19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 2 TEMMUZ 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA İLHAN ABİ’NİN ARDINDAN 9 DOĞAN HIZLAN HEM iyi, güvenilir, dürüst bir dostu, hem de okuduğum, yararlandõğõm iyi bir yazarõ kaybetmenin katmerli üzüntü- sünü yaşõyorum. Cumhuriyet’e inanmõş; bu ideali her zeminde, her dönemde, her rejimde savunmuş birisiydi ve aydõn olanlara reva gö- rülen bedelleri fazlasõyla ödedi. Cumhuriyet aydõnõ olmanõn, ülkeyi sevmenin, engebele- ri aşmanõn ilkelerini, kurallarõnõ belirledi. Belli bir ideolojinin eşliğinde yazmadõğõndan, saptama- larõ her zaman geçerliliğini korudu. Çünkü günübirlik yaz- manõn kalõcõ gizini bulan yazarlardandõ. Alpay Kabacalı’nõn Aydõnlanma Bilgesi İlhan Selçuk ki- tabõnõn ikinci baskõsõna yazdõğõ Önsöz’de değişim/gelişim konusunda genç kuşağa önemli bir mesaj iletti: “12 yıl son- ra, Alpay Kabacalı’nın sorularına 12 yıl önce verdiğim yanıtları okuyunca gör- düm ki, dün ile bu- gün dünyaya ve insana bakışta fikirlerim birleşiyorlar, aralarında çelişki yok; neyin ne olduğunu kavramakta yanılgıya düşmemişim; tersine hızla akan zaman söyle- nenleri doğrulamış, somutlaştırmış, pekiştirmiş...” + + + İlhan Selçuk gazeteciliğe bir üslup getirmiştir, hakaret et- meden eleştirmiş, eleştirilerinin içeriğini sadece güncel po- litikadan değil okuduğu kitaplardan da yararlanarak güç- lendirmiş, polemik türünün yüzeyselleşme tehlikesinden böy- lece uzak kalabilmiştir. Elbette mizah yazarlõğõndan gelen, ironiyi ölçülü kullanan bir gazete yazarõnõn etkisinin çok daha fazla olduğunu ba- sõn tarihi bize göstermiştir. Onun yaşam sözlüğünde bazõ kelimelere rastlaya- mazsõnõz. Ödün vermek, bugün başka yarõn başka konuşmak ve yaz- mak, rüzgârgülü olmak, idare etmek, iktidarlarla dost olmak... Yalnõz iyi bir yazar değildir, aynõ zamanda iyi bir konuşmacõdõr. Birlikte birçok toplantõda bulunduk, konuya kuşatõcõ bir anlayõşla yaklaşõr, önce konuşma alanõnõ belirler, düşünce- lerini, yargõlarõnõ sonra aktarõr. Sesini yükselttiği bir anõ anõmsamõyorum. Çünkü bağõrõp çağõranõn, sesini yükseltenlerin düşüncelerini anlatmaktan aciz olduklarõnõ bilir. İnsanlar genç kuşaklara yalnõz yazdõklarõyla değil ya- şamlarõyla da örnek olduklarõ zaman inandõrõcõlõk kazanõr- lar. İlhan Selçuk’un okunmasõnõn, yazdõklarõna inanõlmasõnõn ardõnda yatan, bu gerçektir. En zor maraton, gazetecilik maratonudur. Durmadan, engelleri aşarak, gerçeklerden sapmayarak, ödün vermeyerek koşacaksõnõz, soluk soluğa kalsanõz da devam edeceksiniz. Yõllar önce TÜYAP Onur Yazarõ olduğunda yazdõğõm Dostum İlhan Sel- çuk yazõsõndan birkaç satõrõ alacağõm yazõma: “Yaşama ve yazma üslubunda hamlığın amansız düş- manıdır. Sevmedikleri hacıyatmazlar ve hassas rak- kaslardır. Dürüst gazetecilik yapmak isteyen, gazeteciliği, servete ve üne alet etme virüsü taşımayan her genç gazetecinin mihenk taşıdır.” Kitaplarda, anõlarõmõzda yaşayacak. (23 HAZİRAN- HÜRRİYET) YAŞAMINA VE YAZISINA KEFİL OLDUĞUM BİRİYDİ DOĞAN AKIN “Benim İlhan Selçuk’um” kimdi? Dört sözcükten ibaret bu soru, ne ka- dar çok hatõrayõ ayaklandõrõyor. Ama ben birinciliği, “Dur bakalım”a ve- ririm. İlhan Selçuk’un, tanõk olduğum bütün önemli olaylardaki ilk tavrõ bu olurdu... “Dur bakalım!..” Başka? Özel... Siyah elbisesinin içindeki hâkim yaka gömlekleriyle özdeşleşen kõya- fetinden dört nala Türkçe’sine, miza- hõndan cesaretine, sükûnetle öncelediği sertliğinden sürekli etkili olabilmesi- ne, çizgisinden yazgõsõna baktõğõnõzda çok “özel” bir insandõ İlhan Selçuk. Ankara Bürosu’nun kapõsõndan ilk adõmõmõ Temmuz 1987’de attõğõm Cumhuriyet gazetesinde yazdõğõm ilk kitabõn (İki Gözüm Ayşe – Sabahat- tin Ali’nin Özel Mektuplarõ) önsözü Uğur Mumcu’nun imzasõnõ taşõyor. Yine Cumhuriyet’te yazdõğõm ikinci ki- tabõn (Uçuran Holding – Tansu Çil- ler’in Can Sõkõcõ Belgeseli) önsözün- de İlhan Selçuk’un imzasõ var. Cumhuriyet ikinci sayfadan açılırdı Gazeteler, doğal olarak birinci say- falarõndan başlanarak okunur. Uğur Mumcu’su elinden alõnmõş Cumhuri- yet ise ikinci sayfadaki “Pencere”den açõlõrdõ. Pencere’nin altõna 48 yõldõr el yazõsõyla atõlan o imza, kitabõmõn ar- dõndan, nikâh defterimde de “tanık” olarak onurlandõrmõştõ beni. Nadir Nadi’nin başyazar, Hasan Cemal’in Genel Yayõn Yönetmeni, Okay Gönensin’in yazõ işleri müdü- rü olarak başõnda bulunduğu Cumhu- riyet’in efsanevi Ankara Bürosu’nda- ki o yõllar geçiyor gözümün önünden. Yalçın Doğan Temsilci, Ahmet Tan İstihbarat Şefi’ydi. Uğur Mumcu, Mustafa Ekmekçi, Cüneyt Arcayü- rek, Ahmet Taner Kışlalı, Erbil Tu- şalp, Enis Berberoğlu, Sedat Ergin, Bilal Çetin, Ufuk Güldemir, Işık Kansu, Faruk Bildirici, Yasemin Çongar, Semih İdiz, Turan Yılmaz, Hakan Aygün, Günseli Önal, Tun- cay Özkan, Havva Can, Hasan Uy- sal, Ümit Aslanbay, Vecdi Seviğ, Ca- nan Gedik, Hakkı Erdem, Betül Uncular... ‘Sence Cumhuriyet’teki kavga neden bitmiyor?’ 1993 yõlõnda bir Ankara ziyaretinden İstanbul’a dönerken Esenboğa’ya ka- dar eşlik ettiğim İlhan Selçuk, çocuk- luğumu, okuduğum okullarõ, gazetede neler yaptõğõmõ sordu ve ekledi: “Sence neden Cumhuriyet içindeki kavga bitmiyor?” Her genç gazeteci gibi benim de böy- le bir soruya verecek uzun ve ateşli bir yanõtõm vardõ. Ancak öyle yapma- dõm. “Küçük anlaşmazlıklarda bile insanlar bütün kuvvetlerini seferber ettiği için hiç değmeyecek tartış- maların da büyük tahribatlar, kır- gınlıklar yarattığını, ihtilaf sırasın- da diyalogda kalmayı beceremedi- ğimizi, bunun sadece Cumhuri- yet’in değil, Türkiye’nin de sorunu olduğunu” söylemekle yetindim. Gülümsedi... Kõsa bir süre sonra Ankara Haber Müdürlüğü’ne getirildiğimde, Esen- boğa yolundaki o sohbeti hatõrlayarak gülümsedim... Gazeteci balta değil, neşter kullanır Büyük bir servete sahip olan Tansu Çiller’in Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanõ olarak vergi ödemekten nasõl kaçtõğõnõ, Özer Uçuran Çil- ler’in İstanbul Bankasõ’nõ nasõl batõr- dõğõnõ, kamu bankalarõnõn nasõl yağ- malandõğõnõ belgelerle yayõmlarken büyük bir desteğini gördüm. Haberler üzerine Başbakan’õn “adamları” ile kamu bankalarõnõn yöneticileri İlhan Selçuk’un kapõsõna dikilmiş, ancak “Haberleri yazanla görüşün” diye- rek hepsini reddetmişti. Kendi ifade- siyle “medyalaşan basın”da tek ba- şõna bir “güç”tü. ‘Gazeteci, balta değil neşter kul- lanır!’ “Cumhuriyet’teki kavganın neden bitmediği”ne ilişkin yõllar sonraki ikinci konuşmamõz bu kez gazeteden ayrõlmamõ gerektirdi. Ancak İlhan Selçuk’un kitabõma not ettiği yukarõ- daki söz, meslek hayatõma hâlâ refa- kat ediyor. İlhan Selçuk’un çizgisini İlhan Selçuk yazısından esirgememek İlhan Selçuk’tan da öğrenilen bir ga- zetecilik, İlhan Selçuk yazõsõnda İlhan Selçuk’un çizgisini İlhan Selçuk’tan esirgemeye imkân bõrakmõyor. Ancak, hayatõnõ işkencelere ve cezaevlerine de sürükleyen, bedelini son nefesine ka- dar ödediği bu çizginin İlhan Sel- çuk’un “demokrasi” mücadelesin- den çõktõğõnõ ve kendi ufkundaki bir “demokrasi”yi umut ettiğini unut- mamamõz gerekiyor. Karşõtlarõnda bile saygõ uyandõran ce- sareti, daimi etkisi, çõkarsõzlõğõ ve müthiş mizahõyla ömrünün sonuna kadar bağõmsõz kalabilmiş bir yazar- dan söz ediyoruz. Hayatõna girdiği bü- tün insanlarõ, bir şekilde, ama mutla- ka etkilemiş bir yazardan. Büyük bir yazarõ, Cemal Süre- ya’nõn deyimiyle “halkının öcünü ko- mayan” ve “cezalandıran bir mi- zah”õ kaybettik. Yattõğõ yer İlhan Abi’yi incitmesin... (21 HAZİRAN - T24) İLHAN SELÇUK BENİM REFERANSIMDI... İLHAN SELÇUK İÇİN KİŞİSEL BİR YAZI... ALİ SAYDAM İlhan Ağabey’i kaybettik. Üze- rimde emeği büyüktür. Mesleğe ilk girişimde referans olmuştu bana. Hiç düşünmeden... Beni belki çok değil ama iyi tanõmõştõ... Aynõ fikirleri paylaşmadan da bir insanõn sevilebileceği ve onunla dost olunabileceğinin canlõ kanõ- tõydõ benim için. Onu, eşi Handan Selçuk’u yi- tirdiği zaman yazmõş olduğu 1 Nisan 2001 Pazar günkü “Yağ- mur” adlõ yazõsõnõn son paragra- fõyla anõmsõyorum. Ülkü Kara- osmanoğlu kesmiş, saklamõş; ba- na yollamõş. Eşini uğurladõğõ bu pa- ragrafõ, bir saygõ duruşu gibi tek- rarlamak istedim: “Duyarlıktan yoksun kalan bir duygululuk ilkelleşebilir; belki de kabalaşır. İnsan olma- nın koşulu acıyı paylaşmaktan geçer; acı paylaşıldıkça küçülür, sevinç paylaşıldıkça büyür. Evrende her şey küçük do- ğar, zamanla büyür; acı büyük doğar, zamanla küçülür. Doğa kederiyle, mutluluğuyla bir bü- tündür. Toprakla suyun birliği- ni vurgulayan da yağmurdur, yerden yükselir gökten yağar. Bunun için rahmet demişler adına...” Allah rahmet eylesin! Nur içinde yat İlhan Ağabey... (27 HAZİRAN - AKŞAM) GÜNEY DİNÇ S evgili İlhan Selçuk ile çok sõcak anõlarõm oldu. 12 Eylül darbesinin ar- dõndan İzmir’deki ilk insan haklarõ etkinliğini birlikte gerçekleştirmiştik. İlhan Sel- çuk, Uğur Mumcu, Erbil Tuşalp’in konuşmacõ olduk- larõ panelin yöneticiliğini ben yürütmüştüm. İzleyen yõllar- da Dikili, Aliağa ilçelerin- deki toplantõlarda, baronun etkinliklerinde, birlikte ola- bilme mutluluğunu yaşadõm. İlhan Selçuk her toplantõ so- nunda, sözlerinin izleyenler- ce iyi anlaşõldõğõnõ özellikle bilmek isterdi. Bir derviş gi- bi kentleri, kasabalarõ dolaş- masõnõn anlam taşõyabilmesi için çabalarõnõn karşõlõğõnõ, izleyenlerin yüzlerinde gör- mek isterdi. Bir toplantõya giderken sor- muştum. “Bütün gün gaze- te yayın ortamında yaşa- mak, her gün en az bir ve- ya iki makale yazmak zor olmuyor mu? Böylesine tek- düze bir süreç, yazarın da- ha başka alanlara ulaşma- sını, yeni arayışlara yönel- mesini önlemiyor mu?” İlhan Selçuk’un yanõtõ çok açõktõ “Cumhuriyet, benim yaşam ortamımdır. Dün- yada ve Türkiye’de ne ol- muşsa, tüm gelişmeleri ora- da izliyorum. Konuları ar- kadaşlarımla tartışıyorum. Böylece gündemi belirliyo- ruz. Ben bu ortamın dışın- da olamam. Kendim için başka bir arayışım da yok- tur” demişti. Gerçekten İlhan Selçuk’un dünyaya açõlan “Pencere”si onun için yaşamõn ta kendi- siydi. Sevgili İlhan Selçuk 1998 yõlõnda benim için yazdõğõ bir yazõda ; “…Neden ülkemizin “de- ğerli evlatlarõ” cezaevi tur- nikesinden geçiyor?.. Nedeni artık saydamlaşan bir olgu karşısındayız. Batı’da da demokrasi ko- lay gerçekleşmedi. Avrupa’nın tarihinde bizdekine benzer sayfa- ları tarihin kitabından okumak doğal sayılıyor. İnsan hakları ve temel öz- gürlüklerin savaşımı gül- suyuyla yazılmadı. 1946 Türkiye’nin çok partili rejime geçtiği yıldır; aradan yarım yüzyıl geçti; ama tam anlamında de- mokrasiye geçmedik, 2000’e 1.5 yıl kaldı, gönül ister ki tarihin gongu üçüncü bin yı- la girişin müjdesini vermek için vurduğu zaman ülke- mizde demokrasi ya da öte- ki adıyla hukuk devleti ek- siksiz uygulanır olsun… Çünkü insanlar, bir ömür boyu, bu amaç yolunda emek verdiler; geleceğimi- zin güzelleşmesi için her şe- yi göze aldılar; geleceğin güzelleşmesi için yaşamını ortaya koyan insan güzeldir. Haksızlık varsa, hukuk- suzluk ağır basıyorsa, ora- da hakça yaşamak için di- renenler de var olacaktır. Türkiye’de çok partili re- jimi hakça bir düzene dö- nüştürmek için savaşım hiç durmadı. Hakça düzen yanlıları ye- nilgiye uğradılar… İnsan yenile yenile yen- mesini öğrenir… Yenilginin kırıklığı umut- suzluğun doğurganlığına yatırım yapar mı?.. Evet!.. Yılgınlık, döneklik, bez- ginlik, ezilmişlik, umutsuz- luk kimilerinde yeni bir ki- şilik yaratır; teslimiyetin bayrağını yüreğinde dal- galandıran pek çoktur; ama insana inanan hukuka ina- nan, tarihsel bilincini ayak- larını dayadığı topraktan alan savaşımcı yenilmez; insan olan insan hakların- dan ve temel özgürlükle- rinden nasıl vazgeçebilir?” diyordu. Bu yazõ benim için çok büyük bir onurdur. Ancak İlhan Selçuk, başta kendisi ol- mak üzere ülkemiz aydõnla- rõnõn artõk geride kalmasõ ge- reken yazgõsõnõ vurguluyordu. Ne yazõk ki bu beklenti ger- çekleşmedi. Ondan aydõnlõğa yönelişinin intikamõnõ aldõlar. Zorla dünyamõzdan koparõp aldõlar. Sözlerimi yine İlhan Sel- çuk’un aynõ yazõsõndan ak- tardõğõm sözcüklerle sonlan- dõrõyor, çok değerli bu büyük dostu sevgiyle saygõyla anõ- yorum. “Aydınlanma Çağı’nda… Dün bir bugün iki, yarın elimizle tutacağımız kadar yakın… İlhan Selçuk’un elleri ya- rına uzanıyor.” (1) (1) Cumhuriyet gazete- sinde yayõmlanmayan bu ma- kale İzmir Barosu Bülteni’nin 1998 yõlõ Temmuz ayõndaki 85. sayõsõnda yer almõştõr. Aydınlığa yönelişinin intikamını aldılar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle