Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
- Tutuklama başlı başına bir yargı sorunu haline
gelmiştir. Olağanüstü bir tedbir olarak
uygulanması gerektiği halde, adeta bir ön infaz
gibi uygulanmaya başlanmıştır.
- 2005 yılında Ceza Muhakemesi Kanunu’nda
(CMK) değişiklik yapılırken, tutuklamaların
azalacağı beklentisi vardı ancak uygulama tam
tersi oldu. Özellikle, özel yetkili mahkemeler (ÖYM)
tutuklamayı bir seçenek değil, neredeyse bir
zorunluluk olarak algılamakta ve uygulamaktadır.
- Önceki yıllarda Devlet Güvenlik
Mahkemeleri’nin (DGM) olağanüstü uygulamaları
tepki çekmiş ve DGM’ler kaldırılmıştı. Onların
yerine getirilen ÖYM’ler daha kötü bir sınav
vermektedir. Bu mahkemeler kaldırılmalıdır.
- Tutuklama kararları verilirken, “kaçma
şüphesi”, “delil karartma” gibi şablon gerekçeler
yazılmaktadır. Tutukluluğun devamında da aynı
uygulama geçerlidir. Oysa, bu gerekçelerin
haklılığını gösteren durumlar varsa, tutukluluk
devam edebilir.
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM),
özellikle uzayan tutukluluklarda, başlangıçtaki
gerekçelerin aynen sıralanmasını kabul
etmemekte, tutuklulukta makul sürenin aşımını
ciddi hukuk ihlali saymaktadır.
Raporda yer alan istatistikler, tutukluluğun fiili bir
infaz olarak uygulanmakta olduğunu açıkça ortaya
koyuyor.
İşte rakamlar:
1970’te hapishanelerdeki 56.511 kişinin
26.392’si (yüzde 47) tutuklu, 30.119’u (yüzde 53)
hükümlüydü.
1990’da 45.606 kişinin 16.233’ü (yüzde 35.5)
tutuklu, 29.373’ü (yüzde 64.5) hükümlüydü.
2000’de 49.512 kişinin 24.657’si (yüzde 49.5)
tutuklu, 24.855’i (yüzde 50.5) hükümlüydü.
2010’da 119.288 kişinin 60.782 (yüzde 51)
tutuklu, 58.506’sı (yüzde 49) hükümlü.
Son günlerin moda karşılaştırmasıyla 1980
rakamlarını da verelim: 70.172 kişinin 38.931’i
(yüzde 55.5) tutuklu, 31.241’i (yüzde 44.5)
hükümlüydü. Bugün 12 Eylül dönemine yakın bir
tablo var. Ancak genel olarak değerlendirmek
gerekirse tutukluluk öteden beri ciddi sorun.
Öteki ülkelerde bu oran şöyle:
Üçte bir tutuklu, içte iki hükümlü.
Tutuklu olarak yargılananların ne kadarı
mahkûmiyet alıyor?
Japonya’da yüzde 99.9, Fransa’da yüzde 98.9,
Almanya’da yüzde 96.5, İngiltere’de yüzde 90.3,
Türkiye’de yüzde 70.
Bu rakamlar ışığında Türkiye’nin AİHM’de
“tutuklulukta makul sürenin aşıldığı” başvuruları
sıralamasında birinci olduğunu anımsatalım. Bizi
Rusya izliyor.
Raporun başında yer alan “Sunuş” yazısında
TBB Başkanı Ahsen Coşar, tarih boyunca
tutuklamanın egemenler tarafından bir
cezalandırma, muhalifleri susturma yöntemi olarak
algılandığını, bugün hukuk sistemindeki
“özgürlükler şartı”nın on yıllar süren çabaların
sonucunda evrensel değer olarak benimsendiğini
vurguluyor.
Türkiye ne durumda?
TBB İnsan Hakları Merkezi Başkanı Prof. Dr.
Rona Aybay, raporun önsözünde, Yargıtay 4.
Hukuk Dairesi’nin “Haberal kararı”nın, haksız
tutuklamalara karşı bir içtihat olarak yerleşmesi
dileğini vurguluyor.
Bizim de dileğimiz bu...
Bütün Aybay’ların hukuk bilimine, Türkiye’de
hukukun yerleşmesine yaptıkları katkılara selam
olsun...
Sevgideğer, saygıdeğer Oktay Akbal Ağabey’in
sağlığına kavuşması, bizim ona-yazılarına
kavuşmamız ne güzel...
Oktay Ağabey’e, özellikle akşamüzerleri bizi
yalnız bırakmayan bulutlar dolusu selam...
Bir dileğim özgürlüğe sağlıklı kavuşmaksa, bir
dileğim de bütün sevdiklerimi sağlıklı bulmak...
Akyaka’da şırıl şırıl suyuyla bir Azmakbaşı varsa
bir de dupduru Türkçesiyle Yazmakbaşı var.
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 10 EYLÜL 2010 CUMACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 10 Eylül
Oslo PB 15
Helsinki PB 15
StockholmPB 17
Londra PB 20
AmsterdamPB 18
Brüksel PB 19
Paris PB 21
Bonn Y 24
Münih PB 19
Berlin Y 18
BudapeştePB 20
Madrid B 26
Viyana PB 20
Belgrad B 23
Sofya Y 21
Roma Y 22
Atina B 28
Zürih PB 17
Moskova PB 17
Aşkabat B 29
Taşkent A 32
Bakû A 22
Bişkek A 28
Tiflis Y 26
Kahire A 32
Şam A 34
İstanbul PB 27
Edirne PB 29
Kocaeli PB 30
Çanakkale PB 29
İzmir B 32
Manisa B 35
Denizli B 35
Zonguldak PB 26
Sinop PB 25
Samsun Y 25
Trabzon Y 25
Giresun Y 25
Ankara B 32
Eskişehir B 32
Konya B 31
Sıvas B 29
Antalya B 33
Adana B 35
Mersin B 33
Diyarbakır A 38
Şanlıurfa A 38
Mardin A 35
Siirt A 37
Hakkâri A 31
Van B 27
Kars PB 26
Ülkemizin
kuzey kesimleri
parçalı bulutlu,
Orta ve Doğu
Karadeniz
kıyıları ile Sinop
çevreleri
sağanak diğer
yerler az bulutlu
ve açık
geçecek. Hava
sıcaklığında
önemli bir
değişiklik
olmayacak.
Pazar günü yapılacak anayasa
değişikliği referandumunda kara-
rımızı verirken faydalı olacağına
inandığım birkaç başlığı dikkatini-
ze sunmak isterim:
1. Anayasa hazırlık süreci:
Anayasaların hazırlanması da de-
ğiştirilmesi de en geniş toplumsal
mutabakata dayanmalıdır. Türki-
ye’de 1982 Anayasası’nın 85 mad-
desini değiştiren bugüne kadarki 16
anayasa değişikliği -aralarında
Başbakan Erdoğan’a siyaset yo-
lunu açan 2002 değişikliği de da-
hil- en geniş uzlaşı sağlanarak ya-
pılmıştır. Ancak bu kez karşımızda
AKP’nin tek başına hazırlayıp da-
yattığı bir metin bulunmaktadır.
Muhalefetin paketin üzerinde mu-
tabakat sağlanan maddelerinin
geçirilmesi, kalanların referanduma
götürülmesi yönündeki önerilerini
AKP’nin ısrarla reddetmesi dü-
şündürücüdür. Pakete destek ve-
ren AB sözcüleri bile “uzlaşı ek-
sikliğine” mutlaka dikkat çekmiştir.
2. Referanduma sunuş: Birbiri
ile ilgisi olmayan 26 maddenin bir
arada oya sunulması seçmen ira-
desine haksızlıktır. Bu pakette, hu-
kuk devleti ilkesini zedeleyecek
sonuçlar doğurması beklenen
Anayasa Mahkemesi ve HSYK
üzerinde yapılan değişikliklere
karşı tavır takınan seçmenler,
içindeki birçok olumlu unsura
rağmen bu pakete ‘evet’ deme-
yecektir. Benzer biçimde pakete
içindeki bazı maddeleri benim-
sediği için oy veren seçmenler de
iki temel yargı kurumunun yapı-
sında yapılacak hayati değişik-
liklere ‘hayır’ deme imkânına sa-
hip değildir. Doğru olan yaklaşım,
her maddenin ya da birbiriyle
ilintili maddelerin gruplar halinde
ayrı ayrı oya sunulması iken, ikti-
dar partisi Avrupa’dan gelen eleş-
tirilere dahi kulaklarını tıkamıştır.
3. Darbeyle hesaplaşma: Bir si-
yaset mühendisliği olarak Çanka-
ya Köşkü’nün de desteğiyle 12 Ey-
lül’e denk getirilen referandumu
AKP, sadece tarihi nedeniyle “12
Eylül’le hesaplaşma” olarak sun-
maktadır. Geçici 15. maddenin
kaldırılacak olmasının başta darbe
lideri Kenan Evren olmak üzere o
dönem sorumluluk sahibi olanların
yargılanmasına imkân sağlayaca-
ğı tezi imkânsıza yakın ölçüde za-
yıf bir olasılıktır. Hesaplaşmak bir
yana, paketin hazırlanışı ve refe-
randum kampanyası sırasında Baş-
bakan’ın izlediği “Hayır verenler
darbecidir” şeklindeki dayatmacı
üslup tam da 12 Eylül ruhunu
anımsatacak biçimdedir.
4. Yargıya müdahale: Yargının
sorunlarını çözme iddiasıyla yola çı-
kan hükümet, kendisini bu pa-
kette sadece Anayasa Mahkeme-
si ve HSYK’nin yapısını değiştir-
meye odaklamış, yargının yıllardır
yinelenen diğer hayati sorunlarına
gözlerini kapamıştır. Pakette yar-
gı ile ilgili maddelerin ana hedefi,
yürütmenin yargı üzerinde mutlak
egemenliğini sağlamak olarak gö-
zükmektedir. Zaten Başbakan da
‘evet’ oylarının hükümeti “yargı
prangasından kurtaracağı”nı açık-
ça söyleyebilmiştir. Gerçekten
güçler ayrılığı ve yargının bağım-
sızlığı ilkesini güçlendirecek bir
anayasa değişikliği arzu edilseydi,
Adalet Bakanı’nın ve müsteşarının
HSYK’den çıkarılması yönünde
bir madde bu paketin olmazsa
olmaz unsuru olarak yer almalıydı.
Tam tersine, yeni değişiklikler Ada-
let Bakanı’nın yani yürütmenin
HSYK’deki yetkilerini daha da art-
tırmaktadır.
5. Özgürlüklerin istismarı: Pa-
kette çeşitli toplum kesimlerine
verildiği öne sürülen yeni hak ve öz-
gürlükler aslında yeni bir şey ge-
tirmemekte; yargı ile ilgili arzulanan
değişikliklerin geçirilebilmesi için is-
tismar edilmekte, kılıf olarak kul-
lanılmaktadır. Örneğin, memurlara
grevsiz toplusözleşme hakkı geti-
rilirken, uyuşmazlık durumunda
sonucu, yapısı açıklanmayan Ha-
kem Kurulu’na bırakılmaktadır. Ha-
kem Kurulu’nun kararları ise yargı
denetemine kapalı tutulmaktadır.
Halbuki aynı paketin bir başka ye-
rinde YAŞ ve HSYK kararlarının
yargı denetimine açılması ilkesi
benimsenmektedir. Kadın-erkek
eşitliğine ilişkin düzenlemeler için
sadece yasa çıkarılması yeterliyken,
içerdeki-dışardaki liberalleri kan-
dırabilmek için pozitif ayrımcılık
maddesi göstermelik olarak kon-
muştur.
6. Kampanya üslubu: Geliş-
miş bir demokraside hükümete
düşen temel görev; referanduma
sunulan paketin olumlu ve olumsuz
yanlarının taraftar halk kesimlerin-
ce eşit mali imkânlarda, özgürce
tartışılmasına objektif zemin sağ-
lamaktır. Türkiye’de ise trilyonlar-
ca liralık ‘evet’ kampanyası ile ye-
tinmeyen AKP hükümetinin Baş-
bakanı, “Bitaraf olan bertaraf olur”;
Dışişleri Bakanı “ ‘Hayır’ oylarını
dünyaya anlatamam”; Başbakan
Yardımcısı “ ‘Hayır’ çıkarsa Türki-
ye ekonomik fatura ödeyecek”;
AB Başmüzakerecisi de “Hayırcı-
ların aklından zoru var” yönünde-
ki açıklamalarıyla halka korku ve
tehdit salmayı tercih etmiştir.
Terörle mücadele ve dış mese-
lelerde son derece kritik bir dö-
nemde Türkiye’nin tüm enerjisini
AKP’nin ve Başbakan Erdoğan’ın
siyasi çıkarları için hazırlandığı aşi-
kâr bu kısmi anayasa değişikliği için
heba etmesi büyük talihsizliktir. Bu-
lunduğumuz noktada ülkenin asıl
ihtiyacı; geniş uzlaşıyla hazırlana-
cak, demokrasi, hak ve özgürlük-
leri devlet erkleriyle mücadelenin kı-
lıfı haline sokmadan genişletecek
yeni bir anayasadır. Bunu sağlamak
için önümüzde iki sandık var: Biri
referandum, diğeri seçim.
ANALİZ
UTKU ÇAKIRÖZER
Kararımızı Verirken
utku.cakirozer@cumhuriyet.com.tr
ANMA
Hocam ve değerli eşim, babamız,
bilim ve sanatın özden yolcularından
ATATÜRKÇÜ
Prof. Dr.
EMİN FAİK ÜSTÜN’ü
aramızdan ayrılışının 37. yılında
sevgi ve özlemle anıyoruz.
Dr. Esin Emin Üstün
Dr. Güntürk Üstün
Dr. Çağatay Üstün
darbeciyim!
RTE’nin daha geniş, özgürlükçü bir
demokrasi vaatlerinin altında mutlaka bir
başka hesap olduğuna inandığım için “hayır”
diyorum, ben bir darbeciyim!..
Referandumda evet oyu çıkmasını
sağlamak için 1982 Anayasası’nın oylanacağı
uydurmasıyla halkı uyutmaya çalıştığı için
hayır diyorum; demek ki ben bir darbeciyim!
RTE anayasasının iddia ettiğinin aksine
aydınları, gazetecileri, ilim bilim adamlarını,
siyaset yapmayan muhaliflerini bir neden
uydurarak cezaevlerine tıkmaya devam
edeceği...
....bayram mesajında da yinelediği,
“dayanışma ruhunu her yerde taşımaya,
yaşanan acıları da sevinçlerimiz gibi
paylaşmaya devam edeceğini” öne süren
sözüne inanmadığım... bugüne kadar
izlediğimiz uygulamaları ile dayanışma,
uzlaşma söylemlerinin birbirini doğrulamadığı,
palavra olduğu için...
....anayasa paketi vesile, oyum RTE’ye
hayır!.. RTE’ye hayır demek darbeci olmaksa
ben bir darbeciyim!
Ben bir darbeciyim; zira RTE, 2002’den
itibaren planlı biçimde bu ülkeyi laikler-laiklik
karşıtları... Türkler ve Kürtler... Dindarlar-
dindar olmayanlar... Bizden olanlar olmayanlar
diye ikiye böldüğü için referandumda hayır
diyeceğim.
Bir kez olsun şöyle göğsünü gere gere “Ben
Türküm” demediği, diyemediği için hayır oyu
kullanacağım. Tamam işte! Ben bir
darbeciyim!
Bu ülkenin kadınlarını rahibelere benzettiği,
kara çarşafa, takkeli kafalara yol gösterdiği...
kadının toplumdaki yerini evde kocasına
hizmet, asli görevini çocuk yapmak diye
özetlediği için hayır diyeceğim; ben bir
darbeciyim!
Bol bol basın özgürlüğünden dem vurarak,
ama gerçekte yandaş medya ve yalaka
yazarlar türemesi için ne gerekiyorsa yaptığı...
....gazetenin ve gazeteciliğin temel görevi
olarak halkı aydınlatacak haber ve yorumlara
sütunlarını açan... AKP’yi eleştirenlere.. . “bir
kısım medya” diye ayırım yaptığı... böylelerine
arka arkaya vergi cezaları keserek batırmaya
çalıştığı için... oyum hayır!.. Bay RTE; öyleyse
ben bir darbeciyim!
Anayasanın kimi maddelerini işine geldiği
gibi değiştirirken Çankaya’daki AKP’linin
darbe anayasası dediğin 1982
Anayasası’ndaki geniş, neredeyse yürütmeye
eşit yetkilerine dokunmadığın... hırsızlık,
yolsuzluk gibi dosyaları komisyonda uyutulan
AKP milletvekilleri ile bir başbakanı
kalpazanlıkla suçlayan savcı tezkeresini içeren
dosyayı imzanla TBMM’ye gönderdiğin ve
hakkındaki diğer suçlamaların yargıya
gitmesini önlediğin... dokunulmazlıklara
dokunamadığın ve referandumda hayır
demeyi ulusal bir görev bildiğim için... RTE’ye
göre darbeci isem, evet ben bir darbeciyim!
Anayasa değişikliğinin - iddia ettiğin gibi-
vergi reformu getireceğine... memura grev
hakkı vermeden toplusözleşme vaat ettiğine...
kadınlara yeni haklar getireceği söylemlerinin
evet oyu toplamaya yönelik siyasal bir
manevra olduğuna inandığım...
....ve Türkiye’nin devri iktidarında bilerek,
bilinçli olarak “Telekulak cumhuriyetine”
dönüşmesine engel olmadığın için... RTE:
Mimarı olduğun anayasa paketine hayır
diyeceğim...
İktidarına karşı olduğumu hayır oyu vererek
bir kez daha kanıtlayacağım için... RTE’ye
göre ben bir darbeciyim!
Özetlemek gerekirse:
Yüce Divan’dan kaçma planlarına...
AKP güdümlü yargı tezgâhına...
Yargıçların -özlemiyle yanıp tutuştuğu
Osmanlı’daki gibi- kadı yapılmasına...
12 Eylül yobazlığına...
BOP eşbaşkanlığına...
Medya-tarikat saltanatına...
Kirli para vurgunculuğuna... Cemaat
soygunculuğuna... kadınların
köleleştirilmesine... şeyhliğe, müritliğe,
cariyeliğe...
Türk ordusuna düşmanlığa...
Bölücü açılımlara... Cumhuriyet yıkıcılığına...
ABD ve AB dayatmacılığına... AKP şerrine...
Açılım adı altındaki Türkiye’nin bölünmesine
kapıyı aralayan girişimlere...
Diyeceğim o ki, referandumda oyum:
Hayır... Hayır... Hayır... Hayır…Hayır... Hayır!
Hayır ha? RTE’ye göre ben bir darbeciyim!
Bayram duasıyla bitirelim yazıyı:
Kullarına akıl fikir nasip eyle, mantıktan,
sağduyudan ayırma Yarabbi!
İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet)
- Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Rama-
zan Bayramõ namazõnõ Emirgân Cami-
si’nde kõldõ. Cumhurbaşkanõ Gül, “Her-
kesin bayramı mübarek olsun ve bu
bayram inşallah herkese iyilik, güzel-
lik, kolaylık getirsin” dedi. A Milli Bas-
ketbol Takõmõ’na da başarõlar dileyen
Gül, “Herkes Türkiye’den bir şampi-
yonluk bekliyor. Türkiye, gayet iddialı
götürüyor” dedi. Eski CHP Genel Baş-
kanõ ve Antalya Milletvekili Deniz Bay-
kal ve MHP Genel Başkanõ Devlet Bah-
çeli, bayramõn ilk gününü Ankara’da ge-
çirdi. Dün sabah erken saatte Tarabya
Köşkü’nden çõkan Cumhurbaşkanõ Gül,
bayram namazõ için Emirgân Camisi’ne
geldi. Cumhurbaşkanõ Gül, namazõn ar-
dõndan camiye gelen yurttaşlarla bayram-
laştõ. Daha sonra Emirgân Camisi’nin
karşõsõndaki bir çay bahçesine giden
Cumhurbaşkanõ Gül, burada yurttaşlarla
bayramlaştõ. Cumhurbaşkanõ Gül’e çay
bahçesinde, eski Devlet Bakanõ Cavit
Çağlar, eski TMSF Başkanõ Ahmet Er-
türk de eşlik etti.
Eski CHP Genel Başkanõ ve Antalya
Milletvekili Deniz Baykal, bayram nama-
zõnõ kõlacağõ Ümitköy Nazmi Beğen Ca-
misi’ne torunu Alican ve Çankaya Bele-
diye Meclis üyesi Atanur Göncü ile gel-
di. Cami çõkõşõnda gazeteciler ve yurttaş-
larla bayramlaşan Baykal, daha sonra
Ümitköy’deki bir simit fõrõnõna gitti. Bay-
kal, yurttaşlarla da bir süre sohbet ederek
bayramlarõnõ kutladõ. MHP Genel Başkanõ
Devlet Bahçeli de bayram namazõnõ Gazi
Merkez Camisi’nde kõldõ. Bahçeli’ye ca-
mi girişinde bir çocuk deri üzerine işle-
meli bozkurt resmi hediye etti. Bahçeli,
namazõn ardõndan camiden ayrõlõrken bazõ
yurttaşlarla bayramlaştõ. Devlet Bahçeli,
daha sonra eski MHP Genel Başkanõ Al-
parslan Türkeş’in gömütünü ziyaret etti.
İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, Türkiye
Partisi Genel Başkanõ Abdüllatif Şener,
Ankara Valisi Alaaddin Yüksel’le birlik-
te de bayram namazõnõ Kocatepe Cami-
si’nde kõldõ. Atalay, namazõn ardõndan ca-
miye gelenlerle bayramlaştõ. Bu arada
bayram namazõ öncesi Diyanet İşleri Baş-
kanõ Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Kocatepe
Camisi’nde vaaz verdi.
Dinin, bilgiye dayandõğõnõ ifade eden
Bardakoğlu, Kuranõkerim’in indirilme-
ye başlamasõnõn 1400. yõlõnõn kutlandõ-
ğõnõ dile getirdi. Bardakoğlu, İslamiye-
tin büyük bir nimet olduğunu ve bazõ
sorumluluklarõ bulunduğunu vurgula-
yarak “Dünyaya yalnız geldik yalnız
gideceğiz. Oraya sadece iman götü-
receğiz, makam, mal, mülk hep bu-
rada kalacak” dedi.
CumhurbaşkanõAbdullahGülbayrammesajõnda12DevAdam’adestekverdi
Türkiye şampiyonada iddialõ
Şehitliklerde buruk bayram
Gece yarısı para yardımı
İstanbul Haber Servisi -
İstanbul’un Bağcõlar Kay-
makamlõğõ Sosyal Yardõm-
laşma ve Dayanõşma Vak-
fõ’nca önceki gün gece sa-
atlerinde dağõtõlan para yar-
dõmõ izdihama neden oldu.
CHP ve MHP’li yöneticiler,
gece yarõsõ yapõlan yardõma
tepki gösterirken bazõ yurt-
taşlar da referandumda
“Evet” oyu için para dağõ-
tõldõğõnõ savundular.
Referandum kampanya-
sõnda sona yaklaşõlõrken
AKP’li belediyelerle kay-
makamlõk sosyal yardõm-
laşma ve dayanõşma vakõf-
larõ kesenin ağzõnõ açtõ.
Bağcõlar’da 200 TL para
yardõmõ yapõldõğõnõ duyan
yurttaşlar önceki gün kay-
makamlõk binasõna gelerek
uzun kuyruk oluşturdular.
Bağcõlar’da gün õşõğõ yok-
muş gibi önceki gün geç sa-
atlerde dağõtõlan para yar-
dõmõ izdihama neden ol-
du. Kaymakamlõğõn dağõt-
tõğõ yardõmõ alamayan yurt-
taşlar bu duruma tepki gös-
terirken bazõ yurttaşlar da
yardõmõn önceki seçimler-
de olduğu gibi referan-
dumda “Evet” oyu veril-
mesi için para dağõtõldõğõnõ
anlattõlar.
Yardõm geç saatlere ka-
dar sürerken kaymakam-
lõk binasõna gelen CHP ve
MHP’li yöneticiler gece
yarõsõ yapõlan yardõma tep-
ki gösterdiler. Kaymakam-
lõktaki yetkililerse iddiala-
rõ yalanlayarak para yardõ-
mõnõn mahalle muhtarlõk-
larõnõn belirlediği kişilere
yapõldõğõnõ; bu kişilerin iş-
siz, sigortasõz çalõşan ya
da yeşil kart sahibi kişiler
olduğunu söylediler.
Haber Merkezi - Üç gün sürecek Şeker
Bayramõ’nõn başlamasõ ve yurt genelinde
havanõn açõk ve güneşli geçmesinin de et-
kisiyle sahil bölgelerine ilgi arttõ. Şehit ya-
kõnlarõ, bayramõn ilk gününde şehitlikleri zi-
yaret etti. Duygusal anlar yaşanan şehit-
liklerde aileler, oğullarõnõn mezarlarõnõ su-
ladõ, çiçekler koydu ve dua etti.
Şeker Bayramõ nedeniyle İstanbul’da
toplu taşõma ücretleri yarõ yarõya indirim-
li, Ankara’da ise EGO otobüsleri ücretsiz
olarak hizmet verecek. Adana, Mersin ve
Diyarbakõr’da da bayram süresince oto-
büsler ücretsiz çalõşacak. Bayram trafiğinin
önüne geçilmek için ise, büyük kentlerde
yoğunluk yaşanmasõ beklenen noktalarda
alõnan önlemler arttõrõldõ. 12 Eylül Pazar gü-
nü saat 24.00’e kadar da otoyollar ve Bo-
ğaz köprülerinden geçişlerden ücretsiz ya-
rarlanõlacak.
Şeker Bayramõ’nda hava genel olarak açõk
ve güneşli olacak. Bununla birlikte bazõ yö-
re ve merkezlerimizde yağõş görülecek.
Şehit yakõnlarõ, bayramõn ilk gününde
Edirnekapõ Şehitliği’ni ziyaret etti. Edir-
nekapõ Şehitliği’ndeki mezarlarõn hepsi
dün Türk bayraklarõyla süslendi. Ziyaret-
çilere kolonya ve lokum ikram eden görevli
askerler, ziyaret edilmeyen şehit kabirleri-
ni kendileri sulayõp temizledi.
Bayram nedeniyle Sivas’ta Şehitlik ve Şehitler Müzesi’ni gezen yurttaşlar da duy-
gusal anlar yaşadı. Yukarı Tekke Mezarlığı’ndaki Garnizon Şehitliği’nde bulunan
Şehitler Müzesi, Şeker Bayramı’nın ilk gününde yurttaşların uğrak yeri oldu.