Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YAŞLILI K <r ~^^i/ "J •• ' ' Z& Evrimci biyolog George VVilliams, uzun bir süre önce yaşianma ile ilgili çarpıcı olguları ortaya koydu, yaşlanmanın yalnızca evrimci bir bakış açısıyla anlaşılabileceğini gösterdi. Yaşla doğrudan bağlantılı olan ilk olgu üreme yaşıdır. Bu, türden türe çok değişir: İnsan ancak 12 yaşından sonra çocuk doğurabilecek aşamaya gelmesine karşın iki aylık bir fare yavrulayabilir. ilk doğum yapma zaman ı geç olan hayvanların bu üreme yaşına kadar yaşamlarını sürdürmeleri için onarıma daha çok enerji harcamaları gerekir. Örneğin insan fareden çok daha yavaş yaşlanır, bu nedenle çok daha etkin bir biçimde vücudumuzu onanrız. Genelde farenin çok sayıda yiyecek ve iyi bir tıbbi bakımla bile iki yaşına kadar yaşaması zordur. Biz ise ortalama yetmiş yıl yaşarız. Onarım için fareden daha fazla enerji tüketmeyen insan, erginliğe erişmeden ölecektır. insan bütün günü yatakta geçirse bile yalnızca vücudunun işlevlerini sürdürmek için erkekse 1640 kaloriye, kadınsa 1430 kaloriye gereksinimi vardır. Bu kalorilerin önemli bir bölümü görünmeyen değişme mekanizmasına gider. İkinci olgu, onarılamaz yara riskini kapsar. Bazı biyolojik hasartar, potansiyel olarak onarılabilir, fakat ölümcül olabilecek hasarlar da vardır. örneğin bir aslan tarafından yenmek. Yarın bir aslana yem olacağınızı düşünüyorsanız bugün dişçiye gitmezsiniz. Oişlerinizi çürümeye terkedip hemen bebek sahibi olmanız daha doğru bir seçimdir. Öncelikle üremede olduğundan ve uzun süre yaşamayacağınızdan enerjinizi onarım için değil, üreme için kullanırsınız. Fakat bir hayvanın onarılamaz bir kazada ölüm tehlikesi düşükse yaşlanmayı geciktiren onarım mekanizmaları için önemli ölçüde enerji tüketir. Bu, Mercedes sahiplerinin arabalarını düzenli olarak bakıma sokarken Yeni Ginc'de yaşayanların bunu pek umursamamalarıyla aynıdır. Kuşların avcı hayvanlar tarafından öldürülme riski, memelilere göre az olduğu için (kuşlar uçarak kaçabilir), kuşların onarım mekanizmalanndan daha fazla kazanç sağladığı söylenebilir. Avcı hayvanlardan korunan, iyi beslenen evcil hayvanların ömürlerini karşılaştırırsanız kuşların aynı büyüklükteki memelilere göre daha uzun süre yaşadığını (daha yavaş yaşlandığını) bulursunuz. Avcı hayvanlardan en iyi korunan kuş türleri deniz kuşlarıdır. Albatrosun ilk yavrusuna sahip olması on yaşından sonra olur. Bu süre içinde bir fare topluluğu altmışıncı kuşağa ulaşabilir. Yara riskleri Üstelik bunlar yalnızca başlangıç için gerekli olanlar. Bu nedenle hangi özelliklerin değil. hangl özelllkler bütününün evrimsel başarımızı sağlayacağını sormamız gerekir. Hangi değiştokuşları yapmalıyız? Sınırlı bir enerjiye sahibiz; vücudumuzdaki her yapı, enzim ya da DNA, başka bir yerde kullanılabilecek enerji tüketir. Ağır egzersiz yapan ve zengin besinler tüketen bir kişi bile, günde en çok 8000 kalori alabilir. Amacımız, olabildiğince çocuk sahibi olmaksa, bu kalorileri kendimizi onarmak ile bebek sahibi olmak arasında nasıl paylaştırabiliriz? Evrim bir strateji oyunudur: Daha çok çocuk sahibi yaptıran strateji kazanır. Buna karşın vücudumuz çocuk üretme yeteneğini arttırmaktan çok azaltan özellikler içerir. Yaşlanıp ölmek bunlardan biridir. Kadınların çocuk doğurmadan önce 1216 yıl beklemeleri gerekir; sonra her yıl ancak bir bebek doğurabilirler, o da menopoza kadar. Evrim, kadının beş yaşında ergin olmasını, gebeliği üç haftada tamamlamasını, her doğumda dört çocuk doğurmasını, hiçbir zaman menopoza girmemesini, 200 yaşına kadar yaşayıp yüzlerce çocuk sahibi olmasını yeğlemez miydi? Kadın gebeiik süresini üç haftaya kesinlikle indire mez, kendinde ve bebeklerinde hiçbir değişiklik olmadan beşiz doğuramaz. ikiz için bile normalde kadının kilosunu iki katına çıkarması, iki yerine dört göğüse sahip olması gerekir. Üstelik bunlar yalnızca başlangıç için gerekli olanlar. Bu nedenle hangi özelliklerin değil, hangi özellikler bütününün evrimsel başarımızı sağlayacağını sormamız gerekir. Hangi değiş tokuşları yapmalıyız? Sınırlı bir enerjiye sahibiz, vücudumuzdaki her yapı, enzim ya da DNA, başka bir yerde kullanılabilecek enerji tüketir. Ağır egzersiz yapan ve zengin besinler tüketen bir kişi bile günde en çok 8000 kalori alabilir. Amacımız olabildiğince çocuk sahibi olmaksa bu kalorileri kendimizi onarmak ile bebek sahibi olmak arasında nasıl paylaşabiliriz? Uç bir örnek olarak tüm enerjimlzi çocuklar için sarf edip biyolojik onarıma hiç enerji ayırmazsak, vücudumuz yaşlanacak ve ilk çocuğumuza sahip olmadan çökecektir. Oteki bir olasılık olarak tüm enerjimizi vücudumuzu formunda tutmak için tüketirsek, uzun zaman yaşayabiliriz, fakat yıpratıcı çocuk yapma süreci için hiçbir enerjimiz kalmaz. Doğal seçimin burada oynaması gereken rol, hayvanın enerjisini ortalama ömrü boyunca azami üreme için düzenlemedir. Üçüncü olgu Üçüncü olgu olarak aynı türün erkek ve dişilerını karşılaştıralım. Dlşllerde daha düşük kaza riski nedenıyle onarım mekanizmalarımn daha iyi çalışmasını ve yaşlanmanın gecikmesini bekleyebiliriz. Birçok türde erkeklerde kaza sonucu ölüm oranı yüksektir, çünkü dövüşerek ya da kendilerini ön saflara atarak tehlikeye girerler. Bu olgu bugünkü ınsanlar için geçerlidir ve bütün tarih boyunca da geçerli olmuştur. 20. yüzyılın genç erkekleri gözü pek araba sürerek ölüm riski içindeler. M.ö 20 bin yılının genç erkekleri ise kaplanları mızrakla nasıl avladıklarını göstermeye çalışarak tehlikeye atılıyordu. Kadınların ortalama ömrü, erkeklerınkjnden dört yıl daha fazla. Bu farklılıktan yola çıkarak evrimin kadınların onarıma daha çok enerji sarfederken erkeklerin tehlikeli işler için enerji tüketmelerini programladığını ileri sürebiliriz. öte yandan erkeğin riski yüksek işler üstlenirken eş sahibi olmak ve çocukları için kaynak bulmak çabasına girdiğini belirtmeliyiz. Bu nedenle erkeğin vücudunun onarımı kadınınki kadar önemli değildir. Belli bir noktayı geçtikten sonra erkeğin ve kadının vücudunun onarımımn niye gerekli olduğunu sorgulayabiliriz? Evrimi yönlendiren, birinin genlerini bir sonraki kuşağa aktarması olduğundan öteki türler üreme yaşını geçtikten sonra uzun süre yaşamazlar. Doğa, ölümü doğurganlığın bittiği noktayla kesiştirir, çünkü bundan sonra bir vücudu iyi durumda korumanın evrimsel açıdan hiçbir yararı yoktur. Buna karşın kadınlar menopozdan sonra yıllarca yaşamaya programlanmıştır, erkeklerin çoğu bir bebeğe hayat veremeyecek yaşa kadar yaşarlar. Bunun nedeni insanda ana babanın işlevinin yaklaşık yirmi yıl sürmesidir. Çocukları yetişkinliğe ulaşmış insanlar bile yalnız çocuklarının değil, tüm topluluğun yaşamını sürdürmesı için gereklidir. Özellikle yazıdan önce bilgi taşıyıcıları görevi üstleniyorlardı. Bu nedenle doğa, üreme işlevimiz sona erdikten sonra bile vücudumuzun onarımını sürdürmesini programlamıştır. Yaşlanmaya evrimci yaklaşımdan çıkartacağımız en önemli sonuç, fizyolojik çalışmada uzun süre egemen olan yaklaşımın temelıni çürütmesıdir. Gerontolojık literatürde yaşjanmanın nedeni arayışı bir takıntı halini almıştır. Çalışmalar, bir neden, en çok iki üç başlıca neden bulma üstünde yoğunlaşmıştır. Fakat evrimsel mantık bu çabaların başarısız kalacağını ileri sürüyor. Buna göre yaşlanmada egemen olan fizyolojik mekanizma sayısı bir hatta birkaç tane bile olamaz. Doğal seçim, tüm fizyolojik sistemlerde yaşianma oranları oluşturmakta, bunun sonucu olarak yaşianma çok sayıda anlık değişim ge1 çirmektedir. Vücudun öteki bölümleri daha hızlı bozuluyorsa, bir bölüme daha fazla bakım yapmak anlamsızdır. Buna karşın doğal seçim birkaç sistemin ötekılerden önce bozulmasına da izin vermeyecektir. Çünkü bu birkaç sistem için yapılacak fazladan onarım, ömrü önemli ölçüde uzatacaktır. Evrimin her şeyi, tüm sistemlerimizin bozulması ve değerimiz olduğu sürece onarım yapmamız doğrultusunda düzenlediği görülüyor. Pratik bir bakış açısından bu sonuç düş kırıklığına yol açmaktadır. Yalnızca bir egemen neden olsaydı buna bir çözüm bulmamız sürekli genç kalmamızı sağlayacaktı. Yaşlanmanın hormonal bir olay olduğu varsayımından yola çıkarak hormonal enjeksiyonla yaşlı insanlar gençleştirilmeye çalışıldı. Fakat bugün gençleşme iksirinin geliştirilmesi olanaksız gözüküyor. (Discover)