19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 8 AĞUSTOS 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 “Ürkmüş tüyler arasından, geceler arasından, manolyalar arasından, telgraflar arasından, poyrazlar, lodoslar arasından uçarak geliyorsun.” Pablo Neruda’nın bu dizelerini okuduğum yağmurlu akşamüstlerini düşünürüm. Yitip giden bir kuşağı... Acıları, ölümleri, tarifsiz aşkları... Yannis Ritsos’un aşk mektuplarını, boğulmuş gürültülerde uyanmış çocukları, unutulmuş ormanları... Bir lavanta kokusu sarmış bahçeyi... Gecenin dehlizini adımlayan sevgilileri... Alçakgönüllü bir ezgiyi... Ve bir şiiri anımsarım: “Bir gök ölüyor ellerinde ve inceliğinde bir gök doğuyor/ Sevecenlik bir çiçek gibi açıyor yanında seni düşünürken.” Sevgisini, aşkını, tutkusunu masmavi bir atlasla örten bir kadın, tarihin binlerce yıllık derinliğinden çıkarken Yannis Ritsos’un karşısında, gecenin soluğu vardır o çiçekli bahçede. Göğün yaz yıldızları, salıncakta sallanan kadın, şairin düşlerini çoğaltır anlatılan öykülerde. Salman Rushdie’nin “Floransa Büyücüsü” (Can Yayınları) romanını okurken erkekler dünyasında kendi yazgısına kendi egemen olmak isteyen bir kadının “bal rengi gözleriyle” aşkın köprüsünden geçtiğini görüyorum. Babür İmparatorluğu, Osmanlılar, Moğollar, Rönesans Floransası... Cinsellik ve erotizmin odağı olan güzeller güzeli Floransa büyücüsü... Yani erkeklere egemen olan kadın... Kitabı okurken haydi biraz düşlerinizi çoğaltayım sizin... Uzun uzun bir ses duyulur Floransa’da... Paris’in, Berlin’in, Viyana’nın parklarında, bahçelerinde... Bir büyücünün evinde buğulu gözlerinin içine bakarak... Gece yarısı bahçede lavanta çiçeklerinin kokusunu avuçlarına doldurup yaşam seviçlerini çoğaltırken. Belki söylencelerde... O bilinmeyen öykülerde, şiirlerde... Salıncakta sallanan kadın ve bankta oturan adam. Acaba kafalarının içinden neler geçiyor? Kitaplar bir yaşamın parçasıdır aşk gibi, sevgi gibi... Umursamaz gibi görünen ve umursayan bir bakış gibi... Duyguların üzerine örtülmüş mavi atlas gibi... Lavanta çiçeği neyi çağrıştırır? Yoksa sevişmeyi mi? Büyücü kadının erkeğe şöyle seslenmesini mi: “Benimle yatağımı paylaşmayacaksın, senin yatağın burası!” Bu soruya yanıt ararken, yazılmamış mektuplarını okudum büyücü kadının: “Kötülükleri savsın ve öğrendiklerimizi mis kokusuyla bir çırpıda ruhumuza çeksin diye kitap ayracı yapılan bir daldı lavanta... Küçük ama bir anlamı vardı... Çoğu zaman farkında olmadan yanından geçtiğimiz dar bahçelerin iki insanı birbirine yakınlaştıran lila renkli kahramanıydı. Bu yüzden durakaldık ikimiz de. Ruhumuzu ve yüreğimizi alevlendirdi. Ellerimiz ve bedenimiz kayıtsız kalmadı bu kokuya. Mutluluk soluklarının lavanta kokusuyla gelebileceğini öğrendik.” Halikarnas Balıkçısı, güzelliğin örtülü kabul edilmeyeceğini söylerdi hep sohbetlerimizde. Şöyle derdi: “Afrodit bu nedenle hep çıplak olarak gösterilir. Bedeninin aklığı çevresine ışık saçar Afrodit’in. Afrodit Türkçe adıyla şimal yıldızıdır... Tüm tanrılar Afrodit’le evlenmek istemişlerdir.” Güzel Helen inatçıydı, duygularını mavi atlasla örten, erkekleri sınayan bir hali vardı. Floransa büyücüsüne gelince... İyonya kadınları gibi uzun bacaklı, ince bilekli, dar kalçalı kadındı. Kulağına fısıldanan şiirlerden dizeler seni bir aydınlanmanın tam orta yerine getirmişti... Ve diyordu ki: “Elimizden içimize çektiğimiz ruhumuzun lavanta çiçekleriydi onlar... Suskunluğum pırlantalarımı sakladığım egzotik işlemeli küçük altın sarısı altın anahtarını yüreğimde saklamamdır. Bunları bilmeni istedim, sakın üzerine alınma...” Pırlantalara teslim olacak bir kadın değildi okuyarak tanıdığım büyücü... Galiba bir korkusu vardı, yaşlanmak ve çekiciliğini yitirmek gibi. Bir kadının yaşadıklarını yüreğinde saklaması ve hâlâ unutmaması.. ve romanın erkek kahramanına bunu rahatlıkla söyleyebilmesi. Sesin ve soluğun kesildiği bir gece yarısı... Balıkçı’nın “Troyalı Helen”ini okuyup, “Tarihten Önce Ege Kadını”nı okuyorum “Arşipel” (Bilgi Yayınları-Derleyen Şadan Gökovalı) kitabında... Bir zaman dilimi içinde yolculuğa çıkmış gibiyim... Afrodit, Hera, Atina ve Çoban Paris... Bir erkek, kadını pırlantalarla mı, pahalı mücevherlerle mi yoksa Neruda’nın Octavio Paz’ın, Nâzım Hikmet’ten Edip Cansever’e değin uzanan bir çizgide şairlerin dizeleriyle mi etkileyebilir? Kulağa fısıldanan dizelerde, lavanta kokularından etkilenen bir aşk mı filizlenir? Elitis’in “Çılgın Nar Ağacı”ndan yaşam bulan o tutku mudur, yoksa ufukta şimdi doğan bir umudu haykıran çığlık mıdır? Güneşin kucağına esrik kuşlarını serpen, söyleyin, o çılgın nar ağacı mı bu her şeyin, en gizli düşlerimizin bile üstüne kanat geren? Yoksa o iri yıldızlar mı, Tanrıçalar ve Tanrılar mı? Neden susuyor ve yanıt veremiyorsunuz? Neyse, yazıyı fazla uzatmayayım... Balzac’ın ünlü bir sözü vardır, bunu her kadın yüreğinin en derin yerine kazımalıdır: “Sevilen kadın bütün kadınların en güzeli değil midir?” Mehmet Atay, yine güzel bir iş yaptı, Aldülkadir Bulut’un 25. ölüm yıldönümünde “Kasabalı Lorca”yı (e yayınları-Saadet Bilir/Eli Bilir) yayımladı. Bulut’un yaşamöyküsü, şiir, yazı, söyleşi ve mektupları. Okunması gereken bir kitap. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Ruhumuzun Lavanta Çiçekleri... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Başbakan Erdoğan Isparta mitinginde Dolmabahçe görüşmesine ilişkin konuştu: KimseyehesapvermemISPARTA (Cumhuriyet) - CHP’nin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eski Genelkurmay Baş- kanõ Yaşar Büyükanıt’õn Dolma- bahçe görüşmesiyle ilgili suç duyu- rusuna referandum mitinginden ya- nõt veren Başbakan Erdoğan, “Ben başbakan olarak, bütün genel- kurmay başkanlarıyla baş başa görüşürüm, bunun da kimseye he- sabını vermem. Bu benim yetkim- dir. Başbakan, Genelkurmay Baş- kanı ile baş başa görüşmeyi her za- man yapar ve bunu da kimseye açıklamaya mecbur değil. Ve Ge- nelkurmay Başkanı da açıklamak zorunda değil. Zaten eğer birisi açıklarsa, herhalde diğeri de ge- rekirse o da açıklar. Ama böyle bir şey devlet terbiyesine sığmaz” de- di. Kõlõçdaroğlu’na SSK Genel Mü- dürlüğü yaptõğõ için “Memur Kemal Efendi” diye seslenen Erdoğan, “Kim kiminle işbirliği yaptın da ka- set skandalı ortaya çıktı? Skan- daldan sonra kim genel başkan ol- du?” diye konuştu. Partisinin Isparta Hükümet Mey- danõ’nda düzenlenen mitinginde ko- nuşan Erdoğan, 12 Eylül’de refe- randuma sunulacak anayasa deği- şikliğine CHP, MHP ve BDP’nin kar- şõ olduğunu ifade etti. Erdoğan, “Bunlar nasıl oldu da bir araya gel- di? Şimdi ne oldu, ruh üçüzü ol- dular. Yanlarına da destek kuvveti aldılar. YARSAV gibi. Rahatsız ol- dular, ‘Başbakan nasõl olur da bizi if- şa eder’ diye. Yargı kurumunun içe- risinde vakıf, dernek kurulması an- laşılır bir şey mi? Bunları biz 12 Eylül’ün öncesinde gördük. Polis teşkilatının içerisinde, Milli Eği- tim’de ve oraların ne hale geldiği- ni o zaman gördük. Şimdi aynı oyun oynanıyor. Bağımsız olması gereken, tarafsız olması gereken bir yargı camiasının içerisinde bunla- rın olmasının demokratik parla- menter sistem içerisinde yeri ola- bilir mi? Milletin hayrına hiçbir konuda ittifak etmeyenler, şimdi kalkmışlar, ‘hayõr’ oyu vermekte it- tifak ediyorlar” dedi. Kaset olayının mimarı kim? CHP Genel Başkanõ Kõlõçdaroğ- lu’nun bazõ konularda “reddi miras” yaptõğõnõ ileri süren Başbakan Er- doğan, Kõlõçdaroğlu’nu eski CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’õn is- tifasõna neden olan kaset olayõnõn mi- marõ olmakla suçladõ. Erdoğan, şun- larõ söyledi: “Sayın CHP Genel Başkanı düz mantığı çok seviyor. Ne diyor: ‘27 Nisan bildirisinden sonra AKP’nin oylarõ arttõ. Öyleyse AKP 27 Nisan- cõlarla işbirliği yaptõ.’ Bir düz man- tık da benden. CHP’de kirli bir se- naryo devreye sokuldu, bir kaset skandalı ortaya çıktı. Ardından ne oldu? Şu andaki genel başkan, ‘Ben aday değilim, aday olmayaca- ğõm, böyle bir şey düşünmüyorum’ dedi mi? Hatta o günkü genel başkanını da evinde ziyaret etti. Ve ziyaretinden sonra da ‘adaylõk dü- şünmüyorum’ dedi. Bir de baktık ki ertesi gün yine bir düz mantık, ‘Adayõm’ dedi. Kaset olayından kim kazanç sağladı? O zaman bu kasetin mimarı kim? Görüyorsu- nuz değil mi? Ne tür fırıldaklar dö- nüyor. Kaset olayı kimin ekmeği- ne yağ sürdü? Kaset skandalından sonra kim genel başkan oldu? Kim kiminle işbirliği yaptı da bu sonuç ortaya çıktı? Cevabını ben vermiyorum, cevabını CHP’nin genel başkanı versin.” 27 Nisan muhtõrasõnõn ardõndan eski Genelkurmay Başkanõ Büyü- kanõt ile Dolmabahçe Sarayõ’nda yaptõğõ görüşmeyle ilgili iddialara da değinen Erdoğan, “Ben başba- kan olarak, bütün genelkurmay başkanlarıyla baş başa görüşü- rüm, bunun da kimseye hesabını vermem. Bu benim yetkimdir. Başbakan, Genelkurmay Başka- nı ile baş başa görüşmeyi her zaman yapar ve bunu da kimse- ye açıklamaya mecbur değil. Ve Genelkurmay Başkanı da açık- lamak zorunda değil. Zaten eğer birisi açıklarsa, herhalde diğeri de gerekirse o da açıklar. Ama böy- le bir şey devlet terbiyesine sığ- maz. Açıklanması gerekiyorsa basına açıklarız. Ama açıklan- maması gerekiyorsa bu, o insan- larla ölüme gider” dedi. CHP’nin vaatlerini eleştiren Erdoğan, “Maşallah bol kese- den atıyor. İki ev, iki anahtar verenler vardı geçmişte. Isparta- lılar onları çok iyi tanır. Bunlar iki evi, iki anahtarı da gölge- de bıraktılar. Merkez Bankası’na 24 saat para bastırsalar, bunların vaatlerini karşılamaya yetmez. ‘Kaynağınız, planınız, projeniz ne’ diye soruyorum. Şöyle tesadüfen bir SSK Genel Müdürlüğü verdiler, memur Kemal Efendi’ye. O görevi yaptı- ğın zaman SSK’yi batırdın ya, her yıl zarar, zarar, zarar. İşte buyurun rakamlar ortada. Zaman gelecek onları da açıklaya- cağım ama şimdi normal bir genel seçimde değiliz” dedi. ‘MemurKemalEfendi’ ALİ YÜKSEL TARTIŞMASI Üç eşli danışman Le Figaro’da PARİS (ANKA) - Fransõz Le Figaro gazetesi, Avrupa Milli Görüş Teşkilatõ Genel Başkanlõğõ yapan, “şeyhülislam seçilen”, üç eşli Ali Yük- sel’in Başbakan Tayyip Erdoğan’õn danõşmanlõ- ğõna atanmasõnõn, Türkiye’de aynõ zamanda hem laik hem de Müslüman olup olunmayacağõ tartõş- malarõnõ alevlendirdiğini yazdõ. AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç’õn kayõnpe- deri Yüksel’in üç eşe sahip olduğu haberleri Batõ basõnõnda yankõ buldu. Konuya yer veren Le Fi- garo çokeşli bir kişinin İslami-muhafazakâr hükü- metin Türk Başbakanõ Recep Tayyip Erdoğan’õn danõşmanlõğõna atanmasõnõn, uygulamanõn ilke olarak yasak bulunduğu Müslüman ancak laik bir ülke olan Türkiye’de tartõşma yarattõğõnõ belirtti. ‘Toplum sinsi şekilde biçimlendiriliyor’ Laik basõnõn 2002’den bu yana ülkeyi yöneten Erdoğan’õ, üç eşi bulunan Ali Yüksel’i danõşman almasõndan dolayõ topa tuttuğunu kaydeden Le Figaro, “Gazetelere göre Yüksel İslamın izin verdiği dördüncü eşi de arıyor” diye yazdõ. Türkiye’de basõnõn 2004’te AKP’yi toplumu sinsi bir şekilde din kurallarõ temelinde biçim- lendirmeyi istemekle eleştirdiğini kaydeden Le Figaro, zinanõn suç sayõlmasõ tasarõsõndan, katõl- mayõ benimsediği Avrupa Birliği’nden gelenler dahil Türkiye’den yükselen tepkiler üzerine vaz- geçildiğini hatõrlattõ. Le Figaro, “AKP liderleri aile ve evlilik konularında genellikle muhafa- zakâr görüşleri destekliyor. Bizzat Erdoğan en az üç çocuk çağrısı yapıyor. Çokeşlilik Türkiye’de 1926’dan bu yana yasak ancak ülkenin kimi bölümleriyle İslamcı çevrelerde hoşgörü gösteriliyor” dedi. KONYA (Cumhuriyet) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, “Bu anayasa değişikliğinde AKP’nin ve Başbakan’ın gizli gündemi ve niyeti var” dedi. Konya’nõn Ereğli ilçesinde halka hitap eden Bahçeli, yurttaşlardan referandumda oy kullanmalarõnõ is- teyerek, “Vereceğiniz karar ülke- nin geleceğini belirleyecek. Mut- laka oy verin” diye konuştu. “Bu anayasa değişikliğinde AKP’nin ve Başbakan’ın gizli gündemi ve niyeti var” diyen Bahçeli, sözleri- ni şöyle sürdürdü: “Bunlardan birincisi PKK açı- lımı adı altında Türkiye’nin bö- lünmesini hızlandıran bir yakla- şımın hukuki süreci için bu pa- kete tuzaklar konmuştur. Mec- lis’te 341 vekille temsil ediliyor- dun. Şimdi 337 vekilin yok mu? 550 vekilli Meclis’te üstünlük siz- dedir. Buradan tek başına ikti- dara doğru yürüdüğünüz için Bakanlar Kurulu’nda da üstün- lük AKP’dedir. HSYK’nin kuru- luş rakamları üzerinde oyunlar oynuyor, oraları yandaşlarla dol- durup yargıyı sana bağımlı hale getirmek istiyorsun. 8 yıldır eko- nomik ve sosyal yönden ülkeyi yönetemedin. Herkes perişan. Bunun hesabını kendinizden so- racağınız halde anayasa değişik- liği ile oyalıyorsun.” Bahçeli:Başbakan’õngizligündemivar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle