19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada YAŞ’ın toplanmasından bir hafta önce... bağlı oldukları kuvvetlerde görev yapan kaçak sanık; amiral ve generallerin terfi edip etmeyecekleri gündeme geldi. Kuşkulu bir bekleyiş başladı. Askere göre bir üst mahkemenin kaçak olup olmadıklarına henüz karar vermediği bir aşamada terfi bekleyen muvazzaf askerlerin önünde hiçbir engel yoktu. Hükümete göre vardı. Nedense bir üstü mahkemeye yapılan itirazlar bir türlü sonuçlanamadı ve hükümet kaçak sanık olduklarını öne sürerek Balyoz davasına adı karışan amiral ve generallerin terfilerini engelledi. Elinde tek bir koz vardı hükümetin. YAŞ’ta çoğunlukta olan askerler hükümete karşın terfileri gerçekleştirirse Çankaya’daki listeyi onaylamayacaktı. Terfiler yapılmadı. YAŞ kararları açıklandıktan sonra... bir üst mahkeme nihayet 101 askerin yakalanmalarına gerek olmadığına karar verdi. Yargıda görünmeyen bir el; hükümetin terfilere (KKK’ye atamaya) karşı kararına destek verdi. 101 askerin yakalanmasına gerek görmeyen mahkeme kararı şayet YAŞ toplantıları başlarken veya başladığı sırada çıksaydı... ...terfi bekleyenlerin özlük hakları gasp edilmemiş olacaktı! Kaybettiği eşeğini sonradan bulan köylünün sevincini yaşıyor görsel ve yazılı medyamız. Yakalama kararının kalkmasını askerle hükümet arasında günlerdir süren krizi çözüm aşamasına getirdiğini manşetlerden duyurdu. Kararın dorukta olan krizi (askeri) yumuşattığı söylenip yazıldı. Yakalama yok. Öyleyse YAŞ’ta Iğsız’la ilgili çatışma da terfi sorunu da yok! Bu mantığa dayalı yorumlar bugün yarın Genelkurmay Başkanlığı ile KK Komutanlığı’na atama yapılacağını duyuruyor. Kriz askerin hükümet yetkilerine direnmesiyle başlayıp büyüdü diyor kimi yorumlar... İnsaf ile bakılsın olaya... Hükümetin şu veya bu orgenerali istemem demesi yasal (hatta demokratik) bir hak ise... ...örneğin K.K. Komutanlığı’na getirmeyi planladığı Orgeneral Işık’ın emekliye ayrılma istemi yasal (hatta demokratik) bir hak değil mi? Sağduyu Orgeneral Işık’ın K.K. Komutanlığı’nı ret anlamındaki emeklilik kararını saygı ile karşılarken... ...Ben yaptım oldu demeye alışkın hükümet başkanının paçası sıkıştı. Attila Işık emekli olursa ne yapacağını, K.K. Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı sorununu nasıl çözeceğini bilemiyor. Org. Attila Işık’ın emekliliğini dondurmaya, böylece geçici bir süre için K.K. Komutanı olarak görev yapmasını sağlamaya, Org. Işık Koşaner’in Genelkurmay Başkanı atanmasından sonra emekliliği işleme koyup komutanlığa yeni bir aday orgeneral saptamayla ilişkin düşlediği planı uygulamaya koyuyor. Oysa gerçek şu: RTE; ne askeri biliyor, ne de asker dayattığı bir kararı reddederse TSK’de kurulu düzenin allak bullak olacağının farkında! Yargıyı kaldıraç gibi kullanarak kamuoyunun duyarlı olduğu darbe konularındaki söylentilere adı karışanları engellerim. Kafa bu! Hükümette günlerdir kafası karışık da medyadaki yayınları, özellikle yorumları izleyen sade vatandaşın kafası aydınlık mı? Gazetelerin Ankara temsilcileri bir bu TV’de bir ötekinde... Güncel gelişmelerin içeriğinden çoğunun bilgisi yok ama fikri var! İçlerinde askersel ve hükümet kaynaklarından bilgi almadan konuşmayan, yorumları bilgiye dayanan iki isim göze çarpıyor: İlk sırada Fikret Bila (Milliyet), ikinci sırada Şükrü Küçükşahin (Hürriyet)! Ötekiler baştan aşağı laf salatası... Laf kalabalığıyla ekranı dolduruyorlar. Kimisi hükümete ters düşmeme çabasında, kimisi yandaş - yalaka, kimisi de özel uçaklarda yer kapabilmek için iktidar nezdinde iyi çocuk görünmeye çabalıyor. TV’lerde bilgileri olmayan temsilcilerin fikir, görüş beyan buyurdukları kanısında yalnız değilim. Yılmaz Özdil’in dünkü yazısı; “haber kanalı seyrediyorum” diye başlıyor ve şöyle devam ediyor: “...bir gazeteci çıkardılar. ‘N’olacak şimdi’ diye sordular. ‘İnanın bilmiyorum’ diye başladı. Saat tuttum... 22 dakika anlattı... adamı ‘reklam arası vermemiz lazım’ diye susturmasalar, 222 dakika anlatacaktı bilmediklerini…” İşte böyle... sizleri bilmem ama ben kendi hesabıma... ...bilmediklerini bilir görünen mümtaz temsilcileri dinleyerek... ...krizi adım adım izliyorum. Size de salık veririm: Açın TV’yi. Dinleyin, izleyen sözünü ettiğimiz yorumları... eğlenmeye bakın! İyi pazarlar! SAYFA 8 AĞUSTOS 2010 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Ağustos Oslo Y 23 Helsinki Y 27 Stockholm Y 25 Londra Y 22 AmsterdamY 20 Brüksel Y 19 Paris Y 23 Bonn PB 26 Münih Y 27 Berlin Y 22 BudapeştePB 24 Madrid Y 33 Viyana Y 24 Belgrad Y 25 Sofya Y 22 Roma B 25 Atina B 29 Zürih Y 21 Moskova B 36 Aşkabat A 33 Taşkent A 35 Bakû A 36 Bişkek A 27 Tiflis A 37 Kahire B 34 Şam A 37 İstanbul PB 33 Edirne Y 33 Kocaeli PB 35 Çanakkale Y 33 İzmir A 35 Manisa A 37 Denizli Y 37 Zonguldak B 29 Sinop A 32 Samsun B 32 Trabzon PB 30 Giresun PB 31 Ankara A 40 Eskişehir A 34 Konya A 35 Sivas A 38 Antalya PB 34 Adana A 36 Mersin PB 34 Diyarbakır A 42 Şanlıurfa A 40 Mardin A 40 Siirt A 40 Hakkâri B 34 Van B 28 Kars B 29 Ülkemizin ku- zey ve batı kesim- leri parçalı bulut- lu, öğle saatlerin- den sonra Mar- mara’nın batısı, İç Ege ve Göller Yö- resi kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yer- ler az bulutlu ve açık geçecek. / IŞIL ÖZGENTÜRK oynayan ilaç sanayisinin. Binlerce ruhsatlı di- yet ilacı marketlerde sıra sıra dizilmiş duruyor. Birilerinin onu alması gerek, birilerinin 42 be- denden sıfır bedene inmesi gerek. Öyle güzel olunur, başkaları sizi o zaman sever, o zaman sevgili bulursunuz. Sıra sıra dizili ruhsatlı ilaçların ne gibi yan tesirleri olacağı bilinmiyor, özellikle bizim gibi aile hekiminin olmadığı ülkelerde insanlar, ar- kadaşlarından duydukları ya da internette edindikleri bilgilerle zayıflatıcı ilaçlara saldırı- yorlar. İlla sıfır beden olunacak. Sanılmasın ki sağlık konusunda yeterli bilgi- ye sahip olamayan, bir hekime gidip danış- mak için parası olmayanlar bu ilaçları alıyor. Zayıf olmak öylesine beyinlerimize kazınmış bir olgu ki en üsttekilerin de bunları kullandığı- na bizzat ben tanık oldum. Bir tanesi her türlü sağlık sorununu danıştığı hekiminden gizli al- dı, 16. gün kendini kötü hissederek hastaneye gitti, bütün değerleri tavan yapmıştı, öteki kalp krizinden son anda kurtuldu. Şimdi bu yazdıklarımı okuyanlar şişman ol- manın insan sağlığına son derece zararlı oldu- ğunu söyleyecekler, elbette kabulüm ama bu zayıf insan güzeldir sloganıyla onların hayatla- rını nasıl kararttığımızı bir düşünün. Sizin de dikkatinizi çekmiştir, biz de uzun süre birbirle- rini görmeyenler, görüştüklerinde birbirlerini baştan aşağı bir süzüp hemen şunu yapıştırır- lar: “Ne kadar da kilo almışsın.” Karşıdaki dehşetli bir üzüntüye kapılır, sanki bir suç işlemiş gibi. Hadi itiraf edin, öyle değil mi? Şimdi işin başka bir noktasından yola de- vam edelim. Etin kilosunun 28 lira olduğu bir ülkede, balık da pahalı, insanlar neyle karınlarını doyuracaklar. Elbette karbonhid- ratlı besinlerle, şimdi beslenmenin böyle ol- duğu bir ülkede özellikle kadınlar ve genç kızlar, internet üstünden illegal bir biçimde satılan ne olduğu belli olmayan ilaçları alıp kullanmazlar mı? Çünkü diyet yapmak, bir spor salonuna gitmek pahalı bir iştir. Kestir- meden, belki de hayati tehlike duygusunu gizli gizli yaşayarak o hapları kullanıyorlar ve ansızın karşımıza ölüm olayları çıkıyor, bilmediğimiz ne olaylar var kimbilir; tahrip olmuş bağırsak, yarısı giden mide, artık vü- cudu kaldıramayan kalp, yırtılan damarlar… En iyisi baştan başlamak, şu zayıflık ve güzellik arasındaki ilişkiyi usturuplu bir bi- çimde vermek, herhangi bir ünlünün zayıf resmini değil gerçek resmini koymak, şiş- man baldırlarını göstermek ve ne ünlü bun- dan utansın ne o ünlü gibi olmak isteyenler. Gelin şu faşist slogandan vazgeçelim: Za- yıf güzeldir! Şişman Güzeldir Baştarafı Arka Sayfada Alman ortaklõ bir şirket muhasebecisini zimmetle suçladõ, muhasebeci de patronlarõnõ ihbar etti Hayali şirketlerini ele verdilerAYKUT KÜÇÜKKAYA Kartal Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’nca yürütülen bir dava büyük bir vurgunu ortaya çõkardõ. İstanbul’da ku- rulu Alman ortaklõ bir şirketin sahip- leri kendi muhasebecilerinden şikâyetçi oldular. Zimmetine para geçirmek suçlamasõyla hapse atõlan muhasebe- ci, “Paravan şirketler kurdular ve vergi kaçırıyorlar” diye patronlarõnõ ihbar etti. İnceleme yapan Başbakan- lõk Gümrük Müsteşarlõğõ Teftiş Kurulu iddialarõn doğru olduğunu belirler- ken vurgunu da ortaya çõkardõ. Kartal Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na Gümrük Başmüfettişi Mehmet Er- yılmaz imzasõyla sunulan raporda, “Firmaların gerçekte var olmadığı ve bu firmalar adına düzenlenmiş görünen tüm faturaların sahte ola- rak değerlendirilmesi gerektiği dü- şünülmektedir” denildi. 3 milyon 500 bin dolarlõk vurgun tespit eden gümrük müfettişleri hem patron İhsan Yümlü hem muhasebeci Cengiz Yıl- maz ile birlikte 13 kişi hakkõnda 5607 sayõlõ Kaçakçõlõkla Mücadele Ka- nunu ve Türk Ceza Kanunu hüküm- lerince yasal işlem yapõlmasõnõ istedi. ‘Bana oyun oynadılar’ Başbakanlõk Gümrük Müsteşarlõğõ Teftiş Kurulu’nun 18 Haziran 2010 ta- rihli 54 sayfalõk resmi raporuna göre süreç şöyle gelişti: Alman ortaklõ İs- tanbul’daki Biesterfeld Plastik AŞ’nin yetkilileri, şirketin Muhasebe Müdü- rü Cengiz Yõlmaz hakkõnda 3 milyon 744 bin 917 Avro’yu zimmetine ge- çirdiği iddiasõyla savcõlõğa başvurdu. 2008 yõlõnda Kartal Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ’nca başlatõlan soruşturma kapsamõnda Yõlmaz tutuklanarak hap- se konuldu. Bu kez 18 Aralõk 2008 ta- rihinde Yõlmaz, şirketin yetkililerini savcõlõğa ihbar etti. İhbar raporda şöyle yer aldõ: “Cengiz Yılmaz ve Ümit Yümlü isimli şahısların Whi- tehill Group, Seamark Trading ve Trigo isimli firmaların paravan şir- ketler olduğu, bunlar tarafından dü- zenlenen faturalarla Biesterfeld Plastik AŞ ve diğer bazı firmaların vadeli işlemleri peşin gibi göstererek KKDF (Kaynak Kullanımı Des- tekleme Fonu) ve KDV’yi eksik ödeyerek 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nu ihlal ettikle- ri yönündeki iddiaların incelenip so- ruşturulması raporun konusunu oluşturmaktadır. ... Ben bana oyun oynadıkları, benim hakkımda şi- kâyetçi olup tutuklattıkları için bu ihbarda bulunuyorum. Bu şekilde aslında kendimi de ihbar etmiş olu- yorum. Çünkü ben de bu şirketin muhasebecisi olarak bu suçları iş- ledim. Bunu kabul ediyorum” dedi. İhbar üzerine gümrük müfettişlerinin incelemesi yaklaşõk bir yõl sürdü. Gümrük Başmüfettişi Eryõlmaz ve Gümrük Müfettişi Cengiz Çelik im- zasõyla 18 Haziran 2010 tarihinde Kartal Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na gönderilen raporda önemli tespitler ya- Rusya’dan tehlikeli adım BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Ermenistan’õn Türki- ye ile normalleşmeyi askõya almasõ sonrasõnda Ankara süreci yeniden canlandõrmak için formül ararken, Minsk Grubu’nun Eş başkanõ Rus- ya’dan Ermenistan’õn elini güçlendi- recek önemli bir adõm geldi. Rus- ya’nõn, 1992’de Erivan ile imzaladõ- ğõ ortak savunma anlaşmasõ çerçeve- sinde bu ülkede faaliyete sokulan 102. askeri üssünü fiilen Ermenistan’a devretmeye hazõrlandõğõ ortaya çõktõ. 21. Yüzyõl Türkiye Enstitüsü Kafkasya Uzmanõ Dr. Ali Asker’in verdiği bilgiye göre Rusya, Erme- nistan’daki askeri üssüyle ilgili an- laşmada değişiklikler yapmaya ha- zõrlanõyor. Değişiklikleri öngören protokol taslağõ üzerindeki çalõş- malar büyük ölçüde tamamlandõ ve onay aşamasõna geldi. ? Tasarõya göre, bu amaca ulaş- mak için Rusya Federasyonu, Er- menistan’õ modern ve çağdaş si- lahlarla donatacak. ? Anlaşma 49 yõl süresince yü- rürlükte kalacak. Bu sürenin biti- minden 6 ay önceye kadar taraflar- dan herhangi birisi yeni bir tutum sergilemezse, sözleşmenin süresi kendiliğinden 5 yõl daha uzayacak. ? Anlaşmanõn imzalanmasõ duru- munda Rusya; Ermenistan-Azerbay- can çatõşmasõnda fiilen Ermenis- tan’õn yanõnda yer almõş olacak. Asker, anlaşmanõn olasõ sonuçla- rõyla ilgili olarak, şu değerlendir- mede bulundu: “Bu anlaşmanın imzalanması Ermenistan’a ra- hat bir nefes aldıracaktır. Muh- temel bir Ermenistan-Azerbaycan çatışmasında Rusya’nın açık as- keri müdahale yapmak isterken Kolektif Güvenlik Anlaşması Ör- gütü’nü kullanmayı deneyecektir. Fakat KGAÖ’den Azerbaycan’a karşı savaş operasyonu düzen- lenmesine dair karar çıkması im- kânsızdır. Moskova’nın köşeye sıkıştırdığı Lukaşenko Gazprom’a olan borçlarını ödemek için Azer- baycan’dan 200 milyon dolarlık kredi desteği almıştır. Rusya iki taraflı bir anlaşmayla istediği za- man bölgeye müdahale imkânına sahip olacaktır.” ‘Kayıplarımızı istiyoruz’ Cumartesi Anneleri “Kayıplarımızı istiyoruz” sloganıyla 280. kez Gala- tasaray Meydanı’nda yaptıkları oturma eyleminde emekli Koramiral Atilla Kıyat’ın “1993-97 yılları ara- sındaki faili meçhul cinayetlerin dev- let politikası olduğu” şeklindeki söz- lerine dikkat çekti. Grup adına basın açıklamasını okuyan İnsan Hakları Derneği Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Sebla Arcan, “Bizler 12 Eylül Darbesi’nin ve devamcısı zihniyetin devlet politikasıyla gözal- tına alıp kaybettiği insanların anne- leri, babaları, kardeşleriyiz. Bizlerin ne iş yaptığını bilmeyen Başbakan, Atilla Kıyat’ın açıklamasını dinlesin. Şu anda oturduğu makamda bir za- manlar oturanların ‘emir vericiler’ olduğunu öğrensin” dedi. (Fotoğraf: HAKAN KAYGUSUZ) põldõ. Bu tespitler şöyle: Paravan şirketler  Seamark firmasõnõn kayõtlõ adresi Hong Kong, Trigo firmasõnõn ki Chyenne/ABD, Whitehill’inki ise Virgin Adalarõ’dõr. Yaklaşõk bir sene süren soruşturmamõz süresince bu firmalar adõna herhangi bir yabancõ şahsõn temasa geçmemiş olmasõ dik- kat çekicidir. Bu durum aslõnda bu fir- malarõn Türkiye’den yönetilip yön- lendirilen paravan şirketler olduğu kanaatimizi teyit eder niteliktedir.  Hukuka aykõrõ amaçlarõ gerçek- leştirmek amacõyla kurulan ve tama- men başta İhsan Yümlü olmak üzere Türkiye’de ortağõ ve dolaylõ ilgisi bulunan firmalar/şahõslar tarafõndan yönlendirilen firmalar olduğu; bu an- lamda Whitehill, Seamark ve Trigo fir- malarõnõn gerçekte var olmayan kâğõt üstünde kurulu firmalar olarak de- ğerlendirilmekte ve bu firma antetle- ri düzenlenen tüm faturalarõn gerçek olmadõğõ kanaatine varõlmaktadõr. Kayıt dışı fon  İmalatçõ faturasõ üzerine konan yüzde 5 gibi marjlarla Whitehill, Seamark ve Trigo firmalarõnõn dü- zenlediği faturalar sayesinde kayõt dõ- şõ ve istenildiği şekilde kullanõlabilen bir fon oluşturulmaktadõr. Bu kayõt dõ- şõ fondan, başta İhsan Yümlü olmak üzere Türkiye’deki şirketin ortak ve çalõşanlarõna para aktarõldõğõ anla- şõlmaktadõr. Ancak oluşan bu fonun büyüklüğünü tespit etmek mümkün değildir. Zira incelediğimiz Türk fir- malarõnõn Whitehill, Seamark ve Tri- go firmalarõyla 1 Ocak 2003 tarihin- den bu yana yaptõğõ ticaretin boyutu 70 milyon Amerikan dolarõ civarõn- dadõr. Bu anlamda yüzde 5 marjõ dikkate alõndõğõnda sadece bu ticarette oluşan kâr marjõ 3 milyon 500 bin Amerikan Dolarõ civarõndadõr. ‘Kanun ihlali var’  Bu şekilde Türk Ceza Kanu- nu’nun evrakta sahtekârlõk hü- kümlerinin ihlal edildiği değerlen- dirilmektedir. Diğer taraftan bu şe- kilde aslõnda vadeli olan ve KKDF ödenmesi gereken ithalatlarda KKDF’nin ve buna tekabül eden KDV’nin ödenmediği ve dolayõsõyla 5607 sayõlõ Kaçakçõlõkla Mücadele Kanunu’nun 3/2’nci maddesinin ihlal edildiği düşünülmektedir. Başbakanlõk Gümrük Müsteşarlõğõ Teftiş Kurulu’nun Kartal Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’ndan haklarõnda hukuki işlem yapõlmasõnõ istediği isimler raporda şöyle sõralandõ: İhsan Yümlü, Ekrem Yalçõn Yümlü, Ahmet Murat Göktan, Ali Haldun Arõtürk, Hacõ Ömer Dumlu, Hülya Bulut, Sibel Erkan, Çağdaş Arslan, Abdülkadir Demirtaş, Cengiz Yõlmaz, Ümit Yümlü, Murat Çuha ve Sema Gültekin. Anlaşma imzalanõrsa Rusya; Ermenistan-Azerbaycan çatõş- masõnda fiilen ve açõkça Ermenistan’õn yanõnda yer almõş ola- cak. Anlaşmanõn olasõ sonuçlarõyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Asker, “Rusya iki taraflõ bir anlaşmayla isteği zaman bölgeye müdahale imkânõna sahip olacaktõr” dedi. Rusya, Ermenistan’daki 102. askeri üssünü fiilen bu ülkeye devretmeye hazõrlanõyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle