23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 19 KASIM 2010 CUMA dishab@cumhuriyet.com.tr 10 DIŞ HABERLER KAVŞAK ÖZGEN ACAR AngutAngus Meydan Savaşı (2) “AngutSalı günkü yazımaSavaşı” Angus Meydan başlığını koyarken acaba abartıyor muyum, diye düşünmüştüm! Bayramın 2. günkü gazetelerimizdeki çarşaf çarşaf Angus haberleri ve fotoğrafları ile Türkiye’de yaşanan “vahşi katliamdan” dolayı hiç de abartmadığımı anladım. Gazetelerden “Türk’ün ‘Angus’la İmtihanı…”, “Çok kötü hareketler Kurbanlar belirli yerlerde bunlar!”, “Kurban kesilmeyecek Rodeosu”, miydi? Angus firarda... “Hayvan değil SAMSUN: canavar bunlar!” Belediyelerin başlıkları altındaki belirlediği yerlerin Kurban dışında kurban “Bayramını” kesilemeyeceği kutlayan uyarılarına rağmen Türkiye’den bazı vatandaşlar yine haberlerden alıntılar yapalım: evlerinin önünde veya arazilerde İSTANBUL: Defalarca yapılan kurbanlıklarını kesmeyi tercih etti! uyuşturucu iğneler Angusları (Haber Türk) sakinleştiremedi. Saatlerce ERZURUM: Erzurumlu rastgele bekleyen vatandaşlar “Hayvan değil yerde kesti. (Akşam) canavar bunlar” diyerek isyan etti… İSTANBUL: Kanlı sahneler (Sözcü) değişmedi. Angusun son durağı, İSTANBUL: Bahçelievler’de, kavşakta kesim. (Haber Türk) sahiplerinin elinden kaçan Angus, Kurallara uymayanlara verileceği E5’i birbirine kattı. Yenibosna’da duyurulan 792 lira cezanın tutulduğu yerden kaçan hayvan işletilmemesi ise dikkati çekti. önce Ataköy, ardından E5’e çıktı. (Milliyet) Angus, Sinan Erdem Kapalı Spor “Medeni” sözcüğü dilimize Salonu’nun arka kısmında Arapçadan “uygar” karşılığında sıkıştırıldı, önüne barikatlar kondu. girmiştir. Oysa gerçek anlamı Engelleri aşıp tekrar E5’e ulaştı. “kentli” demektir. Kentin kuralları Uyuşturucu iğneler atılan hayvana vardır ve “uygarlık” içerir. Arapçada bir de otomobil çarptı. İki saatlik “bedevi” sözcüğü ise “köylü” kovalamaca sonrası yere yığılan anlamındadır. “Bedevi” sözcüğü hayvan, yol dilimize “uygar ortasında olmayan” olarak kesildi. geçmiştir. (Akşam) Söyleyin bakalım İSTANBUL: “dini bütün Kurban Müslüman” “Bayramı (!)” halkımız genelde başladı. İlk “medeni” mi, güne ithal yoksa “bedevi” Anguslar mi? damga vurdu. Yurt genelinde ANKARA: Bu Çocuklar... Angus alanlar da Sokullu Arena: zor anlar yaşadı. İthal Kurbanın klasik hayvanların teslim edilmesi de “kovalamaca” görüntüleri bu yıl da kesilmesi de hayli güç oldu. Kimi yaşandı. Dikmen’deki firari kurbanlık satıcılar, “Çok sinirli, tutulmuyor öyle yaman çıktı ki yanına gelene bile” dedi. Angus alanlar ise kan kusturdu. Sokullu Mahallesi’nin “Bizimkilere hiç benzemiyor” altını üstüne getiren boğa, bir polis, yorumunu yaptı. (Akşam) itfaiyeci ve vatandaşı yaraladı. ŞANLIURFA: Kaçan ve (Haber Türk) sokaklarda vatandaşlarca Milliyet’e göre “Bayramda” kovalanan boğaya, olay yerine kurban kesme eyleminde Türkiye’de çağrılan belediye ekiplerince 4 3360 “acemi kasap” kendini kesip uyuşturucu iğne sıkıldı. İğneye hastanelere koşmuş. Hürriyet’teki aldırış etmeyen kızgın boğa, rakama göre 3232 kişi “kurban yaklaşık bir saat süren kovalamaca gazisi” olmuş. Gazeteler “Angus sonucu yakalandı. (Haber Türk) gazilerinin” kentlere dağılım ANKARA: Tosuna “çevreleme” istatistiklerini de açıkladılar. “Acemi harekâtı… (Haber Türk) kasapların” en fazla olduğu il ise 820 ÇANAKKALE: 10 km koştu, 3 km “bedevi” ile İstanbul olmuş! yüzdü, ama kaçamadı. (Haber Türk) Umarım Diyanet İşleri Başkanlığı DENİZLİ: Kolaysa gel kes! “b.. yoluna gitmeyen” bu “Bayram (!)” isimli dana, sahiplerinin Müslümanlara “gazilik” maaşını elinden kaçtı. esirgemez! Sahipleri öfkeli boğadan korkup “Angusların Zaferi! ağaca çıkarken, olay Angusların direnişi yerine belediye başarılı oldu. ekipleri geldi. Defalarca yapılan Ekiplerin yaptığı uyuşturucu iğnelere iğneyle de rağmen bir türlü uyuşmayan boğa, bir sakinleşmeyen asi midibüsün hayvanların çoğu, tekerleğiyle vurularak sahiplerine teslim devrilebildi. Dana edilemediği için Hayvan hakları... yere düşer düşmez kesilmekten kurtuldu.” kesildi. (Haber Türk) (Vatan) GAZİANTEP: Bir evin garajında İstanbul Üniversitesi Veteriner kesilmek üzereyken sahiplerinin Fakültesi, Hayvan Davranışları elinden kaçan 450 kiloluk dana, Profesörü Murat Aslan bayram kilometrelerce yol kat ettikten sonra öncesinde “medeni” Türk halkını boş bir arazide pompalı tüfekle şöyle uyarmıştı: ayaklarından vurularak yakalandı. “Anguslar Türkiye’deki hayvanlar (Haber Türk) gibi kapalı ortamda yetiştirilmez. SİVAS: 3 bin 600 TL’ye alınan Açık alanlarda yetiştirilirler, yular nedir bilmezler. Burada kapatıldılar. boğa, sahiplerinin elinden kaçtı. 3.5 Üstüne bir de gem vuruldu. Bu saat boyunca sahiplerini peşinden koşturan boğa, uyuşturucu iğneyle hayvanın sinirli olması çok doğal! etkisiz hale getirildi. (Haber Türk) Bundan dolayı korkar, adrenalin salgılar, içgüdüyle ya kaçarlar ya da ŞANLIURFA: Bir kamyonun saldırırlar!” damperine bağlanan hayvanın Prof. Dr. Aslan ekliyor: eziyeti, tepki çekti. (Akşam) “Türkiye’de yetişen hayvana vuruluyor, boynuzuna bağlanan iple Psikologlar, öğretmenler, Diyanet çekiliyor. Hareket etsin diye hayvana İşleri Başkanlığı, velileri “Çocukları bağırılıyor. Türkiye’de yetişen kurban kesiminden uzak tutun” diye hayvanlar dayağa alışıklar!” uyarmamışlar mıydı? Demek ki neymiş? “Medeni” KONYA: Çocukların gözü önünde Türkiye’de yalnızca “insan hakları kurban kesimi yapılması, bazı ihlalleri” uluslararası raporlara vatandaşların tepkisini çekti. (Haber yansımıyormuş, hayvanlarımız da Türk) “hayvan hakları ihlallerinin” İZMİR: Çiğli’deki kesim alanı da kurbanıymış! İnşallah Anguslar kötüydü, kesimi izleyen çocuğun “bedevi” halkımızı boynuzlaya görüntüsü de... boynuzlaya “medeni” yaparlar. İSTANBUL: “Bayramda” da tüm uyarılara karşın istenmeyen görüntüler vardı. Kimi eziyet çektire çektire, kimi çocuğunun gözleri önünde kesti. (Akşam) ŞANLIURFA: Kaçan boğayı vuran ekipleri oyuncak silahla taklit eden çocuğun görüntüsü hayli tuhaftı. MANİSA: Kesimhaneye çocukları ile gelen anne, kan gölüne aldırış etmedi. ‘Erdoğan’ın hedefi emperyal Prof. Birol Yeşilada’ya göre ELÇİN Başbakan POYRAZLAR W SHIN ‘tek adam’ TON AProfesör G Biolmak rol Yeşilada’yı Cumhuriyet istiyor tanıyacaktır.okurları Uğur cumhurbaşkanı olmak’ “S A Mumcu ile 1980’lerde İslami sermaye üzerine çalışmalar yapan Yeşilada, bugün Portland Devlet Üniversitesi’nde Siyasal Bilimler ve Uluslararası Çalışmalar alanında dersler veriyor. Çağdaş Türk Çalışmaları bölümünün de başkanı olan Yeşilada, AKP’nin Türkiye’deki laik sistemi değiştirme çabasından endişe duyduğunu ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “emperyal cumhurbaşkanı” olmayı hedeflediğini söyledi. Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Derneği’nin 3. yıllık konferansında sunduğu akademik makaleyi Uğur Mumcu’nun anısına adayan Yeşilada ile Washington’da söyleştik. Batı’da Türkiye’nin siyasi bir dönüşüm geçirdiği görüşü egemen. Siz Türkiye’nin geleceğini nerede görüyorsunuz? YEŞİLADA Türkiye’nin geleceğinden şöyle endişeliyim. Türkiye’de hem iyi hem de çok kötü gelişmeler oluyor. Demokratik süreç içinde pek çok iyi yasanın geçtiğini inkâr edemeyiz ancak bunlar uygulanmıyor. Yasa geçirmekle demokratikleşme aynı şey değildir. Bir de demokratik ilkelerin toplum tarafından benimsenmesinin sağlanması gerekli. Gelecek için beni en çok endişendiren gelişme de liberal demokrasilerde olması gereken kurumlararası güç bölüşümü ve denetimin durumu. Son anayasa reformlarına baktığımızda cumhurbaşkanına yargıçların atanmasında muazzam bir yetki veriliyor. Türkiye başkanlık sistemine ge DIŞ POL T KADA SLAMCI TARAFLILIK ği değiştirmek istiyor. AKP ile Gülen cemaati her konuya aynı açıdan bakmıyor. Beraber çalıştıklaYEŞ LADA: on anayasa reformlarına rı zaman oluyor, ayrı oldukları zabaktığımızda cumhurbaşkanına, yargıçların man oluyor. Gülen cemaatinin buatanmasında muazzam bir yetki veriliyor. gün çok farklı küresel bir amacı var. Türkiye başkanlık sistemine geçerse yargıçları Nedir bu amaç? atama yetkisine dayanarak yasal kurumların Küresel İslami bir toplum geliştirmek. Yalnızca Türkiye’de dekontrolü cumhurbaşkanında olacak. Böylece ğil, ABD’de, Avrupa’da, tüm dün‘emperyal cumhurbaşkanlığı’ dediğimiz olay yada kendine öz bir toplum gelişortaya çıkıyor. tirmek ve bu cemaatin her yerde cemaat olarak büyümesi. BD’de başkan yargıçları önerir, Senato ABD’de kimi çevreler Gülen atar. Senato komisyonunda kabul görür, cemaatini “şiddet dışı ılımlı İsçıkarsa Senato genel kuruluna gelir ve lam” tanımı içinde değerlendioylanır. Ondan sonra da başkan hiçbir şekilde rerek tehdit olarak görmüyor. Her cemaatte radikal unsurlar yargıçların çalışmalarına karışamaz.” bulunur. Ama şu anda Gülen cemaati radikal İslamcı gruplar gibi çerse yargıçları atama yetkisine dayana like olarak görüyorum, o da Türkiye çalışmıyor. Hatta radikal gruplar Gülen rak yasal kurumların kontrolü cumhur Cumhuriyeti’nin temel unsurlarından cemaatini İslami bir cemaat olarak görbaşkanında olacak. Böylece “emper biri olan laikliği değiştirmek. Siyasi par müyor ve kapitalizmle çok iç içe, büyük yal cumhurbaşkanlığı” dediğimiz olay tilerin çalışan demokrasilerde elitler de şirket kurumlarına sahip olduğu için kâortaya çıkıyor. ABD’nin eski başkanı diğimiz grupları denetim altında tut fir olarak görenler bile var. Asıl soru, FetRichard Nixon’un bir dönem yapmaya mak, aralarındaki kavgayı dengelemek gi hullah Gülen’den sonra bu cemaate ne çalıştığı gibi. Sonucun ne olduğunu her bi önemli rolleri vardır. Partiler temel po olacağıdır. Şirketler cemaatin değil kişilitik sistem ve anayasal düzeni çökert lerin üstüne. Bu her açıdan muazzam imkes biliyor. AKP ABD’de de sistemin böyle iş meye çalışmaz. Türkiye’de ise AKP paratorluğun geleceği nasıl olacak, ben cumhuriyetin temel unsurlarından biri açıkçası göremiyorum. lediğini savunuyor. Kesinlikle doğru değil. ABD’de baş olan laikliği değiştirmeye çalışıyor. Sizce ABD’nin Gülen cemaatiyle ilkan yargıçları önerir, Senato atar. Senagili görüşü nedir? to komisyonunda kabul görür, çıkarsa Se Gülen hareketi değil, ABD’nin tek bir görüşü diye bir şey nato genel kuruluna gelir ve oylanır. On Gülen cemaati yoktur. ABD politikası karmakarışıktır. dan sonra da başkan hiçbir şekilde yarGülen cemaatinin ABD’de gelişmesinin Fethullah Gülen hareketinin Türk en büyük sebebi, Amerikan sisteminin ve gıçların çalışmalarına karışamaz. Sizce Başbakan Erdoğan’ın hede siyasetindeki etkisiyle ilgili görüşleri anayasal düzenin bu gibi kurumların niz neler? finde ne var? gelişmesine çok uygun olmasıdır. Şu an Ben Gülen hareketi demiyorum çün da cemaat tarafından ABD yasalarını çiğ İki şey var: Biri başkanlık sistemine geçerek mutlak gücü elinde tutmak ya kü bu Batı’da geliştirilmiş bir terimdir. Bu neyen hiçbir şey yapılmıyor. Ama son döni “tek adam” olmak. Bütün gücün tek bir cemaattir. Gülen cemaati ile AKP, kar nemde görüyoruz ki cemaatin okullarıbir kişide toplanması sağlıklı değildir, bu şılarında ortak bir düşman ve sorun ola nın çoğalması ABD’de pek çok insanı raErdoğan ya da başkası olabilir. İkinci he rak orduyu gördüklerinden, birlikte ça hatsız etmeye başladı. ABD hükümetinin def, ki bunu ben çok daha büyük bir teh lışma yoluna gittiler. Her ikisi de laikli “bu kuruluşun burada olmasını istiyoruz, organize edeceğiz” şeklinde temel bir politikası olduğuna katılmıyorum. Çünkü ABD dış politikası o kadar basit değil. ABD’de devlet kurumları da dahil cemaati mercek altına alan pek çok kuruluş var şu anda. KP’nin dış politikasını sizce ne motive ediyor; İslamcı ideoloji mi pragmatizm mi? YEŞİLADA Dış politikada İslamcı bir taraflılık görüyoruz. Türkiye İsrail’e koymuş olduğu tavır ile dış politikada çok önemli stratejik bir bağlantısını kaybetmekle karşı karşıya. Ben bu anlaşmazlıktan İsrail’in kaybedeceği görüşüne katılmıyorum. Türkiye’nin son 25 yıl içinde bilhassa askeri teknolojik gelişmesine baktığımızda İsrail’in büyük bir rolü olduğunu görürüz. İsrail hükümetinin politikalarını eleştirebiliriz, bu doğaldır, ancak stratejik bağlantıları çöpe atmakla Türkiye çok büyük zarar görür. Bence en büyük sorun, önümüzdeki aylarda ortaya çıkacak. O da Ermeni sorunu. Kongre’de yine bu iş ele alındığında ABD’deki Yahudi lobisi Türkiye’ye destek vermeyebilir. İran politikasına nasıl bakıyorsunuz? Bu politikayı saçmasapan buluyorum. Çünkü son 20 yıla baktığımızda Türkiye ile İran arasındaki ilişkilerin tamamıyla rekabet ilişkisi olduğunu görürüz. Bu Kafkaslar’da, Orta Asya ve Irak’ta böyle. Eğer AKP İslami temellere dayalı bir dış politika yürütür ve İran’ın yapmak istediklerini görmezden gelirse, bundan Türkiye zararlı çıkacak. Nükleer bir İran Türkiye için hiçbir zaman iyi olamaz. Ama nükleer bir İsrail Türkiye’nin bölgesel çalışmalarını hiçbir zaman engellemedi. Hatta müşterek olarak geliştirdi. PKK lideri Öcalan’ı bize kimin verdiğini unutmayalım. Orada bir ABDİsrail bağlantısı var. Ecevit bunu açıklamıştı. İran’ın bölgede geliştirmek istediği politikalar ve amaçladığı kazançlar değişmedi. Önümüzdeki 30 yıl içinde Kafkaslar, Orta Asya ve Karadeniz bölgelerinde üç ülke yarışacak. Bunlar Rusya, İran ve Türkiye’dir. Bu üçgen içinde sonuç ne olacak, bilemiyoruz. A AKP ‘ya bizdensin ya değilsin’ diyor “Kurbağayı Kaynatmak” başlıklı akademik makalenizden söz eder misiniz? Bu bir İngiliz terimidir. Kurbağayı sıcak suya koyarsanız zıplar. Ama soğuk suya koyup ateşi altından az az arttırırsanız orada aptal gibi oturur, kaynar ve ölür. Bu Türkiye’deki İslamcı politikadır. Cumhuriyet kurulduğundan beri kimi militan ve politik İslamcı unsurlar cumhuriyeti geri çevirmeyi amaçladılar. Bu yolda çok geniş kapsamlı ve akıllıca stratejiler izlediler. Önce en büyük sağ partiyi destekleyip oyları karşılığında devletten korunma almayı hedeflediler. 1950, 60 ve 70’li yıllarda bunu gördük. Turgut Özal ile birlikte İslami sermaye de ortaya çıktı. Bunun gelişmesiyle kapital açısından bağımsızlık elde ettiler. Sonrasında ise sağ partilerden tamamıyla ayrı yeni partiler oluştu. İslami sermaye dünya kapitalizmine uyum sağlar. Batılılar için ekonomik açıdan Türkiye laik mi ya da İslami mi olsun fark etmez. İslamcılar her zaman Batı kapitalizmi ile çok iyi çalışır. Türkiye’nin geleceğinden endişe duyduğum konulardan biri de ülkede toplumsal toleransın giderek azalması. Hükümet “ya bizdensin ya değilsin” şeklinde tutum belirliyor. Türkiye hizipleşen bir ülke oldu. 70’li yıllarda da böyle bir hava vardı sonra ülkenin nereye geldiğini gördük. Türkiye’de tolerans çok tehlikeli bir düzeye düştü. Üniversite protestosuna silah gölgesi A BD’nin Kaliforniya Üniversitesi’nde öğrencilerin öğrenim harçlarının arttırılması planına karşı düzenledikleri protesto gösterisinde çıkan olaylarda bir polisin öğrencilere silahını doğrultması ülkede tartışma yarattı. Yaklaşık 300 öğrenci ve üniversite çalışanı, önceki gün üniversite yönetim kurulu üyelerinin söz konusu planı görüştükleri sırada toplantı binasının dışında eylem yaptılar. Polislerin biber gazıyla müdahale ettiği öğrencilerden 13’ü gözaltına alınırken, bir polisin copunu almak isteyen öğrenciye silah çekmesi nedeniyle olay hakkında (Fotoğraflar: AP) inceleme başlatıldı. VEFAT Merhum Dr. Yakup Şükrü Çetinkaya’nın eşi; Ahmet, Osman, Nebiye, Selma ve Ayten’in annesi; Yakup, Onur ve Ali’nin babaannesi TÜSTAV Eski Başkanı, TİP Genel Sekreteri, TBKP Genel Başkanı Onursal Başkanımız, saygıdeğer büyüğümüz, sevgili CAHİT ÜLKER’i ölümünün 6.yılında 19.11.2010 tarihinde saat :13.30’da mezarı başında anıyoruz. Sevenlerine duyurulur. ZONGULDAK MADEN MÜHENDİSLERİ DERNEĞİ Sahtekâr Hacılar! dnan Binyazar Cumhuriyet’te şöyle yazmıştı: “Doğu Anadolu’ya atanarak bir ilçede ev bakan bir arkadaşa ev sahibi, musluklara ilişkin açıklama yapar: ‘Mutfak musluğu ile banyo musluğu kaçağa bağlı; lavabo musluğu su saatine.’ Arkadaşım şaşkınlıkla sorar: ‘Neden ikisi kaçağa bağlı da lavabo saate?’ İşte yanıt! ‘Lavaboda aptes alıyorduk; haram karışmasın diye N HAT SARGIN arkadaşımızı yitirdik. Türkiye sosyalizm mücadelesindeki önemli katkılarından ötürü saygıyla anıyoruz. Işıklar içinde yatsın diyoruz. A Nüfus kağıdımı kaybettim. Hükümsüzdür. Elmek: ozgenacar@gmail.com Belgegeçer: 0312. 442 79 90 Gülşen GÜMÜŞTEL C MY B C MY B kaçağa bağlamadık!’” Dini bütün 100 kadar Müslüman AKP’li milletvekili hacca gitmiş! TBMM’de olmadıkları halde 40 kadarının “sahte oy” kullandığı saptanmış. Şimdi bunlara “sahtekâr milletvekili” mi, “çakma hacı” mı, yoksa ikisi birden mi denir? En azından Suudi Arabistan’da “medeni” ve “bedevi” farkını öğrenirler. O da bir kazançtır! MELİHA ÇETİNKAYA Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 19 Kasım (Cuma) günü Karacaahmet Şakirin Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilecektir. T P Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Av. Halit Çelenk Merkez Haysiyet Divanı Üyesi Av. Şekibe Çelenk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle