28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
SAYFA 16 CUMHURİYET 23 ARALIK 2010 PERŞEMBE Sultanahmet, Sirkeci ve Beyazıt’ta 90 cadde ve sokak yeni yılla birlikte araç trafiğine kapanacak Tarih yayalara kalacak İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) kararıyla Sultanahmet, Sirkeci ve Beyazıt’ı da içine alan alanda 90 cadde ve sokak 1 Ocak 2011 tarihi itibarıyla trafiğe kapatılarak yayalaştırılacak. Kararla birlikte bölgeye yalnızca resmi araçlar, vilayet, konsolosluk, zabıta ve polis araçları, PTT ve bankalara ait araçlar, itfaiye ve cankurtaran araçlarına 24 saat girişçıkış yapabilmesine olanağı tanınırken yayalara bırakılmış alanlara da park yapılamayacak. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, çok ciddi turizm potansiyeli olan bu alanda yayalaştırma çalışmalarını yıl başından itibaren TÜRSAB ile birlikte ilgili dernek ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte yaptıklarını, amaçlarının bu çalışmaların turizm potansiyeline engel olmamasını da sağlamak olduğunu söyledi. Gemiyle gezen turistlerin çok kısıtlı zamanları olduğuna işaret eden Demir, bu yolcuların kısa zaman içinde hem İstanbul’u görmesi, hem uygun zaman geçirmesi hem de alışveriş yapabilmesi için düzenleme yapmak durumunda olduklarını belirtti. Demir, TÜRSAB’ın da istemi üzerine 2010 yılına mahsus olarak cruise yolcularını taşıyan otobüslerin sadece Sultamadıkları için Yerebatan Sarnıcı’nın üzerinde durmaya başlamışlardı. Orada da sarnıç zarar görür diye endişe duyduk. Bunun çözümünü Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi ile görüştük. Gemilerin yanaştığı Salı Pazarı ile Sultanahmet Meydanı’ndaki trameyle bu Yeni düzenlem k. vay durağının arkasıgörüntüler tarihe karışaca na bir tane durak yaparak ve mevcut tramvay yolunu kullanmak suretiyle gemi yolcularının belki özel bir tramvayla Sultanahmet ve Beyazıt’a taşınmaları ve bunların tekrar demiryolu ile Salıpazarına götürülmesi çalışnahmet Meydanı’ndan girip, ması var. Proje tamam. AnAyasofya yönüne dönmeleri cak bazı bürokratik engeller için bir yer ayarlandığını kayvar. Onlara da derdimizi andetti. Demir, söz konusu uylattık. Umuyorum onları da gulama uyarınca her otobüsün aşacağız ve en kısa zamanda ancak 15 dakika kalabildiğini, önümüzdeki seneye turizm yolcularını bıraktıktan ya da sezonuna onu yetiştireceğiz. aldıktan sonra ayrıldığını beBu Büyükşehir Belediyelirterek, özetle şunları söyledi: si’nin desteği ve gayretiyle “Bizim yayalaştırma progerçekleşecek bir proje. jemiz zaman zaman turistleToplam 2 milyon TL’lik bir ri sıkıntıda bırakıyordu. Ayproje. Mayıs ayına yetişir dirılan otobüsler burada dura ye ümit ediyorum.” Fotoğraf: SERKAN YILDIZ DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ Demokratik Parçalanma!.. Yaa, işte böyle!.. Siz gerçekten BDP’nin, daha doğrusu PKK’nin ve tabii ki Öcalan’ın iki dil talebiyle yetineceğini mi sanıyordunuz?.. Öyleyse çok safsınız!.. Tayyip Bey daha “demokratik açılım” lafını ağzına aldığında İmralı’daki mahkum, “Yol Haritası” adını verdiği, önceki gün Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından bir bölümü açıklanan “Bağımsızlık Manifestosunu” yazmıştı bile!.. İktidarın el koyduğu, tamamının açıklanmasına izin vermediği “Yol Haritası”na bakın, DTK’nin açıkladığı hedeflerle neredeyse kelimesi kelimesine aynı olduğunu görürsünüz.. Öcalan’ın emriyle Diyarbakır’da toplanan “Demokratik Özerklik Çalıştayı”nın bildirisine bakalım: Hedef Özerk Kürdistan’ın inşası. Bu özerkliğin inşası için siyasal, hukuki, öz savunma, sosyal, ekonomik, kültürel, ekolojik ve diplomasi alanlarında örgütlenmeye gidilecek. Demokratik Özerk Kürdistan Toplum Kongresi, TBMM’ye kendi temsilcilerini göndererek ortak vatan politikalarına dahil olacak. Kürtler kendi öz savunma gücünü kuracak, kendi bayrak ve sembollerini kullanacak. Kürtçe kamusal alanda kullanılacak ve eğitim dili haline getirilecek... Özetleyerek alıntı yaptığım bu açıklama ne demektir biliyor musunuz, Türkiye’nin parçalanmasıdır!.. Kendi bayrağı, kendi ordusu, kendi ekonomisi, kendi diplomasisi, kendi hukuku... Bir para basmadıkları kalmış, hiç kuşkunuz olmasın ona da sıra gelecek... Önce bu noktaya gelinmesine pek değerli katkılarda bulunanları bi güzel kutlamak istiyorum: Öncelikle, “açılım” diye yeri göğü inletip bugün sesi soluğu çıkmayan Tayyip Bey iktidarına kocaman bir aferin... Bu noktaya gelinmesinde unutulmaz hizmetleri bulunan liberal, dinci tüm tetikçiyanaşmalara ise en okkalısından bir helal olsun!.. Bitti sanıyorsanız, istediklerinin tümü budur diye düşünüyorsanız yine yanılıyorsunuz!.. Bakın BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “büyük projeyi” nasıl anlatıyor: Kürt sorunu derken, kendi anavatanında kendi kendini yönetme ve kendi kaderi hakkında söz sahibi olma arayışı içerisinde olan bir halkın sorunundan söz ediyoruz… Türkiye yaklaşık 2025 idari bölgeye ayrılabilir. Biz il genel meclisleri ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında bir yerde konumlanmış ‘Bölge Meclisleri’ öneriyoruz. Bu sistemde TBMM dış ilişkiler, ulusal savunma, genel maliye hizmetlerini elinde bulunduracak, adalet ve eğitim gibi hizmetler de yerel yönetimler ile birlikte yürütebilecek, geri kalan bütün yetkiler ise bölge meclisine devredilecek... Biz iktidara ‘bu talebi de görmek zorundasın’ diyerek demokratik baskı uyguluyoruz… Eğer bu özerk yönetimler için ek tedbirler alınmazsa Türkiye’de 20 tane küçük ulus devletçik yaratmış oluruz… Öcalan’ın kafasından, Demirtaş’ın ağzından çıkan bu “proje” yeni değil, geçen yüzyılın başında çok uğraşılan ancak Türk ulusu tarafından paramparça edilen senaryonun yeni yüzyıla uyarlanmış hali!.. Üstelik Demirtaş (yani Öcalan), “20 küçük ulus devletçiğe bölünme” tehdidini de açıkça ortaya koyuyor, tıpkı 1919 sürecinde olduğu gibi!.. Prof. Ümit Özdağ, “Irak, iki savaş yaşayıp ardından işgal edildikten sonra Kürdistan projesi hayata geçirilebildi... Türkiye ise savaşsız, işgalsiz demokratik bir şekilde, özgürce parçalanıyor!” diyor... Tabii, Türk milleti izin verirse!.. Sultanahmet Meydanı yenileniyor İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin kararıyla yayalaştırılan Sultanahmet Meydanı’nın zemini özel kesim granit taşlarla yenileniyor. Çalışmalar hakkında bilgi veren Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, yürütülen projenin 7 milyon TL’lik maliyetinin İstanbul 2010 Kültür Başkenti Ajansı tarafından karşılandığını söyledi. Demir, “Umut ediyorum ki 5 ay içinde turizm sezonunun tam açılacağı döneme Sultanahmet Meydanı etrafındaki muhteşem eserlerle uyumlu hale getirilecek” dedi. Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman da uygulamayı olumlu bulduklarını belirterek, bu noktada özellikle turist otobüslerinin meydana girişinin nasıl organize edileceği sorusunun önem kazandığını belirtti. Kahraman “Bu araçlar için bir an önce çare üretilmesi gerek. Tabii ki bunları yaparken UNESCO Dünya Miras Listesi içinde olan bir bölgede çalışıldığının unutulmaması şart” dedi. CHP’nin 15. Olağanüstü Kurultayı PERİHAN ERGUN 60 yılı aşkın süredir 34’üne katıldığım, katılamadığım zaman da dikkatle izlediğim kurultaylardan 15. olağanüstü kurultayın en ilgi çekeni olduğunu söyleyebilirim. Ne yazık ki rahatsızlığım nedeniyle bu umut içeren kurultaya katılamamanın bahtsızlığını da yaşadım... Görüntülerde sabahın erken saatlerinde Arena Spor Salonu önünde toplanan yoğun kalabalık öncekilerin çok üstündeydi. İlaveten delegelerin Sayın Kılıçdaroğlu’nun tercihi olan blok listeye eksiksiz onay vermelerini de ‘umut’un yansımaları olarak yorumladım. Bu duyguyu ilk yaratan merhum Ecevit’ti. Şimdi de bunu Kılıçdaroğlu’nda gözlüyorum. Halktaki umudun kökeninde doğaldır ki onları ve emeği kucaklayış yatmakta. Dünyada tüm sosyal demokratların baş ilkesi de budur. CHP’nin toplumun gözüne 1940’lardan sonra devletçi ve aristokrat bir nitelemeyle yansımasıdır ki onu yıllarca iktidardan uzak tutmuştur. 12 Eylül darbeci yönetimince kapatıldıktan sonra ancak merhum Gürkan’la Erdal İnönü’nün birlikteliğiyle oluşan SHP’de halka doğru yönelinmişti... Örneğin; demokrasinin ve adaletin ilke edinilmesinde en önemli etkenin bir toplumda kadınların olmasına dayanacağının bilinciyle ulu önderimiz Atatürk 5 Aralık 1934’te kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıyan anayasanın 10 ve 11. maddelerinin değişikliğine ilişkin 2599 sayılı yasayı TBMM’de 99 milletvekilinin onayıyla kabul ettirerek, 18 kadınımızı Meclis’e sokmuştu. Oysa o tarihte Batı’nın uygar sayılan ülkelerinde hâlâ kadınların siyasette yeri yoktu. Bu konuya ilk girişimi SHP İl Kadın Komisyonları Başkanlığımda ‘Yönetimde Kadın Kotası’ başlığıyla yüreklilikle giriştiğim o günlerin partililerince bilinmektedir. Tasarıyı Sayın İnönü’ye dosya halinde sunduğumda hiç unutmam, “Bu kotakuta da nereden çıktı?” demişlerdi. Dalga geçmesine karşın konuyu ciddiye almış, özellikle de örneklediğim o günlerin Danimarka kadın başbakanının kotadan gelişini önemseyerek, bu konuda tüzük değişikliği taslağını yapmada beni de öncü kılarak, İstanbul İl Yönetimi’ni görevlendirmişti. Bu değişiklik tüzüğe, yönetimlerde yüzde 25 kadın kotasının kabulü hükmüyle girdi. Böylece ilk kez 1991’de 44 kişilik merkez yönetim kuruluna bu kabulle 11 kişilik kadın grubuyla girebildik. 15. olağanüstü kurultayda 80 kişilik PM’ye 21 kadının girişinin kotaya göre eksik bulunup tartışma konusu edilmesi ki yüzde 25’e göre doğru sayılır bu tüzük maddesine dayanmaktadır. Ankara ve İzmir kadın komisyonlarının katılımlarıyla oluşturduğumuz bu demokratik kadın hakları ürünü tüzük maddesi partinin çağdaşlığının yansıması olarak Atatürk’ün cumhuriyeti kurdurduğu Halk Partisi’nin açık bir kanıtı olsa gerektir. PM’ye alınan 21 üyenin yaşam çizelgelerine bakıldığında hepsinin yüksek eğitimli ve yaşamlarındaki başarılarının kutlanacak durumda olduğu gözlenmekte. Gönül, bu üyelerin birikimleriyle halkın gereksinmelerinde, istemlerinde ve dertlerinde yoldaşlık duyguları içinde yanlarında olmaları ve kadın sevecenliğiyle, şefkatiyle onları kucaklamalarını istemektedir. Ancak yönetim, kadınlı erkekli halka ve emeğe eğilmeleriyle; memleketin ufuklarını karartan, toplumu yalan dolanlarla aldatarak her konuda çıkmazlara, yoksulluğa ve yoksunluğa mahkum eden totaliter AKP iktidarından kurtulmayı, baş ilkesi halkçılık olan CHP’nin solcu yürüyüşüyle ve iktidarı elde ederek sağlayabilir. Sosyalist Enternasyonal’e üye olan bir partiye yakışan da budur... Bu çalışmalarda ancak kadın ve gençlik kollarını çok güçlendirerek Kurtuluş Savaşı niteliğiyle, kısa bir süre kalan Haziran 2011 genel seçimlerinde AKP zulmünden kurtulunabilir. Yurt çapında en büyük görev ve sorumluluk CHP örgütünündür. Bu başarıya yalnızca partinin lideri Kılıçdaroğlu’nun çabaları yetmez. İl, ilçe kuruluşları ve tüm örgütün onun heyecanı düzeyinde gece gündüz demeden halka ve yurtseverlere öncülük ederek, topluca bu savaşın zafere ulaşabilmesinde duyarlılıkla göreve sarılması önkoşuldur. Aksi halde AKP tekrar iktidarı elde ederse daha da acımasızca kendilerinde görünmeyen vatan ve ulus sevgisine, yurdun refahına, özgürlük ve demokrasiye kefen giydirecektir. Cumhuriyet gönüllüleri, aydın yurtseverlere reva görülen Silivri Zulümhaneleri’nde yargısız infazlarla gerçek ulusalcılar ömürlerini yitirecektir. CHP’nin kurultayda vaat ettiklerinin sağlanması en büyük umudum ve dileğimdir... HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Bir Yurtsevere Mektup (93) Sevgili kardeşim Balbay, bu ülkede insanın akıl sağlığını koruması gerçekten çok zor!.. İçişleri Bakanı geçen gün polisi savunurken “Polis öğrencileri dövmedi, kendini korudu, yalnızca gaz sıktı” dedi, inanır mısın?. Şayet öyleyse bu gazın değişik özellikleri var; örneğin burun kırıyor, göz patlatıyor, yerlerde sürükleyip bebek düşürtüyor!.. Peki, böylesine olağanüstü biber gazının utanma duygusu var mı, işte onu bilemiyorum… Anlatacak o kadar çok şey var ki, her biri ayrı bir “kara mizah” şaheseri!.. Seni ve tüm yurtseverleri sevgi ve özlemle kucaklıyorum… eposta: [email protected] ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 1/ Padişah ahırlarına ve onlarla 2 ilgili gereçlere 3 bakmakla gö4 revli kimse. 2/ Kuran’da bir su 5 re... Duvar için 6 deki kapaksız küçük dolap. 3/ 7 Aralıksız yine 8 lenen ve artık 9 düşünmeksizin 1 2 3 4 5 6 7 8 9 yapılan eylemlerin tümü... Bir ilimiz. 4/ 1 M U R T U Ğ A İ Kars’ın doğusundaki 2 U Z L E T L AM ünlü eskiçağ kenti... 3 T A B A L AMA İslamlıktan önce Mek 4 A M B E R İ Y E ke’de tapılan bir put. 5/ 5 Y A R İ Ş L A Gördükleri önemli iş6A L O T E P İ R lerden dolayı kişileri R İ Y A onurlan dırmak için 7 N E B İ N A Z devletçe verilen an 8 A V A R E A P A R K A T malık. 6/ Argoda es 9 rar... Kerestesi sert ve kokulu bir ağaç. 7/ Kahramanmaraş yöresine özgü, tadı ekşimsi üzüm pekmezi. 8/ Arap abecesinde bir harf... Tellür elementinin simgesi. 9/ İnsan sesiyle ezgili sesler çıkarma, müzik yapıtlarını seslendirme sanatı... “Süreyya” da denilen takımyıldız. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir kayısı türü. 2/ “Akaju” da denilen bir ağaç... Tavana yakın küçük pencere. 3/ Sedefotu, domates, karabuğday, kapari gibi bitkilerde bulunan ve damar çeperlerinin esnekliğini arttıran glikozit... Alaca renkli bir kiraz türü. 4/ Apansız... Bir isteği yerine getirme. 5/ Belirti, iz. 6/ Küçük bitkilere verilen ortak ad... Bir tür açık ayakkabı. 7/ Kilis ilinde ünlü bir kale. 8/ Bir masal dağı... Borudan kol almakta kullanılan bağlantı parçası. 9/ Şöhret... Genellikle 22 Mayıs’ta meydana gelen bir fırtına. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle