11 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
"M \ / İÎIP Ahmet Hamdi Tanpınar'dan Osmanlı Çağdaşlaşması Ile Ilgili Gözlemler DOĞAN KUBAN Çağdaşlaşma anlamı ve içeriği cahiller tarafından iyi anlaşılmayan ve art niyetliler tarafından saptırılan bir kavramdır. Oysa toplumun çağdaş ve egemen dünya ile eşit bir uluslararası statü elde etme çabasından başka bir şey değildir. Köle olmadan yaşamak için gerçekleştirmek zorunda olduğumuz tümel biryaşam biçimini tanımlayan kavramdır. Birbakıma bir ölüm kalım savaşı da sayılabilir. adece Cumhuriyet döneminde değil, Osmanlı döneminde de aydınlar çağdaşlaşmanın doğasını ve m o dalitelerini tanımlatnaya ve ona göre davrantnaya çalıştı. Bunun günlük yaşamda ve dünyanın her köşesinde aynı olduğu herkes için ottak bir tavır olduğu ve otomobilin direksiyonunda şalvar giymenin ya da döncr kebap ile Koka Kola içmenin bunu değiştirmeyeceğini artık anlamış olmalıyız. Nc var ki çağdaşlaşmaya ilişkin. çarpık söylemler toplumsal gerilimleri beslemek için kullamlıyor. Türk toplumunun yenileşme çabası üç yüz yıldır sürüyor. Fakat bunun Türk toplumunu kökten silkinmcyc zorlamasi Cumhuriyetle birlikte oldu. Şimdi her boyutta spekülatif nedenlerle Cumhuriyete saldırılan bir dönem geçiriyoruz. Ve bu dönem akıl almaz yalanlar ve sapık düşüncelerle dolu. Bunlar bir tımarhanede söylense önemli değil. Fakat okumamış bir toplumun doğruyu ve yanlışı ayırt edemeyen cahil gruplarını hedef" alıyor. biri olur. Ne varki yüzyıl birgericilik başkaldınsı ile başlar. 1807'den 1826'ya uzun ve sürekli savaşlann, içerde isyan ve aynlık hareketlerinin, saldırı ve zorbaltğın bütün dehşeüyle egemen olduğu birçağdır. Vahabi hareketi, Sıtp isyanı, Eflak ve Buğdan 'daki isyan hateketleri, Tepedelenli vakası, Rum isyanı, Mısır veAkka'nm kafa tutması, Irak'ta karışıkhklar, Anadolu'da ve Rumeli'de küçük büyük bir yığın mütegallibe (zorha derebeyleri), devletin güvenmesi gereken yeniçeri ordusunun ve devlet adamlannın bilgisizlikleri, ihtirasları, imparatorluğun tam bir çöküşün başmda olduğu hissini veriyordu" der. Tarihler de bunlan yazar. Acaba bazı uzun görüşlü Cumhuriyet düşmanları Osmanlı'nın bu çağtna mt dönmek istiyor? "//. Mahmut hiçbir devlet adamına inanmıyordu. Padişah gibi güçsahibi olan Halet Efendi Batı düşmanı, cahil vezevksiz biradamdı. Yeniçeriliğin kaldınlması Rum isyanındaki başansızlıktan yardrlanamk yapılmıştı. Osmanlı Devleti Yunanlı asileri ancak Mısır'dan gelen oıdunun yardımıyla durdurabilmişti. Bu sonuç Yunanistan 'm bağımsızhğmı engellemedi. Yunanlı ve Sııjılar bağımsızlıklanna kavuştular. Sultan ve çevresi, Avrupai bir yaşamın yüzeysel gösterisini sürdürdüler. Fakat bu eskiye göre 'fakir bir debdehe' idi." Türkiye o zamandan bu yana debdebe meraklısı bir sürü fakiri barındırmaktadır. "Birçvk yenilikleri halk vc devlet adamlan beğenmiyor, Hıristiyanlara verilen hakları bir teslimiyet gibi görüyordu. Kıyafet değiştinne teşebbüsleri de iyi karşılanmamıştı. Halkın tepkisindcn çvkinen padişah dini törenlere geleneksel kıyafetleriyle kanhyordu." Kıyafetin simgeselliği günümüzde de sürdüğüne göre 200 yıl öncesi toplumunun tcpkisinin daha doğal olduğu söylenebilir. Eğer üniversite mezunu olan çocuklarımıza ortaçağdan kalan papaz kıyafetleri giydiren akademisyenlerin taklit eğilimleri düşünülürse, halk yine de daha sağduyulu sayılabilir. Tanpınar devam ediyor: " Yeniçeri ocağının ortadan kaldınlması, dindarlığın artmasını teşvik etmişti. Toplum geleneklerinin ataleti yenilik hareketinin cesaretle tamamlanmasını engellemişti. Biçimsel değişiklikler kültür ve davranışlarda önemli bir değişikliğe yolaçmamıştı. Kaldı ki sürekli isyan ve savaşlar ve yeni bir ordunun kunılması ve örgütlenmesi, içerde köklü değişiklikler yapılmasını engelliyordu." Tanpınar imparatorluk toplumunun 1718'den sonra kaybedilen zamanda, parçalandığını, eski bağların yok olduğunu anlatır. Artık sadece Yunan, Sırp ve Bulgar gibi Hıristiyanlar değil, Mısır gibi Müslüman ülkeler de bağımsız oluyordu. "Yeniçeri ordusu ileparalel ve birlikte hareket eden ulema smıfı da, özellikle askeri, mektepler ve yeni eğitimle (rüşdiyeler) birlikte önemini yitirdi. Ve bundan böyle işlevini yitiren ve urlaşan bir kuruma dönüştü. Ve o zamandan bu yana Hıristiyanlıkla eşdeşleştirdiği yeniliklcre karşı sürekli olumsuz bir tavır aldı. Geleceği hazırlayan kurumların hemen hepsi harbiye, tıbbiye, mühendishane ve sonra bahriye askeri nitelikliydi." "Batının ulaştığı bilgi seviyesinc ulaşmak uzun vadeli bir program gerektiriyordu. Önce Avrupa'ya bazı öğrenciler gönderildi. Babıali Tcrcüme Odası, birölçüde, yeni düşüncelerin yerleşip yayıldığı bir odak oldu." Ilk kuşağın görevi yeni bir yol haritası çizilmesi olacaktı. Bu yol haritası en geniş anlammda kültürel örgütlenme demekti. Koca imparatorluk yüzlerce yıllık yapısı, alışkanlıkları ile sonunda imparatorluğun parçalanması ve İstanbul'un işgali ile biten yok oluş aşamasında kendi küllerinden yeniden doğacak bir devletin kurucularını yetiştirdi. Bu Cumhuriyettir. Son Osmanlılann yangın küllerinden kalan korlan üfleyerek yeniden yaktıklan ateştir. Cumhuriyeti bunun dışında yorumlayıp yok olmuş bir imparatorluğa heves edenler sadece bilgisiz değiller. Asıl unuttukları Türkiye Cumhuriyeti'nin bir imparatorluk mirası olmasıdır. Bunlar torunu ve oğlu öldürdükten sonra, babayı mezardan çıkararak aileyi yeniden yaratmak isteyen garip kişilcr olmalı. Bu gün ülke böyle insanları da ürctebiliyor. ,....1 KULTUR» S TANPINAR'IN SAPTAMALARI Ahmet Hamdi Tanpınar edebiyatı, tarihi ve kültürel değijme tcmelinde düşünen önemli bir Cumhuriyet dönemi edebiyat tarihçisi idi. "19.uncu Asır Türk Edebiyatı" adlı tenıel yapıtında 19. yüzyılda Batılılaşma hareketinin ana çizgilerini anlatır (s. 64127). Yeniden Osmanlı olmak isteyen aklı evveller onun kaleminden 19 yüzyılın ilkyarısında imparatorluğun duruınunu okuyabilir. Ben dilini sadeleşurerek, özet olarak anımsatmak istiyorum. Hem daha eski bir kuşaktan hem de bugünü görmemiş bir düşünür. "18. yüzyıîda yenileşme hareketi toplum yapısında her hangi birdeğişmeyi hedef almaz. Politik zorunluluklar karşısında bazı teknik (askeri) bilgilerin getirilmesinden öceye gitmez. Fakat yüzyılm sonuna doğru (özellikle 1774'ten sonnı) yenileşme ülkedeki ağırhklı sorunlardan DUYURU BİLİM MERKEZİ KONUŞMALARI POLİTİKA" Konuşmacı: Prof. Dr. Fuat Ince TÜBİTAK Bilişim Enstitüsü kuruculanndan. Halen Hava Harp Okulu ve Harp Akademilerinde ders vermekte ve Lunateknoloji firmasında danışman olarak çalışmakta. 18 Aralık 2010 tarihli Bilim Konuşması: Konu: "Türkiye'nin Yerattı Kaynaklan" Konuşmacı: Prof.Dr. Ahmet Ercan Türkiye Bilim Merkezleri Vakfı'nın adresi: Hakkı Yeten Cad. No:18/A Polat Tovver Yanı, Bilim Merkezi Binası FulyaİST. www.bilimmerkezi.org.tr. Rezervasyon No: 212 266 00 46 T ürkiye Bilim Merkezleri Vakfı, Şişli'deki binasında, tatil ayları dışında her ay farklı bir konuda ücretsiz Bilim Konuşmaları düzenliyor. Bu konuşmalardan herhangi beş tanesine katılan konuklara sonunda katılım belgesi de verilecek. 9 Ekim 2010tarihinde yapılan bu sezonun ilk konuşmasında Prof. Dr. Rkratdn Şahin, "Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizma ve Gıdaların Insan Sağlığı Üzerine Etkileri" konusunda ayrıntılı bilgilerverdi. 27 Kasım 2010 tarihli (10:3012:00) Bilim Konuşması: Konu: "ÖTEKİUZAY; TEKNOLOJİ VE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle