10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 16 MAYIS 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 19 ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Haydi Diyarbakır’a! Önümüzdeki günlerde edebiyat ve kitap dünyamızın odağı Diyarbakır olacak. Çünkü 18-23 Mayıs tarihlerinde TÜYAP 1. Diyarbakır Kitap Fuarı yapılıyor. Diyarbakır… Diyarbekir… Diyar-ı Bekr… Arap tarihçilere göre “Kara-Amid” ya da “Amid-i Sevda”… Roma ve Bizans tarihçilerine göre Amida, Amed, Emit… Asur hükümdarından kalan kılıç kabzasında görülen ilk adıyla Amid… Hani Bejan Matur o destansı “Doğunun Kapısı Diyarbakır” kitabında der ya: “Adı bir hançerde görülünce önce, kanla devam etmiş / Şehrin adı ilkin bir kılıç kabzasına yazıldığından belki, Amid’de kavga hiç bitmedi” diye… İlk kez bunca büyük çaplı bir kitap fuarı düzenleniyor Diyarbakır’da. 90 kadar yayınevi ve sivil toplum kuruluşu, 400 kadar yazar, şair, bilim insanı katılıyor, sayısız panel, söyleşi, konferans düzenleniyor. Programı inceledim, Diyarbakır ve Kürt edebiyatı üzerine yoğunlaşan paneller özellikle heyecan verici. 70’li yıllardan beri giderim Diyarbakır’a. Malum o zaman büyüklerimize göre “Kürtçe” diye bir dil yoktu. Hem zaten, “Kürt” de yoktu. (Başka ülkelerde “Kürt” olabilirdi; ayrıca komşunun Kürtleri iyi Kürtlerdi, onlar sayılmazdı...) Neyse oralardan nerelere geldik… Şimdi Diyarbakır Kürt Enstitüsü, İstanbul Kürt Enstitüsü, Viyana Üniversitesi Kürdoloji Bölümü’nden konuşmacıların, Hollanda ve Venezüellalı Kürt dili uzmanlarının, sürgündeki kimi Kürt yazarların da katılacağını bilmek iyi oluyor. Programın en iyi tarafı, İstanbul, İzmir, Adana fuarları gibi tüm bu etkinlikler üst üste aynı zaman dilimine sıkıştırılmamış. Onu mu şunu mu dinlesem diye kıvranıp durmuyorsunuz. Siz konuşma yaparken yan salondaki paneli ya da şiir dinletisini kaçırmış olmuyorsunuz… Herkes her istediğini izleyebiliyor! Dilimde Ahmed Arif’in dizeleri, aklımda Mehmed Uzun’un bıraktığı boşluk, bir de yüreğimde illa ki de Esma Ocak, Diyarbakır’a gidiyorum. Biliyorsunuz (bilmiyorsanız öğrenmelisiniz) herkesten önce Esma Ocak mercek altına aldı Güneydoğu’da kadını; ilk o yazdı halen süregelmekte olan kadın hallerinin kitaplarını… TÜYAP 1. Diyarbakır Kitap Fuarı’na, yolu açık olsun diyorum. 19 Mayıs Çarşamba günü Ataol Behramoğlu ve ben, fuarda, “Cumhuriyet Kitapları” standında olacağız, yolu düşenleri bekleriz. Geçen haftadan kalanlar Yerim az, not olarak aktarıyorum: Geçen haftanın muhteşem olayları çoktu: - “1. Andante Ödülleri” gecesiydi. Hem klasik müziğin her alanını kapsaması, hem de seçimler, organizasyon, katılım, gecenin akışı, yankıları muhteşemdi. Serhan Bali’yi ve tüm emek verenleri kutlarken, yeniden haykırıyorum: “Andante” dergisini yaşatmak boynumuzun borcu! Çağdaş ve evrensel değerlere inanıyorsanız bu dergiye abone olun! - Leyla Gencer ölümünün ikinci yıldönümünde, Antonio Pirolli’nin yönettiği İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosu’nun konseriyle Süreyya Sineması’nda, “Opera Günleri” çerçevesinde anıldı. Mozart “Requiem”inin böylesine yüreğime dokunduğunu az hissetmişimdir! Şefe ve yorumculara sonsuz teşekkürler. - Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın mevsimin son konseri önceki gündü. Şef Sascha Goetzel yönetiminde, solist Anne Gastinel’den, Dvorjak’ın ünlü viyolonsel konçertosunu dinlemek, insanı yaşama bağlayan eşsiz bir deneyimdi. - Tiyatro Festivali doludizgin sürüyor! Bu yıl yerli oyunların da en az yabancı prodüksiyonlar denli ilgi çektiğini görmek sevindirici. - Bir de haftanın muhteşem olmayan olayı: Başbakan Yunanistan’a giderayak Baykal’a ilişkin yaptığı açıklamayla ahlak başkomiseri kesildiğini resmen ilan etmiş oldu. Haydi hayırlısı! [email protected] 0212 257 16 50 [email protected] NOTRE DAME DE SİON EDEBİYAT ÖDÜLÜ Kültür Servisi - Bu yõl ikin- cisi gerçekleştirilen Notre Da- me de Sion Edebiyat Ödülü ‘Magnus’ isimli romanõyla Sylvie Germain ve romanõ Fransõzcadan Türkçeye çevi- ren Yıldız Ademoğlu Atlan’a verildi. Önceki akşam Fransõz Sarayõ’nda gerçekleşen ödül törenine Fransa Yüksek Öğre- nim ve Araştõrma Bakanõ Va- lerie Pecresse, Fransa’nõn Tür- kiye Büyükelçisi Bernard Emie, Fransa Kültür İşleri Böl- ge Direktörleri Başkanõ Vero- nique Chatenay Doltot ve da- vetliler katõldõ. Törende Notre Dame de Si- on Lisesi Müdürü Yann de Lansalut, ödülün bir yõl Türk- çe yazan bir yazara, ertesi yõl ise eseri Türkçeye çevrilen bir Fran- sõz yazara verildiğini belirterek ödülün amacõnõn Fransõzca ko- nuşulan ülkelerle Türkiye arasõn- da kültürel bağlantõlar kurulmasõ- na katkõda bulunmak olduğunu söyledi. Büyükelçi Bernard Emie ise Türkçe - Fransõzca dilleri ara- sõnda gerçekleşen çevirilerin ço- ğalmasõndan mutluluk duyduğunu belirtti. Fransa’daki Türkiye Mev- simi’nin, çağdaş Türkiye’nin Fran- sa’da daha iyi tanõnmasõnõ sağla- dõğõnõ dile getiren Bakan Valerie Pecresse, “Bugün burada Kül- türel İşler Direktörleri ile temsil edilen bölgelerimiz de Fransa’daki Türkiye Mevsimi’nin başarısında özel olarak belirleyici bir rol oynamışlardır” dedi. Ödülünü Fransõz bakanõn elinden alan Germain, “Baş- ka bir dilde okunuyor olmak benim için büyük bir şaş- kınlık. Özellikle Avrupa’nın kültür başkenti olmuş bir şe- hirde alıyor olmak çok daha özel kılıyor bu ödülü” şek- linde konuştu. Seçici kurul, “sorumlu ol- madığı bir tarihin yüküyle ezilen, binlerce insandan bi- ri olan Franz-Georg’un ken- di tarihini yeniden yazmak için verdiği hüzünlü savaşın öyküsünü” bu yõlki ödüle layõk bulurken jürinin seçiminde, Ger- main’in, “oyuncak ayısının kim- liğine bürünerek arayışını sür- düren kahramanını ilginç ve şi- irsel bir dille anlatmasının önem- li bir payı olduğu” belirtildi. Kültür Servisi - “Nihayet ger- çekten kötü bir adamı oynama fırsatını elde ettim” diyordu John Malkovich, prömiyeri 2007’de yapõlan “Şeytani Ko- medya”daki rolü için. Önceki akşam Lütfi Kõrdar Sergi Sa- rayõ’nda, işlediği seri cina- yetlerdeki kadõnlarõ temsil eden iki soprano ve onlara eşlik eden orkestra eşli- ğinde bu ‘kötü adam’õ izleme fõr- satõ bulanlar da en az onun ka- dar memnu- niyet için- deydiler. “Tehlikeli İlişkiler”, “ J o h n M a l k o - vich Olmak” gibi önemli film- lerin yõldõzõ, toplu- mun bir pop ikonuna dönüştürdüğü seri cinayetler işleyen gazeteci - yazar Jack Unterweger’in yaşamöyküsünü müzikli şiirsel bir dille aktarõrken, hikâye anlatõrken tõkabasa dolu sa- lon tarafõndan dakikalarca alkõş- landõ. Oyunun gösterimi öncesindeki basõn toplantõsõna orkestra şefi Martin Haselböck ve soprano Aleksandra Zamojska ile katõlan Malkovich, hikâyeyi okuduğun- da önce sadece yönetmeyi ama sonra cazibesine kapõlarak proje- de rol almak da istediğini söylü- yordu. Role daha çok John Leake’in üç yõl önce yayõmlanan “Entering Hades” kitabõ aracõlõğõyla Un- terweger’in hayatõ hakkõnda ipuç- larõ edinerek hazõrlanan Malko- vich’e bu oyun bir de yeni bir ka- põ aralamõş. Barok orkestra için yazõlmõş oyunla klasik müziğin derinliği- ni keşfetmesi bundan sonraki pro- jesinin de kaderini belirlemiş. Malkovich şimdi de “Şeytani Komedya”yõ beraber yönettikleri Michael Sturminger’le “Ca- sanova”ya hazõrlandõkla- rõnõ müjdeledi. Livaneli’nin konser kaydı DVD’de Kültür Servisi - Müzisyen, yazar, yönetmen Zülfü Livaneli’nin Harbiye Açõk Hava Tiyatrosu’nda 2009 yazõnda verdiği ve büyük ilgi gören konserin DVD’si IMAJ Yapõm tarafõndan müzikseverlerin beğenisine sunuluyor. On binlerce izleyicinin oluşturduğu dev koronun Livaneli’nin Güneş Topla Benim İçin, Yiğidim Aslanõm, Sus Söyleme, Leylim Ley gibi 22 klasik çalõşmasõna eşlik ettiği konserin DVD’si Blue Ray kalitesinde satõşa sunuldu. Aynõ zamanda bir görsel şölen olan bu konserin DVD’si tüm Türkiye’deki müzik marketlerde bulunabilir. Depremin politik belgeseli UĞUR HÜKÜM CANNES - ‘Start’õn heyecanõ uzun sürmedi. Cannes’õn mevsimlik süvarileri çarşamba sabahõndan iti- baren dörtnala şenliğe daldõlar. Fran- sa’nõn yalnõzca en uç güneybatõsõna sõkõşan bir yudumcuk keyifli hava, si- nemaseverlere adeta ne denli ayrõ- calõklõ olduklarõnõ hatõrlatmak için vardõ. Sinemayõ yalnõzca bir dinlen- dirme/eğlendirme aracõ olarak gö- remeyen bir ‘cemaat’e mensup olun- ca gündelik siyasi ve toplumsal ha- yata bulaşan seçki ne kadar çok olursa bizim keyfimiz de o denli ar- tõyordu. Angaje/siyasi sinemanõn yaşayan gerçek ustalarõndan, Altõn Palmiyeli İngiliz yönetmen Ken Loach’un son anda “Route Irish” başlõklõ filmiyle 10. defa yarõşmaya katõlacağõ haberi de sanki şenliğimize bir başka şenlik kattõ. Üstat bu defa Irak savaşõna giydiriyormuş. Şanghay 1966 doğumlu Çinli Wang Xiashuai’yõ özellikle “Bei- jing Bicycle”, “Shanghai Dreams” ve son filmi “In Love We Trust”tan hatõrlõyorduk. Sanatçõ “Chongqing Blues”da bir kez daha ülkesinin kalkõnma hõzõna paralel bir süratle kent(sel)leşen toplumun dev sosyal zindanlarõna itilmiş bireysel açmaz- larõna eğiliyordu. Pürüzsüz, sürprizsiz yalõn bir anlatõm, sağlam ve klasik bir senaryo fakat ağõr ve yeterince tutarlõ olmayan ve de yoran, duygulanma- mõza bile olanak tanõmayan aşõrõ patetik bir (b)akõş. Nefretle özlem arasõ gidip gelen iki baba-oğul iliş- kisi, “Sosyalist” Çin’den çok başka ufuklarda uçmaya başlayan bir genç- lik dünyasõ, berideki sosyal fondan yansõyan iki temel eksen filmin bel- kemiğini oluşturmuş. Festival başlamadan önce üstün- de en fazla konuşulan filmlerden bi- ri de L’Aquila depremi etrafõnda Berlusconi İtalyasõ’nõ anlatan “Dra- quila - L’Italia che trema/Sallanan İtalya” isimli belgeseldi. 2001’den bu yana 2 konulu film, bir de bel- gesel, “Viva Zapatero”yu imzala- yan Sabina Guzzanti, “İtalyanlar nasıl oluyor da Berlusconi gibi bir adamı iktidara getiriyorlar”õ an- la(t)maya çalõşmõş. Merakla beklediğimiz çalõşma, araştõrma yanõ kadar belli bir ey- lemciliği (aktivistlik) de içermiş. Aslõnda çoğunu gazeteci olarak ya- kõndan bildiğimiz Berlusconi dam- galõ skandal ve üçkâğõtlarõn dökü- münü belli bir İtalyan mizahõyla su- nan belgesel, son yõllarõn bazõ başa- rõlõ ajit-prop belgesellerinin çarpõcõ- lõğõnõ yakalayamamõş. Belki de Mic- hael Moore’da oldukça parlak ör- neklerini gördüğümüz bu tarz artõk sinema türlerine yerleştiği için zor beğenir olmuş olabiliriz. Yine de Guzzanti’nin cesur ve titiz çalõşma- sõ geniş kitlelere seyrettirilebildiği oranda görevini yerine getirmiş sa- yõlõr. Siyasi radikalliğini ticari başarõya dönüştürmesini ustalõkla bilmiş Oli- ver Stone ise “Wall Street”ten 23 yõl sonra dünyaya “Wall Street 2” ile sesleniyordu. “Wall Street: Mo- ney Never Sleeps” 2008’de başla- yan büyük mali krizi kendine dekor seçiyordu. Kahramanlarõysa genç bir borsacõ (Shia LaBeouf) ve ona vasilik ve yol göstericilik yapan iki büyük borsa bankacõsõ (Michael Douglas ve Frank Langella). Filmin genç idealist, üstelik de (utangaç sol- cu) çevreci borsacõ kahramanõnõn cep telefonu sinyalinin Ennio Morri- cone “spagetti western” müziği oluşu filmi gayet güzel simgelemiş. Hapiste bile yatmõş eski kötü, kötü- nün en kötüsünden intikamõnõ alõr- ken, iyi ve en iyi “mutlu son”a va- rõp muratlarõna eriyorlar. L’Aquila depremi çevresinde Berlusconi İtalyasõ’nõ anlatan Sabina Guzzanti’nin ‘Draquila’ adlõ filmi cesur ve titiz bir çalõşma. JosephK’ninadaletle‘Dava’sı Kültür Servisi - 17. Ulus- lararasõ İstanbul Tiyatro Festi- vali’nde, bugün ve yarõn, Al- man edebiyatõnõn en tanõnmõş yazarlarõndan Franz Kaf- ka’nõn, ölümünden sonra ya- yõmlanan tamamlanmamõş ro- manõ “Dava”yı, Andreas Kriegenburg’un yenilikçi yo- rumuyla izleyiciyle buluşturu- yor. Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde saat 20.30’da “Münih Oda Tiyatrosu Top- luluğu”nun sahneleyeceği oyunda, sebebini anlamadõğõ bir suç nedeniyle dava edilen Joseph K’nin, bu anlamsõz yargõ süreciyle mücadelesinin kasvetli hikâyesi anlatõlõyor. Joseph K.’nin yargõlanmasõnõ yavaş yavaş izleyiciye doğru eğilen ve oyuncularõn üzerinde dengelerini koruyarak gerçek- üstü koreografiler sergiledikleri dairesel bir platform üzerinde canlandõrarak adalet sistemine çarpõcõ bir eleştiri getiriyor. John Malkovich yönettiği ve rol aldõğõ ‘Şeytani Komedya’ oyunu ile tiyatro festivalinin konuğuydu Sahnede bir ‘kötü adam’ İSTANBUL TİYATRO FESTİVALİ’NDE BUGÜN 63. ULUSLARARASI CANNES FİLM FESTİVALİ Soldan sağa; çevirmen Yıldız Ademoğlu Atlan, yazar Sylvie Germain ve Bakan Valerie Pecresse. Fotoğraf: Vedat ARIK Sabina Guzzanti ‘Damdaki Mizahçı’ Kültür Servisi - Gazetemiz çizerlerinden karikatürcü ve mizah yazarõ Cihan Demirci bugün saat 12.30’da Trabzon Kanuni Anadolu Lisesi Salonu’nda ‘Damdaki Mizahçõnõn Gözüyle’ başlõklõ söyleşi yapacak. Söyleşi, Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derneği Trabzon Şubesi tarafõndan düzenlenen 4. ÇYDD Trabzon Kültür ve Kitap Şenliği kapsamõnda düzenleniyor. (http://www.trabzon.cydd.org.tr/) Germain, ödülünü Fransız bakandan aldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle