20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 17 EYLÜL 2010 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Mazide Saklananlar Bilmiyorum, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, Fatih Hilmioğlu ve onlarla aynı kaderi paylaşan arkadaşlar, bu son olaylar karşısında neler hissediyorlar, neler söylüyorlar? Ama ben hödüklüğün bu kadarı karşısında “vallahi pes!” diyorum. Bir sürü adam, şu anda işlenen cinayetlere, şu anda yaşanan insan hakları ihlallerine zerrece aldırmadan, büyük birer kahraman edasıyla, 30 yıl öncenin hesabını sormak üzere mahkemelere başvuruyor. Bunlar nafile başvurulardır. Mevzuat, 12 Eylül kasaplarının yargılanmasına izin vermiyor. Verse bile neyin hesabını kimden nasıl nereye kadar soracak, sorabileceksin? Ben 12 Eylül’de, tutukluluk kurumunun yargısız infaza dönüştürülmesiyle hiç mahkûmiyetim olmadan yattığım 38 ayın hesabını kimden soracağım? Doğru dürüst gerekçesi bile olmayan, keyfi tutukluluğu uzatan askeri yargıçlardan mı? Mahkûmiyet kararlarını bozduğu halde tahliyeye karar vermeyip, “yine de yatsınlar” diye aldırmayan Askeri Yargıtay’dan mı? Hakkımda, “bu Muammer Aksoy ile Avrupa’daki komünistlerin başıdır” içerikli MİT raporunu imzalayıp, hâkimlere kanaat, savcılara delil olsun diye dava dosyasına koyduran Nurettin Ersin’den mi? Her duruşmanın arifesinde, mahkeme heyetine, televizyon aracılığıyla selam gönderen, bu konuda Askeri Yargıtay’ı da es geçmeyen Kenan Evren’den mi? Şimdi 30 yıl aradan sonra, benimle aynı yöntemle yatırılan, dolayısıyla aynı kaderi paylaşan insanların acısına bigâne kalarak, kendi geçmişime ağlayarak ya da şu anda, gözlerimin önünde işlenmekte olan cinayeti görmezden gelip, geçmiş cinayetin hesabını sorarak mı vicdanımın sesini susturacağım? İşlenmiş cinayetin hesabını sormak iyidir ama maktulü geri getirmez. Oysa işlenmekte olan cinayeti engellerseniz bir ölümün de önüne geçersiniz. Kimse “12 Eylül’ün hesabı sorulmasın, biz de sormayalım” demiyor. Ama sivil faşizmin halihazırda işlediği cinayetleri görmezden gelip, eski cinayetlerin hesabının peşine düşerek, adalet ve özgürlük aradığını söylemek büyük sahtekârlıktır. Silivri Kampusu’nu görmeden, Diyarbakır, Metris, Mamak cezaevlerinden bahsetmek, kalpazanlıktır. “Askeri faşizme de, askeri vesayete de hayır, sivil faşizme, sivil vesayete de hayır” demeyenler korkaklıklarını askeri diktanın arkasına gizleyenlerdir. İçinde yaşadığı faşizmi görmeyip, geçmiş faşizme hayır diyenler, mazide saklanan daltabanlardır. Onların ağababaları da, çöpçü olarak çalışmak için Avusturya’ya giriş vizesi alamayan yurttaşlarımızın çaresizliği karşısında, geçmişte iki kez Viyana kapılarına dayandığımızı söyleyerek maziye kaçarlardı. Şimdiki sefaletinin nedenlerini irdelemek ve gidermek yerine maziye kaçanların öyküsü hazindir ve ne yazık ki son elli yılımızın heba olmasının sebebi bunlar olmuşlardır. Sağdaki, “bir zamanlar Osmanlı’ya bak ne kadar görkemliydik,” perişanlığı, zaman içinde aynı kafa yapısındaki solcularda, yaşamakta olduğu faşizm ile kol kola girip, artık tehlikesi kalmamış mazinin faşizmine direnmek şeklinde tezahür ediyor şimdi. Müruru zamana (zamanaşımına) uğramış sol, yürürlükte olan faşizmle kol kola kadük olmuş faşizmden hesap soruyor. Daha doğrusu, geçmiş faşizmin sorumlularından hesap sorduğunu ileri sürerek, bizi aldatıyor. O Kenan’lar, o Nurettin’ler, o Tahsin’ler, sahnede görünen kuklalardır. Onlardan hesap sormaya kalkmak biçareliktir. Bu biçarelere seslenmek gerekir: -Sıkıysa kukla yerine kuklacıdan hesap sorsanıza! Ama boşuna nefesini yormayın. Onlar bu hesabı soramazlar. Çünkü kuklacı, aslında geçmişin askeri faşizmi gibi bugünün sivil faşizminin iplerini de elinde tutmaktadır. Kuklacı otuz yıldan beri değişmiyor. Değişen kuklalar. Hatta otuz yıl öncesinden farklı olarak, kuklacı, o zamanın kimi solcularını da koleksiyonuna kattı. Maziye kaçıp saklananlar da işte onlar! [email protected] Kõlõçdaroğlu, Brüksel’le işbirliğinin artacağõnõ belirterek, ‘Türkiye’yi AB’ye sosyal demokratlar taşõyacak’ dedi Yasalarõ ortak takip kararõUTKU ÇAKIRÖZER/ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Brüksel’deki te- maslarõ sõrasõnda CHP ve AB Ko- misyonu önümüzdeki dönemde çok daha sõkõ bir işbirliği içinde hareket edileceği konusunda net mesajlar verdi. Brüksel’deki temaslarõ sõra- sõnda AB Komisyonu’nun genişle- meden sorumlu üyesi Stefan Füle ile görüşen Kõlõçdaroğlu, bundan böy- le uzmanlarla birlikte daha sõk Brük- sel’e gelerek AB’ye düşüncelerini aktaracaklarõnõ söyledi. Kõlõçdaroğ- lu, “Yargı bağımsızlığı konusun- daki duyarlılığımızı Füle’ye ve arkadaşlarına aktardık. Aynı du- yarlılıkları paylaştıklarını ifade ettiler” dedi. Komisyonda, “de- mokrasilerde iktidara güç kat- maktan çok iktidarın gücünü kontrol eden mekanizmalara ana- yasalarda yer vermek gerektiğini” ifade ettiğini belirten Kõlõçdaroğlu, bu konuda komisyonla düşünce bir- liği içinde olduklarõnõ söyledi. Kõ- lõçdaroğlu, “Uygulamaları AB bu- radan, biz de parlamentodan iz- leyeceğiz” diye konuştu. Görüşme sonrasõnda düzenlenen ortak basõn toplantõsõnda Kõlõçda- roğlu ile birlikte son derece verim- li bir toplantõ gerçekleştirdiklerini di- le getiren Füle ise Kõlõçdaroğlu ile karşõlõklõ güven tazelediklerini ve bu işbirliğini önümüzdeki dönemde daha da güçlendireceklerini vurgu- ladõ. Anayasa paketini doğru yolda atõlmõş bir adõm olarak görmelerinin ardõnda yatan gerekçeleri Kõlõçda- roğlu’na aktardõklarõnõ ifade eden Füle, “Aynı zamanda Kılıçdaroğ- lu’na paketin kabul ediliş şekli ile ilgili komisyonun tavrının tutar- lı olduğunu da söyledik. Başından beri önce hükümet, sonra diğer bütün siyasi aktörlerin anayasal paketin kabul ediliş sürecine mümkün olan üst düzeyde katılım sağlamalarından yana olmalarını istedik” dedi. “Kılıçdaroğlu’nu bu paketin kabul edilişini izleyen yasal dü- zenlemelerin yapıldığı süreci ya- kından izleyeceğimize dair gü- vence verdik” diyen Füle, CHP ile bundan sonra başka konularda da görüş alõşverişinde bulunduklarõ toplantõlarda bir araya gelecekle- rini vurguladõ. Daha sonra Avrupa Politika Mer- kezi’nde yapõlan yuvarlak masa top- lantõsõnda konuşan Kõlõçdaroğlu, “Türkiye’yi AB’ye sosyal demok- ratların taşıyacağını ve AB’yi araçsal görmediklerini” dile getirdi. Kõlõçdaroğlu, yeni bir anayasanõn önemini vurgulayarak 1982 Anaya- sasõ üzerinde bugüne kadar yapõlan değişikliklerin yetersiz olduğunu ve bu yüzden şu anda Türkiye’de 48 ga- zetecinin tutuklu olduğunu, mil- yonlarca yurttaşõn telefonlarõnõn izinsiz dinlenerek iletişim özgürlü- ğünün ihlal edildiğini, seçmen ira- desinin önemli bir kõsmõnõn Meclis dõşõnda kaldõğõnõ dile getirdi. Kõlõç- daroğlu’nun, üyeliğe aday olan bir ülke olarak Türkiye’nin başta İran ve İsrail olmak üzere komşu ülkelere yönelik politikasõnda AB ile eşgü- düm içerisinde olmayõ çok önemli gördüğünü söylemesi dikkat çekti. Türkiye’nin yüzünü Batõ’ya, çağ- daş uygarlõğa çevirdiğini ve bu ek- sen üzerinde durduğunu belirten Kemal Kõlõçdaroğlu, “Türkiye’nin bu eksenden dönmesi söz konusu değildir” dedi. Rasmussen: Kılıçdaroğlu yeni bir umut CHP lideri Kõlõçdaroğlu, Avrupa Sosyalist Partisi (PES) Başkanõ Po- ul Nyrup Rasmussen’le görüşme- sinden de “ortak yol haritası” ile çõktõ. Rasmussen görüşme sonra- sõnda, “Kılıçdaroğlu yeni bir umut. Kendisiyle her alanda işbirliğini geliştirmek ve Türkiye’yi AB’ye sokmak için yol haritası belirledik. Paylaştığımız ortak değerler olan insan hakları, bağımsız yargı, ba- ğımsız medya, kadın-erkek eşitli- ği, sendikal haklar gibi konularda birlikte hareket edeceğiz” dedi. Kõ- lõçdaroğlu da, PES ile CHP teşkila- tõnõn ortak seminerlerde bir araya ge- leceğini duyurdu. AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle ile görüşen Kõlõçdaroğlu, “Yargõ bağõmsõzlõğõ konusundaki duyarlõlõğõmõzõ Füle’ye ve arkadaşlarõna aktardõk” dedi. Füle ise Kõlõçdaroğlu ile karşõlõklõ güven tazelediklerini ve bu işbirliğini önümüzdeki dönemde daha da güçlendireceklerini vurguladõ. Kõlõçdaroğlu, Avrupa Politika Merkezi’nde yapõlan yuvarlak masa toplantõsõnda yaptõğõ konuşmada da, “Türkiye’yi AB’ye sosyal demokratlarõn taşõyacağõnõ” dile getirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa Sosyalist Partisi Başkanı Poul Nyrup Ramussen ile görüştü. Kılıçdaroğlu, Rasmussen’e Türkiye’yi tanıtan birkitap hediye etti. (Fotoğraf: AA) CHP’li Ali Rõza Öztürk, AKP lideri Erdoğan’a 25 milyon dolarlõk referandum yardõmõ iddialarõ konusunda hukuki girişimde bulunup bulunmadõğõnõ sordu Bağış iddiası Meclis gündeminde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İran’õn AKP’ye 25 milyon dolar yar- dõmda bulunduğu iddiasõ Meclis gün- demine taşõndõ. CHP Mersin Millet- vekili Ali Rıza Öztürk, iddialarõ Başbakan Tayyip Erdoğan’a sordu. Daily Telegraph gazetesinin İran’dan AKP’ye para yardõmõ ya- põldõğõ iddiasõyla ilgili tartõşmalar sürüyor. AKP Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Ömer Çelik, gazetenin ha- berin arkasõnda durmasõ üzerine ikin- ci bir açõklama daha yaparak iddianõn gerçeği yansõtmadõğõnõ söyledi. CHP Mersin milletvekili Ali Rõza Öztürk de TBMM Başkanlõğõ’na ver- diği bir soru önergesiyle iddialarõ Baş- bakan Erdoğan’a sordu. Öztürk, “İran devletinin AKP’ye referan- dum için 25 milyon dolar yardım yaptığı, yardımın İranlı Ahl-beit kuruluşu tarafından İHH üzerin- den Başbakan Erdoğan’a ulaştı- rıldığına” ilişkin İngiliz Daily Te- legraph’õn haber yaptõğõnõ belirtti. Öztürk, AKP dõşõnda referandumda Evet oyu kullanacak parti ve kişile- re de aynõ yoldan para yardõmõ ya- põldõğõ iddialarõnõn da ortaya atõldõğõnõ belirterek şu sorularõn yanõtlarõnõ is- tedi. “Türk ve İngiliz basınında yer alan ‘İran AKP’ye 25 milyon do- lar bağõş yaptõ’ iddiaları doğru mu- dur? Doğru değilse bu haberlere karşı herhangi bir hukuksal giri- şimlerde bulunulmuş mudur? Bu- lunuldu ise bu girişimler neler- dir? İddialar arasında yer alan AKP dışında da referandumda evet oyu kullanacak olan parti ve kişilere aynı yolla yardım yapıldı- ğı doğru mudur? Doğru ise bu parti ve kişilerin adları nelerdir?” Öztürk, önergesinde AKP’nin re- ferandum sürecinde “Kaç gazeteye kaç gün ilan verdiği, verilen ilan- ların karşılığının ne kadar olduğu, kaç billboard’a toplam kaç liralık ilan verdiği, kampanyada toplam kaç lira harcadığı ve harcamaların hangi kaynaklardan karşılandı- ğı” sorularõnõ da yöneltti. EL EZHER’E DESTEK Diyanet: Çarşaf ve peçe yok Kadõnlarõn çarşaf ve peçe ile dõşarõ çõkabilecekleri görüşünün doğru olmadõğõnõ belirten Diyanet yetkilileri, “Bir kimsenin başõnõ örtüp örtmemesi onun Müslüman olmasõnõn ön şartõ değil, dinin içinde kalan dindarlõk tarzõ ve tercihidir” dedi. FIRAT KOZOK ANKARA - Mõsõr’daki El Ezher Üniversitesi’nden üst düzey bir yetkilinin Fransa’nõn kamuya açõk yerlerde peçeyi yasaklama girişimine yönelik desteğine Diyanet de katõldõ. Diyanet’in İlmihal kitabõnda “Ancak çarşaf ve peçe ile dışarı çıkabileceği, yabancı erkeklerin yanında ağız ve burnunu örtmesi, hatta bir gözünü kapatması gerektiği görüşünün doğru olmadığı” belirtiliyor. Diyanet İşleri Başkanlõğõ’nõn “İslam ve Toplum” konulu İlmihal kitabõnda birey ve toplumlarõn örtünme konusunda geçmişten bu yana farklõ din ve kültürlerin, moda, dõş tesir, yabancõlaşma ve toplumsal çözülme gibi değişik etkenlerin sonucu farklõ ölçü ve anlayõşlara sahip olduğu anõmsatõlõrken örtünme konusunda, bölgeler hatta aynõ din ve ülke mensuplarõ arasõnda bile farklõ çizgilere rastlanõlabildiği belirtiliyor. Örtünmenin sõnõrõnõn cinslere ve arada mahremiyetin bulunup bulunmamasõna göre farklõlõk taşõyabileceği belirtilen kitapta, Kuran ve sünnette yer alan hükümlere işaret ediliyor. Kitapta, şu ifadelere yer veriliyor: “Erkeğin ve kadının namus ve iffetlerini korumaları ve kadının örtünmesi gereğinden söz eden bu ayetlerde, örtünme için belli bir şekil şartı ve model önerilmediği görülür. Bu sebeple de Kuran’ın bu anlatımından yola çıkarak kadınların ancak çarşaf ve peçe ile dışarı çıkabileceği, yabancı erkeklerin yanında ağız ve burnunu örtmesi, hatta bir gözünü kapatması gerektiğini söylemek isabetli olmaz. Dikkat edilirse konuyla ilgili Kuran ayetleri, kadın ve erkeğin fitneye ve şüpheye sebep olmayacak, karşı cinsin arzusunu kışkırtmayacak, ağır başlılığını koruyacak tarz ve biçimde örtünmesini istemektedir. Bundan, vücut hatlarını gösterecek kadar dar ve ince elbiselerin giyilmesinin doğru olmadığı sonucu çıkar. Buna karşılık erkeklerin şalvar, kadınların etekleri yerlerde sürünen uzun etek ve pardösüler giymesi dinin gereği olarak değil de kişisel tercih ve zevk olarak görülmelidir.” Diyanet İşleri Başkanlõğõ’ndan üst düzey bir yetkili de 14 asõrlõk uygulamada kadõnlarõn başlarõnõ örtmelerinin dini bir gereklilik olarak kabul edildiğini, bir insanõn dininin gereklerini yerine getirip getirmemesinin de kendi özgür iradesine bağlõ olduğunu söyledi. Aynõ yetkili, “Bir kimsenin Müslüman olması için İslamı din olarak kabullenmesi, dinin temel inanç esaslarını benimsemesi yeterli olup namaz kılıp kılmaması, şu veya bu dini vecibeyi yerine getirip getirmemesi, başını örtüp örtmemesi onun Müslüman olmasının ön şartı değil, dinin içinde kalan dindarlık tarzı, tercihi ve sorumluluğudur” dedi. BAHÇELİ’DEN GÜLEN’E SERT ELEŞTİRİ: Karalama kumandası okyanus ötesidir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başka- nõ Devlet Bahçeli, parti teşki- latlarõna gönderdiği genelgede, AKP ve Fethullah Gülen’e zehir zemberek eleştiriler yö- neltti. Referandumdan sonra Tür- kiye açõsõndan “va- him” bir sürecin kapõ- larõnõn da açõldõğõna işaret eden Bahçeli, Başbakan Tayyip Er- doğan’õn “başkanlık sistemi” tartõşmasõ baş- latmasõnõ ve Demokra- tik Toplum Kongre- si’nin “Ankara te- masları”nõ eleştirdi. Erdoğan’õn referandum akşamõ “okyanus ötesi” diyerek Fethullah Gü- len’e teşekkür etmesinin de “referandumdaki işbirliğinin ikrarı” olduğunu ifade etti. Başta Başbakan Erdoğan ol- mak üzere AKP kadrolarõnõn, “ülküdaşlarının” kararlarõnõ etkilemek için “rezilce tak- tikler” izlediğini kaydeden Bahçeli, “Ülkücülerden bir bölümünün MHP’ye oy ver- mediği yönündeki iftiralara” hiçbir partilinin itibar etmeye- ceğine AKP’nin de tanõk ola- cağõnõ savundu. “MHP’ye yönelik karala- ma kampanyasının hareket merkezi AKP, kumanda oda- sı okyanus ötesidir” di- yerek bir kez daha Fet- hullah Gülen’i hedef alan Bahçeli, “AKP’nin partimize gönül ver- miş değerli arkadaşla- rımızı kandırmak maksadıyla kalleşçe yaptığı siyasi propa- gandadan bir an önce vazgeçmesini şimdilik ihta- ren bildirmek isterim. Aksi takdirde MHP’nin mahremi- yetine girerek veya el uzatarak davamıza yönelik tertibat için- de olmalarının, mensupları üzerinde tuzaklar kurmaları- nın, acı hatıralarımızı istismar ederek duygusal ifadeler ma- rifetiyle siyasal çıkar sağla- malarının bedeli muhatapla- rı için ağır olacaktır” dedi. CHP’Lİ ATEŞ: KURULTAY İSTEMİYORUZ ‘Güçlü genel sekreter partiyi güçsüz yaptı’ TÜREY KÖSE ANKARA - Eski CHP Genel Başkanõ, Antalya Milletvekili Deniz Baykal, “Güçlü genel se- kreterlik modeline son vere- cek tüzük değişiklikleri uygu- lansın” mesajõ verirken; kendisine en yakõn isimlerden bi- ri olan Ankara Millet- vekili Yılmaz Ateş, “Olağanüstü kurultay talebimiz yok, imza toplama falan gibi bir girişimimiz yok. Ge- nel başkan eğer bir yo- lunu buluyorsa kurul- taya gitmeden yapsın ama tüzük değişikliklerini yü- rürlüğe koysun” dedi. Yõlmaz Ateş, “Olağanüstü ku- rultay toplanması için imza toplayacak mısınız” sorusuna “Öyle bir şey yapmayız. Bizim talebimiz olağanüstü kurultay değil, tüzüğün yürürlüğe ko- nulup partinin kurumsallaş- masını sağlamak” yanõtõnõ ver- di. Ateş, “Kurultay toplanma- dan tüzük nasıl yürürlüğe ko- nulacak, PM nasıl yenilene- cek” sorusu üzerine, “Hukuk- çulara inceletmeli, daha önce bu yetkiyi PM’ye vermiştik. Yö- netim, ‘ben bu tüzük olayõnõzõ saygõyla karşõlõyorum, tüzüğü uygulayacağõm ama PM seçimi koymayacağõm’ da diyebilir. Biz illa olağanüstü kurultaya gidip PM seçimi yap, de- miyoruz. Tüzük değişik- likleri genel başkanın eli- ni de güçlendirir. Kendi kadrosuyla çalışma ola- nağı da verir” karşõlõğõnõ verdi. “Sizin asıl hedefiniz güçlü genel sekreterlik modeli ve Genel Sekreter Önder Sav mı” sorusuna da Ateş, “Güç- lü genel sekreterlik partiyi güç- süz yaptı. Önder Bey tüzük de- ğişikliğine karşı çıktığı zaman, Deniz Bey ‘Kendine gel, sen de ben de bir yaşa geldik, bugün va- rõz, yarõn yokuz, partiyi kurum- laştõralõm görev başõndayken’ de- mişti. Partiyi yeniden yapılan- dırmak lazım. Benim derdim parti, Sav değil” yanõtõnõ verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle