20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 23 EYLÜL 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Avrupa’nın ‘Karanlık Yüreğinde’ Irkçı Saldırı Birinci sayfadaki habere bakakaldım. Sonra doğru anlayıp anlamadığımdan emin olmak için üst üste birkaç kez okudum: “Türk sinemacıya ırkçı saldırı: Faruk Günaltay’ın evinin önündeki iki otomobili kundaklandı. Evinin kapısına Nazi sembolü gamalı haç çizildi!” Bir süre aklımı başka hiçbir konuya veremedim ve başka hiçbir şey düşünemedim. Çok beğendiğim ve sevdiğim değerli bir aydın ve sinema adamı olmasının ötesinde, Faruk Günaltay benim akrabam/yakınım. Birden evimin kapısına bir gamalı haç çizilmiş gibi hissettim kendimi. Ve “demek” dedim: “İş buraya geldi. Avrupa’da son yirmi yılda -her geçen sene katlanarak- tırmanan ve gitgide yağ halkaları gibi yayılan ırkçılık, bire bir artık en yakınlarımızın kapısına uzandı.” Böylesi olayları, sıradan bir gazete okuru gibi uzaktan izlemek başka. Yakınlarınızı da içine almaya başlayan bir girdabın yamacına varmanın bilincini taşımak başka. Strasbourg sıradan bir kent değil. Cihanı âleme “demokrasi”, “insan hakları” dersi veren Avrupa Birliği’ni oluşturan kurumlara ev sahipliği yapan iki efsane kentten biri. Avrupa Parlamentosu ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yanı sıra, AB kurumlarından da eski bir geçmişe dayanan ve II. Dünya Savaşı sonrasında “insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü” kavramlarını Avrupa’da sağlamlaştırmak ve yaygınlaştırmak amacıyla kurulan Avrupa Konseyi de burada. İkinci aklıma gelen şey de işte bu oldu: Irkçılığın bu denli yakınıma, yanı başıma uzanması bir yana, kişilerin yazgısıyla tarihin çok tuhaf oyunlar oynadığını düşündüm. Öyle ya! Bu büyük bir ironi değilse nedir? Bugün kapısına gamalı haçlar çizilen Faruk Günaltay’ın babası ’50’ler başında, Avrupa’yı faşizmler bir daha hiç karartmasın diye kurulan Avrupa Konseyi’nde çalışmak için kendi vatanından göçmüştü. Faruk o zaman küçücük bir bebekti. “Açık” ve “çokkültürlü Avrupa”ya inanan bir dünya duruşuna sahip bir evden çıkan Faruk Günaltay; Türk kökenlerinden hiçbir zaman uzaklaşmadı. Türk benliğini hiçbir zaman yitirmedi. Bununla birlikte ve bunun yanı sıra bebek yaşta gittiği Fransa’da, tam bir Fransız kültürü aldı. Fransa’nın ve Batı’nın değerleriyle özdeşleşti. Bugün Günaltay’a yönelen ırkçılık başka deyişle, bulunduğu ortama ve bulunduğu şartlara uyum sağlayamayan, adapte olamayan “yabancılara” yönelen ırkçılıkla açıklanan türden bir ırkçılık değil. Bir Eşik Aşıldı Herhangi bir yanlış anlamaya meydan vermemek adına şunu hemen ilave etmeliyim: Irkçılığın -hiç kuşkusu yok- her türü eşit oranda aşağılık. Irkçılık, kendi içinde çeşitli kategorilere ayrılmıyor. Ancak ne var ki Avrupa’nın tüm ülkelerinde seçmenlerin giderek “yükselen değer” olarak bağırlarına bastıkları “yeni ırkçıların” –gerçekte hiçbir mazareti olamayan- “ırkçılığa”, “bahane üretmek”/ “kılıf geçirmek” adına öne sürdükleri bir yaygın söylem var: “Gerçekte biz yabancılara, ‘yabancı oldukları’ için karşı değiliz!” diyorlar: “Avrupa yasaları ile Avrupa halklarının yaşam tarzına ayak uydurmayı beceren, uyum sağlayan ‘yabancılarla’ bizim hiçbir meselemiz, derdimiz olmaz ki! Dolayısıyla sorun bizde değil. Onlarda… Bize uyum sağlayamayan yabancılarda.” Günaltay’a yapılan saldırı bu yalanı işte şimdi tüm çıplaklığıyla açığa çıkarıyor. Bir yandan bu palavranın üzerindeki şalı çekerken; bir yandan da Avrupa’nın göbeğinde ve kalbi sayılan bir kentte, artık “bir eşiğin” geride kaldığını ve “aşıldığını” gösteriyor. O eşik nedir? Faruk Günaltay gibi, “ortalama Fransızdan” çok daha kültürlü olan bir “Avrupalı Avrupa aydınının” bugün düzayak “kimlik/kafa kâğıdı” farklılıklardan ötürü; kapısının işaretlenir olması/olabilmesidir… Faruk Günaltay; hem “farklı etnik kimliği” ile bugün Sarkozy Fransası’nda “ötekileştirilen” bir “azınlık”. Hem de “aydın” kimliği ile ırkçılık konusunda gemi azıya alan Fransa’nın “ötekisi” olmuş durumda. ‘Yabancı düşmanlığına’ bayrak açan bir aydın Günaltay’ın kapısına gamalı haç çizenler, bunu sırf hedef aldıkları kişinin “Türk kimliği” nedeniyle değil; aynı zamanda onun “ırkçılığın her türüne bayrak açan entelektüel kişiliği ve kimliği” nedeniyle bunu yapmış olmalılar. Faruk Günaltay; 21 yıldır Strasbourg’un en eski ve köklü sineması “Odysse”yi yönetmekte ve bu sinemada; aralarında “Türk sinema günlerinin” de bulunduğu, “çokkültürlü” etkinliklere yer vermekteydi. “Odysse” ve “Türk sinema günlerinin”; Strasbourg’daki bu sinema elçisinin vizyonunda tuttuğu yeri, dilerseniz kendi ağzından geçmişte verdiği söyleşilerden aktaralım: “Türk Sinema Günleri, Strasbourg’daki en eski sinema etkinliği. Avrupa’da da en eski Türk sinema festivali. (Amaç) hem buradaki Türkleri Türk filmleriyle buluşturmak. Hem Türk sinemasını Fransızlara tanıtmak. Projemiz yabancı düşmanlığı ve ırkçılığa da karşı. Burada yaşayan Türkiye kökenli insanlarla diğer insanlar arasında sinema ve kültür aracılığıyla bir diyalog köprüsü işlevi görüyor.” Sen misin “yabancı düşmanlığı” ve “ırkçılığa karşı” proje yapan! Al sana cevap: Gamalı haç… Lanet olsun! T.C. HORASAN İCRA DAİRESİ GAYRİMENKUL AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2008/177 E. Satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn cinsi, niteliği, kõymeti, adedi, önemli özellikle- ri: TAŞINMAZIN TAPU KAYDI: Erzurum İli Horasan İlçesi, Şerefiye Mahallesi, Köyiçi mevkiinde bulunan 177 ada 2 parselde bulunan müştemilatlõ ev, ahõr ve arsa niteliğindeki taşõnmaz. TAŞINMAZIN EVSAFI: Erzurum İli Horasan İlçesi, Şerefi- ye Mahallesi, Köyiçi mevkiinde bulunan 177 ada 2 parselde bulunan müştemilatlõ ev, ahõr ve arsa niteliğindeki taşõnmaz. *1-177 ADA 2 PARSELDE BULUNAN TA- ŞINMAZLARIN DEĞERİ: A) EV: 110M2x375TL=41.250TL C) ARSA DEĞERİ: 384M2x100TL=38.400TL A) EV İÇİN SATIŞ GÜNÜ VE SAATİ: 1. SATIŞ GÜ- NÜ VE SAATİ : 02.11.2010 - 10.00-10.10 2. SATIŞ GÜNÜ VE SAATİ : 12.11.2010 - 10.00-10.10 C) ARSA İÇİN SATIŞ GÜNÜ VE SAATİ: 1. SATIŞ GÜNÜ VE SAA- Tİ: 02.11.2010 - 10.15-10.25 2. SATIŞ GÜNÜ VE SAATİ: 12.11.2010 - 10.15-10.25 SATIŞ ŞARTLARI: 1-15.10.2010 günü HORASAN ADLİYESİ BARO ODA- SI’NDA yukarda taşõnmazlarõn belirtilen tarih ve saatlerde açõk artõrma suretiyle sa- tõşõ yapõlacaktõr. Bu artõrmada taşõnmazõn tahmin edilen değerininin %60’õnõ ve rüç- hanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş giderlerini geçmek şartõ ile ihale olunur. Böye bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartõ ile 25.10.2010 günü HORASAN ADLİYESİ BARO ODASI’NDA yine yukarda be- lirtilen tarih ve satlerde ikinci artõrmaya çõkartõlacaktõr. Bu artõrmada da bu miktar el- de edilememiş ise ilanda gösterilen satõş saati sonunda en çok artõrana ihale edilecek- tir. Şu kadar ki muhammen bedelin %40’õ ve rüçhanlõ alacaklõlarõn alacağõnõn ve sa- tõş giderlerini geçmesi şartõ ile en çok artõrana ihale olunur.2- Artõrmaya iştirak ede- ceklerin, iştirak edecekleri taşõnmaz için tahmin edilen değerin %20’si oranõnda pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin pa- ra iledir. Alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, tapu alõm harcõ, KDV ve masraflar alõcõya aittir.Birikmiş vergiler ve satõm harcõ ve tel- laliye satõş bedelinden ödenir.3-İpotek sahibi alacaklõlar ile1 diğer ilgililerin (*) bu gayri menkul üzerindeki haklarõnõn özellikle faiz ve giderlere dair olan iddalarõnõ da- yanağõ belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde hak- larõ tapu sicili iie sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4- Satõş bedeli he- men veya verilen mühlet içinrde ödenmez ise İİK.’nun 133. maddesi gereğince ihale fesh edilir. İki ihale arasõndaki farktan ve %10 faizden alõcõ ve kefilleri mesul tutula- cak ve hiç bir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5- Şartname ilan tarihinden “itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6- Satõşa iştirak edenlerin şartname- yi görmüş ve münderecaatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ başkaca bilgi almak isteyen- lerin 2008/177 esas sayõlõ dosya numarasõ ile müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olu- nur. 19.08.2010 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. *:Bu örnek, bu yönetmelikten önceki uygulamada kullanõlan örnek 64’e karşõlõk gelmektedir. (Basõn: 59571) Sosyal Demokrat Parti küçülürken Cem Özdemir’in eşbaşkanlõğõndaki çevreci parti büyüyor Almanya’da Yeşil mucizeOSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Dünya çapõnda- ki ekonomik krizden görece daha az etkilenen Federal Almanya’da, siya- sal dengelerin köklü bir dönüşümün eşiğinde olduğu ortaya çõktõ. Yõllar- ca “çevreci” ve küçük parti diye kü- çümsenen Yeşiller Partisi, sandõkta ta- rihsel bir başarõnõn eşiğinde olduğu- nu kanõtladõ. Anketler, Türk köken- li Cem Özdemir’in eşbaşkanlõğõnda büyük bir çõkõş gerçekleştiren Yeşil- ler Partisi’nin, Sosyal Demokrat Par- ti (SPD) ile aynõ oy oranõna sahip ol- duğunu gösterdi. Önceki gün sonuçlanan yeni bir ka- muoyu yoklamasõnda, Yeşiller’in bu- gün seçim yapõlsa yüzde 24 ile SPD kadar oy alacağõnõn ortaya çõkmasõ, si- yasal gündemi iyice õsõttõ. Bu arada Sol Parti’nin yüzde 10’lardaki yerini ko- rumasõ da ülkenin hõzla sola kaydõğõna ve Hõristiyan demokrat CDU/CSU ile liberal FDP’den oluşan muhafazakâr koalisyonun kitle tabanõnõ yitirdiğine yeni bir kanõt olarak yorumlandõ. CDU ve CSU yüzde 29’da kaldõ. Almanya’nõn önde gelen kamuoyu araştõrmalarõ kuruluşlarõndan For- sa’nõn RTL televizyonu ve haftalõk Stern dergisi için hazõrladõğõ yeni araştõrmaya göre bugün yapõlacak bir seçimde, SPD ile Yeşiller’in her bi- ri yüzde 24 civarõnda oy alacaklar ve birlikte parlamentoda mutlak çoğun- luğa sahip olabilecekler. Yeşiller’in Türk kökenli Eşbaşkanõ Cem Özde- mir yönetiminde büyük bir çõkõş ger- çekleştirdiği göze çarparken özellik- le Angela Merkel hükümetinin atom santrallarõnõn kullanõm süresini uza- tan uygulamasõyla ülkede yeni bir çev- reci tepkiyi tetiklemesi dikkat çekiyor. SPD ve Yeşiller, yüzde 48’lik muh- temel oy oranõyla, bugün yapõlacak bir seçimde, yüzde 34’te kalmasõ bekle- nen iktidar partilerinin tam 14 puan önünde çõkabilecek. Özdemir’e başbakanlık yolu mu? Muhtemel bir sol iktidarda başba- kanõn sosyal demokratlar mõ yoksa çevreciler tarafõndan mõ belirlenece- ği sorusu gündeme geldi. Yeşiller Par- tisi’nin en güçlü ismi kabul edilen Jürgen Trittin, Başbakan Angela Merkel’in atom santrallarõ ve bir tren istasyonunun yõkõlmasõnõ da içeren Stuttgart 21 projesine karşõ çõkanlar nedeniyle, bu konularda artõk SPD’yi değil Yeşiller’i ana muhalefet olarak algõladõğõna dikkat çekerken, bunu memnuniyetle karşõladõğõnõ belirtti ve “Önümüzdeki seçimlerde kim daha çok oy alırsa başbakanı da o belirler” şeklinde konuştu. Yeni araştõrma, koalisyonun küçük ortağõ Hür Demokrat Parti’nin (FDP) yüzde 5’lerde kaldõğõnõ ve halk için- deki tüm desteğini yitirdiğini ortaya çõkardõ. Geçen yõlki genel seçimlerde yüzde 14.6 oranõnda oy toplamayõ ba- şaran bir partinin bu kadar hõzlõ bir dü- şüş göstermesinin, yoksullaşan kitle- lerin aleyhine politikalarda õsrarlõ ol- masõndan kaynaklandõğõ savunuldu. Forsa Yönetim Kurulu Başkanõ Manfred Güllner, şaşõrtõcõ sonuçlar alõnan araştõrma sonrasõnda, SPD’nin de atom karşõtlarõ rüzgârõnõ kullanmaya çalõşmasõnõn doğru olmayacağõnõ, bu- nun sadece Yeşiller’i daha da güç- lendirmeye yarayacağõnõ savundu. Komşuda insan ticaretine tarihi ceza MURAT İLEM ATİNA - Midilli Ada- sõ’ndaki üç kişilik istinaf mahkemesi, Türkiye ile Yu- nanistan arasõndaki sorunlar- dan biri olan insan kaçakçõlõ- ğõ olaylarõna yeni bir boyut kazandõracak tarihi bir kara- ra imza attõ. Elefterotipia ga- zetesinde yer alan habere gö- re, geçen yõl Midilli Ada- sõ’nõn Korakas bölgesine mülte- ci taşõyan tekne- nin Türk kaptanõ, komşuda bugüne kadar görülme- miş derecede ağõr hapis ve para ce- zasõna çarptõrõl- dõ. İnsan tacirle- rine yönelik cay- dõrma amaçlõ ol- duğu belirtilen hapis ve para ce- zasõna çaptõrõlan 47 yaşõndaki Cengiz Uğur, mahkeme sü- resince on kişinin hayatõnõ kaybetmesine neden olduğu için pişmanlõğõnõ dile getirdi. Geçen yõl ekim ayõnda, Tür- kiye’den teknesine aldõğõ 19 Afgan mülteciyi Yunanis- tan’õn Midilli Adasõ’na gö- türmeye çalõşan Uğur’un kul- landõğõ tekne, kötü hava ko- şullarõ yüzünden adanõn ku- zeydoğusunda devrilmiş, 6 çocuk, üç kadõn ve bir erkek boğularak hayatlarõnõ kaybet- mişlerdi. Olaydan hemen son- ra başlatõlan aramalar sonu- cunda beş kişilik aileden, bir anne ile üç çocuğunun ceset- lerine hemen ulaşõlmõş, Afgan babanõn cesedi ise iki hafta sonra bulunmuştu. Olay günü 7 kuvvetinde rüzgârla birlikte ortaya çõ- kan dalgalara rağmen insanlarõ para karşõlõğõ Yu- nanistan’a kaçõr- maya çalõşan tek- nenin kaptanõnõn acemi olduğu da ortaya çõktõ. İnsan ticareti, iki ülke arasõn- daki sõnõrlarõn ka- çõşlara müsait ol- masõ nedeniyle tüm imkânlarõn kullanõlmasõna rağmen önlene- miyor. Ege Denizi’ndeki Tür- kiye’ye yakõn adalar ile Me- riç Nehri’ndeki mayõnlõ ara- zilerden yapõlan geçişler so- nucu bugüne kadar yüzlerce insan hayatõnõ kaybetti. Buna karşõlõk bu insanlarõn kaçõş- larõnõ organize eden Türk ve Yunan insan tacirlerinin cep- lerine milyonlarca Avro’luk paralar girdi. Midilli İstinaf Mahkemesi, insan kaçakçõsõ Cengiz Uğur’u 8 kez müebbet ve 2.5 milyon Avro para cezasõna çarptõrdõ. Uğur’un kullandõğõ teknenin devrilmesi sonucu 10 kişi ölmüştü. İsviçre’de kadınların zaferi Dış Haberler Servisi - Avrupa’nõn en muhafazakâr ülkelerinden İs- viçre’de parlamento tarafõndan yapõlan seçim sonucunda hükü- mete seçilen yeni bir kadõn bakan, kabinede kadõnlarõ çoğunluğa ge- çirdi. Sosyal demokrat milletve- kili Simonetta Sommaruga’nõn kabineye seçilmesiyle ülkede ilk kez kadõnlarõn kabinede çoğun- luğu ele geçirmesi tarihi bir adõm olarak değerlendiriliyor. İsviç- re’de bakanlar kurulu niteliğindeki 7 üyeli federal konseyin üyeleri önde gelen dört siyasi parti üye- leri arasõndan seçiliyor, Somma- ruga ise seçimin ardõndan konse- yin 4. kadõn üyesi oldu. İsviçre’de ilk kadõn bakan 1984’te se- çildi ancak bugüne kadar sadece 6 kadõn bakanlõk görevinde bu- lundu. Kadõnlarõn kamusal alan- da da geri planda kaldõğõ ülkede kadõn-erkek eşitliği konusunda hâlâ büyük eksikler var. Ancak kabinede elde edilen bu çoğun- luk, ulusal düzeyde seçme hak- kõnõ elde ettiği yõldan bu yana İs- viçreli kadõnlarõn 40 yõllõk mü- cadelesi sonucunda elde ettiği önemli zafer olarak görülüyor. Hõristiyan demokrat milletvekili Lucrezia Meier-Schatz, gelinen noktayõ 40 yõllõk bir mücadele ola- rak değerlendirerek “Kadınlar bugünü işaretliyor. Soluksuz uzun bir kampanyaydı” ifade- sini kullandõ. Sosyalist Parti Baş- kanõ Christian Levrat alõnan sonucu “zafer” olarak niteledi. Dış Haberler Servisi - Kuzey Kutbu’nun maden zenginliklerinin gelecekte bir çõkar çatõşmasõnõ tetik- lemesinin önüne geçmeyi amaçlayan uluslararasõ top- lantõ Moskova’da başladõ. Dünyadaki petrol ve do- ğalgaz rezervlerinin dörtte birinin Kuzey Buz Deni- zi’nde bulunduğuna inanõlõyor. Rusya, Norveç, Kanada, Dani- marka ve ABD bölge üzerindeki hak iddialarõnõ daha önce dile ge- tirmişlerdi. Konferansa katõlan 300 delegenin işbirliği olanaklarõnõ tar- tõşõrken ülkelerine ilişkin iddialarõ- nõ gündeme getirmeleri bekleniyor. Kuzey Kutbu’ndaki buz tabakasõnõn hõzla incelmesi bölgedeki madenlere erişimi kolaylaştõrõyor. Ülkeler arasõndaki yarõş, Lomo- nosov Yarõğõ olarak bilinen sualtõ dağ sõrasõ etrafõnda dönüyor. Kuzey Kutbu kavgası Son kamuoyu yoklamasõna göre Yeşiller, bugün seçim yapõlsa yüzde 24 ile SPD kadar oy alacak. İktidardaki CDU/CSU yüzde 29’da kalõrken FDP yüzde 5’in altõna düşüyor. Yeşil çõkõşta Merkel’in nükleer santrallarõn ömrünü uzatma kararõ da etkili oldu. Hafta sonu yapõlan nükleer karşõtõ gösterilere Cem Özdemir’le Claudia Roth da katõlmõştõ. (AFP) Sommaruga (solda), tebrikleri kabul etti. (AFP) [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle