22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

alamıyor. Yakın zamanda her şeye cevap verecek bir teori içınde saf rastlantının varlıgının kanıtının bulunması umudu da oldukça az görünuyor. Bu umudu karşılamaya en yakın teori "Tel Teorisi"! Tel teorisi, gerçegın parçalarını anlık ortaya çıkan parçacıklarla degü, bu parçacıklardan milyarlarca kez daha küçük tellerın tıtreşimine baghyor. Eğer bu teori bır gun kanıtlanırsa, evrenin doguşu gibi temel kozmolojik olaylar açıklanabüecek. Ancak evrenin doguşunun açıklanması bile rastlantı dügümünü çozebüecek gıbı gorünmüyor. Paris yakmlarındaki BuressurYvette Bilimler Yiıksek Enstitusu uzmanlanndan Thibaut Damoar Tel teorısınm tamamen kuantik oldugunu soylüyor. Damour, tellerin parçacıklardan daha karmaşık yapıya sahip oldugunu ancak sistemin Schrodinger denklemine benzer denklemlerle tanımlandıgını belirtiyor. Herşeye ragmen hemen heyecanlanmamak gerek! Saf rastlantı teonsının var oldugundan emin olamayız. Gerçi evrenin doguşundan, canlüann evrımıne, sayısal lotodan, futbola kadar herşeyin içinde olan rastlantı, elle tutulmaya çalışdınca yok oluyor. O hem her yerde hem de hiçbir yerde. Bu çıkmazdan nasü kurtulmalı? 1960'h yıllarda ABD'li mühendis Ray Solomonoff Rus matematıkçi Andrei Kolmogorov ve ABD'li matemetikçi Gregory Chaitin "bu çıkmazdan ancak neden bahsettigimizi açıklayarak çıkabiliriz" diye yanıt veriyor. Onların rastlantı tanımı şoyle: Rastlantı kısaltılamayandrr! Orneklemek gerekırse, 7777777777 rastlantsal bir dizı degüdır çünku 10 kere 7 şeklınde kısaltılabilir. Ancak 3745479082 kesınlıkle kısaltılamaz, bu yuzden rastlantısal dır (en azından biri onu kısaltmayı becerene kadar). Esasen, kısaltüması mümkün olmayan bır şeyın olmadığım kanıtlamak oldukça zor! Chaitin kısaltılması ımkânsız olan bir sermın varhgını kanıtladı. Böylece rastlantının varlıgmın, soruyu soranın kapasitesine ve bilgisine bağlı oldugu ortaya çıkıyor. HAVA KADAR ÖZCÜR? Sabah kahvaltıda kahve yerine neden çay içtiniz? Sigarayı bırakmak için neden bugünü değil de yannı seçtiniz? Rastlantı mı? Emin misiniz? Günlük hayatı dolduran basit sorular karşısında, her an bir tercihle karşı karşıya bulunuyoruz. Seçim yapmak agır bir sorumluluk yukluyor. Kurtulmak için çekimser kalmaya ya da karan başkasına bırakmaya çalışıyoruz umarsızca, yine de kurtulamıyoraz sorıımluluktan. Çünku seçim yapmamakla, karara katılmış oluyoruz ya da en azından kararın doguracagı sonuçlara. Karara karşı çıkmamakla olası olumsuzluklan engellememiş oluyoruz. Böylece "kotu"nun ortaya çıkmasmda bızim de tuzumuz oluyor Kısaca sorumlulugu devretmekle sorumluluk alıyoruz, ve bu tamamen bizim inisiyatıfımızde. Ünlü Fransız filozof JeanPaul Sartre'ın dedigi gıbi hayat karşısında "özgür olmaya mahkumuz". Sartre der ki: "Insan, hayvanlann dürtuleriyle hareket ettıgi yerde, ozgurlugüyle hareket edendir. Böylece determinizmden sıyrüır." Sartre'ın sistemi, insanı özgurluğe mahkum eder. Bu haliyle bilimadamlarının bugune kadar kurmaya çalışfıgı belirlenımciüge karşı çıkar. Peki pozitivist ve determinist bilimle, ozgürluk bağdaştınlabilır mı? tmmanuel Kant şu soruyla yaklaşır sorunsala: "Bilimin özgürlük üzerine konuşmaya hakkı var mıdır?" Alman fılozofa göre, ozgürluk karutlanamaz. Dolayısıyla kavram, bilimin bir konusu degildir ona göre, temel bir ahlâk sorunudur. Maddeciler ıse konuya farklı yaklaşır: Ozgürluk diye bir şey yoktur1 Alman düşunür Spinoza şöyle der: Ozgürluk insanın bir yamlgısıdır. Kişinin füm düşünceleri, eylem ve seçımleri, ozgur ıradesırun urunu degil. ıstençlerini belirleyen koşulların bır sonucudur. Bu koşullar insanı oluşturan doğal belirlenimlerden ibarettir Bu dogrultuda Spinoza, ozgurlugun bilimin bir konusu oldugunu, ve bilimin ozgurlugu koşullayan şartların dinamıgini ortaya çıkarmakla yukumlu oldugunu one surer. Büım ve irade, ozgürluk ve determinizm... Sorun, rastlantının büıme girmesiyle daha da karmaşıklaştı. Nasıl bir şey rastlantısal düşünmek, rastlantısal eylemde bulunmak, rastlantısal olarak seçim yapmak' Rastlantısallık, iradenın ozgur seçim yapma prensibiyle çelişiyoı. Rene Descaıtesın dedigi gibi, "kayıtsızlık serbestligı" (bır durumda her hangı bır sebep yerıne hiç bir şey tarafindan belli bir seçıme itilme) ozgurlügün en aşagı sevıyesidir. Rastlantı ozgürlügun yermnli düşmanıdır. Çünkü prensıp olarak seçim yapmak, bir değerlendirmenin sonucunda belli bir tercihe yonelmek, ve rastlantının zıncırlerını kırmaktır. Kısaca Descartes, ozgurlugun Mantık'tan daha üstün ol • dugunu savunur. Düşünur der ki: Kanıtlâr bana açıkça (clara), bir seçimi, diğer olası seçimler arasından seçtirir. O halde, kartezyen mantık, belirlenimlerin ve iradenin yarattıgı ikılemı, iki kavramı birleştirerek aşmaktadır Kartezyen düşünceye göre, özgür insan, istencının belirlenmışliginin tamamen büincinde olarak bir seçim yapandır Esasen "özgür "olmanın da tek koşulu budui". Oysa, genellikle özgürlügün, kısıtlamalara karşı çıkma ve onlaıı aşma oldugu ya da seçimini rastlantılara bırakma anlamına geldigı sanüır. Felsefe, ozgurlugun. belirlenimlerin "bilincine varma" meselesioldugunu ortaya koyar. Ozgur bırey, eylemlerini kendinı koşullandıran şartların büincinde yapan kişıdır. Böylece ozgürluk ve ozgurlugun yarattıgı sevinç insanın en üst amacı durumundadır. Çeviri: Bojo/t Taraktaş ScıenceVieNısan2001 Cünümüzde olasılık Biz farkma varmasak da, tayfunlann yorungesı, canlüarın uremesı, polenlerin rüzgârda dagılmasından, kuyruklu yüdızların atmosferimize girişine ve nükleer santrallerin patlamasına kadar pek çok olayın sorumlusu olan olasılıktan, bilimadamları teknolojinin farklı alanlannda faydalanıyor. Telefon dalgalannın yaydması bunlardan bin. Fransada Ecole Normale Superieure uzmanlanndan Florent Tournois bu dalgalann dagüımının rastlantısal kabul edilerek olasılık modeline gore hesaplanmasırun daha etkili oldugunu vurguluyor. Olasılık modeli, yer degiştirmeler sırasında yayılım agının yeterince yogun olup olmadıgının kontrol edilmesini sağlıyor. Olasüıgın etkisini gösterdigi bir diğer alan da genetık! Genetik kartlann çıkanlmasında, olasılık yasaları, uzun DNA dizilerinin kuçuk parçalannın yapılannın ve boylarının rastlantısal kabul edilmesıyle genlerın oluşturulmasını çabuklaştınyor. Evrenimizin ortaya çıkışı rastlantısal mı? mmde de kendini gösteriyor: 5 sekme, '10 exp35' sn. sonra hızla büyüyen evrenin karmaşık gelışımı, bugune kadar farklı yasalara bağlı 6 farkh teller teorisıyle açıklandı. Bu "Evrenimiz doğuşunu izleyen ilk anlarda, 9 boyuüu, lOkenarh, negatif eğimli bırhalı üzekozmolojık belırsızlık uzmanlann bile gözünü korkutuyor. Bir kuantum parçacığın hızını ve konurmde kayarak sıçrayan bırbüardo topu gibi hareket ettı" Bu tanım Thibaut Damour ve Marc munu tanımlayamadığunız gibi, bu sekmeleri de bu kadar teori arasmda öngöremıyoruz. Henneaıvc adh Fransız Gzikçıler taralmdan yapuıyor. Bu sahneyi gözümüzde canlandırmak Damour çok elbet biraz zor. Bız iyisı mı boyutlan azaltahm: Bir at eyeri düşünün (2 boyutlu negatif eğimli bır küçük bır olasılık yüzey) Eyerı bir hahyla kaplaym, üç taraunı çevreleym ve üstünde bir top kaydırmaya başlayın.olsa bu sekda Işte evrenimiz doğuşundan sonra bu şehlde hareket ettı! melerin bugün Fransız uzman Damour'un "teller teorisi" de bu şekilde tanımlıyor ilk hareketleri. Teoriye olabıleceğini bile göre, evren geniş bir durum vektörü kümesiyle gösterılebılır. Söz konusu vektörler kümesi, kusoylüyor. Işte antum mekanığınde bırparçacığı ıfade etmekiçm kullanüan durum vektörlenne benzer, ve tıp başa dönyıne kı kuantum mekaniğmde oldugu gibi, gelişimleri de determınist denklemlerle açıklanır. O haîdük: Evrenimiz de gelişimm denklemleh doğuştan "10 exp 43" saniyeden itibaren incelenebilir. (Fizık kurallarastlantıyla mı n "Planckzamanı" denılen bu süreden itibaren geçerli olmaya başlar) "Physıcal RevıevvLet oluştu? ters" dergisinde yayımlanan başvuruya göre, fızikçüerm de asıl mcelemek ıstedığı konu bu, Bilımadamlanna yani ilk hareketler, Peki bu çalışma bize rastlantının evrendekı yen hakhnda ne öğretecek?. göre evet! Sek Kırmızı, çlzglll, Ipek! Her sabah giyinirken bir tercihle karşı Inceleme öncehkle, eyer uzerinde kayan bilardo topunun yçrüngesınm bırkaç sekme someler tamamen karşıyayız. Hatta daha ötesl bir tercih daha: Takmalı mı takmayy nunda tamamen değişmesi için, küçük bir sapmasının yeterli oldugunu gösteriyor. Yani, Damorastlantısal dıyor malı mı? ur'un da dedigi gibi evrenin ilk anlardab hareketı tumuyle kaoük! onlar. Ancak rastlantının varlığı kafamızdakı sorunlan çozmekten öte, asıl gerçeği kavramadakı Ancak rastlantının ortaya çıkışı sadece ilk anlaıdaki sapmayla sınırlı değil. Evrenin gelışiyetersızltğımizi ortaya koyuyor. 753/14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle