25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 PAZAR 31 OCAK 2010/SAYM 245 • • Olene sınıfım yanınd alacağ•" " | nlü aktör Nejat işler, resmen sektörün "kara ko- I I yunu" gibi... DİSK'le birlikte en önde yürür ha- \mmJ berimİ2 olmaz ancak hangi barda içtiğini he- pimiz biliriz. Oyuncu arkadaşlarının ve elbette kendi- sinin haklarını savunur, disiplinsiz ilan edilir. O, neyap- sa olaydır. Nejat İşler için Recep Tayyip Erdoğan'ın ye- ğeni diyenler de var, onu alkolik ve sivri dilli bulanlar da... Hatta hasta bir Fenerbahçeli olduğu halde, onu kızdırmak için başka takımı tuttuğunu yazıp çizenler bile mevcut. O, sekiz saatlik iş günü kabul edilene dek, TV dizilerine noktayı koyduğunu söylüyor. Artık sekiz yıldır ara verdiği tiyatroya geri dönüyor, kendi ifadesiyle "tembel ve kısa süreli işlerin adamı" sinemaya da tam gaz devam edecek. - Ejder Kapanı'nda, Güneydoğu'daki çatışma orta- mının ertesinde "Vietnam Sendromu"na yakalanan bir eski askeri değil, bildiğimiz bir pisikopatı canlandın- yorsunuz. 'Ensar* karakterini biraz açabilir misiniz? - Ensar, komando olmadan önce adam öldüren ve cezaevinin ardından askere alınan bir adam. Orada (as- kerde) değişmiş olsaydı, bu projeyi hemen kabul et- mezdim. Önce neye hizmet ettiğıne bakardım. Ensar, askerdeyken 12 yaşındaki kız kardeşine tecavüz edi- yorlar, çocuk da bu travmanın ertesinde kendini ası- yor. Askerlik bitiminde bakıyor ki "Rahşan Afffnın ar- dından tecavüzcü serbest kalıyor. Artık o, öç almak is- tiyor, "Bundan sonra Devlet, benim" diyerek... - Pedofili denilen insanlıksuçu işleniyorfilmde, ger- çek hayatta adaleti sorgulayan, sorgulatan kıldan in- ce bir konu bu... - Bu tüm dünyanın derdi, sürekli yeni önlemler alı- nan, en agırsuçtan bahsediyoruz. Çocuklar, en ma- sumlarımız ve onlara yönelik bu şiddeti affetmek mümkün mü? Hukukun en agresif olması gereken du- rum, budur. Ancak bilinen bir gerçek de var. Devletlerın hukuk ile arasındaki bağın adı vicdan değil. Parası olan hukuka da sahip olabıliyor çoğu zaman. Unutamadığım bir laf vardır; "kanunlar bizim için değil, parası olan için- dir" diye... Misal Cem Garipoğlu, bilmem kaç bin do- lar vererek, aylarca serbest kalabildi, ya da yaşı geri- ye itilebildi. - Eskiden mülkiyete karşıyım diyordunuz, bugün de aynı görüşte misiniz? - Evet, mülkiyet hırsızlıktır. Dünyada birilerinin evi yok ve sizin varsa birilerinin hakkını çalmışsınız demektir. Ben geçen yıl, Bodrum'da bir ev aldım ve ne yazık ki hırsızhkyaptım. Aslındayapmamam lazımdı, kendimi iyı hissetmiyorum. Mahalle baskısına boyun eğmiş ol- dum. (Gülüyor) Nejat İşler ile son fllmi "Ejder Kapanfnı konuşacaktık, bir bakmışız mülkiyet sorununu tartışıyoruz. Sonra spordan konu açıldı, oradan Bodrum'daki yeni evine, İstanbul'daki paylaşım savaşlarma ve onun "stğınılacak limanı" Tezgâh adlı dükkânına uzanmışız. Ardından tiyatro, sinema, dizi... Sohbet öyle koyulaştı ki daldan dala atlayıp durduk. Ben, sıcak, dost ve kendin sakınmayan Nejat İşler'i sevdim. Aleyhinde onc şey yazılıp çizilirken, birçok insan onu niye seviyor artık şimdi daha iyi anlıyorum. ALPER TURGUT - Istanbul'dan kaçmak mı Istiyorsunuz? - Istanbul'da yaşamayı düşünmüyorum. Paylaşım sa- vaşları beni çok sıktı ve bunalttı. - Istanbul, "kavgamızın başkentl" değil mi? - Elbette. Ancak kavgamızın başkenti için dövüşenler, bundan vazgeçtiler. En önce onlar, mülk sahibi oldular. - "Kapalıçarsı" adlı dizinin ardından Ejder Kapanı fil- mlnde de, erken ölüm slzi buldu. Neden? - Benim kurallarım belli, insanca yaşamak ve çalış- mak isterim. Haftada beş gün çalışacaksam, iki gün de izin yapmalıyım. Sekiz saatlik iş günü ve iki saat me- sai, dahafazlasına "evet" demem, mümkün değil. En başında dizinin yapımcısıyla konuştuk, kabul edince anlaştık. Aramızda herhangi bir tatsızlık yok. -Set işçilerinin yaşamlannı yitirmesinln sebebi de kö- le glbi çalıştınlmalanndan kaynaklanmadı mı? - Ben, Sine-Sen'in faal bir üyesiyim, oyuncuların mes- leki birliği Biroy'un da... O olayı size anlatayım, kam- yon şoförü olmayınca, kostüm kamyonunu setin kua- förü kullanıyor ve ardından kaza meydana geliyor. Kamyon kullanmak kuaförün işi değil ki, kamyoncu da suçlu değil, adam dinlenmek zorunda... Sette çalışan birini tanıyorum, beş ayda bir gün izin yapabildi. 150 gün çalışacaksınız, bir gün izin yapacaksınız. Böyle bir şey olmaz, olamaz. Benim bir vicdanım var, insanla- Şimdi sıra albümde ŞIRIN GÜVEN Kapalıçarşı dizisindeki performansıyla çok begenilen Aslı Tandoğan aldıgı müzik eğitimini bir albümle pekiştirmeye hazırlanıyor. R ol aldığı pek çok dizinin yanı sıra 2007 yılında Şener Şen, Kenan imirzalıoğlu ve ismail Hacıoğlu ile başrollerini paylaştığı "Kabadayı" filmiyle dikkatleri üzerine çekmişti Aslı Tandoğan. Bugünlerde Kapalıçarşı dizisiyle yine adından söz ettiriyor. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nın arp bölümünden mezun olan Tandoğan ile yoğun set programının ara- sında kısa bir söyleşi yaptık. Öğrendik ki müziğe de en az oyunculuk kadar önem veren Tandoğan, bir albüm çıkarmak için hazırlanıyor. Tabii oyunculuğa dair plan- ları da var. Daha iyi bir oyuncu olmaya çalışmak ve ka- mera arkasında da işlere imza atmak... - Sizce oyunculuk karlyerinizde sizi tanınır yapan İş hanglsi oldu? - Yaptığım her işin beni bir adım ileri götürmesini he- defledim ve öyle olduğunu da düşünüyorum. - Yavuz Turgul'un yazdıgı ömer Vargı'nın çektlği Kabadayı'da Şener Şen ile birlikte oynamak slze ne kat- tı? - Şener Şen'le bırakın kamera karşında birlikte oy- namayı; onunlaaynı mekânda olmak, sohbet edebilmek bile olağanüstü bir durum aslında. Bu konuda çok şan- slı olduğumu düşünüyorum. - Oyunculuktaki hedeflerlnlz neler? - Kamera önündeki hedeflerim elbette daha iyi bir oyun- cu olabilmek ama kamera arkası için de hedeflerim var. - Dlzl ve sinema oyunculugunu birbirlnden ayınyor mu- sunuz? Ya da "Daha çok şu tarz karakterlerl oynanm" di- yor musunuz? Oyunculukta kurallannız, sınııiannız var mı? - Sinemada henüz yeterince tecrübemin oldugunu söy- leyemem. içtenseniz ve bunu kameraya yansıtabiliyorsanız seyirci hem dizide hem de sinemada bunu fark edecektir. Kendiliğinden olmayan biralanda kendiliğinden olmak kolay değil elbette ama bunu koruyabilmek ya da yan- sıtmayı sürdürebilmek için bütün hayatınızı zaten kural- lar içinde yaşamanız gerekiyor. Ben de işime gereken say- gıyı göstermeye çalışıyorum. Bu sinema, dizi ya da mü- zik için de geçerli. - Konservatuvann arp bölümünden mezunsunuz. Yani bir müzisyen kimliğlnlz de var. Slzin için oyunculuk mu yoksa müzisyenlik ml daha önemli? - Hepsinin yeri ayrı. Çok uzun zamandır yoğun birtem- po ile çalıştığımdan albüm sürekli ertelendi. Müzisyen ar- kadaşım Murat'la çok emek verdik, çok çalıştık, hâlâ da çalışıyoruz. - Bir albüm üzerine uğraşıyorsunuzyani... rın köle gibi çalıştırılmalarına kar#y!mJ3u yüzden ko~ şullar düzelene dek, TV dizilerinde yer almayacağım. -Sinemaya devam... - Geçen sene "11'e 10 Kala", şimdi Ejder Kapanı, ya- kın bir tarihte de "Siyah Beyaz" gösterime girecek. Sinemaya devam edeceğim. Çünkü toplasan çıkarsan iki ay sürüyor, ben kısa işlerin adamıyım. iki ay bıle- medin üç ay, sonrası bana uymuyor. TIYATROYU -Ya tiyatro... - Tiyatroyu çok özledim. 2002'den buyana tam se- kiz yıldır uzağım sahneden. Bu yıl, tiyatroya dönece- ğim. Yapımcı yok, kanal yok, büyük sermaye yok. Arkadaşlarla hep birlikteyiz. Sahne senindir, set ise yö- netmenın. Filmde yönetınen böyle istedi dersin, topu ona atarsın. Tiyatroda asla yırtamazsın. Sahnede ha- ta da sana yazılır, sevap da... - lleride yönetmenlik yapmayı düşünüyor musunuz? - Tiyatro, beni asıl var eden yer. Tiyatronun eğitimi- ni aldım, hakkında laf edebilir ve sorumluluk alabilirim. Sinema konusunda ıse kendimi henüz yetkin gör- müyorum. Ancak anlatmak istediğım hikâyeler var. Belki ileride yönetmenlik yapabilirim. Bakalım. Aslı Tandoğan - Evet, bir albüm çıkâracağız. - Kimi zaman güzel ve ünlü olduğunuz için rahat edemediğlnlzden bahsediyorsunuz. Sizce güzel ve tanınır olmak başa bela mı? - Artık rahatlıkla alışverışe, gezmeye ya da dışa- rıya çıkıyorum. Elbette tanıyanlar oluyor. Zaman za- man onlarla sohbet edip fotoğraf da çektiriyorum. Bundan rahatsızlık duymak yaptığım işi reddetmek anlamınagelir. • - (Üzerimde Fenerbahçe'nin 100. Yıl montu var, da- kikada ilgisini çekiyor. Muhabbet hemen koyulaşıyor. Ben de soruyorum) Fenerli olduğunuzu bildikleri hal- de niye başka takımlarla adınızı anıyorlar? -Tüm bunları, Fanatik bir Fenerbahçeli olan beni kız- dırmak ve sinirlendirmek için yazıyorlar. Fener'in her maçına gitmeye çalışırım. Hatta bir fılm çekilse ve ben, 42 yaşına dek top oynayan efsanevi futbolcumuz Lefter Küçükandonyadis'i canlandırsam. Çok isterim bunu... - Sizi, Recep Tayyip Erdoğan'ın akrabası diye biliyor pek çok kişi, bu nereden kaynaklanıyor? - Sanırım 2003 yılı idi, Recep Tayyip Erdoğan hay- li popüler, ben de "Gülbeyaz"da oynuyorum. Hakkı Devrim köşesınde, "Başroldeki çocuk, Erdoğan'a benziyor" diye yazdı. Bu belayı başıma Hakkı Devrim 1 açtı. Aslında beni pek çok kışiye benzetirler, Erdoğan da bunlardan biri... Onunla bir yakınlığımız dahi yok. - Sizinle llgili setlerde disiplinsizlik yapıyor diye ya- kıştırmalar var, ben ise tam tersini duydum. \ - Mesleğin başında, henüz konservatuvar öğrenci- siyken benzer bir durumla karşılaşmıştım. Sanırım 21 yaşındaydım, hakkımı aradığım için kolaya kaçıp dı- siplinsiz dediler. Bir disipline inanırım, o da meslek di- siplinidir. Yeşilçam Sokağı'na gidin, AKM'nin önünden kalkan otobüstekilere sorun. Ben anlatmayayım, ayıp kaçar. Benimle çalışanlar beni anlatsın. Yan yana gel- menin değerini, meslek birliğinin önemini iyi bilirim. BEN SADECE ARTİSTİM $ - Haberin yerini magazin alıyor. Ve siz de magazinll$ ilgi odağındasınız, bu böyle sürecek mi? f - Bence bu durum daha uzun yıllar böyle gider^ Geçtiğimiz günlerde DİSK'in bir etkinliğine katıldım, en önlerde yürüdüm. Kimse haber yapmadı, ancak bir bar: dan çıkıyorsam üşüşüyorlar, ertesi gün bütün haberv lerde varım. Kısıtlanamam, kendimi ifade ederek yaj şarım. Adım çıkmış dokuza, inmez sekize... Ne de ot sa bellemişler, alkolik, ailesinin reddettiği oğlan... '?£ - Siz, "kara koyun" musunuz? 1 - Ben sadece artistim, bu halde bile bunlar başıma" geliyorsa, memleket meselelerıyle uğraşan aydınların başlarına neler geliyordur. Harbiden konuşanları, su- ya sabuna dokunanları, biliyoruz ki katlediliyorlar. Onların olduğu yerde bizim ne hükmümüz var ki... Dedem feshanede, babam fabrikada işçiydi. Emin ol- duğum şey, ölene dek sınıfımın yanında kalacağım. - Galatasaray'da "Tezgâh" adlı kafe ve kHabevinizvar, orası sizin için sığınılacak bir liman mı? i\ -Aynen öyle... Orayı, birşeylergelsin, parakazanayım diye açmadım. istediğimi yapıyorum. Yani sığınılacak limanımda mutlu ve huzurluyum. - Nejat İşler, eskiden tişört ve kltap satarak hayatını idame ettirebilirdi, ya bugün? - Tembelım ama eve ekmek getirebilecek her işe va- rım. Bu saatten sonra zor ama yine de yaparım. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle