19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 8 AĞUSTOS 2010 PAZAR 6 HABERLER Kahramanmaraş’tan tanõyoruzERDEM GÜL ANKARA - Kürt sorununa ilişkin tartõş- malarda, eşinin Türk kimliğine de vurgu ya- parak “Biz ayrılamayız” sözleriyle dikkat- leri çeken BDP Şõrnak Milletvekili Hasip Kaplan, Dörtyol’daki olaylar başta olmak üzere gündeme ilişkin çarpõcõ açõklamalar yaptõ. Kaplan, Dörtyol olaylarõ için “Kah- ramanmaraş katliamı” anõmsatmasõ yapar- ken, “12 Eylül’ün hışmına en çok solcu- lar, devrimciler ve Kürtlerin uğradığını” belirtti. Kaplan, 12 Eylül’deki referandumda boykot oranõnõn yüzde 40 olacağõnõ söyledi. İnegöl ve Dörtyol olaylarõyla “Türk-Kürt çatışması” tartõşmasõ bir kez daha gündeme gelirken, ayrõlõk tartõşmalarõna kendi yaşamõn- dan anlatõmlarla karşõ çõkan BDP’li Kaplan, Cumhuriyet’in sorularõnõ yanõtladõ. ‘Eşim de ben de 12 Eylül’de işkence gördük’ - Kürt sorununda bir çatışmaya gidil- diği, bu noktada ayrılığın da tartışıldığı koşullarda, eşinizin Türk kimliğine de vurgu yaptığınız “Biz ayrılamayız” açık- lamanız ciddi yankı buldu. Eşinizle ha- yatınızı birleştirmek anlamında bir ara- ya geldiğiniz koşulları anlatır mısınız? - Üniversitede okurken 78’li yõllarda eşimle devrimci mücadelede tanõştõm, ben gençlik, eşim kadõn alanõnda dernek başkanõ olarak ça- lõşõyorduk. Eşimle tanõştõğõmda derneklerde Kürtçe şarkõlar hep birlikte söylenirdi, hoşgö- rü vardõ. Dünyayõ bakõş açõmõz gereği tüm kültürleri, renkleri, kimlikleri ülkemizin zen- ginliği sayar, farklõlõklarõ birlikte yaşamanõn harcõ sayardõk... Derneklerde, sendikalarda Kürt veya Ale-vi olan başka dinlerden, mez- heplerden, etnisitelerden, devrimciler asla ay- rõmcõlõk yapmazdõ, birlikte örgütlenme vardõ. Bütün bu çalõşmalar barõşçõl, yasal, demokra- tik çerçevede yürürdü. En politize günlerdi, 12 Eylül’ün hõşmõna da en fazla solcular, devrim- ciler ve Kürtler uğradõ. Eşimle ben de 12 Ey- lül’de gözaltõna alõnan, işkence gören, yargõ- lanan 78’lileriz. Aradan geçen 32 yõla rağmen düşüncemizde bir değişiklik yok, halklarõn öz- gürlüğü, emekçilerin birliği, demokrasiyi çö- zümün anahtarõ olarak gördük. - “Etnik körlük”le, “etnik milliyetçilik” arasındaki sınır nerede? TBMM’de etnik nüfus sayımı istemeniz tartışma yarattı. Bu, bir etnik milliyetçilik, ayrımcılık değil mi? - Bir Kürt yurttaşõn anadilinde eğitim iste- mesi neden õrkçõlõk olsun, kimliğini, kültürü- nü yaşamak istemesi neden etnik milliyetçilik olarak adlandõrõlõrsõn? Bir yurttaşõmõzõn aslõ, kökeni inkâr edilerek, dini, mezhebi, kimliği yok sayõlarak onun mutlu yurttaş olmasõ sağ- lanamaz. Sol özgürlük anlayõşõ gereği ayrõm- cõlõğa karşõdõr. Deniz Gezmiş idam sehpasõn- da “Yaşasın Kürt ve Türk halklarının kar- deşliği” demişti. Kürtlerin haklarõnõ savunan sol, sosyalist, komünist çevreler baskõ gördü, partileri kapatõldõ, cezaevlerinde yattõlar. Atatürk döneminde de yapıldı Cumhuriyet dönemi boyunca istatistikler yapõlmõş, anadili, dini, mezhebi sorulmuş. 1927 yõlõnda, Atatürk zamanõnda ve son ola- rak 1965 yõlõnda bunlarõn yapõlmasõ õrkçõlõk ve ayrõmcõlõk mõydõ? Hayõr. Kamuoyunda, Kürt, Çerkez, Ale-vi vb. sayõlarõ konusunda sağlõklõ bir veri yok. Bugün çağdaş, gelişmiş ülkeler- de toplumun farklõ kesimlerinin taleplerini be- lirlemek için anketler, istatistikler yapõlõr. Sa- yõlarõ yüz bini aşkõn Süryani varken bugün ne- den on bin civarõnda, sormak lazõm. Milyon- larca Alevi yurttaşõmõzõn inançlarõnõ özgürce yaşamasõnõ istemesi neden yadõrganõyor? Mil- yonlarca Kürt yurttaşõmõzõn kültürel haklarõnõ nasõl yaşamak istedikleri, toplumsal barõş için önemlidir. Bu nedenle bilimsel, sosyolojik araştõrmalarõn yapõlmasõ faydalõdõr. ‘HALK TV CANLI YAYIMLADI’ Şahin’den garip savunma SELDA GÜNEYSU ANKARA - YSK’nin tarafsõz yayõn yap- masõ yönünde uyardõğõ TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu’nun açõklamalarõnõn TRT tara- fõndan canlõ olarak yayõmlanmamasõna gerek- çe olarak “Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları- nın Halk TV’de canlı olarak verilmesi”ni gösterdi. CHP’li Ali İhsan Köktürk, Şa- hin’in açõklamasõnõ “ciddiyetten uzak ve ko- mik” olarak nitelendirdi. CHP Zonguldak Milletvekili Köktürk, ga- zetemizde yayõmlanan, TRT’nin referandum- da ‘evet’ kampanyasõ yürütmesiyle ilgili ha- berler üzerine konuyu TBMM gündemine ta- şõmõş, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn yanõtla- masõ istemiyle soru önergesi vermişti. Kök- türk, “Erdoğan ve Bülent Arõnç’ın konuş- malarını canlı yayımlamak üzere sürekli naklen yayın aracı ve ekibi görevlendirilir- ken CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun programlarının ajanslardan takip edilme- sinin gerekçesi nedir” sorularõnõ yöneltmişti. Soru önergesine yanõt veren TRT Genel Müdürü Şahin, “Sayın Kemal Kılıçdaroğ- lu’nun program ve açıklamalarına ilişkin görüntüler Halk TV üzerinden basın kuru- luşlarına dağıtılmaktadır. TRT de canlı yayın ekibi görevlendirilmemektedir” dedi. ‘TRT inandırıcılığını yitirdi’ Köktürk, soru önergesine verilen yanõtõn “kurumun inandırıcılığını yitirdiğinin açık göstergesi” olduğunu vurguladõ. ‘MENDERES’İ İSTİSMAR ETTİ’ Cindoruk: Erdoğansõkõntõda ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) - DP Genel Başkanõ Hüsamettin Cindoruk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Aydõn mitinginde 27 Mayõs ihtilalinde idam edilen Başbakan Adnan Menderes ve Maliye Bakanõ Hasan Polatkan’a ilişkin anlattõklarõnõn yanlõş oldu- ğunu belirterek “Ondan faydalanarak bir ‘Anayasaya evet’ kampanyası başlatması sıkıntıda olduğunu gösteriyor” dedi. Eskişehir DP İl Başkanlõğõ’nda basõn top- lantõsõ düzenleyen Cindoruk, Erdoğan’õn Ay- dõn mitinginde Menderes üzerinden oy topla- maya çalõştõğõnõ söyledi. 27 Mayõs ihtilalinin ardõndan idam edilen Polatkan’õn avukatõ ol- duğunu anõmsatan Cindoruk, “Hasan Polat- kan’ı burada istismar ederek, onun hak- kında yanlış bilgiler ortaya koyarak oy al- mak istemesini ayıplıyorum” dedi. AKP ik- tidarõnda Türkiye’de yaşanmayan şeylerin ya- şandõğõnõ ifade eden Cindoruk, şunlarõ söyle- di: “Yaptıkları işler kimsenin aklına gel- meyecek şeyler. Mahkemeleri siyasallaştır- dığı zaman avukat tutacağınız zaman AKP’li avukat arayacaksınız. Ya da AKP il başkanından referans alacaksınız.” CHP’NİN SORU ÖNERGESİ AKP’nin Aydõn mitingi TBMM’de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan, Milli Eği- tim Bakanlõğõ bürokratlarõnõn görevli olarak getirildiği Başbakan Tayyip Erdoğan’õn Aydõn mitingini Meclis gündemine taşõdõ. Ayhan, Erdoğan’a “Kurum müdürlerinin birer AKP yöneticisi gibi çalışması, sizce demokrasiye, hukuka, ahlaka ve etik de- ğerlere uygun mudur” dedi. Ayhan, Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle verdiği soru önergesinde Söke İlçe Milli Eği- tim Müdürü Mustafa Buğdayeken tarafõn- dan gönderilen resmi yazõ ile temin edilecek araçlarla tüm okul ve kurum müdürleri ve müdür yardõmcõlarõnõn, Erdoğan’õn mitingine katõlmalarõnõn istendiğini anõmsattõ. Ayhan, “Partinizin mitingine kamu çalışanlarının çağrılması kadrolaşmanın geldiği noktayı mı göstermektedir” ifadelerini kullandõ. ‘Devletsilahbıraksındiyenolmadı’ Son günlerde İnegöl ve Dörtyol’da ya- şanan saldõrõlar iyi tahlil edilmeli, kurt işa- reti yapan, belli sloganlar atan “ülkücü” sal- dõrgan bir grubun önceden organize oldu- ğu saldõrõlarõ halkõn tepkisi olarak masum görmek “alkol-kız-ticaret” gerekçesine sõğdõrmak, korumak ve kollamak son derece tehlikelidir. Asõl õrkçõ milliyetçilik budur. 12 Eylül öncesi aynõ kesim saldõrõlarda yer alõ- yordu. Siyaset, yargõ güvenlik güçleri büyük bir sõnavla karşõ karşõyadõr.“Doğulu” diye Kürt yurttaşlarõmõzõn tümüne ayrõm yap- madan, evlerine işyerlerine yönelik saldõ- rõlar cana yönelmiştir. Ayrõm gözetmeden, planlõ olarak saldõranlarõ Kahramanma- raş’tan iyi tanõyoruz. Hukuk devletinde kendini devletin güvenlik güçleri yerine ko- yan, kendini ceza mercii olarak gören, geç- mişte çetelerin benzeri õrkçõ faşist saldõr- ganlõk, “etnik körlük” ve “etnik saldırgan milliyetçiliğin” yegâne temsilcisidir. - Devlet de silah bıraksın, PKK de, de- niyor. Gerek iktidar, gerek ana muhale- fet buna karşı çıkıyor. Devletin terör ör- gütü karşısında silah bırakmasının söz ko- nusu olamayacağı ifade ediliyor. O zaman “barış”ı nasıl sağlayacağız? - Devlet silah bõraksõn diye hiç kimsenin açõklamasõ olmadõ, bizim de olmadõ. Do- ğu ve Güneydoğu’dan 649 sivil toplum ör- gütü “Eller tetikten çekilsin, operas- yonlar dursun, PKK eylemsizlik kararı alsın” diyor, benzeri açõklamalarõmõzõ çar- põtanlarõ iyi niyetli görmüyoruz. Devletin her zaman silahlõ gücü olacaktõr; iç ve dõş güvenlik zorunludur. Ancak çatõşmasõzlõk sürecini sağlamak, diyalog ve uzlaşõ ka- nallarõnõ açmak barõşa giden tek yoldur. Si- lahlarõn patladõğõ koşullarda aklõn, mantõ- ğõn sesi duyulmuyor. Otuz yõldõr süren ça- tõşma ortamõ toplumu germekte, son gün- lerde yaşanan olaylarla “birlikte yaşamı” sorgular bir sürece doğru evrilmektedir. - Kürtlerin artık Türkiye’den ayrılmak istememelerinde Batı’dan kopma fikrinin soğukluğunun etkili olduğu görüşleri di- le getiriliyor. Bu konuda neler söylersi- niz? - Bu ülkeyi beraber kurduk, ülkenin her karõşõnda her vatandaşõn hakkõ var. Türki- ye Cumhuriyeti’nin tapusu 73 milyon yurt- taşõmõz adõna kayõtlõdõr. Birlikte yaşamayõ, barõşõ ve demokrasiyi konuşmak yerine ayrõlma fikrini ortaya atan “yöneten ırkçı egemen elit” kesime karşõ halkõn birlikte ya- şama arzusu güçlüdür. “Halkların kendi kaderini tayin hak- kının” birlikte yaşam içinde demokrasilerde farklõ çözüm modelleri vardõr. Seçilmiş travmalara yol verilmesi, linç kampanyalarõ, õrkçõ saldõrõlar Yugoslavya’da olduğu gibi, faşist milis rambolarõn saldõrõlarõ önlenme- diği takdirde tehlikeli bir sürece girilmesi so- nucunu doğurur, bunlarõ önlemek için yo- ğun çaba sarf edilmeli, hukuk eşit ve adil iş- lemelidir. Referandumdaboykotoranıyüzde40’ıgeçer’ - Parti içerisinden kritik konularda Öcalan’ın refe- rans gösterilmesi yoğun eleş- tiri konusu oluyor. Sizce Öcalan’ın referans gösteril- mesi doğru mu? - BDP Meclis’te grubu olan bir parti, çözümü demokratik yollardan arõyor. Çatõşanlar ve ellerinde silah tutan taraflar söz konusu olunca, Öcalan’õn bu süreçte önemli bir aktör oldu- ğunu söylemek neden eleştiri konusu olsun? IRA, ETA, Gü- ney Afrika, Filistin gibi, bütün örneklerde çatõşan taraflar di- rekt veya dolaylõ görüşmenin tarafõ oldular, aracõlar oldu. 1997 ve sonrasõ günümüze ka- dar asker ve MİT kanalõndan yapõlan görüşmeler olduğu bili- niyor. Allah’õn bildiğini kuldan saklamanõn ne gereği var?.. - Referandumda BDP taba- nı sandığa gitmeyecek, dendi. Son anda bir değişiklik olabi- lir mi? - Referandumun astarõ yü- zünden pahalõ olmuş, amacõ dõ- şõna çõkmõş, toplumu gerilime sürüklemiştir. Bu durumda “boykot” en doğru tavõr olarak ortaya çõkyor. Boykotun yüzde 40’õn üzerinde olacağõnõ düşü- nüyoruz, geri kalan yüzde 60 “evet” ve “hayır” olarak, bö- lündüğünde yüzde 30’larda çõ- kacak bir sonuç, bir iki puan ile değişse bile milletin iradesini temsil etmeyecek. Boykot so- nucu sandõğa gitmeyenlerin oranõ 12 Eylül referanduma “evet” diyen ve 12 Eylül’e se- rum verenleri, statükocu “ha- yırcıları” da aşacak ve yeni bir anayasanõn yolunu açacaktõr. Hasip Kaplan’ın eşi Seba- hat (Engin) Kaplan’ın değer- lendirmeleri de şöyle: 30 yõlõ aşkõn süren evliliği- mizde, yaşamõmõzõn bir bölü- mü Batõ’da bir bölümü de Gü- neydoğu’da geçti. En travmatik süreçlerin yaşandõğõ günlerde Güneydoğu’daydõm. Yakõlan köylere, faili meçhul cinayetle- re, göçlere tanõk oldum. Pek çok dostum ülkeyi terk etmek zorunda kaldõ, mülteci oldu. Tutuklanan, gözaltõna alõnan dostlarõmõn ardõndan ağladõm, çocuklarõ dağa gidenler ya da dağda öldürülenlere tanõk ol- dum. Kõsaca, orada hayata dair ne varsa acõ-tatlõ tanõk oldum, insana dair ne varsa paylaştõm. Ne beni Türk’üm diye dõşlayan ne de eşimi Kürt diye benim ailemde dõşlayan oldu. Çünkü Kürt sorunu ülke sorunu ve bi- reylerin kin ve düşmanlõklarõ ile çözülmez. Korkmadan, de- mokratikleşmeden korkmadan, ötekileştirip düşman kamplara ayõrmadan aydõnlõk düşünce- lerle birbirimizin yüzüne bak- mayõ becerebilmeliyiz. En azõndan aile bazõnda biz bunu becerebiliyoruz ve bu nedenle de hayata müteşekkirim. ‘Biz ayrõlamayõz’ sözleriyle dikkat çeken BDP’li Kaplan İnegöl ve Dörtyol olaylarõnõ yorumladõ: DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkan Yardõmcõsõ Yüksel Genç, “De- mokratik çözüm ve barışa kapı aralamak için, artık silah yerine diyalog ve müzakere ile çözümün önünü açmak için son bir şansa hepimizin ihtiyacı bulunmakta- dır” dedi. Genç, demokratik özerk- lik talebinin tartõşõlmasõ gerektiği- ni savundu. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) 4. Olağan Kongresi dün BDP Diyarbakõr İl Binasõ Vedat Aydõn Konferans Salonu’nda baş- ladõ. Kongreye, kapatõlan DTP’nin siyasi yasaklõ Genel Başkanõ Ah- met Türk, siyasi yasaklõ eski DTP Diyarbakõr Milletvekili Aysel Tuğ- luk, BDP Genel Başkanõ Sela- hattin Demirtaş, BDP Genel Baş- kan Yardõmcõsõ Gültan Kışanak ile milletvekilleri, belediye baş- kanlarõ, Türkiye Barõş Meclisi tem- silcileri ve terör örgütü PKK lide- ri Abdullah Öcalan’õn avukatlarõ da katõldõ. DTK Genel Başkan Yardõmcõsõ Yüksel Genç, “Hükümet, Kürt sorununda şiddet ve güvenlik konseptine teslimiyet yaşarken toplum milliyetçiliğin ve milita- rizmin değirmenine yönlendiri- liyor. Bir tür iç savaşın eşiğine ge- tirilmek istenen Türkiye’de, Kürtlere karşı linçler tertip edi- liyor, toplum adeta bölünmeye zorlanıyor. Kanımca son olarak İnegöl ve Dörtyol’da yaşanan olaylar herkesi vicdani, ahlaki, si- yasi olarak da ciddiyete ve dü- şünmeye davet eden olaylar dizisi olarak duruyor. 30 yıldır kesin- tisiz süren savaşın sonuçlarını ar- tık toplum taşıyamıyor” dedi. Diyarbakõr’da 649 STK’nin “TSK’ye operasyonları, PKK’ye eylemlerini durdurma” çağrõsõ yaptõğõnõ, PKK’nin de daha önce 17 kez eylemsizlik kararõ aldõğõnõ anõmsatan Genç, silahlarõn sus- masõnõn da sorunu tam olarak çöz- meyeceğini savundu. Genç, demokratik özerklik tale- binin tartõşõlmasõ gerektiğini be- lirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Eldeki tek somut çözüm öne- risi olarak duran ve Türkiye’yi birleştirme ve demokratikleş- tirme projesi olarak tartışma- ya açılan ‘Demokratik Özerklik’ talebi, adeta bilgi sahibi olun- madan fikir sahibi olanlarca, bölme projesi olarak sunul- makta, üniter yapıyı bozacağı iddia edilmekte, özerkliği sa- vunanlar ihanet suçlaması ile karşı karşıya kalmaktadır. Kürtlerin tartışmaya açtığı öne- riyi tehdit olarak değerlendi- renlerin, Mustafa Kemal’in Kürtlere özerklik verilmesine yönelik yaptığı açıklamalara bakmalarını öneriyorum.” Demokratik Toplum Kongresi Genel Başkan Yardõmcõsõ Genç: Özerklik talebi tartışılmalı BDP lideri Demirtaş: Bu ay barõş ayõ olacak BİTLİS (Cumhuriyet) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õ barõş ortamõnõn sağlan- masõnda samimi olmamakla suçlayan BDP Genel Başkanõ Selahattin Demirtaş, “İnşal- lah ramazan ayına hayırlı haberlerle gire- ceğiz ve barışın sağlanması için büyük ça- ba sarf edeceğiz” dedi. BDP’nin Bitlis’in Tatvan ilçesinde düzenledi- ği mitingde konuşan Demirtaş, “Barışı ger- çekleştirmek için, mübarek ramazan ayını en iyi şekilde değerlendireceğiz. Her orucu- nuzu açmadan önce ve her namazdan son- ra, sizden dua bekliyorum. Halkımızın iste- ğini herkesin duymasını istiyoruz. Bu halk hiçbir zaman savaş, çatışma, kan ve gözyaşı istemedi. ‘Yeter artõk’ diyoruz” diye konuştu. Mitinge, BDP’li Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş, Van Milletvekili Fatma Kur- tulan, Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani, Iğdõr Milletvekili Pervin Buldan ile Muş Mil- letvekili Nuri Yaman katõlõrken geniş güven- lik önlemleri alõnmasõ dikkat çekti. Cindoruk Eskişehir’de basın toplantısı yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle