19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
DavidHume, hem felsefe yapma hem de felsefe alanındaki döneminin içkinleşmiş kalıplarını, üzerine bile düşünülmesi neredeyse yasak olan dini putları tüm radikalliğiyle sorgulamış, sorguladıkça da yeni düşünme yollarıaçmış ve yeni düşüncelerin gelişimine bir katkıda yoğun bulunmuş felsefe en önemli tarihindeki filozoflardan biri.ÖrsanK.Öymen, yayıma hazırladığıHume adlı kitabında bu büyük filozofu enine boyuna inceliyor Baver DEMIRCAN er defasında on sekiHzinci Iskoç yüzyıl filozofu David Humc’un adını büyük bir saygıylaünlü Alman filozof anan Immanuel Prolegonıena’da, Kant, kendisini dogmatik uykusundan uvımdıran ve çalışmalarma farklı bir yön vermesini sağlayanm Hume olduğunu beirtir. Hume’un özellilde kuramı (epistemoloji) bilgi alanında geliştirdiği düşünceler, sadece Kant üzerinde değil, daha sonraki dönemlerde etkili olmuş ve çok de oldukça çeşitli konuları kapsayan yapıtları temel kaynaklar haline gelmiştir. Orsan K. Oymen tarafından hazırlanan kitabı, hem olabildiğince Hume eksiksiz hem de Hume’a dair tüm anlamalarm önüne geçerek, yanlış felsefesini okurlara açma ve Hume’un Hume’un bütün yönleriyle Türkiye’de daha tanınıp incelenmesi adına temel iyi bir kaynak olma amacıyla kaleme alınT T OrsanK.Övrnenden bir felsefe araştbrmask Tüm Hume yönleriyle mış. Hume söz könusu olduğunda genel olarak yapıldığı gibi tüm ağırlığı kuramına vermemiş, bilgi kuramıyla bilgi çok yakın bağları olan diri ve ahlak hatta felsefesini, Hume’un çok az bilinen ruhun ölümsüzlüğü, intihar ve estetik üzerine görüşleri de esere katılmış. hem Oymen’in, giriş yazında hem de Hume’un eserlerinden hazırladığı seçme metinlerde suasalönceliği Hume’un din felsefesine vermesinde, Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu siyasal ve durumların yarattığı kargaşalarm sosyal çözümünde Hunıe gibi fiozoflara büyük ihtiyaç olduğu düşüncesi ağır basmış. Hume kitabı, Hume’un eserlerinden seçmeler bakımından çok zengin. Hatta, Hume’un Türkçede ilk defa yayınlanan yazıları bu kitabı daha da ayrıcalıklı kılıyor: “Ruhun Olümsüzlüğü Uzerine”, intihar Uzerine», “Beğeni Olçütü Uzerine”yazıları ve Ahlak ilkeleri adlı Uzerine Bir Soruşturma adlı kıtabından önemli birkaç bölüm, en Baylan tarafından ilk defa Ergün bu kitap için çevrilmiş. Ayrıca artık Hume’un, günümüzde ulaşılması olan ve neredeyse otuz çok güç yıldır basılmayan, Oruç Aruoba çevirisiyle 1976’da yayımlanan, A insanın nlama YetisiUzerineBir Soruşturrna’dan seçilen uzunca bir bölüm, Ovmen’in Hume kitabında yer alıyor ve bu eser, uzun bir aradan sonra yeniden ulaşılir hale geliyor. Hume kitabının bütünlüğünü kuran temel sorunlar, kitabın arka sayfasında şu şekilde ifade edilmiş: “İnsanın anlama yetisinin sınırları nedir?”, “Nedensellik ilkesi zihinde oluşur?”, “Tanrının varlığı, nasıl nitelikleri ve ruhun ölümsüzlüğü bilinebilir mi?”, “Din kitaplarmda öne sürülen mucizeler gerçekten olmuş mu?”, “İntihar ahlaken doğru “Benlik bir kurgu mudur?”, mudur?”, “Eylem ve seçimlerimizin temelinde akıl mı yoksa duygu mu yatar?”. “Toplumsal ve adalet nasıl sağlanır?” barış Oymen’in uzunca giriş yazısı ve Hurne’un eserlerinden yapılan ayrıntılı seçmeler okuyucuya, kitabın hazırlanma ve filozofun bu sorulara zeminini verdiği cevapları gösteriyor. Kendisiyle Hume kitabı hakkında yaptığımız esnasında, Oymen bu sorularm görüşme cevaplarmı özetle şu şekilde açildadı: “Hume’un bu sorulara verdiği yanıtlar dönemine göre oldukça radikal ve çarpıcı:. Hume, Tanrı’nın varlığının ve ruhun niteliklerinin, ölümsüzlüğünün ve din kitaplarında sözü geçen mucizclerin varlığının bilinemeyeceğini, bu konuların deneyim temeli akıl akıl ve temellendirilemeyeceğini, intiharın koşullarda ahlaken uygun belli olduğunu, izlenimden bağımsız bir benlik kavramının bir kurgu olduğunu, eylem ve seçinilerirnizin temelinde duygunun olduğunu, toplumsal barış ve adaletin de duygudaşlık temelinde oluşabileceğini savunuyordu. Bu, o güne kadar ortaya konan felsefi sistemlerin büyük çoğunluğu ve dinin iddialarının tamamı ile çelişiyordu. Bu açıdan felsefe tarihinde yeni bir çığır Hume, söyleyebiliriz. Hume’u anlamadım açtığını felsefe tarihinin akışını, felsefenin temel sorunlarını ve felsefenin geleceğini tam olarak anlamak olanaldı değil. Ne yazık ki Hunıe Türkiye’de çok az anlaşılmış, anlamaya çalışan kişiler tarafmdan yanlış anlaşılmış, çarpıtılnıış, da hem sözde Aydınlanmacı entelektüel hem de dinci kesimler tarafından insafsızca ve haksız yere kötülenmiş bir filozof Bu kitabın artık tüm bu yanlış oldu. anlamaları ve çarpıtmaları, ayrıca din Türkiye’deki fetişizmini ortadan dair kaldıracağına bir umut taşımak istiyoruni.” Dünya 2011’de doğumunun 300. yılında ume’u çeşitli etkinlilderlerle, H konferanslarla, sempozyumlarla ve yayınlarla anmaya hazırlanırken, de bu Türkiye’de kitabın basılması, ayrıca anlamlı ve önemli bir gelişme niteliği taşıyor. Hume! YayımaHazırlayan: Örsan K Oymen/ Say Yaymları/ 488 s. Fügen o Fügen Kıvılcımer’inn bir Öyküdenoluşan ve kendi çizimlenninde yer aldığı ilköykü kitabı Sıkılıyor, Canım çoğunlukla kaybetmiş olanlara sesleniyor. sinemanın Kitapta görselliğini, tiyatro sanatının inceliklerini bütün bulmanızmümkün. 11Engin TURGUT Kıvılcımer’in yıllardır beklenen Canım Sıkılıyor adlı öykü kitabı geçtiğimiz Fügen günlerde nihayet çıktı da can sıkıntınıız bir nebze olsun azaldı. Oykücülüğümüzün kıvırcık, kizil saçlı ve çok renkli bir kadınıdır o! Kendisini yirmi beş yıldan beri tanırmı, güzel yazar, iyi şiir bilgisiSAYFA 18 Canım Sıkılıyor ne sahip olduğu kadar, güzel de şiir okur ve resim sergilcri açabilecek kadar da boyayı oldukça harika kullanır. Erol Bilgin. Hasan Kavruk, Burhan Uygur ve Cihat Burak’ın da çok sevdiği, neredeyse olduğu bir edebiyat aşık insanıdır. On bir öyküden oluşan ve kendi d çizimleriyle e bezenmiş bu kitabı aslında önceleri çıkmalıydı. Ama olsun, çok nasıl olsa bir ‘ilk kitap’ gibi durmuyor zaten. Bu yerinde duramayan öykücümüz Kıvılcımer ‘yaramaz ve Fügen haylaz’ çocukluk dönemi geçirmiş, bir yaşadığı hayatlar, okuduğu onca kitaplar, çocuk yuvalarında çalışırken yoksulluğa ve sefalete tanık oluşu, Türkan Saylan’la tarıışması ve cüzamla savaş demeğinde bir dönem kadın kolu başkanlığını hayata bakışını ve yazma üstlenmesi tutkusunu derinden etkilemiştir. Fügen Kıvilcımer’in öykiilerini arka okurken, fonda asi ve asil bir denizin ruhumun kıyılarına çarpan dalgaların sesi ve sis yüzlü kadınların hüzünlü nefesi duyuluyor. Kendi öykülerini kaybetmişler yazıyor sanki. Hayatın için kalbini yoklayarak yazmak zor iştir. özel’ ‘Kişiye öyküler değil bunlar. Her kendinden bir şeyler bulabileceği bireyin öyküler olmasının yanı sıra, edebiyat görgüsü ve zevkinin alnmdan öperek, bizleri hakikat olanın şarkısına, hayat olanın düşlerine itina ile götürüp, usulca bırakıyor bizi orada, kendimizle! Canım Sıkılıyor adlı öykü kitabını okurken insan olmanın, insan devrimci bir kalmanın, baş döndürücü güzelliğini yaşanıanız mümkün. “Asıl suçlu kırmızı ruj” mudur, bunu pek bilemesek de öykücünün dünya ile kendi arasındaki sıkışmışhğmı, uyumsuzluğunu, yalnızlığını sezebiiyorduk. Çalışma odasınm bir köşesinde Ece Ayhan’ın kullandığı daktilosuna bakıp elde hüziinlenmemek midir? Oykücü Kıvılcımer, “can sıkıntısı yılında” Fügen doğduğunu söylüyor. “Canı Sıkilan Kukumav Burcu”; bu öykümüzü daha yakından tanımak için, otobüse binin, “Göğe Bakma mm, Durağı”nda bu durağın karşısında Dario Fo Caddesi’ni göreceksiniz, hemen Cemal Süreya Sokağı’na sapin, karşınıza kahvesi çıkacaktır. Şimdi Lorca soluklanıniraz. Beckett size balkondan b el sallayacaktır. İşte o balkonun altında ‘avlu’ adında bir meyhane bulunur. Meyhaneye girin, kendinize bir kadeh rakı, kavun, beyaz peynir söyleyin. Herkes oradadır ve birazdan Edip CUMHURİYET KıTAP SAYI 1088
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle