Katalog

10 EYLÜL 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 CMYB C M Y B Tepemde güneş... Zeytin ağaçları... Masmavi deniz... İki gün sonra halkoylaması yapılacak... Peki, sandıktan ne çıkacak? Evet mi, hayır mı? Yirmili yaşlarda yitirdiğimiz Arkadaş Z. Özger’in bir şiiri geliyor aklıma, zeytin ağaçlarının altında dolaşırken... İzmir Körfezi, dağlar, Urla İskelesi... Arkadaş’ın o dizeleri sanki 12 Eylül’ün zulmü için yazılmış. Oysa o 1948 yılında doğdu, 1973’te öldü... “sevdan ki bir yakıcı kuştur yüreğimde gümbürder zulme karşı kan gibi ölürsem dağlar için ölürüm Ferhat kalırsam vuruşkan şahan gibi” Televizyonda bir tartışma programı izledim çarşamba günü... Hürriyet’ten Şükrü Küçükşahin’in o yürekli çıkışını gördüm ekranda. Ardından iktidar yalakalarını düşündüm, gazeteci kimliğiyle dolaşan. Gazeteci, insan olmanın onurunu taşır yüreğinde. Acaba kaç kişi kaldık Şükrü gibi? Sayımız giderek azalıyor mu? Sanki 50’li yıllarda yaşıyor gibiyiz. Elbet o yıllarda gazeteci değildik ama Cüneyt Arcayürek’in, Metin Toker’in, Altan Öymen’in, Bedii Faik’in, Kurtul Altuğ’un kitaplarını okuduk, biliyoruz. O yıllar gazeteciler “Ankara Hilton” denilen cezaevinde yatarlardı, şimdilerde Silivri’de Hrant Dink’in katilleriyle birlikte... Başbakan bir TV’de ne demişti: “Hayır oyu verenler darbecidir!” Eğer AKP yandaşı değilseniz... Muhalif bir kimliğiniz varsa, gerçekleri yazıyorsanız, başınıza bir iş gelebilir. Hele şu 12 Eylül geçsin, yargı siyasal iktidarın “arka bahçesi” olsun, seyredin siz muhalif gazetecilerin başına gelecekleri. Türkiye bir hukuk devleti mi olacak, yoksa guguk devleti mi? CHP lideri Kılıçdaroğlu, hem İzmir’de hem de Antalya’da telekulak konusunda Başbakan Erdoğan’ı eleştirirken haksız mıydı? Bir hukuk devletinde Başbakan TV’de açık açık “hayır” oyu vereceklere “darbeci” diyebiliyorsa, o ülkede demokrasiden, temel hak ve özgürlüklerden, özel yaşamdan söz edilemez. Telefon görüşmeleri, ortam dinlemeleri birileri tarafından gizlice kaydedilip, dinci internet sitelerine servis ediliyor ama bunların kimler tarafından yapıldığı saptanamıyor. Türkiye’de özel yaşam alanına girenler kim ve Başbakan neden İçişleri Bakanı’na şöyle demiyor: “Başta Deniz Baykal’ınkiler olmak üzere, bu görüntüleri çekenleri, dinleme yapanları bulun ve gereğini yapın!” Başbakan tam tersini yapıyor... “Onlar bizi dinlemişlerdi, şimdi biz onları dinliyoruz...” Onlar kim? Devlet içinde örgütlü güç mü? Can Dündar’ın değindiği gibi, Başbakan yasadışı izlemeleri seçim malzemesi olarak kullanıyor alanlarda... Yasadışı dinleme yapanları, görüntüleyenleri, özel yaşama girenleri açıkça aklıyor. Türkiye bu kafayla mı girecek AB’ye? Başbakan Erdoğan dinlemelerin ne olduğunu bilir... Erdoğan, “dinleme çetesi”nin ortaya çıkarılması için adım atmıyor. O zaman Başbakan hukuk devletine inanmıyor! Yasadışı dinlemelerin, görüntülerin içeriği ne olursa olsun bir hukuk devletinde bunları yapanlar bulunur ve yargıya teslim edilip cezalandırılır. AKP yandaşı hiçbir yazar bu konuda yazmıyor, yasadışı dinlemelere, özel yaşamla ilgili görüntülere karşı tavır almıyor. Gerçekten Türkiye bir korku tünelinden geçiyor... Kimle karşılaşsam aynı şeyi söylüyor: “Aman kendinize dikkat edin, çok sert yazıyorsunuz...” Bunu söyleyenlere yanıtım hep aynı: “Korkaklar her gün ölür, cesurlar bir kez!” Bir hukuk devletinde siyasal erk yargıyı ele geçirmeye çalışırsa ters teper. 12 Eylül akşamı sandıklar açıldığında çıkacak sonuç, göreceksiniz, AKP yandaşlarının beklediği gibi olmayacak. Gözdağı bir gün gelir ters teper! Tepemde güneş... Zeytin ağaçları... Masmavi deniz... Aydınlar, yazarlar, milletvekilleri, sosyalistler, devrimciler, yurtseverler dinleniyor... Bense bir bayram sabahında mavi sularda yaşamı arıyorum... Umudu... Demokrasiyi... Özgürlüğü... Arkadaş’ın dizeleriyle avunuyorum daha doğrusu: “ateşi üfle Ferhat körüğü iyi kullan bu can bunca hasrete dayanır soludukça içimde sevdan” Sevdanız içinizde hep kalsın!.. Umutlarınız yitip gitmesin!.. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Dinleme Çetesi ve Hukuk Devleti... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Prof. Dr. Onur Kumbaracõbaşõ: 12 Eylül’de ne çõkarsa çõksõn kutuplaşma artacak İstanbul Haber Ser- visi - Eski Bayõndõrlõk ve İskân Bakanõ Prof. Dr. Onur Kumbaracıbaşı, anayasa değişiklik paketinin uzlaşma sağlanmadan hazõr- landõğõnõ, bu nedenle de “12 Eylül’de yapılacak refe- randum sonucu ne çı- karsa çıksın, top- lumdaki ku- tuplaşmanın derinleşe- ceğini” söyle- di. Anayasadaki değişiklik pa- ketini gazetemize değerlen- diren Kumbaracõbaşõ, anaya- sa değişikliği paketinin, Tür- kiye Cumhuriyeti’nde bugüne dek yapõlmõş devrimlerin ro- tasõnõ değiştirmeyi amaçladõ- ğõnõ kaydetti. Kumbaracõbaşõ, bu nedenle 12 Eylül’de “Hayır” oyu kul- lanacağõnõ söyledi. Referandum sürecinde yurt- taşõn aldatõldõğõnõ, yapõlmak is- tenen köklü değişimlerin “de- mokrasi” ve “özgürlük” adõ altõnda saklanõldõğõnõ kaydeden Kumbaracõbaşõ, 12 Eylül’de “Evet” sonucu çõkmasõ ha- linde AKP’nin, Türkiye Cum- huriyeti tarihinde bugüne ka- dar yapõlmõş olan devrimlerin rotasõnõ değiştireceğini söyle- di. Kumbaracõbaşõ, “Bu refe- randum, gerçekleri gizleye- rek yurttaşı aldatmaya yö- nelik bir yapay referan- dumdur” değerlendirmesini yaparak amacõn, yargõyõ ele ge- çirerek denetim altõna almak olduğunu kaydetti. AKP’nin, halkõn anayasa değişiklik paketini anlamadõ- ğõnõ bildiğini ve bu durumu kullandõğõnõ ifade eden Kum- baracõbaşõ, özetle şunlarõ söy- ledi: “Halkın bazı maddele- ri anlamayacağı düşünülü- yor ancak halk, sağduyusu ve kolektif zekâsıyla bu ana- yasanın tehlikesini anlaya- cak ve ‘hayõr’ diyecektir. Bugün iktidarın çok büyük bir telaş içerisinde olduğu açıkça görülüyor. ‘Evet’ so- nucunu almak için her yolu deniyorlar.” Referandum sürecinde yurttaşõn aldatõldõğõnõ, yapõlmak istenen köklü değişimlerin “demokrasi” ve “özgürlük” adõ altõnda saklanõldõğõnõ kaydeden Kumbaracõbaşõ, 12 Eylül’de “Evet” sonucu çõkmasõ halinde AKP’nin, devrimlerin rotasõnõ değiştireceğini söyledi. ‘Ülkenin rotası değiştiriliyor’