Katalog

19 KASIM 2010 CUMA CUMHUR YET SAYFA HABERLER AKP’li vekilin kendisine ait olmayan 8 milyon liralık malı sattığı iddia edildi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Elitaş’ın yasadışı satışı MURAT KIŞLALI Aydınlık, Işıltılı Sabahlar... Güz tepeleri boyuyor... Yıllar bir ırmak gibi akıp gidiyor... Ağır gözlerini çeviren bir yüz o masalımsı aşkları, kendi yalnızlığını yaşayan bozkır akşamlarını, suyun aşındırdığı günleri getiriyor aklıma. Tüm günler bizim... Mutluluk, acı, hüzün, sevinç bizim... Belki bir çocuk şarkısı, belki yarınların aydınlık sabahları, belki de yaşamımızı çalıp götüren tutsaklık günleri, bitip tükenmeyen özlemlerimiz. Bugün bayramın son günü... Sabah sabah yine aldığım notlara bakıyorum... CHP İnsan Hakları Komisyonu, sendika değiştirdikleri için işten çıkarılan KARDEMİR’de (Demir Çelik Fabrikası) incelemelerde bulunmuş. Ayşe Sayın’ın haberine göre, işten çıkarılan 250 işçinin yerine asgari ücretle 1200 işçi alınmış. 1200 yeni işçinin 600’ünü AKP il yönetimi belirlemiş... Bir başka haber ise Tüketici Dernekleri Federasyonu Başkanı (TÜDEF) Başkan Yardımcısı Ali Çetin’in açıklaması.... Çetin diyor ki: “Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın uygulamaları, günlük yaşamın her alanını dini esaslara göre düzenleme eğiliminin göstergesidir.” Tüm bu olup bitenler sizi kaygılandırmıyor mu, yaşamın hızlı bir ırmak gibi akıp gittiği bugünlerde? Karabük’te Hakİş’e bağlı Çelikİş Sendikası’ndan ayrılıp Türkİş’e bağlı TürkMetal’e girmek hangi demokratik hukuk devletinde suç öğesi oluşturuyor, söyler misiniz? Bir lira gibi simgesel değerle sendikalı işçilere devredilen fabrika bugün iki ailenin eline geçti... Yönetim Kurulu’nda baba, oğul, damat, dayı, kardeş... CHP’li üyeler açık açık şöyle konuşuyor: “Karabük kötü olaylara gebe!” Yönetim kurulu üyeleri AKP iktidarını arkalarına alıp işçi kıyımı yapıyor.... Nerede kaldı sendikal hak ve özgürlükler? Tüketici haklarını Tanrı’ya havale eden bir düşünce, Türkiye’de sendikal hak ve özgürlükleri elinin tersiyle itiyor, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bayram mesajında “Türkiye’nin gelişim sancısı içinde olduğunu” vurguluyor. Demek ki, tüketici haklarının Tanrı’ya havale edilmesi, sendikalı üyelerin işten atılması, işçilerin fabrikasının iki ailenin eline geçmesi “pozitif gelişme sancısı” “cumhur”un başkanına göre. Bu arada Güneydoğu’da imamlara trilyonluk teşvik verecek hükümet... Yeni camiler yapacak, imam evleri inşa edecek... Ne var bunlarda demeyin... Birkaç yıl önce Batman’da kızlar, kadınlar intihar ederken oraya pisikologlar değil, imamlar gönderilmişti. Fırat Kozok’un “Doğudaki imama trilyonluk teşvik” haberini okuyunca, düşünmeye başladım... Bir ülkede okuldan çok cami yapılırsa, cemevleri ibadete açılmazsa, Kürtlere kültürel hakları verilmezse, emekçilerin örgütlenme özgürlüğü engellenip işten atılırsa o ülkede “olumlu gelişme” olur mu? Türkiye’nin insan hakları karnesi zayıf... Mustafa Balbay, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan, Mehmet Haberal, Fatih Hilmioğlu kaç aydır tutuklu? Bizim numaracı cumhuriyetçilere, din bezirgânları ve tarikat şeyhinin müritlerine soruyorum: “Askeri darbelere karşısınız anladık... Neden sivil darbelere karşı çıkmıyorsunuz? Neden hukukun üstünlüğü ilkesini, yargı bağımsızlığını savunmuyorsunuz?” Balbay ile Özkan’ın içinde bulunduğu İkinci Ergenekon Davası 9 hafta ertelenmiş. Neden? Bugün bayramın son günü... Güz tepeleri boyuyor... Gri bir gökyüzü altında yürüyorum bir süre... Nevzat Çelik’in “Şafak Türküsü” ve “Sevgili Yoldaş Kurbağalar”ını (İmge Kitabevi) alıyorum elime. “Göç” şiirini okumaya başlıyorum: “göçüyorlar ayrılık dizilmiş iki yana dimdik ayakta bir ülke gibi geçiyorlar aradan göçüyorlar öpüp ağızlarından karılarını ve göğü kuşatan ölüme bir dizi güvercin uçurup tüfeklerinden” Nevzat’ın dizelerinde “gece gezintileri”ne çıkıyorum... Ağzımda ise mavi değil, lacivert bir ıslık. Omzuma düşen yıldızları avuçlarımda saklıyorum... Göz kamaştıran bir güneşi, pul pul bir denizi, şafağın söküşünü, aydınlık bir günü bekliyorum... ‘DEPOMUN K L D N KIRMIŞLAR’ Malların sahibi olan CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu “Elitaş’ın 5 yıl kiracısıydım. Anlaştığımız halde, 120 milyar liralık borcum için depomun kilidini kırıp 78 trilyon liralık malımı satmışlar. Tellioğlu hakkında hırsızlıktan dava açıldı. Ama Elitaş hakkında hâlâ işlem yapılmadı, korunuyor” diye konuştu. Tellioğlu “Benim bu konuda ve o para hakkında bir bilgim yok” derken, Elitaş ise Cumhuriyet’in telefonlarına yanıt vermedi. ler: Ortağım Oğuz İçme ile birlikte doğruca Elitaş’ın sahibi olduğunu bildiğimiz EMS Metal Sanayi’ye gittik. Kendisini burada ilk kez gördüğüm, fabrikanın müdürü Tellioğlu bize satılık malzemeler olduğunu söyledi. Malzemeler içinde hurda olmayanlar da vardı. Bu malların hacizli olduğunu ben ve ortağım bilmediğimiz gibi Emrullah da söylemedi. Elitaş haberdardı: Malzemeler EMS Metal’in bitişiğindeki diğer hangarda bulunuyordu. Elitaş’ın fabrikasıyla iç içe bir yerdi. Ben malzemelerin satışından Mustafa Elitaş’ın haberinin olduğundan hiçbir şekilde şüphe etmedim. ANKARA Kayseri’de hurdacılık yapan Hacı Ali Avcı, Kayseri Cumhuriyet Başsavcı Vekili’ne verdiği ifadede, AKP Grupbaşkanvekili ve Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın, Kayseri’deki şirketinin genel müdürü AKP Kayseri İl Genel Meclisi Üyesi Emrullah Tellioğlu aracılığıyla, fabrikasına bitişik hangarda bulunan, ancak kendisine ait olmayan 78 milyon lira değerindeki hacizli malı sattığını ve ortaya çıkmaması için kendisini tehdit ettiğini söyledi. Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde hurdacılık yapan Avcı, Cumhuriyet Başsavcı Vekili İsmail Dalan’a verdiği 1 Kasım 2010 tarihli ifade tutanağında, AKP’li Elitaş ile Tellioğlu’nun yaptıkları inanılmaz satışı şöyle anlattı: Elitaş malları kendinin gibi göstermiş: Yaklaşık bir yıla yakın zaman önce İpek Mobilya’da müdürlük yaptığını bildiğimiz Olcay isimli şahıs, Mustafa Elitaş’a ait fabrikada satılık malzemeler olduğunu söyledi. Hacizli olduğunu söylemedi Elitaş Çünkü bizim aldığımız malzemeler bile yaklaşık 30 kamyonluk malzeme idi. 78 trilyonluk mal vardı: Çok büyük, devasa makineler vardı. Bu makinelerin kimlere satıldığını bile bilmiyorum. Burada bulunan malzemeler normal değerinden satılabilse yaklaşık 78 trilyon edecek durumdaydı. Böyle bir satıştan mal sahibinin haberinin olmadığını hiçbir şekilde düşünemem. Malzemeleri ortağımla birlikte 14.250’ye satın aldık. Bu malzemeleri boşaltmamız yaklaşık 15 gün kadar sürdü. Malzemelerin bir kısmını da olduğu yerde sattık. Hatta mal zemelerin burada satışında izdiham yaşandı. Pazaryeri gibi insanlar toplandı. Makineleri Tellioğlu sattı: Orada bulunan ve ciddi para eden makineler Tellioğlu tarafından değişik kimselere satıldı. Diğer büyük makineleri ben ve ortağımın getirdiği müşterilere Tellioğlu sattı. Hatta vermeyi vaat ettiği komisyonu bile vermedi. ‘Ağam devlet, sizi Kayseri’den silerim’: Sonradan olay soruşturmaya konu olunca Tellioğlu karakolda bizi hırsızlıkla suçladı. Beni yazıhanesine çağıran Tellioğlu kendisinin dosya hazırladığını, onun istediği şekilde ifade vermemi söyleyip aksi takdirde işlerin kötü olacağını söyledi. Bana doğruca “Benim ağam devlet, sizi Kayseri’den silerim” dedi. Emrullah olayın gizli saklı yönünün olmadığı anlaşılınca doğruyu söylemek zorunda kaldı. Hatta makineleri satın alan bazı kimseler Emrullah’la dalga geçtiler. “200 tonluk makine çalınır mı?” diye tepki gösterdiler. Olayda milletvekili Mustafa Elitaş’ın ismini kullanmamak için uyarıldım. [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 AVRUPA KONSEYİ HAREKETE GEÇTİ Türkiye’deki ifade özgürlüğü inceleniyor BAHADIR SELİM DİLEK şında gerçekleştirecek. ANKARA Avrupa Konseyi, Ba Ergenekon’a yakın takip kanlar Komitesi’nin Dönem BaşkanAynı yetkilinin verdiği bilgilere gölığı’nı geçen hafta devralan Türkiye’de re, ofisin resmi gündeminde olmamaifade özgürlüğünü mercek altına alı sına karşın Hammarberg, Ergenekon yor. Avrupa Konseyi’nin şemsiyesi al davasına ilişkin gelişmeleri de yakın tatındaki bağımsız İnsan Hakları Ko kibe aldı. “Bu konu hakkında komimiseri Thomas Hammarberg’in res serin vardığı bir sonuç henüz yok” mi gündeminde olmamasına karşın Er görüşünü dile getiren aynı yetkili, genekon davasını yakın takibe aldığı “Ofis, Ergenekon davasını elinden ve 2011 yılının ilk iki ayı içinde Tür geldiğince takip etmeye çalışıyor. kiye’ye geleceği ve temasları sırasın Komiser, bunu seviyor, bunu sevda ağırlıklı olarak “ifade özgürlüğü” miyor gibi bir yaklaşım konusuna odaklanaiçinde değil” dedi. cağı öğrenildi. Hammarberg, 2009 Ergenekon davasıHükümetin, özelyılında Türkiye ziyanı yakın takibe alan likle son dönemde baretinin ardından hazırİnsan Hakları Komi ladığı Azınlıkların İnsına yönelik yaklaşımı Avrupa Konseyi’ni haseri Hammarberg’in san Hakları Raporekete geçirdi. Avrupa ru’nda Türkiye’nin ısşubat ayı başında İnsan Hakları Sözleşrarla, azınlıkları sadeTürkiye’ye geleceği mesi ve Konsey’nin ce Lozan Antlaşmaönerileri ile Bakanlar ve üst düzey temasları sı’nın dar bir yorusırasında ağırlıklı Komitesi’nin kararlamuyla sınırlı olarak alolarak ifade özgürlürına üye ülkelerin tam gılamasından “endişe ve etkili bir şekilde duyduğunu” belirtğü konusunu gündesaygı göstermelerini miş, var olan azınlıkme alacağı belirtildi. sağlamakla da yükümların dillerinin öğrelü olan İnsan Hakları nilmesi için gerekli düKomiseri Hammarberg, 2011 yılının zenlemelerin yapılmasını önermiş, ilk ayı içinde Türkiye’yi ziyaret etme azınlık okulları da dahil olmak üzere, kararı aldı. öğrencilere her sabah “Ne mutlu Avrupa Konseyi’nden üst düzey Türk’üm diyene” diye biten andın bir yetkilinin verdiği bilgilere göre, İn okutulmasını eleştirmişti. san Hakları Komiserliği ofisi, TürkiTürkiye Avrupa Konseyi’nin dönem ye’ye yönelik olarak başta “ifade öz başkanı olduğu için, Hammarberg’in gürlüğü” olmak üzere, düşünce ve hazırlayacağı rapor, AKP’nin insan dinsel özgürlükler konularını mercek hakları karnesi açısından büyük önem altına alınacak. Hammarberg ise Tür taşıyor. Eğer, raporda ağır eleştiriler kiye ziyaretinde, “ifade özgürlüğü” olursa, hükümet önerileri “dönem konusuna odaklanacak. Hammarberg, başkanı” sıfatıyla daha öncelikli olaziyaretini büyük olasılıkla şubat ayı ba rak dikkate almak durmunda olacak. C MY B C MY B