Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
YAŞ’ın toplanmasından bir hafta önce...
bağlı oldukları kuvvetlerde görev yapan kaçak
sanık; amiral ve generallerin terfi edip
etmeyecekleri gündeme geldi.
Kuşkulu bir bekleyiş başladı.
Askere göre bir üst mahkemenin kaçak olup
olmadıklarına henüz karar vermediği bir
aşamada terfi bekleyen muvazzaf askerlerin
önünde hiçbir engel yoktu.
Hükümete göre vardı. Nedense bir üstü
mahkemeye yapılan itirazlar bir türlü
sonuçlanamadı ve hükümet kaçak sanık
olduklarını öne sürerek Balyoz davasına adı
karışan amiral ve generallerin terfilerini
engelledi.
Elinde tek bir koz vardı hükümetin. YAŞ’ta
çoğunlukta olan askerler hükümete karşın
terfileri gerçekleştirirse Çankaya’daki listeyi
onaylamayacaktı.
Terfiler yapılmadı.
YAŞ kararları açıklandıktan sonra... bir üst
mahkeme nihayet 101 askerin
yakalanmalarına gerek olmadığına karar verdi.
Yargıda görünmeyen bir el; hükümetin
terfilere (KKK’ye atamaya) karşı kararına
destek verdi.
101 askerin yakalanmasına gerek görmeyen
mahkeme kararı şayet YAŞ toplantıları
başlarken veya başladığı sırada çıksaydı...
...terfi bekleyenlerin özlük hakları gasp
edilmemiş olacaktı!
Kaybettiği eşeğini sonradan bulan köylünün
sevincini yaşıyor görsel ve yazılı medyamız.
Yakalama kararının kalkmasını askerle
hükümet arasında günlerdir süren krizi çözüm
aşamasına getirdiğini manşetlerden duyurdu.
Kararın dorukta olan krizi (askeri)
yumuşattığı söylenip yazıldı.
Yakalama yok. Öyleyse YAŞ’ta Iğsız’la ilgili
çatışma da terfi sorunu da yok!
Bu mantığa dayalı yorumlar bugün yarın
Genelkurmay Başkanlığı ile KK
Komutanlığı’na atama yapılacağını duyuruyor.
Kriz askerin hükümet yetkilerine
direnmesiyle başlayıp büyüdü diyor kimi
yorumlar...
İnsaf ile bakılsın olaya... Hükümetin şu veya
bu orgenerali istemem demesi yasal (hatta
demokratik) bir hak ise...
...örneğin K.K. Komutanlığı’na getirmeyi
planladığı Orgeneral Işık’ın emekliye ayrılma
istemi yasal (hatta demokratik) bir hak değil
mi?
Sağduyu Orgeneral Işık’ın K.K.
Komutanlığı’nı ret anlamındaki emeklilik
kararını saygı ile karşılarken...
...Ben yaptım oldu demeye alışkın hükümet
başkanının paçası sıkıştı. Attila Işık emekli
olursa ne yapacağını, K.K. Komutanlığı ve
Genelkurmay Başkanlığı sorununu nasıl
çözeceğini bilemiyor.
Org. Attila Işık’ın emekliliğini dondurmaya,
böylece geçici bir süre için K.K. Komutanı
olarak görev yapmasını sağlamaya, Org. Işık
Koşaner’in Genelkurmay Başkanı
atanmasından sonra emekliliği işleme koyup
komutanlığa yeni bir aday orgeneral
saptamayla ilişkin düşlediği planı uygulamaya
koyuyor.
Oysa gerçek şu: RTE; ne askeri biliyor, ne
de asker dayattığı bir kararı reddederse
TSK’de kurulu düzenin allak bullak olacağının
farkında!
Yargıyı kaldıraç gibi kullanarak kamuoyunun
duyarlı olduğu darbe konularındaki
söylentilere adı karışanları engellerim. Kafa
bu!
Hükümette günlerdir kafası karışık da
medyadaki yayınları, özellikle yorumları
izleyen sade vatandaşın kafası aydınlık mı?
Gazetelerin Ankara temsilcileri bir bu TV’de
bir ötekinde... Güncel gelişmelerin içeriğinden
çoğunun bilgisi yok ama fikri var!
İçlerinde askersel ve hükümet
kaynaklarından bilgi almadan konuşmayan,
yorumları bilgiye dayanan iki isim göze
çarpıyor: İlk sırada Fikret Bila (Milliyet), ikinci
sırada Şükrü Küçükşahin (Hürriyet)!
Ötekiler baştan aşağı laf salatası... Laf
kalabalığıyla ekranı dolduruyorlar.
Kimisi hükümete ters düşmeme çabasında,
kimisi yandaş - yalaka, kimisi de özel
uçaklarda yer kapabilmek için iktidar
nezdinde iyi çocuk görünmeye çabalıyor.
TV’lerde bilgileri olmayan temsilcilerin fikir,
görüş beyan buyurdukları kanısında yalnız
değilim.
Yılmaz Özdil’in dünkü yazısı; “haber kanalı
seyrediyorum” diye başlıyor ve şöyle devam
ediyor: “...bir gazeteci çıkardılar. ‘N’olacak
şimdi’ diye sordular. ‘İnanın bilmiyorum’ diye
başladı.
Saat tuttum... 22 dakika anlattı... adamı
‘reklam arası vermemiz lazım’ diye
susturmasalar, 222 dakika anlatacaktı
bilmediklerini…”
İşte böyle... sizleri bilmem ama ben kendi
hesabıma...
...bilmediklerini bilir görünen mümtaz
temsilcileri dinleyerek...
...krizi adım adım izliyorum.
Size de salık veririm: Açın TV’yi. Dinleyin,
izleyen sözünü ettiğimiz yorumları...
eğlenmeye bakın!
İyi pazarlar!
SAYFA 8 AĞUSTOS 2010 PAZARCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Ağustos
Oslo Y 23
Helsinki Y 27
Stockholm Y 25
Londra Y 22
AmsterdamY 20
Brüksel Y 19
Paris Y 23
Bonn PB 26
Münih Y 27
Berlin Y 22
BudapeştePB 24
Madrid Y 33
Viyana Y 24
Belgrad Y 25
Sofya Y 22
Roma B 25
Atina B 29
Zürih Y 21
Moskova B 36
Aşkabat A 33
Taşkent A 35
Bakû A 36
Bişkek A 27
Tiflis A 37
Kahire B 34
Şam A 37
İstanbul PB 33
Edirne Y 33
Kocaeli PB 35
Çanakkale Y 33
İzmir A 35
Manisa A 37
Denizli Y 37
Zonguldak B 29
Sinop A 32
Samsun B 32
Trabzon PB 30
Giresun PB 31
Ankara A 40
Eskişehir A 34
Konya A 35
Sivas A 38
Antalya PB 34
Adana A 36
Mersin PB 34
Diyarbakır A 42
Şanlıurfa A 40
Mardin A 40
Siirt A 40
Hakkâri B 34
Van B 28
Kars B 29
Ülkemizin ku-
zey ve batı kesim-
leri parçalı bulut-
lu, öğle saatlerin-
den sonra Mar-
mara’nın batısı, İç
Ege ve Göller Yö-
resi kısa süreli ve
yerel olmak üzere
sağanak ve gök
gürültülü sağanak
yağışlı, diğer yer-
ler az bulutlu ve
açık geçecek.
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
oynayan ilaç sanayisinin. Binlerce ruhsatlı di-
yet ilacı marketlerde sıra sıra dizilmiş duruyor.
Birilerinin onu alması gerek, birilerinin 42 be-
denden sıfır bedene inmesi gerek. Öyle güzel
olunur, başkaları sizi o zaman sever, o zaman
sevgili bulursunuz.
Sıra sıra dizili ruhsatlı ilaçların ne gibi yan
tesirleri olacağı bilinmiyor, özellikle bizim gibi
aile hekiminin olmadığı ülkelerde insanlar, ar-
kadaşlarından duydukları ya da internette
edindikleri bilgilerle zayıflatıcı ilaçlara saldırı-
yorlar. İlla sıfır beden olunacak.
Sanılmasın ki sağlık konusunda yeterli bilgi-
ye sahip olamayan, bir hekime gidip danış-
mak için parası olmayanlar bu ilaçları alıyor.
Zayıf olmak öylesine beyinlerimize kazınmış
bir olgu ki en üsttekilerin de bunları kullandığı-
na bizzat ben tanık oldum. Bir tanesi her türlü
sağlık sorununu danıştığı hekiminden gizli al-
dı, 16. gün kendini kötü hissederek hastaneye
gitti, bütün değerleri tavan yapmıştı, öteki kalp
krizinden son anda kurtuldu.
Şimdi bu yazdıklarımı okuyanlar şişman ol-
manın insan sağlığına son derece zararlı oldu-
ğunu söyleyecekler, elbette kabulüm ama bu
zayıf insan güzeldir sloganıyla onların hayatla-
rını nasıl kararttığımızı bir düşünün. Sizin de
dikkatinizi çekmiştir, biz de uzun süre birbirle-
rini görmeyenler, görüştüklerinde birbirlerini
baştan aşağı bir süzüp hemen şunu yapıştırır-
lar: “Ne kadar da kilo almışsın.”
Karşıdaki dehşetli bir üzüntüye kapılır,
sanki bir suç işlemiş gibi. Hadi itiraf edin,
öyle değil mi?
Şimdi işin başka bir noktasından yola de-
vam edelim. Etin kilosunun 28 lira olduğu
bir ülkede, balık da pahalı, insanlar neyle
karınlarını doyuracaklar. Elbette karbonhid-
ratlı besinlerle, şimdi beslenmenin böyle ol-
duğu bir ülkede özellikle kadınlar ve genç
kızlar, internet üstünden illegal bir biçimde
satılan ne olduğu belli olmayan ilaçları alıp
kullanmazlar mı? Çünkü diyet yapmak, bir
spor salonuna gitmek pahalı bir iştir. Kestir-
meden, belki de hayati tehlike duygusunu
gizli gizli yaşayarak o hapları kullanıyorlar
ve ansızın karşımıza ölüm olayları çıkıyor,
bilmediğimiz ne olaylar var kimbilir; tahrip
olmuş bağırsak, yarısı giden mide, artık vü-
cudu kaldıramayan kalp, yırtılan damarlar…
En iyisi baştan başlamak, şu zayıflık ve
güzellik arasındaki ilişkiyi usturuplu bir bi-
çimde vermek, herhangi bir ünlünün zayıf
resmini değil gerçek resmini koymak, şiş-
man baldırlarını göstermek ve ne ünlü bun-
dan utansın ne o ünlü gibi olmak isteyenler.
Gelin şu faşist slogandan vazgeçelim: Za-
yıf güzeldir!
Şişman Güzeldir
Baştarafı Arka Sayfada
Alman ortaklõ bir şirket muhasebecisini zimmetle suçladõ, muhasebeci de patronlarõnõ ihbar etti
Hayali şirketlerini ele verdilerAYKUT KÜÇÜKKAYA
Kartal Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’nca yürütülen bir dava büyük bir
vurgunu ortaya çõkardõ. İstanbul’da ku-
rulu Alman ortaklõ bir şirketin sahip-
leri kendi muhasebecilerinden şikâyetçi
oldular. Zimmetine para geçirmek
suçlamasõyla hapse atõlan muhasebe-
ci, “Paravan şirketler kurdular ve
vergi kaçırıyorlar” diye patronlarõnõ
ihbar etti. İnceleme yapan Başbakan-
lõk Gümrük Müsteşarlõğõ Teftiş Kurulu
iddialarõn doğru olduğunu belirler-
ken vurgunu da ortaya çõkardõ.
Kartal Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na
Gümrük Başmüfettişi Mehmet Er-
yılmaz imzasõyla sunulan raporda,
“Firmaların gerçekte var olmadığı
ve bu firmalar adına düzenlenmiş
görünen tüm faturaların sahte ola-
rak değerlendirilmesi gerektiği dü-
şünülmektedir” denildi. 3 milyon
500 bin dolarlõk vurgun tespit eden
gümrük müfettişleri hem patron İhsan
Yümlü hem muhasebeci Cengiz Yıl-
maz ile birlikte 13 kişi hakkõnda
5607 sayõlõ Kaçakçõlõkla Mücadele Ka-
nunu ve Türk Ceza Kanunu hüküm-
lerince yasal işlem yapõlmasõnõ istedi.
‘Bana oyun oynadılar’
Başbakanlõk Gümrük Müsteşarlõğõ
Teftiş Kurulu’nun 18 Haziran 2010 ta-
rihli 54 sayfalõk resmi raporuna göre
süreç şöyle gelişti: Alman ortaklõ İs-
tanbul’daki Biesterfeld Plastik AŞ’nin
yetkilileri, şirketin Muhasebe Müdü-
rü Cengiz Yõlmaz hakkõnda 3 milyon
744 bin 917 Avro’yu zimmetine ge-
çirdiği iddiasõyla savcõlõğa başvurdu.
2008 yõlõnda Kartal Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ’nca başlatõlan soruşturma
kapsamõnda Yõlmaz tutuklanarak hap-
se konuldu. Bu kez 18 Aralõk 2008 ta-
rihinde Yõlmaz, şirketin yetkililerini
savcõlõğa ihbar etti. İhbar raporda
şöyle yer aldõ: “Cengiz Yılmaz ve
Ümit Yümlü isimli şahısların Whi-
tehill Group, Seamark Trading ve
Trigo isimli firmaların paravan şir-
ketler olduğu, bunlar tarafından dü-
zenlenen faturalarla Biesterfeld
Plastik AŞ ve diğer bazı firmaların
vadeli işlemleri peşin gibi göstererek
KKDF (Kaynak Kullanımı Des-
tekleme Fonu) ve KDV’yi eksik
ödeyerek 5607 sayılı Kaçakçılıkla
Mücadele Kanunu’nu ihlal ettikle-
ri yönündeki iddiaların incelenip so-
ruşturulması raporun konusunu
oluşturmaktadır. ... Ben bana oyun
oynadıkları, benim hakkımda şi-
kâyetçi olup tutuklattıkları için bu
ihbarda bulunuyorum. Bu şekilde
aslında kendimi de ihbar etmiş olu-
yorum. Çünkü ben de bu şirketin
muhasebecisi olarak bu suçları iş-
ledim. Bunu kabul ediyorum” dedi.
İhbar üzerine gümrük müfettişlerinin
incelemesi yaklaşõk bir yõl sürdü.
Gümrük Başmüfettişi Eryõlmaz ve
Gümrük Müfettişi Cengiz Çelik im-
zasõyla 18 Haziran 2010 tarihinde
Kartal Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na
gönderilen raporda önemli tespitler ya-
Rusya’dan tehlikeli adım
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Ermenistan’õn Türki-
ye ile normalleşmeyi askõya almasõ
sonrasõnda Ankara süreci yeniden
canlandõrmak için formül ararken,
Minsk Grubu’nun Eş başkanõ Rus-
ya’dan Ermenistan’õn elini güçlendi-
recek önemli bir adõm geldi. Rus-
ya’nõn, 1992’de Erivan ile imzaladõ-
ğõ ortak savunma anlaşmasõ çerçeve-
sinde bu ülkede faaliyete sokulan
102. askeri üssünü fiilen Ermenistan’a
devretmeye hazõrlandõğõ ortaya çõktõ.
21. Yüzyõl Türkiye Enstitüsü
Kafkasya Uzmanõ Dr. Ali Asker’in
verdiği bilgiye göre Rusya, Erme-
nistan’daki askeri üssüyle ilgili an-
laşmada değişiklikler yapmaya ha-
zõrlanõyor. Değişiklikleri öngören
protokol taslağõ üzerindeki çalõş-
malar büyük ölçüde tamamlandõ
ve onay aşamasõna geldi.
? Tasarõya göre, bu amaca ulaş-
mak için Rusya Federasyonu, Er-
menistan’õ modern ve çağdaş si-
lahlarla donatacak.
? Anlaşma 49 yõl süresince yü-
rürlükte kalacak. Bu sürenin biti-
minden 6 ay önceye kadar taraflar-
dan herhangi birisi yeni bir tutum
sergilemezse, sözleşmenin süresi
kendiliğinden 5 yõl daha uzayacak.
? Anlaşmanõn imzalanmasõ duru-
munda Rusya; Ermenistan-Azerbay-
can çatõşmasõnda fiilen Ermenis-
tan’õn yanõnda yer almõş olacak.
Asker, anlaşmanõn olasõ sonuçla-
rõyla ilgili olarak, şu değerlendir-
mede bulundu: “Bu anlaşmanın
imzalanması Ermenistan’a ra-
hat bir nefes aldıracaktır. Muh-
temel bir Ermenistan-Azerbaycan
çatışmasında Rusya’nın açık as-
keri müdahale yapmak isterken
Kolektif Güvenlik Anlaşması Ör-
gütü’nü kullanmayı deneyecektir.
Fakat KGAÖ’den Azerbaycan’a
karşı savaş operasyonu düzen-
lenmesine dair karar çıkması im-
kânsızdır. Moskova’nın köşeye
sıkıştırdığı Lukaşenko Gazprom’a
olan borçlarını ödemek için Azer-
baycan’dan 200 milyon dolarlık
kredi desteği almıştır. Rusya iki
taraflı bir anlaşmayla istediği za-
man bölgeye müdahale imkânına
sahip olacaktır.”
‘Kayıplarımızı
istiyoruz’
Cumartesi Anneleri “Kayıplarımızı
istiyoruz” sloganıyla 280. kez Gala-
tasaray Meydanı’nda yaptıkları
oturma eyleminde emekli Koramiral
Atilla Kıyat’ın “1993-97 yılları ara-
sındaki faili meçhul cinayetlerin dev-
let politikası olduğu” şeklindeki söz-
lerine dikkat çekti. Grup adına basın
açıklamasını okuyan İnsan Hakları
Derneği Gözaltında Kayıplara Karşı
Komisyon üyesi Sebla Arcan, “Bizler
12 Eylül Darbesi’nin ve devamcısı
zihniyetin devlet politikasıyla gözal-
tına alıp kaybettiği insanların anne-
leri, babaları, kardeşleriyiz. Bizlerin
ne iş yaptığını bilmeyen Başbakan,
Atilla Kıyat’ın açıklamasını dinlesin.
Şu anda oturduğu makamda bir za-
manlar oturanların ‘emir vericiler’
olduğunu öğrensin” dedi.
(Fotoğraf: HAKAN KAYGUSUZ)
põldõ. Bu tespitler şöyle:
Paravan şirketler
Seamark firmasõnõn kayõtlõ adresi
Hong Kong, Trigo firmasõnõn ki
Chyenne/ABD, Whitehill’inki ise
Virgin Adalarõ’dõr. Yaklaşõk bir sene
süren soruşturmamõz süresince bu
firmalar adõna herhangi bir yabancõ
şahsõn temasa geçmemiş olmasõ dik-
kat çekicidir. Bu durum aslõnda bu fir-
malarõn Türkiye’den yönetilip yön-
lendirilen paravan şirketler olduğu
kanaatimizi teyit eder niteliktedir.
Hukuka aykõrõ amaçlarõ gerçek-
leştirmek amacõyla kurulan ve tama-
men başta İhsan Yümlü olmak üzere
Türkiye’de ortağõ ve dolaylõ ilgisi
bulunan firmalar/şahõslar tarafõndan
yönlendirilen firmalar olduğu; bu an-
lamda Whitehill, Seamark ve Trigo fir-
malarõnõn gerçekte var olmayan kâğõt
üstünde kurulu firmalar olarak de-
ğerlendirilmekte ve bu firma antetle-
ri düzenlenen tüm faturalarõn gerçek
olmadõğõ kanaatine varõlmaktadõr.
Kayıt dışı fon
İmalatçõ faturasõ üzerine konan
yüzde 5 gibi marjlarla Whitehill,
Seamark ve Trigo firmalarõnõn dü-
zenlediği faturalar sayesinde kayõt dõ-
şõ ve istenildiği şekilde kullanõlabilen
bir fon oluşturulmaktadõr. Bu kayõt dõ-
şõ fondan, başta İhsan Yümlü olmak
üzere Türkiye’deki şirketin ortak ve
çalõşanlarõna para aktarõldõğõ anla-
şõlmaktadõr. Ancak oluşan bu fonun
büyüklüğünü tespit etmek mümkün
değildir. Zira incelediğimiz Türk fir-
malarõnõn Whitehill, Seamark ve Tri-
go firmalarõyla 1 Ocak 2003 tarihin-
den bu yana yaptõğõ ticaretin boyutu
70 milyon Amerikan dolarõ civarõn-
dadõr. Bu anlamda yüzde 5 marjõ
dikkate alõndõğõnda sadece bu ticarette
oluşan kâr marjõ 3 milyon 500 bin
Amerikan Dolarõ civarõndadõr.
‘Kanun ihlali var’
Bu şekilde Türk Ceza Kanu-
nu’nun evrakta sahtekârlõk hü-
kümlerinin ihlal edildiği değerlen-
dirilmektedir. Diğer taraftan bu şe-
kilde aslõnda vadeli olan ve KKDF
ödenmesi gereken ithalatlarda
KKDF’nin ve buna tekabül eden
KDV’nin ödenmediği ve dolayõsõyla
5607 sayõlõ Kaçakçõlõkla Mücadele
Kanunu’nun 3/2’nci maddesinin
ihlal edildiği düşünülmektedir.
Başbakanlõk Gümrük Müsteşarlõğõ Teftiş Kurulu’nun Kartal Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’ndan haklarõnda hukuki işlem yapõlmasõnõ istediği isimler raporda şöyle sõralandõ:
İhsan Yümlü, Ekrem Yalçõn Yümlü, Ahmet Murat Göktan, Ali Haldun Arõtürk, Hacõ
Ömer Dumlu, Hülya Bulut, Sibel Erkan, Çağdaş Arslan, Abdülkadir Demirtaş, Cengiz
Yõlmaz, Ümit Yümlü, Murat Çuha ve Sema Gültekin.
Anlaşma imzalanõrsa Rusya; Ermenistan-Azerbaycan çatõş-
masõnda fiilen ve açõkça Ermenistan’õn yanõnda yer almõş ola-
cak. Anlaşmanõn olasõ sonuçlarõyla ilgili değerlendirmelerde
bulunan Asker, “Rusya iki taraflõ bir anlaşmayla isteği zaman
bölgeye müdahale imkânõna sahip olacaktõr” dedi.
Rusya, Ermenistan’daki 102. askeri üssünü fiilen bu ülkeye devretmeye hazõrlanõyor