22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 KASIM 2010 CUMA CUMHUR YET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 13 Yıl sonunda 100 milyonu geçmesi beklenen uçakla seyahat eden yolcu sayısı 2011’de 115 milyonu bulacak Uçakla yolculuğu sevdik Ekonomi Servisi Havalimanı ile uçuş güzergâhlarının sayısının artması ve otobüs firmalarıyla rekabet edecek kadar düşen bilet fiyatları, havayoluyla seyahate talebi her geçen gün daha da arttırıyor. AA muhabirinin 2011 yılı programından derlediği bilgilere göre, geçen yıl 85 milyon 500 bin kişi olan havayoluyla taşınan yolcu sayısının, 2010 yılı sonunda yüzde 16.6’lık artışla 100 milyonu geçmesi bekleniyor. 2011 yılında ise bu rakamın 115 milyonu bulacağı tahmin ediliyor. PARAMETAPARA MUSTAFA SÖNMEZ 1 Milyon Genç İşsiz, Eğitimsiz... Resmi işsiz sayısı 3 milyona yaklaşırken bunların 1 milyonundan biraz fazlasını (yüzde 34) yaşları 15 ile 24 arasında olan “gençler” oluşturuyor. Dışa bağımlılığı iyice pekişen, neoliberalmuhafazakâr kapitalizm, en çok gelecek kuşakları tehdit ediyor; onlara ne doğru dürüst bir eğitim ne de istihdam verebiliyor. Ne yazık ki, AKP iktidarının vurdumduymaz anlayışı ile gençler, özellikle genç kadınlar için gelecek daha endişe verici bir görünümde. Bizde, 1529 yaş grubu genç nüfus içerisinde istihdamda ve eğitimde yer almayanların oranı OECD ülkelerine göre oldukça yüksek. Bu durumun kadınlarda erkeklerden daha belirgin olduğu, özellikle AKP iktidarının gayretleriyle, kadınlarda eğitim ve istihdamın dışında olma durumunun erkeklere göre daha kalıcı olduğu bir gerçek. Eğitimde dünyada nerede durduğumuza ilişkin bir gösterge verelim: 2008 itibarıyla ortaöğretim ve daha üst seviyede eğitim alanların oranı Türkiye’de yüzde 30 iken, bu oran OECD ve AB19 ülke ortalamalarında yüzde 72. Uçurumu görüyor musunuz? Türkiye’de 2009 yılında işgücünün yüzde 63.3’ü, istihdamın yüzde 63.7’si ve işsizlerin yüzde 61.1’i lise altı eğitim seviyesindekiler ve okuryazar olmayanlardan oluşuyor. Bu kadar eğitimi düşük bir işgücü ancak tarımda, imalat sanayiinin ucuz ücretli, emekyoğun, tehlikeli alt sektörlerinde ve inşaat, ulaştırma, turizm gibi yine ucuz ücretli, emek yoğun sektörlerde iş bulabilmekte. Sermaye de, eldeki bu bol ve ucuz emeği değerlendireceği sektörlere yönelmekte, dünyadaki işbölümünde üstlenilen rol de böylece belirlenmekte... TÜİK’in ağustos ayı işgücüistihdam verilerinden gördük ki, genelde işsizlik oranı yüzde 11.4’e çıkarken 1524 yaş genç nüfusta bu oran yüzde yüzde 21. Krizde yüzde 24 olan bu oran, sıcak para girişi kaynaklı yeniden büyümeye geçişle 2010 Ağustos’unda ancak yüzde 21’e inebilmiş ve genç işsizlerin sayısına, kriz öncesine göre 100 bin kişi daha katılmış. Hele ki kentlere gelip tarım dışı işsizlikte gençlerin durumuna bakarsak, burada işsizliğin yüzde 26.4 gibi dehşetli bir boyutta olduğunu görürüz. Yaptığı sponsorluk anlaşmaları ve tanıtım reklamlarıyla tüm dünyada tanınırlığını arttıran THY’nin de 2010 yılı sonu itibarıyla yurtiçi yolcu taşıma miktarında önceki yıla oranla yüzde 10, yurtdışı yolcu sayısında yüzde 15’lik bir artış yakalaması bekleniyor. Dünyaca ünlü Barcelona ve Manchester United gibi kulüplerle yaptığı sponsorluk anlaşmaları ve tanıtım reklamlarıyla tüm dünyada tanınırlığını daha da arttıran Türk Hava Yolları’nın da (THY) yıl sonu itibarıyla önceki yıla oranla yurtiçi yolcu taşıma miktarında yüzde 10, yurtdışı yolcu taşıma miktarında ise yüzde 15’lik bir artış yakalaması öngörülüyor. THY’nin, bu yıl sonunda yurtiçinde 7 milyar 500 milyon yolcu/kilometre, yurtdışında da 38 milyar 300 milyon yolcu/kilometre yolcu taşıma miktarına ulaşması bekleniyor. Karayolu taşımacılığı da 2010 yılında yükselen bir grafik çizdi. Karayoluyla yurtiçinde yolcu taşıma miktarının önceki yıla oranla yüzde 3, yük HY’nin yolcu sayısı artacak Geçen yılı yurtiçinde 6 milyar 819 milyon yolcu/kilometre, yurtdışında da 33 milyar 311 milyon yolcu/kilometre yolcu taşıma miktarı ile kapatan T taşıma miktarının ise yüzde 6’lık bir artışla bu yılı kapatması öngörülüyor. Geçen yıl düşüş trendinde olan demiryoluyla yurtiçi yolcu taşımacılığında, 2010 yılı sonunda yüzde 12.4, yurtdışı yük taşımacılığında ise yüzde 17’lik bir artış öngörülüyor. Yurtiçi yük taşımacılığında ise yüzde 7.6’lık bir azalma bekleniyor. Denizyolu taşımacılığında ise 2010 yılı sonunda önceki yıla oranla yurtiçi yük taşıma miktarında yüzde 4.5, yurtdışı yük taşıma miktarında ise yüzde 13’lük artış yakalanması öngörülüyor. İç pazarda 6 milyar liraya ulaşan sektörde ithal ürünler artınca yerli üretici de yenilikçi uygulamalara yöneldi Peynir pazarında savaş TÜKETİM YETERSİZ Türkiye’de yıllık kişi başı tüketimin sadece 7 kg olarak kayda geçtiğini anlatan Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği’nin (ASÜD) Başkanı Harun Çallı, “Potansiyele göre bu çok düşük bir rakam. AB ve ABD’de bu rakam 1215 kilogram arasında seyrediyor” dedi. ASÜD’ün hazırladığı rapora göre, 2009 yılında dünya süt üretimi 695 milyon ton, 12.2 milyon tonluk üretimle Türkiye dünya sıralamasında 15. sırada yer alıyor. Çallı Türkiye’de 12 milyon tonu bulan üretimin sadece yüzde 27’sinin modern işletmelere gittiğini ve kayıtlı olarak işlendiğini anlattı. Tüketimin sadece 7 kilogramda kaldığı pazarda 70 yabancı ürün var. Mozarelle, permasan, mimolette, maasdam peynirlerine karşılık yerli üreticiler de fesleğenli, cips soslu, fıstıklı, hardallı yeni lezzetler keşfetti. MURAT GÜLDEREN AÇIK ÜRÜNLER HÂKİM İç pazarın cirosal büyüklüğü 5.56 milyar TL. Üretilen peynir miktarı 500550 milyon kg. Peynir pazarının yüzde 70’ini ambalajsız açık ürünler oluşturuyor. Tüketimin yüzde 60’ı beyaz peynir, yüzde 22’si kaşar, geri kalanı da tulum, dil vs... Dünyada yaklaşık 25 milyon ton peynir üretimi yapılıyor. Kişi başı 27 kg ile en çok Yunanistan’da peynir tüketiliyor, bunu 24 kg ile Fransa izliyor. ‘Lezzet devrimi yaptık’ Muratbey Peynirleri Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol, peynirde yaptıkları yenilikleri bir ‘devrim’ olarak adlandırıyor. “Yaşasın peynir devrimi sloganıyla peynir dünyasında bir çığır açtık” diyen Erol, Naturena alt markasıyla tüketicilere sundukları yeni ürünlerle peynirde yeni bir dönem başlattıklarını anlattı. Erol şunları söyledi: “Naturena; fesleğenli çörekotlu Fessita, domatesli Fesdo, fıstıklı domatesli Fido, barbekülü tane karabiber ve tane hardallı Peresta ve nako cips baharlı domatesli Nado gibi tatlarla değişik damak zevklerine hitap ederken, üçgen, parmak, tel, küp ve krem formlarıyla peynir devrimini sahipleniyor. Bu serinin bambaşka üyelerini de tüketicinin beğenisine sunacağız. Geçen yıl 100 milyon TL ciroya ulaştık.” ütaş’tan 250 milyon liralık yatırım Sütaş Peynir Grubu Pazarlama Müdürü Zeynep Aydın ürünlerdeki mevcut çeşitliliği arttırmak ve entegre sütçülük merkezlerini ikiden dörde çıkarmak için Aksaray’da 250 milyon TL’lik yatırım yapıldığını belirterek “Bu yatırımlar sonucu yarattığımız doğrudan istihdamın da ikiye katlanarak 5 bin 500 kişiye ulaşmasını bekliyoruz. Yine 3 yıl içinde ihtiyacımız olan ısı ve elektrik enerjisinin tamamını S kendi atıklarımızdan ve ineklerimizin gübrelerinden üretmeyi planlıyoruz” dedi. Sütaş’ın sadece beyaz ve kaşar peyniri üretmediğinin altını çizen Aydın, dil peyniri, eski kaşar peyniri, mihaliç peyniri, süzme peynir, Çerkez peyniri ve benzeri geleneksel ve yenilikçi değerleri de tüketicilere ambalajlı olarak sunan bir marka olduklarını anlattı. Aydın, 15 ana çeşitteki peyniri farklı format ve gramajlar ile 60 farklı ürün olarak sunduklarını kaydetti. Sütaş Grubu’nun 2009 cirosu diğer tarımsal faaliyetlerle birlikte 800 milyon lira olarak gerçekleşti. Yılda 1 milyon tonluk üretimi ve 6 milyar liraya ulaşan cirosal büyüklüğüyle dünyanın en büyük peynir pazarlarından biri olan Türkiye’de son yılların en büyük ithalat ve iç pazar rekabeti yaşanıyor. Türkiye’nin lokal lezzeti olan peynirde tüketimin sadece 7 kilogramda kalması Avrupa’nın iştahını bu alanda da kabartırken ithal edilen peynir çeşidi de 70’e yaklaştı. Yurtdışından gelen mozeralle, permasan, mimolette, maasdam peynirlerine karşılık yerli firmalar da rekabeti yöresel peynir çeşitlerine fesleğenli, çörekotlu, fıstıklı, acıbiberli, hardallı gibi yeni inovatif ürünler ekleyerek kızıştırmaya başladı. Bu tatlarla, klasik ve yöresel Türk peynir çeşidi sayısı son iki yıl içinde 38’e ulaşırken, Türkiye’de satılan peynir çeşidi de 105’i buldu. Hollanda ve İtalya başta olmak üzere yurtdışından ithal edilen peynir çeşidi de 67’ye dayandı. Pazarda Ülker, İçim markasıyla ürettiği tulum, Trakya eski kaşarı, Çeçil gibi çeşitleriyle ön plana çıkmaya çalışırken Yörsan, yuvarlak beyaz peynirle, Tahsildaroğlu, geleneksel tulum, mihaliç, örgü ve dil peynirleriyle, Sütaş Çerkez peyniriyle, Bahçıvan ise örgü ve hellim peyniriyle rakabete katılıyor. Yeni Naturena markasıyla yerli peynir çeşitlerine 11 farklı lezzet kazandıran Muratbey ise fıstıklıdomatesli, fesleğenli, çörekotlu, sucuk baharlı, Necmi Erol cips soslu, barbekü ve hardallı peynir üretimine başladı. GENÇ İŞGÜCÜİSTİHDAMİŞSİZLİK: 20082010 2008/8 15 24 Yaş nüfus; Bin 11.472 İşgücü, Bin 4.626 İstihdam, Bin 3.717 İşsiz, Bin 909 İşsizlik oranı % 19.7 Tarım dışı işsizlik % 24 İşgücüne Kat.% 40.3 Kaynak: TÜİK veri tabanı 2009/8 11.518 4.857 3.715 1.142 23.5 29.1 42.2 2010/8 11.552 4.757 3.752 1.006 21.1 26.4 41.2 Resmi işsizlerin yüzde 34’ünü gençlerin oluşturması, içinde yaşadığımız keşmekeşin bir ürünü. Eğitimin ticarileştirilip, sosyal devlet hizmeti olmaktan çıkarılması ve içeriksizleştirilmesi, kalitesizleştirilmesi ile gençler, iş bulabilecek eğitimi alamıyorlar, bu bir. Çoğu aile, çocuğunu ilköğrenim sonrası okutamıyor. Hele ki, muhafazakâr AKP’nin kararttığı bu ortamda, kız öğrenciler hemen “ev kızı” haline getiriliyorlar. Bu zinciri bir şekilde kırıp işgücü piyasasına çıkan genç kızlar ise, yüksekokul diploması sahibi değilseler, işsizliği derinden yaşıyorlar. Genç erkekler arasında yüzde 23’e yaklaşan tarım dışı işsizlik, genç kadınlar arasında yüzde 35’e yaklaşıyor. İstihdam imkânı bulmuş gençler arasında kadınların payı ancak yüzde 21... Erkekler arasında 8 yıllık ilköğrenim sonrası ortaöğrenime devam edenler üçte ikiyi ancak buluyor. Yani eğitim maratonunda üçte bir nüfus ilköğrenim sonrası diskalifiye ediliyor. Ortaöğrenime devam, genç kızlar arasında yüzde 62’ye düşüyor. Dolayısıyla gençlerin çoğu, ellerinde ancak bir ilkokul diplomasıyla iş aramaya çıkıyorlar. Liseyi bitirenlerin de diploması pek işe yaramıyor. Ama, işgücü piyasasında umutsuzca da olsa iş bakınıyorlar. Sayıları 4.7 milyona varan genç işgücü pazarında, iş bulabilenler 3.7 milyonda kalınca genç işsiz sayısı da 1 milyonu aşmış durumda. Bunların yaklaşık yüzde 60’ı genç erkeklerden, yüzde 40’ı genç kadınlardan oluşuyor. Toplamda Türkiye’de 3 milyon işsizin 1 milyonunu kadın işsizler oluştururken, kadın işsizlerin de 400 bini, 1524 yaş grubundaki genç kadınlar... Gençlik, gelecek demektir. Geleceğimizi gençlerin durumuna bakarak okuyabilir, nasıl bir karanlığa doğru yol aldığımızı anlayabiliriz. Tersi de mümkün; gençlerin, özellikle çalışan, çalışmak isteyen işçi gençliğin durumuna sağlıklı müdahalelerle, ancak onların öncülüğüyle birlikte geleceğimizi kurtarabiliriz... mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr http://mustafasnmz.blogspot.com Komşu ek önlemler almak zorunda ATİNA (AA) Yunan basını, hükümetin, bütçe açığını azaltabilmek amacıyla 2011 yılı içinde yeni ekonomik önlem kararları almasının beklendiğini kaydetti. Yunan Medyası, Maliye Bakanı Yorgos Papakonsantinu’nun, AB’ye, 2011 yılı açığının azaltılması ve kredi yardımı içerikli memorandumda belirtilen düzeye indirilmesi amacıyla gerekli bütün önlemlerin alınacağına dair güvence verdiği değerlendirmesinde bulundu. Haberlerde, 2011 yılı için 4 milyar Avro tutarında açığı kapatacak yeni önlemlere gereksinim duyulduğu belirtilirken, Yunan hükümetinin, alınacak önlemlerde harcamaların kısıtlanmasına odaklanılacağı, maaş ve emekli maaşı kesintileri, vergi artışı ile kamu sektöründe işten çıkarmaların söz konusu olmadığı mesajını verdiği kaydedildi. Öte yandan, Eurogroup Başkanı Jean Claude Junker’in son altı ayda Yunanistan’da önemli bir ilerleme kaydedildiğini vurgulayarak memnuniyetini dile getirdiğine dikkat çekilen haberlerde, buna rağmen Junker’in, harcamaların kısılması ve yapısal değişikliklerin gerekli olduğunu vurguladığı belirtildi. Medya, Yunanistan’ın bütçe açığını kapatmasına ilişkin hedeflerine ulaşamaması durumunda kredi taksitlerinin askıya alınabileceğine dair ilk tehditlerin Avusturya ve Almanya’dan geldiğini kaydederken Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Seuble’nin, “Yunanistan, kendisine verilen desteğin Eurogroup için tek yol olmadığını unutmamalıdır” ifadesini kullandığına dikkati çekti. İrlanda ABIMF kredisinden umutlu Ukrayna vergi tasarısına karşı ayakta Ekonomi Servisi Ukrayna Parlamentosu’nun kabul etme aşamasında olduğu yeni vergi yasa tasarısına karşı çıkan onbinlerce kişi, Ukrayna genelinde protesto gösterileri düzenliyor. Ekonomik krizden etkilenen ülkede, şiddetli enflasyon ve yeni hükümetin uygulamaya başladığı “acı reçete” reformları, geniş kitleleri sokağa döktü. Yeni vergi yasa tasarısı, küçük ve orta ölçekli işletmelerin vergi yükünü önemli ölçüde arttırmayı hedefliyor. Küçük ve orta ölçekli işletme sahipleri, bu tasarının, büyük sermayenin çıkarlarını korumak uğruna küçük ve orta girişimleri ezmeyi hedeflediğini söylüyor. Kiev’i sarsan göstericiler, iş bırakma eyleminde bulunacaklarını da belirtiyor. DUBLİN (AA) Avrupa Birliği (AB), Avrupa Merkez Bankası (AMB) ve Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) temsilciler, bu hafta İrlanda hükümetiyle, bankalarla ilgili ne yapılabileceğine karar vermek için müzakereler yürütecek. Avro Bölgesi maliye bakanları, İrlanda’nın borç sorununu görüşmek üzere iki gün önce ksel’de bir araya geldi. Görüşmede, Avro Bölgesi maliye bakanları, borç sıkıntısıyla mücadele eden İrlanda’nın bankacılık sektörünün IMF ile birlikte kurtarılmasına zemin hazırlamak konusunda anlaşma sağladı. İrlanda hükümeti ise gelecek yıla kadar kamu harcamaları için borç paraya ihtiyaçları olmadığını vurgularken ülkenin Merkez Bankası Başkanı Patrick Honohan ise ülkesinin AB ve IMF’nin binlerce dolarlık kredisini kabul etmesini beklediğini söyledi. Honohan, İrlanda hükümeti tarafından onaylanması durumunda, ABIMF kredisinin, kullanılmasa bile İrlanda bankaları için finansal “tampon” olacağını belirterek, bunun 2008 yılında ABD’nin bankalara likidite enjekte etmesine benzer olduğunu söyledi. “Bankalarımızın ek güvene ihtiyaç duyduğu bir gerçek” diyen Honohan, nisan ayından bu yana İrlanda bankalarından önemli miktarda sermaye çıkışı olduğunu vurguladı. İrlanda’nın 2010 yılı bütçe açığı, gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 32’sine kadar yükseldi. Buna karşılık İrlanda, 4 yıllık bir tasarruf bütçesi planlıyor, bunun içine 2011 bütçesine 4.5 milyar Avro tasarruf ve 1.5 milyar Avroluk yeni vergiler de dahil ediliyor. Defne yaprağı ihracatı yüz güldürüyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Doğada kendiliğinden yetişen ve şifa kaynağı olan, defne, kekik, adaçayı, ıhlamur gibi ürünlerin ihracatıyla, Türkiye milyonlarca dolarlık döviz girdisi elde ediyor. Ege Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Tarakçıoğlu, ülkemizin odun dışı orman ürünleri ihracatından bu yılın ilk 10 aylık döneminde 50 milyon 83 bin dolarlık döviz kazandığını söyledi. Geçen yılın aynı döneminde bu rakamın 47 milyon 836 bin dolar olduğunu belirten Tarakçıoğlu, “Bu ürünleri hem toplayanlar, hem işleyen işletmeler, hem ihracatçılar bu sayede geçimlerini sağlıyorlar. Orman köylüsüne gelir kaynağı oldu” dedi. İhracatta en büyük payı, 20 milyon 677 bin dolarlık tutarla defne yaprağı alırken bunu kekik, adaçayı, tıbbi bitkiler, biberiye, palamut, ıhlamur takip ediyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle