekler üzerinde, adli pratiklerin giıçlü bir etkisi vardır" demektedir. Yargılama alanında, mahkemeler, tartışmalı otunımlarda karara varan jurilerle çalışırlar Bu sistem, savunuculann ve sanıkların kanıtlannı toplamasmı ve sunmasını gerektirir Zira kutsal bir adalet sözkonusu degildir. B. Vitrac, "Greklerde Aitia sozcugu, sebep anlamında kullanüır, fakat bu sözcük aynı zamanda suçlu anlamına da gelır." dıye hatırlatmaktadır. Politik, adli ve felsefı alanlarda, kanıtlama esasına baglı eleştirel tartışma ahşkanlıklan ve söz soyleme tekniklen geüştırılecektır. Mantıksal anlam ve ısbat düşüncesi geliştirümiştir G. Lloyd, demokratik tartışma ve bıümin doguşu arasında sıkı bir bağ kurma girişımınde bulundu. Ilginç, fakat taruşmalı bir tez. Sosyal olusum üe duşuncenın oluşumu arasında kurulan böyle bir sosyolojik determinizm, aynntılı bir analiz karşısmda zor dırenecektır. Zira Greklerm kendıleri için bile, "kanıt göstermek, isbatlamak degildir." Platon ve Arıstoteles, ıkna etmeyi amaçlayan retorik ile kanıtlamayı amaçlayan gerçek ısbatlama arasındakı farkın mukemmel bir biçimde bilincindeydıler. Ayrıca, matematıkte isbat duşuncesınin, demokratik tartışma biçımlerının dogrudan bir donuşumu oldugu çok açık degüdir. B. Vitrac'a gore, felsefe, matematik ve retorik birlikte gelısmislerse de, bunlan çok mekanik bir tarzda bırbırıne baglamak do§ru degildir. yeni bir biçimine girişi işaret etmektedir; yazı aracılıgıyla, düşüncenin daha kesin bir tarzda biçimlendirümesi, daha güçlu bir (toplumsal) bellegin yaranlması ve fikirlerin daha buyük bir ölçekte yayüması olanaklı hale gelmiştir Gunumuzde tarihçiler, yazmanın gerçek katküan uzerine daha ihtiyatlı bir şekilde yaklaşmaktadır. Babillilerde ve Mısu"lılarda da yazı vardı ama onlarda Grek bilımininkine eşdeger bir gelişme olmadı. AyncaGrek düşüncesinin buyük bir bolumunun, oral çerçevenin sınırlan içinde kalmış oldugu kabul edilmektedir.(5) Eğer yazı, Grek düşüncesi üzerin de bir etki yaratmışsa,bunu (tarihçı Eric Havelock (6)'un üeri sürdüğü gibi) benzersiz ve belirleyici bir faktör olarak degil fakat daha genel bir etkıleyicı faktorler ortamındakı etkenlerden biri olarak gerçekleştirmiştir. GREK MUCİZESİ VE KANITLARIN ARAŞTIRILMASI Büım ve felsefenın klasık çagda eskı Yunan'da dogmuş oldugu kabul edilmektedir. Aricak bu, bilim ve felsefenin, mitsel düşüncenin yerine geçen ve akıl olarak nitelendırilen özel bir zekâ biçiminden mucizevi bir şekilde doğdugu anlamına gelmemektedir. Grek bilimi, Babillilerın ve Mısırlılann daha önceki çalışmalanna dayanmaktadır. Fakat Grekler yenı bir entelektuel gelismeyi; kanıtlann sistematik bir biçimde arastınlması edimini yarattılar. Yanm asırdan berı, Anglosakson tarihçilerin bir bölümü Grek biliminin doguşunu, sosyal veya teknik bir faktore baglama çabası içinde oldu: G. Thompson için bu faktör parasal ekonomi, B. Farrington için teknik, E. Havelock için alfabe ve G. Lloyd için de demokrasidir. Bugun uzmanlar artık daha ihtiyaüıdır. Sosyoteknik faktorlerin etkisi kabul edildigınde, genel egilim, faktörlenn çeşitli oldugu dogrultusunda olusmaktadır. Faktorlerin her biri, Grek mucizesini uzun bir sureden beri kuşatan gızemın bir bölümünü kaldırmaya katkıda bulunmaktadır. (*) SCIENCES HUMAINES dergısının baş redaktorü Sciences Humaines, HorsSerie Histoire et Philosophie des Sciences, No 31, Aralık 2000/OcakŞubat 2001 Çeviren: Osman Bahadır NOTIAR (1) J P Vernant. Remarguea aur les formea e! les lımıtes de Id pensee technıque chez Grecs", Mythes et pensee chez les Gıecs. Maspeıo, 1974. (2) B Fdrrıngton. La Scıence dansIAntıquıte Grece. Kome. Payot. 1967; M. Daunıas (dır), Histoıe de la scıence. Gallımard. 1957. (3) B. Gille. les Mecaniciens Grecs La naissance de la technologie. Seuil. 1980 (4) G Uoyd. Onginea et developpement de la scıence Grecque Magie raıson el experience. 1979, tard. FVançaıse Flammarion, 1990 1 (5) A. Vteinberg. "L'ecriture aux sources du nurade GIBC"' Sciences Humaines. n° 109, Octobre 2000 lar." Tüm bunlar, düşüncenin gelişimine katkıda bulundu" demektedir M. Caveing. Aynı zamanda sosyoteknik bir faktör de belki bu gelışimde rol oynamıştı Akdeniz havzasında şehirlerin gelişimi. spesifık problemler ortaya koyuyordu; hidrolik çalışmalan ve su kemerı ınşaatlan, şüphesiz fizık ve geometn düsuncesinin doguşunda rol oynamışü. JeanPierre Vernant, "Megare'li Eupalinos tarafından yapümış olan yeraltı kanalı gibi bir eser, üçgenlere ilişkin çetin problemleri çözmeye yonelık yontemlerın, mılattan önce beşmcı asırdan itibaren kullanılmaya başlanmış oldugunu gostermektedir." demektedır.(l) Daha genel olarak, savaş veya denizcilik araçlannın yapımı ıçin zorunlu olan tekniklerdekı gelişme, Grek bilimi için uyancı bir rol oynayabilmişti. Teknigin bu etkisi, Benjamin Farringion ve Maurice Daumas gibi tarihçiler tarafından ilen surulmuştur .(2) M. Caveing e göre, Greklerm teknık konusunda çok fazla yenilik getırmedikleri ve seçkın Grek entelektuellennın teknikle oldukça az ilgilenmiş olduklan dikkate alınsa bile, belki duşuk bir duzeyde olmak kaydıyla teknik faktorun etkisinin kabul edilmesi mümkündür. Arçimed, savaş makinelerinı yaptıgında, makara, kaldıraç ve vida gibi aygıtlarla çalışan makineler icad etmişti. Onun bu girişimleri, basit bir teknik zanaatın Çerçevesini buyük ölçüde aşıyor ve pratık problemlere bir matematik teorisinin ve fizıgin uygulanmasıyla gerçek bu teknoloji eseri yaratılrnası anlamına geliyordu.(3) M. Caveing bu konuya üışkin olarak "sökülmuş parçalar halindeki savaş makinelerini monte etmeyi ve tekrar sokmeyı bile bıldiklerini hatırlaymız" demektedir. Aynı şeküde, Arfimed ırı unlu ıtme kanununun keşfinin de, bir geminin sııdaki dengesinin saglanması problemıne bağlı olarak ortaya çıktıgını unutmamak gerekır. Grek bılımının doguşunun bir başka açıklayıcı faktörtt, sosyopolıtık duzenın nıtelıgıdir. Firavunlann ya da Babillilerin komşu imparatorluklarında, iktidar hiyerarşik ve piramidal tiptedır. Greklerde ıse, parlamentonun merkezı bir rol oynadıgı politik yapının çok eski bir gelenegi bulunmaktadır. Şehır devletınde, politik iktidar parlamentonun çevresinde şekillenir ve tartışma her zaman mevcuttur. M. Caveing şunlan hatırlatmaktadır; "parlamento arıstokratik veya demokratik bir nitelik taşıyabilir. lartışmalar seçkın bir toplulugun ıçınde veya tüm halk arasında yapümış olabilir. Fakat her durumda kararlar, şu veya bu tez lehinde kanıtlandıktan sonra alınırlar Kanıtlama, daima kararlann tartışümasından once gelir." Hasik Grek doneminde kralların, rahiplerın kurumlan yoktu Politika laikti Tek bir dogmaya bağlı rahip sınıu ve kilise bulunmuyordu. Isteyen Apollon'un, Athene'nin ya da Demeter'in kültüne bağlanabilirdi. Politeizm, kült seçme özgürlugune ızin verıyordu. Ortak bir mitolojinin varlıgından söz edüebilse bile, bu asla sekter bir dogma ya da resmı bir ınanış nıtelıgınde degıldı. Bu nedenle şehir devletlerinde, egitirnın, bunu gerçekleştiren zumre (6) Voir les contributions du dıctıonnaire Le Savoır grec, J. Brunschwıg et Yazı, Grek bılimınin gelişiminde bir başG Uoyd (dir), Flammarion, 1996 ka faktor olmuş olabüır mı? Bazı olguların çakışması, bu faktoru de hesaba katMaurice Caveing (*) ile Söyleşi > m a y ı Sciences Humaines: Grek biliminin spesifikliği nedir? duşundürtur Maurice Caveing: Creklerden once, halklann nvtlerden ve ınanışlardan oluşan bt gıbı gorunuyor. Mülattan once tür ılkel zihnıyet içinde yaşadıklan düşüncesi temelsızdır Çağdaş antropolojı gıttıkçe daha iyi VII. yuzyüa dogru, Grekler, Fegösteriyor Jb, tüm kültürler, doğa, gezegenler ve yüdızlar hakkında kapsamlı bilgilere sahipnikeliler tarafından ıcad edilmıs tiler. Ve bu bilgiler titiz bir biçimde mitlerden ayırt edikniştt. Mmrlılann ve BabiUılenn, astolan aKabe sistemini kabul ettıronomide, botanikte, tıpta ve hesaplama yöntemlennde ilen duzeyde bilgüeri vardı. Fakat ler. Gerçek bir duzyazı hteratüAsurBabil uygarkklannda bilgilerin çoğu. sınıüama iormu altında sunuluyordu. Çoksağlam runun (felseü, matematik, tıbbi temellere dayanmayan bir düzene göre lısteler oluşturuluyordu; ilaçlar hstesi, bithler hstesi, ve tarihsel) gorunmesi, felsefehastalıklar lıstesi ve matematıksel sonuçlar Iıstesi gibi. Ya da bilim, metodik bir tarzda ve nin oral dıyalogdan yazılı metınmantıksal kanıtlann eşliğinde düzenlenmış bir bilgiler topluluğu olarak düşünülüyordu. Kalere (Platon'un ilk Dıyaologlar'ı) nıtlama, doğa bilimlerinde gozlem biçimini, matematikte jse ispat biçimini ahr. Babilliler, çok geçis anıdır. (Sokrates yazmayı sayıda matematiksel sonuç ve hesaplama teknıği buldular fakat ispat yapmadılar. Crek bilireddediyordu.) Tarih konusunda, mı ıspatçı bir büımdir fakat deneycı değüdır. Claude Ptoleme'nm, ışığın ksnlma yasalannı yazma, şüphesiz (Homer tarafınbulmak ıcın optıkte deneye gınşmesı olayı, ıstısnaı bir durumdur. • v dan transkrıpti yapüan L'iliada ve Kanıtlann araştıalmas, Grek biliminin gelıştiği dört ana alanda: s Odısse gıbı), oral tarzdaki buyuk 1 Saf matematikte (geometn ve aritmetik), • şiirsel anlatılardan, düzyazı tarih 2 Doğal olgulara uygulanmış matematikte (astronomi, muzikal armoni, optik, mekanik ve yer ölçumü anlamında coğrafya), metınlerıne (Heredot ve Thucy3 Canlılann smıllandınlması bıçımmde gelışen doğa bılımlennde (botanık ve zoolojı), J,T. dides) geçışm bir koşulu olmuş4 Hipokrat'tan kalan nıteliğiyle aynı zamanda hem bihm, hem de sanat olarak tıpta görülur tur. İlk matematik ve tıp metınlerı M,O. S.yüzyüda yaşanan bir kurucu dönemin varlıgından kuşku duyulmamaktadır. Ande yine bu donemde gorulmuşcak, tüm bu bilımsel gelışmeler asırlar boyunca gerçekleşmişür. tur. Ingıiız antropolog Jack Go*CNHS'de onursal araştırma dırektorü, özetiıkle Irratıonakte dans les mathematıques grecçues. ody'ye gore, yazma, duşuncenın 1998 lötabının yazan. Sciences Humaines adına söyleşiyi yapan ]eanFrançois DORT1ER YAZININ ROLÜ AKIL BİR GREK KEŞFİ DEGİLDİR 753/19