23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Alman milli takımının saflarında Türk kökenli Mesut Özil’in yanı sıra Afrikalı futbolcular da var. Kan bağı konusunda en tutucu görünen Almanlar da bu yöntemi benimsedi. Fransa da öyle. 20. yüzyılın savaşlarına, savaş nedenlerine bakınca bütün ten renklerini bir takımın forması altında görmek ne güzel. Bu tablo için de söylenecek çok şey var ama, konunun bu yanını bir başka yazıya bırakalım. Beyaz adamın Afrikalı yerlilerle ilk tanışmasının ardından yaşananlarla ilgili ufuk turu yapalım. Önce kaynak açıklaması; Afrika gezilerim öncesinde en çok Prof. Türkkaya Ataöv’ün Afrika’daki hemen tüm ulusların mücadelelerini içeren kitabından yararlandım. 1441 yılında Moritanya kıyılarından 12 yerlinin Portekiz’e götürülerek satılmasının ardından Afrika’dan önce yaşlı kıta Avrupa’ya, ilerleyen yıllarda da yeni kıta Amerika’ya yeni bir ticaret alanı doğdu: Köle ticareti. 1441’deki 12 köleyi 1442’de 800 köle izledi. İlerleyen yıllarda katlanarak arttı. Asıl büyük ticaret ise 16. yüzyıldan itibaren Amerika’ya yönelik oldu. Burada yeni bir devletin kurulması, tarım alanlarının ve maden ocaklarının açılmasıyla birlikte yoğun emek gereksinimi doğdu. Yerliler hem yeterli değildi hem de onları yönlendirmek zordu. Oysa topraklarından koparılarak köksüzleştirilen Afrikalılar “her şey için” uygundu. 17. yüzyılda Afrika’dan Amerika’ya köle olarak götürülenlerin sayısının 7 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Uzun gemi yolculuğunda kölelerin yüzde 20’si yaşamını yitiriyordu. Onlar rakama dahil değil. Üç yüzyıl boyunca Afrika’dan Amerika’ya taşınan köle sayısının 150 milyon olduğu tamin ediliyor. Burada doğal olarak akla şöyle bir soru gelebilir: Bunca insanı nasıl köle olarak yakalayıp götürüyorlardı, hiç direnme olmuyor muydu? Elbette oluyordu. Özellikle ilk yıllarda bu ticaretin çeşitli güçlükleri vardı. Ancak beyaz adam zamanla bunun çözümünü buldu. Yerli kabilelerden bazılarıyla anlaştı; kıtanın iç kesimlerindeki öteki kabilelerden insan kaçırıp köle olarak limanda hazır hale getirme işini onlara havale etti. Özellikle kıyı kesimlerinde yaşayan kabileler bu işten ciddi kazanç elde eder hale geldi. Zamanla sadece köle ticaretine yönelik kentler oluştu. Kasları kuvvetli iyi bir yerli erkek kölenin Afrika kıyısıdaki fiyatı 30 demir çubuktu. Kadınların fiyatı ise 10 demir çubuk. Bazen limanlara o kadar çok köle getiriliyordu ki, gemiler almıyordu. 18. yüzyıldan itibaren Afrika kıyıları adını, ticareti yapılan “ürünlerden” almaya başladı: Fildişi Kıyısı, Köle Kıyısı, Altın Kıyısı, Tahıl Kıyısı... Köleliğin sona ermesi, emperyalizmin sorgulanmaya başlanmasının ardından Afrika halkları usul usul uyanmaya, bağımsız devletlerini kurmaya başladılar. 20. yüzyılda 50’yi aşkın devlet kuruldu. 21. yüzyılda pek çok büyük ülke Afrika’yı yeniden “keşfetmeye” başladı. Bunu da sonraya bırakalım... Dünya kupası sona yaklaşırken Afrika yazılarında da noktayı Nelson Mandela ile koyalım. Mandela hem ülkesinin bağımsızlığı hem de ülkesinde yaşayan tüm insanların eşitliği için mücadele etti. Bu öyle bir mücadeleydi ki, yıllarca hapiste tutulması bile onu etkilemedi. Onu Cape Town açıklarındaki Robben adasına hapsedenler, zamanla orada da büyümekte olduğunu görünce şu öneriyi getirdiler: “Her şeyden vazgeçtiğini açıkla, seni bugün serbest bırakalım.” Mandela buna hayır dedi. Kendisini mahkûm ettikleri duruşma sonrasında bile arkadaşlarına dönüp ilk şunu söyledi: - Amandla! Yani, güçlü olalım! Şairin dediği gibi, mesele esir düşmek değil, teslim olmamaktı... GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada çekildi. Gidişi gizlendi. Konutundan makam aracı çıktı. Araçta gazeteyi yüzüne tutarak okuyan biri var. Başbakan’ı izlemekle görevli gazeteciler bu kişiyi Başbakan sandı; oysa Başbakan ve ailesi Bodrum’da kadim dostunun beş yıldızlı otelinde. RTE; Stalin, Tito, Churchill gibi ünlü devlet adamlarının öldürülmek kaygısıyla dublör kullandıklarını okumuş olacak. Tarihe adlarını yazdıranlarla bizimki arasında elbette ufak fark olacak: Bizimki dublörü dinlenceye gittiğini kamuoyundan gizlemek için kullanıyor. Çankaya’daki AKP’linin küçük yaşta tüccarlığa soyunan oğlu Mehmet Emre, ABD’de Scholastic Aptitute Testi’nde öyle başarı sağlamış ki, Amerika’nın ünlü bütün üniversiteleri sıraya girmiş; aman bizde öğrenim gör diye yalvar yakar olmuşlar. Haberi manşetlere taşıyan medyamızın şişirdiği balon bir iğne darbesiyle sönüverdi. Oda TV’deki açıklamalara göre, meğer Emre’nin 800 üzerinden 800 alarak büyük bir başarıya imza attığı yazılan test; Amerika’da üniversite eğitimi almak isteyenlerin girmesi gereken Eğitim Yetenek Testi imiş ve bu sınav, Türkiye’deki üniversiteye giriş sınavlarından çok daha kolaymış. O kadar ki 2009 yılında bu testte 800 puan alanların sayısı 10 bin 52! Toplumsal önemdeki kimi konular daha çok TV’lerde tartışılıyor. Görsel medyanın üzerine gittiği konulardan biri Çevre Bakanı Veysel Eroğlu’nun eğlence yerlerinde müzik sesinin 23.59’da kapatılmasına ilişkin kararı açıklaması. Özellikle Kanal D ana haber bülteni İstanbul köy mü, ne demek o saatte müzik sesinin kapatılması diye Bakan’a veryansın ediyor. Bakan Eroğlu, CNN Türk’te Cüneyt Özdemir’e diyor ki; ya’vu müzik sesi kapatılacak demedik. İşletmelerden avaz avaz bağıran, insanların gece dinlenmelerini engelleyen “sesin” kısılmasını istedik. İstanbul’un ünlü eğlence yerleri sahiplerinin iddiası mı? Bu karar uygulanırsa zarar milyarlarca dolar. Ya insan sağlığı, huzuru? At çöpe! Sadece eğlence yerleri için geçerli değil bu uygulama diyor bakan... Ezanın gerektiğinden yüksek okunmasına da, her türlü çevre kirliliğine de karşıyız ve bu konuda önlemler alındığını söylüyor. (Bir de insanı rahatsız eden sesle ezan okunmasına son verilebilse.) Bir başka medyamızın karşı çıktığı ufak tefek bir olay. Kahvelerde sigara yasağına son veren uygulamanın kaldırılması. Kaç kahve var Türkiye’de? Diyelim ki beş yüz bin. Beş yüz bin kahve işletmecisinin -varsa- maddi zararına karşılık milyonlarca insanın sağlığı tartışma konusu ve ne yazık ki NTV kahve sahiplerini haklı gösteren yayınlar yapıyor. CHP Genel Başkanı’nın bugüne kadar açıkladığı, örneğin terörle ilgili üstü kapalı, sloganımsı politikalar ile… AKP Genel Başkanı’nın izlediği politikalar birbiriyle örtüşüyor. CHP de AKP de teröre karşı ortak akıl, ulusal mücadele platformu oluşturmak ve terörü ulusal bir sorun olarak birlikte çözmeyi içeren açıklamalar yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu son bir açıklamayla üniversitelerde türban yasağına bakışını açıkladı: “Herkesin okumasına olanak sağlayacağız. Bu konuda kimsenin endişesi olmasın” dedi ve RTE’nin türban sorununa değinirken sürekli açıkladığı olguya katıldı. RTE, türban sorununu çözmek için “Toplumsal destek var, fakat parlamenter destek yok” diyor. Kılıçdaroğlu da hem toplumsal desteği yaratacaklarını hem de “bu sorunu çözeceklerini” söylüyor. CHP, (iktidara gelirse) “aile sigortası” adında yoksula, işsize her ay para ödeyeceği bir sistemi savunuyor. AKP (hükümet) yoksula, işsize her ay para ödeyeceğini içeren bir planı yürürlüğe koyuyor. Kılıçdaroğlu, partisinin yeni çizgisini “Yeni Sol” olarak tanımlıyor. Genel başkanın bugüne kadar terörden türbana dek yaptığı açıklamalar, AKP Genel Başkanı ile örtüştüğüne göre… …insanın ülkemizin artık iki sol partisi var diyesi geliyor: CHP ve AKP! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 2 TEMMUZ 2010 CUMACUMHURİYET 16 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 2 Temmuz Oslo B 23 Helsinki B 19 Stockholm B 27 Londra Y 25 AmsterdamPB 29 Brüksel PB 32 Paris PB 33 Bonn A 32 Münih A 33 Berlin PB 33 Budapeşte B 28 Madrid Y 30 Viyana PB 28 Belgrad Y 27 Sofya Y 30 Roma A 23 Atina Y 26 Zürih B 28 Moskova B 25 Aşkabat A 37 Taşkent A 38 Bakû B 29 Bişkek A 32 Tiflis B 36 Kahire A 31 Şam A 32 İstanbul Y 28 Edirne Y 30 Kocaeli Y 30 Çanakkale PB 30 İzmir A 34 Manisa A 35 Denizli A 34 Zonguldak Y 26 Sinop Y 27 Samsun Y 28 Trabzon Y 25 Giresun Y 26 Ankara PB 30 Eskişehir PB 29 Konya A 31 Sıvas PB 28 Antalya A 32 Adana A 32 Mersin A 30 Diyarbakır A 39 Şanlıurfa A 39 Mardin A 34 Siirt A 36 Hakkâri PB 31 Van PB 26 Kars Y 26 Yurdun kuzey kesimleri parçalı bulutlu, Marma- ra’nın kuzeyi, Ka- radeniz ile Kars, Ardahan ve Iğdır çevreleri sağa- nak ve gök gü- rültülü sağanak, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı ülke ge- nelinde 3 ila 5 derece artacak. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, kamuoyunda artık bir ‘korku’ haline gelen yasadışı dinlemeler konusunda Cumhuriyet’e önemli açıklamalarda bulundu. Muhabirimiz Selda Güneysu’nun kaleminden okuyacağınız mülakat sırasında kendisinin de ‘dinleme mağduru’ olduğunu belirten Yıldırım’ın, ‘Suç duyurusunda bulundunuz mu’ sorumuza verdiği “Sonuç alabileceğimi düşünmedim” yanıtı Türkiye’nin içinde bulunduğu çarpık durumu ortaya koymaya yeterli. Yıldırım, görüşmemizde Türkiye’de vatandaşların telefon görüşmelerinin süresindeki artışa ilişkin çarpıcı rakamlar da verdi: Türkiye’de toplam konuşma süresi bir önceki yıla göre yüzde 24.5 artarak 126 milyar dakikaya ulaşmış. Çekilen kısa mesaj (SMS) sayısı yüzde 28 artarak 122 milyarı aşmış. İyice popüler hale gelen cep telefonlarıyla konuşma sürelerimiz de altı yıl öncesine göre 4 kat artarak ayda 200 dakikaya ulaşmış. Bakan Yıldırım’ın konuşma sürelerindeki uzamayı öne çıkaran açıklamaları, ülkemizde özellikle AKP iktidarı döneminde zirveye tırmanan ‘dinlenme paranoyasını’ ne yazık ki ortadan kaldırmaya yetmez. Zaten kendisi de bunun farkında ve toplumda dinlenme korkusunun devam ettiğine işaret ediyor demecinde. Bu konudaki yanlışlıkların neler olduğunu anlamak için Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Devlet Denetleme Kurulu’nun son derece ciddi tespitlerinin yer aldığı raporlara bir göz atmak yeter de artar bile. Yıldırım, anayasa ve Türk Ceza Kanunu’na göre suç teşkil eden ‘yasadışı dinlemelerin’ önlenmesi amacıyla hükümet olarak yeni yasal düzenlemeyi tamamladıklarını da açıkladı. Kısa süre içinde TBMM gündemine gelecek yeni yasa tasarısı ile özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun cezası arttırılırken bu ceza hükümlerinin ertelenmesi ya da para cezasına çevrilmesi gibi imkânlar da ortadan kaldırılacak. Yeni yasal düzenlemenin en önemli unsurunu ise eskiden ‘mağdurların başvurusu koşuluna’ bağlı olan dava açma sürecinin, bundan sonra savcıların inisiyatifine bırakılması oluşturuyor. Yasa yürürlüğe girdiği takdirde savcılar ‘mağdurların da iznini alarak’ yargı sürecini başlatabilecek. Yıldırım dava süreçlerinin savcılara bırakılması, cezaların arttırılması ve infazında indirime gidilmemesinin Türkiye’deki yasadışı dinlemeler konusunda ‘caydırıcı’ etki yapacağına inanıyor. Bakalım cezalar artınca yasadışı dinlemenin önüne geçilebilecek mi? YouTube yasağı nasıl çözülür? Ulaştırma Bakanı’nın gündeminin bir başka önemli konusu ise Türkiye’yi dünyada ‘yasakçı ülke’ konumuna sokan YouTube yasağı. İkinci yılını dolduran yasak konusunda Yıldırım, bir tarafta Türk bağımsız yargısının kararlarına karşın işbirliğine yanaşmayan internet devi Google (YouTube’un sahibi) ile, diğer tarafta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dahi aralarında yer aldığı interneti özgürce kullanmak isteyen milyonlar arasına sıkışmış durumda. “Herkes yaylım ateşinde, bize saldırıyor” diyen Yıldırım, çözümün Türkiye Cumhuriyeti yasalarına ve yargı kararlarına uygun olmak zorunda olduğuna işaret ediyor. Herkesi mutlu ederek yasağın kalkmasını sağlayacak bir yol da var: Google şirketinin, 23 ülkede olduğu gibi Türkiye’de yerli sürüm bir siteye dönüşmesi. Ancak şu ana kadar yapılan 5 tur toplantıda, Google yönetimi Türkiye’nin çağrılarına kulak asmışa benzemiyor. Eğer dinlerlerse, Bakan Yıldırım ve hükümetimize bizim pratik bir önerimiz olabilir: Kaliforniya merkezli internet devi Google ve onun, ABD Başkanı Barack Obama’ya seçim kazandıran yakın dostlarından olan CEO’su Eric Schmidt’i Ankara’da masanın karşısına oturtabilmenin belki de en etkili yolu Washington yönetimini devreye sokmaktır. Bunun için ABD yönetimine ve Türkiye’de iş yapan Amerikan şirketlerine, ‘Google tarafından muhatap alınmamaktan duyduğumuz rahatsızlığı’ birazcık hissettirmek gerekir. ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER Ceza ‘Dinlemeyi’ Önler mi? utku.cakirozer@cumhuriyet.com.tr Yurt Haberleri Servisi - Si- irt’in Pervari ilçesinde çõkan ça- tõşmada, 2 asker ve 3 köy koru- cusu şehit oldu; 1 astsubay ve 1 er yaralandõ. 12 teröristin öldü- rüldüğü operasyonda insansõz hava aracõ da kullanõldõ. Siirt’te teröristler Doğan köyü yakõnõnda konuşlu Komando Ta- buru’nun, komşu Sarõyaprak kö- yü yakõnlarõndaki koruma üs bölgesine 5 ayrõ noktadan roke- tatar ve uzun namlulu silahlarla saldõrdõ. Teröristlerin bir bölümü değişik noktalardan ateş açarken bir grup da taburun koruma üs bölgesine sõzma girişiminde bu- lundu. Komando Taburu’ndaki askerlerin anõnda karşõlõk ver- mesi üzerine koruma üs bölge- sine giremeyen teröristlerin aç- tõğõ ilk ateşle 4 asker yaralandõ. Hemen helikopterle hastaneye kaldõrõlan yaralõ askerlerden Üs- teğmen Mustafa Çuhadar ve Uzman Çavuş Yunus Berber, tüm müdahalelere karşõn kurta- rõlamayarak şehit düştü. Yaralõ astsubay ile erin tedavilerinin ise Şõrnak Asker Hastanesi’nde sür- düğü bildirildi. İHA’lar bölgeyi taradı Üs bölgesine saldõrõyla eşza- manlõ olarak diğer bir terörist grup, Doğan köyü – Sarõyaprak yolunun emniyetini sağlayan geçici köy korucularõna pusu kurdu ve bu saldõrõ sonucu da ge- çici köy korucularõ Şevket Ba- bat, Halit Bulut ve Mehmet Kaplan şehit oldu. Saldõrõlarõn ardõndan teröristlerin bulundu- ğu noktaya insansõz hava aracõ (İHA) gönderildi. İHA tarafõn- dan tespit edilen görüntüler doğ- rultusunda, teröristlerin kaçõş noktalarõna helikopterle ateş edildi. Aynõ zamanda bölgeye takviye yapõlarak komandolar ta- kip ve arazi taramasõ yaptõ ve te- röristlerin bulunduğu noktaya Teröristler saldõrdõ 2 asker ve 3 korucu şehit oldu. 12 terörist öldürüldü Pervari’de çatõşma ulaştõ. Çõkan çatõşmada 12 te- rörist öldürüldü. Bölgede ope- rasyonlarõn sürdüğü bildirildi. Şehitler 23. Jandarma Sõnõr Tü- men Komutanlõğõ’nda düzen- lenen törenin ardõndan memle- ketlerine gönderildi. 2gün sonra gelecekti Çatõşma’da şehit düşen Üs- teğmen Mustafa Çuhadar’õn Is- parta’nõn Eğirdir ilçesine tayini- nin çõktõğõ ve 2 gün sonra görev yerinden ilişiğini keseceği bildi- rildi. Çuhadar’õn Konya’nõn Sel- çuklu ilçesinde yaşayan ailesi acõ haberle yõkõldõ. Şehidin babasõ Ertuğrul, annesi Kamuran ve üniversiteye hazõrlandõğõ belirti- len kardeşi gözyaşlarõna boğuldu. Şehidin bir kardeşinin de Anka- ra’da teğmen olarak görev yaptõğõ bildirildi. 112 Acil Servis ekipleri, fenalaşan şehidin yakõnlarõna müdahale etti. Şehit evine Türk bayrağõ asõldõ. Şehidin eşinin Si- irt’te sõnõf öğretmenliği yaptõğõ ve 1.5 yaşõnda Mehlika Nur isim- li kõzlarõ olduğu, şehidin dün an- nesiyle telefonda konuştuğu “Be- ni merak etmeyin, yakında ge- leceğim” dediği belirtildi. Kon- ya’daki cenaze törenine katõlan Milli Savunma Bakanõ Vecdi Gönül, şehidin yakõnlarõna baş- sağlõğõ diledi. Şehit üsteğmen ikindi vakti Mürşit Põnar Cami- si’nde kõlõnacak cenaze namazõ- nõn ardõndan Konya Şehitliği’ne defnedildi. Geçici görevle gitmişti Saldõrada şehit olan piyade Uzman Çavuş Yunus Berber’in Karaman’õn Ermenek ilçesine bağlõ Yukarõ Çağlar köyündeki baba evinde de büyük acõ ya- şandõ. Şehidin Bayburt 48. Pi- yade Tugayõ’ndan geçici görev- le Siirt’e gittiği bildirildi. Köylülerin ailesi davacı oldu: Hatay’õn Hassa ilçesinde konuşlanan güvenlik güçlerinin ateş açmasõ sonucunda yanlõşlõkla 2 köylünün öldüğü, birinin yaralandõğõ olayla ilgili aileleri, İçişleri Bakanlõğõ ile Hassa Cumhuriyet Başsav- cõlõğõ’na davacõ olduklarõna dair dilekçe verdi. Kandil’den gelenlere 15 yıl: Terör örgü- tü PKK’nin Kandil ve Mahmur kamplarõndan gelen grubun içinde yer alan 3’ü tutuklu 7 sa- nõğõn yargõlanmasõna Diyarbakõr 5. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sanõklar için 15 yõla kadar hapis cezasõ istendi. İkisi de tutuklandı: Zonguldak’õn Ereğli il- çesinde sac tüccarõ Kenan Ö. (25) ile 5 Aralõk 2009’da kendi yerine askere gönderdiği belirti- len Ahmet D. (28), savcõlõğõn itirazõ sonucu tekrar mahkemeye sevk edildi. Mahkeme heye- ti iki zanlõnõn tutuklanmasõna karar verdi. Adliye çıkışında kurşun yağmuru: Erzu- rum’un Tekman ilçesinde, 2005 yõlõnda Abdul- kadir Sarõ tarafõndan öldürülen Mehmet Hatip Aktaş’õn 12 yaşõndaki oğlu M.A, Tekman Adli- yesi’nde Sarõ’nõn kardeşleri Yõlmaz Sarõ ve Emin Sarõ’ya silahla ateş açtõ. M.A, silahõndaki mermilerin bitmesi üzerine yerde yatan İhsan Sarõ’yõ sõrtõndan bõçakladõ. İhsan Sarõ olay ye- rinde ölürken Emin Sarõ da ağõr yaralandõ. Dekanın profesörlüğü alındı: Bozok Üni- versitesi Tõp Fakültesi Dekanõ H. Zafer Acar’õn, “profesörlüğe yükselme yeterliliğini taşõmadõğõ” gerekçesiyle profesörlük unvanõ alõndõ. Matematik dehası parayı reddetti: Dünyanõn en zor matematik problemlerinden birini çözen Rus matematikçi Dr. Grigoriy Pe- relman’õn kendisine verilen 1 milyon dolarlõk para ödülünü almayacağõ bildirildi. Diyanet’e 1 yılda 17 bin kadro: Diyanet İşleri Başkanlõğõ Teşkilat Yasasõ Tasarõsõ, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Böyle- ce kuruma 7500 kadro daha eklenerek ihdas edilen toplam kadro 17 bin 774’e yükseldi. Süper Loto çekildi: 10, 19, 25, 32, 37, 44 Şehit Üsteğmen Mustafa Çuhadar Konya’da düzenlenen törenle top- rağa verildi. Şehidin eşinin Siirt’te öğretmenlik yaptığı öğrenildi. (AA) Haber Merkezi - Adana Emniyet Müdür- lüğü’nün, ‘acil’ başlõklõ yazõyla PKK üyesi bir kadõnõn ‘canlı bomba’ olarak eylem yapa- cağõ bilgisini tüm güvenlik birimlerine dağõt- tõğõ Perşini Bilen, basõn toplantõsõ düzenledi. İHD İzmir Şubesi’nde basõn toplantõsõ düzen- leyen Bilen, yargõsõz infaz yapõldõğõnõ belirte- rek “Canlı bomba iddialarına sadece gülü- yorum. Hiçbir yere kaçtığım yok, burada market işletiyorum. İki gündür hayatım alt üst oldu, dışarıya bile çıkamıyorum. Haya- tımdan endişe ediyorum” dedi. Kendisini ihbar edeceğini belirten Bilen basõn açõklama- sõnõn ardõndan İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne gitti. Dilekçe veren Bilen, hakkõnda bombacõ olduğuna dair bir bilgi ya da arama kararõnõn bulunup bulunmadõğõna dair cevap istedi. ANKARA (AA) - Terör örgütü PKK’ye yönelik operasyonlarõ genişleten Suriye gü- venlik güçleri, Halep, Kamõşlõ, Afrin, Ha- seke ve Rakka kentlerinde eşzamanlõ ger- çekleştirilen operasyonlarda terör örgütü mensubu olduğu bildirilen 400 kişiyi gözal- tõna aldõ. Gözaltõna alõnan kişilerin “terör örgütü üyesi olmak, zorla para topla- mak, Suriye topraklarını bölerek ayrı devlet kurma girişiminde bulunmak ve ülkede yaşayan Kürtleri etnik ve dini olarak bölmeye çalışmak” suçlamasõyla sorgulandõklarõ belirtildi. Öte yandan, Suri- ye, Haseke kentinde terör örgütü PKK’ye lojistik destek sağlayan Kürt kökenli ailele- re devlet tarafõndan kullanõm hakkõ verilen topraklarõn geri alõnacağõ ifade edildi. ‘Canlı bomba olduğum iddiasına gülüyorum’ Suriye’de PKK’ye büyük darbe: 400 gözaltı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle