19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
SAYFA CUMHURİYET 23 ARALIK 2010 PERŞEMBE [email protected] 18 KÜLTÜR Mimarlar Odası’nın Haydarpaşa yangını için yaptığı ‘suç duyurusu’ndaki sorular yanıt bekliyor ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Haydarpaşa için sorular arihi Haydarpaşa Gar Binası’ndaki çatı yangını için yetkililer dişe dokunur bir şey söyleyemezken, Mimarlar Odası’nın Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı başvuru olayın aydınlanmasında büyük önem taşıyor. Odanın İstanbul Büyükkent Şubesi vekili Av. Can Atalay’ın 6 Aralık tarihli suç duyurusu, “Yangına neden olan, gerekli önlemleri almayan, geç ve eksik müdahale edilmesi ile hasarın daha da artmasına neden olan tüm ilgiler hakkında suç ihbarı” niteliği taşıyor. Başvurudaki “suç şüphesi” ve “suç gerekçesi” olarak belirtilen değerlendirmelerde öncelikle şu saptamalar yer alıyor: Mimarlar Odası, tarihi Haydarpaşa Garı’ndaki hukuka ve kamu yararına uygun olmayan “başka işlemler”in iptali istemi ile de önceki aylarda davalar açmıştı. Bunlar arasında Koruma Kurulu kararı bulunmadan yapılan “usulsüz ve kaçak tadilatlar” da vardı... Bu başvurular üzerine yangından çok önce açılan kamu davası, halen Kadıköy 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/6 Esas sayılı dosyası ile Kadınlar ve Umutlar Açık seçik, sözü hiç dolandırmadan söylemeliyim: İçimde bir umut bir umut... CHP kurultayından beri hızla yayılan bu umut sarmalına ben de kapıldım. Nasıl kapılmayayım ki, karşımda ilk kez bağırıp çağırmayan, esip gürlemeyen, tehditler savurmayan, kabalaşmayan, hoyratlaşmayan Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir kişilik var! (Şu “karizma” yakınması beni çok güldürüyor... Recep İvedik karizmasını yeğleyenleri anlamakta güçlük çektiğimi itiraf etmeliyim.) Daha önce birçok yazarın vurguladığı Kılıçdaroğlu’nun kimliğindeki ve söylemindeki “sahicilik” beni de etkiliyor. Umudumu körükleyen öğeler arasında, parti meclisindeki değişim de var. Farklı alanlardan farklı ve yeni yüzlere, gençlere, kadınlara yer verilmesi de var. Her ne kadar parti meclisi’nde düşündüğüm ya da düşlediğim kadar çok kadın yoksa da, bunun ileride parti organlarında telafi edileceğine inanıyorum. Sivil toplum kuruluşlarından, kadın örgütlerinden gelen iki kadın katıldı: Türk Kadınlar Birliği Başkanı Sema Kendirci ve KAGİDER Başkanı Gülseren Onanç... Gülseren, ürettiği politikalar ve projelerle, sonsuz dinamizmiyle dikkatleri çeken, imza attığı işlerle kadınların yaşamlarını nasıl dönüştürebileceğini kanıtlayan bir isim... İş dünyasından iki isim Sena Kaleli ve Aylin Nazlıaka. Her ikisinin de iş ve sanayi dünyasında STK deneyimleri var... Bir bilim kadını, öğretim üyesi Prof. Binnaz Toprak. Son yıllarda yaptığı araştırmalarla, yazdığı yazılarla, ülkenin toplumsal sorunlarına ilişkin bence en doğru gözlemleri, saptamaları ve analizleri yapan bir isim Binnaz Toprak. Hepsinin CHP’li kadınlarla birlikte partiye çok yararlı olacaklarına inanıyorum. CHP’ye her zamankinden çok saldıran yandaş gazetecilere, yazarlara olsun, iş dünyasının ekâbirlerine, kendini aydın sayanlara, liberal diye geçinenlere olsun söyleyecek tek sözüm şu: Lütfen AKP’ye gösterdiğiniz hoşgörü, sabır ve iyi niyetin aynısını değil (zinhar aynısını değil) hiç olmazsa onda birini gösterin yeter! Başka ihsan istemez... “Yetmez ama evet”çiler... Sizler, AKP’ye hoşgörünüzün onda birini değil, yüzde birini gösterin, o da makbulüm... T DAVALAR SÜRERKEN… kimse çalışmazken, Haydarpaşa Garı’nda özellikle yangından bir gün önce gece 01.30’a kadar binada çalışanlar kimlerdi ve ne yapıyorlardı? Tadilatın mesai saatleri dışında sürdürülmesi talimatını kimler vermiştir? ATİL’DE Uygulama sırasında TCDD adına biKAÇAK TAMİRAT le yetkili kontrol elemanı olmaması naYangının, “pazar” tatilindeki sıl açıklanmaktadır? “kaçak” çalışmalarda meydana 4) İstanbul 5 Numaralı Koruma gelmesi, aynı çalışmaların daha Kurulu Kararı, “Haydarpaşa Gaönce de “bayram tatili”nde yapılrı’nda Kadıköy Belediyesi KUDEP ması ve “iş” günlerinde ara verilBürosu denetiminde basit onarım mesi, gecekonduları anımsatır şeyapılabileceği” şeklindedir. Buna rağkilde “denetimden kaçınıldı”ğının men yangına neden olan uygulamalar göstergesidir. için KUDEP denetiminden ve belediTanıklar yangının saat 14.00 suyenin izninden neden kaçınılmıştır? 5) Tadilatı üstlenen firmanın ‘talarında başladığını, öncelikle belli rihi bir eser’in onarımı için tanımbelirsiz bir dumanın görüldüğünü, lanan yasal yeterlilik koşulları ve ancak uzun bir süre müdahale edilbenzer işleri başarıyla yaptığına damemesi üzerine büyüdüğünü ve ir referansları var mıdır? Bünyesinde kontrol edilemez bir hale geldiğirestorasyon konusunda uzman bani söylemektedirler. Çok sayıdaki Özlenen(!) restorasyon. Martılar da şaşırdı. rındırmakta mıdır? Varsa, bu uztanığın bu ortak ifadesi, yangının manlar yangın sırasında neden çazor söndürülebilir düzeye gelmesilışma alanında yoklardı? nin ‘sorgulama konusu’ yapılmasını gerektir lanılmaktadır? 2) 1999 depreminin üzerinden 11 yıl geçmiş 6) Alevler binayı sardığında, yangının yalıtım mektedir. olmasına rağmen her gün on binlerce kişinin kul uygulamasından çıkmış olabileceğini açıklalandığı ve bu nedenle de her türlü afet ortamında yan yetkililer, bu tespitlere o anda fiilen mümANIT BEKLEDİKLERİMİZ Bu değerlendirmelere bağlı olarak yine suç işlevini devam ettirmek durumunda olan Hay kün olmayan hangi teknik incelemeyi yaparak duyurusunda açıklığa kavuşturulması istenen darpaşa Garı’nda, neden bugüne kadar ‘acil ön ulaşmışlardır? lem ve müdahale’ tedbirleri alınmamıştır? temel sorular ise özetle şöyle: Evet… İstanbul2010 Avrupa Kültür Başkenti O kadar ki olay günü yangın tüplerinin dahi sürecinin sonlarında, aynı sürecin simgesi de olan 1) Yangının saat 14.30’da çıktığına İstanbul halkı tanıkken başlama saati niçin 15.30 alevler çatıyı sardıktan sonra liman müdürlü tarihi garımızdaki yangına ait bu sorular aydınolarak açıklanmıştır? Bu açıklama yetersiz ve ğünden getirilmiştir. lanmadan, kültür başkenti unvanımızın ne kıy3) Devlet dairelerinde mesai saatleri dışında meti olabilir ki?.. geç müdahalenin bir mazereti olarak mı kulsürmektedir. 28 Kasım’daki yangının, benzer aymazlıkları sorgulayan davalar sürerken meydana gelmesi ise hukuka saygısızlığın açık sonucudur. ‘T Y Viva Frida! ‘Gelman Koleksiyonu’ndan Frida Kahlo ve Diego Rivera’ sergisi 20 Mart 2011’e kadar Pera Müzesi’nde SİBEL ÇORBACIOĞLU Hocaların hocası bir kadın Elime aldım ve bir daha bırakamadım. Bir kitaptan söz ediyorum. Kıpır kıpır canlı bir yaratık gibi bir kitap, boynuma sarıldı ve beni bırakmadı. Oysa bildiğim bir hikâyeydi. Çok iyi tanıdığım birini anlatıyordu. (Yani öyle sanıyordum...) Bir çırpıda soluk soluğa okudum. Kitabın adı “Hayatını Seçen Kadın” (Doğan Kitap). Alt başlık: “Hocaların Hocası”. Usta gazeteci, yazar Sedef Kabaş’ın yaptığı nehir söyleşi, kadın hakları ve kadın sorunları üzerine nice kapılar açan öncüyü Nermin Abadan Unat’ı hiç bilmediğimiz yanlarıyla da ortaya koyuyor. 14 yaşında, Türkçe bile bilmezken tek başına Türkiye’ye gelip, Atatürk’ün aydınlanmacı felsefesiyle tüm zorlukları, olumsuzlukları aşan, olmazları olur kılan müthiş bir yaşam... O bir Cumhuriyet kadını, öncü, feminist, sıkı devrimci, sıkı eğitimci... O “ilklerin” kadını: İlk kadın siyaset bilimcisi... İlk kadın gazetecilerden... İlk kadın senatörlerden (liste uzayıp gidiyor). Bugün ülkemizde kadınlara karşı yürütülen ayırımcılıkla mücadele eden kim varsa, inanıyorum ki mutlak ondan bir şey öğrenmiştir. Eğer evrensel çağdaş değerlerin ülkemde hâlâ korunduğu alanlar varsa, inanıyorum ki, o alanlarda hocaların hocası, mutlak ya da bir şekilde o yolu aydınlatmıştır... İyi ki var... Hem Nermin Abadan Unat’a, hem kitabın yazarı Sedef Kabaş’a sonsuz teşekkürler. [email protected] una ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, “Gelman Koleksiyonu’ndan Frida Kahlo ve Diego Rivera” sergisi ile 20. yüzyıl sanatının Meksika ve dünyadaki en çarpıcı figürlerinden Frida Kahlo ve Diego Rivera’yı ağırlıyor. Meksika Ulusal Güzel Sanatlar Enstitüsü (INBA) ile Ankara Meksika Büyükelçiliği işbirliğiyle ve İstanbul Meksika Fahri Konsolosluğu desteğiyle gerçekleştirilen sergide, Vergel Vakfı tarafından yönetilen Jacques ve Natasha Gelman koleksiyonunda yer alan, Meksika’nın ulusal kültür varlıkları envanterine kayıtlı ve Meksika dışında çok az sergilenen 40 yapıt yer alıyor. Dev boyutlu duvar resimlerinin büyük ustası Diego Rivera’nın sergideki yapıtları tuval resimlerinden oluşuyor. Bugün açılan ve 20 Mart 2011’e kadar gezilebilecek “Gelman Koleksiyonu’ndan Frida Kahlo ve Diego Rivera” sergisinin küratörü sanat tarihçisi Dr. Helga PrignitzPoda, 30 yılı aşkın süredir Latin Amerika sanatı üzerine çalışmalarını sürdürmesin rağmen nasıl hiç sıkılmadığını şu sözlerle anlatıyor: “Frida’nın tablolarını anlamak için zaman ve çaba harcamanız gerekir. Diego’nun tabloları ne görüyorsanız onu anlatır ama Frida’nın tabloları sadece iki değil, üç ya da dört boyutludur. Bu tabloların gerçekte ne anlatmak istediğini anlamak uzun yıllarımı aldı ama halen tam olarak çözümleyemediğim tablolar var. Bu da benim bu işi sıkıl S madan yapmamı sağlıyor.” Berlin ve İstanbul’da yaşayan, PrignitzPoda’nın sergideki favorisi olan olan 1943 tarihli “İçi Açılmış Yaşamı Görünce Korkan Gelin” tablosu, küratöre göre Frida’nın çok katmanlı ve karmaşık resimlerinin çok güzel bir örneği. İlk bakışta bir natürmort gibi gözüken tabloda, kadınerkek ilişkilerini temsil eden, gizli bir Ying ve Yang simgesi, ölümün kaçınılmaz olduğunu anlatan Ezop’un baykuşla çekirge masalı gibi ayrıntılar yer alıyor. Frida ve Diego’nun resimlerindeki ortak noktanın Meksika sanatına olan bağlılıkları olduğunu söyleyen ve eşi bir Türk olan küratör PrignitzPoda, Meksika sanatının Türkiye’de çok tanınmadığını, bu sergiyi İstanbul’a getirebilmek için yıllardır uğraştığını ve sonunda serginin açılmasının kendisi için çok önemli olduğunu da sözlerine ekliyor. ERGİYE PARALEL ETKİNLİKLER Sergiye paralel Pera Müzesi Film etkinliklerinde Pera Film 14 30 Ocak 2011 tarihleri arasında “Viva la Revolución! Meksika Devrimi Üzerine Filmler” adlı programı düzenliyor. Ayrıca iki önemli söyleşi de düzenlenecek. 22 Ocak Cumartesi, Meksikalı sanatçılar üzerine birçok kitabı bulunan Salomon Grimberg “Frida Kahlo: Bir Hayatın Portresi” başlıklı bir konuşma yapacak. 19 Şubat Cumartesi ise Frida Kahlo’nun kızkardeşi Christina Kahlo’nun torunu, fotoğraf sanatçısı Cristina Kahlo söyleşi için İstanbul’a gelecek. Diego Rivera “Natasha Gelman’ın Portresi.” (üstte) Frida Kahlo “İçi Açılmış Yaşamı Görünce Korkan Gelin.” (altta) S Sundance ve !f istanbul sinema için birleşiyor Kültür Servisi Dünyanın en önemli bağımsız filmler festivallerinden biri olan Sundance Film Festivali’ni düzenleyen, 1981 yılında Robert Redford tarafından kurulan Sundance Institute ile !f istanbul AFM Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, 2011 yılında önemli bir işbirliğine imza atıyor. ABD Başkanı Barack Obama’nın inisiyatifinde başlatılan ve dünya çapında kültürler arası diyaloğun gelişti rilmesini hedefleyen Film Forward adlı programda ortak olmak üzere seçilen 10 şehirden biri istanbul, işbirliği yapılacak festival ise !f İstanbul oldu. Program kapsamında Sundance tarafından dünyanın farklı ülkelerinden seçilen 10 film, hem program ortağı 10 şehirde gösterilecek hem de yönetmenleri ve Sundance Film Festivali ekibi o şehirlerde tartışma ve söyleşilere katılacak. Program, bu ay New York’ta başlayacak ve 2011 yılının Eylül ayında Washington D.C’de yapılacak toplu film gösterimi ile son bulacak. ABD’deki gösterimlerden sonra programın ilk uluslararası ayağı Amerikan Büyükelçiliği’nin desteği ve işbirliğiyle, 1727 Şubat tarihlerinde İstanbul’da, 10. !f istanbul Festivali sırasında gerçekleştirilecek. İNGİLİZCE Westminster University ve Premier College sertifikalarına sahip, London School of Business Administration’da master yapmış, ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH İş İngilizcesi (Business English), İngilizce iş görüşmelerine (Interviews) hazırlık Gramer ve kişiye özel konuşma dersleri Kadıköy /İstanbul 0532 701 80 41 (0216) 418 94 51 C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle