Katalog

CMYB C M Y B 31 OCAK 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 AYDINLANMA EMRE KONGAR Dinç Bilgin, Tuğba Özay ve Mustafa Balbay 6 taksit. Axess ile IKEA Aile Kart sahiplerine 12 taksit. ©InterIKEASystemsB.V.2010 www.IKEA.com.tr 444 4 532 (444 IKEA) 49,95 TL 29,95 TL!* nakliye ücretsiz!** %10 hediye puan!** Üstelik sömestr tatili boyunca çocuk menüsü çocuklara hediye!*** Hapishanelerde yatan insanlar ikiye ayrılır: Tutuklular. Hükümlüler. Tutuklular, yargılanmaları süren ve yargılanırken “tedbir” olarak hapsedilen kişilerdir. Bunlar genellikle kaçma olasılığı bulunan veya hakkındaki delilleri karartacağı düşünülenlerdir. Bir de anlayabildiğim kadarıyla yargıcın, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin kanaati söz konusu oluyor tutuklu yargılanmalarda. Açıklanan resmi sayılara göre Türkiye’de 100 bini aşkın tutuklu ve hükümlü var. Türkiye’nin, tutuklu ve hükümlü sayısı bakımından AB ülkeleri arasında en üst sıralarda yer aldığı biliniyor. Şimdi işin en vahim tarafına geliyoruz: Türkiye’de, hapishanelerde yatanların yüzde 60’ının, henüz yargılamaları süren tutuklular olduğu bildiriliyor. Oysa yine resmi açıklamalardan anladığımıza göre Avrupa’da bu oran yüzde 10-15 dolayındaymış. Sonuç olarak, Türkiye’de yargılama esnasında hapsedilenlerin sayısı, yargılandıktan sonra hüküm giyerek hapsedilenlerden fazla. Öyle anlaşılıyor ki, bizde infaz, daha yargılama aşamasında, hüküm verilmeden başlıyor. Böyle hukuk, böyle adalet olur mu? Ege Cansen, 28 Kasım 2009’da Hürriyet’te bu konuya eğilerek yedi soru sormuş. Bu sorulardan sadece iki tanesini aşağıya alıyorum: “Zanlıları tutuksuz olarak yargılayacağına tutuklu olarak yargılamayı tercih eden yargıçlar, aslında zımnen bir mahkûmiyet kararı vermiş olmuyorlar mı? Acaba yargıçlar, nasıl olsa avukatlar usul manevraları ile bu zanlıyı ya delil yetersizliğinden beraat ettirecek ya da davayı zamanaşımına sokacaklar; iyisi mi ben vicdanen suçlu bulduğum bu kişiyi, yeteri kadar içeride tutayım da adalet ‘gecikmeden’ tecelli etmiş olsun diye düşünüyor olamazlar mı?” Üstelik, hapsedilen kişi hakkında kamuoyunda “herhalde suçludur” veya “mahkûm oldu ki hapse atıldı” diye de bir izlenim doğuyor. Utanarak itiraf etmeliyim ki bütün dikkatime ve duyarlılığıma karşın ben de aynı tuzağa düştüm: Yorum Farkı programında eski medya patronu Dinç Bilgin’in “mahkûm olduğunu ve hapsedildiğini” söyledim. Ertesi gün Dinç Bilgin’in telefonundan öğrendim ki, “hapse girdiği” doğruymuş ama “hükümlü” değil “tutuklu” olarak hapsedilmiş. “Mahkûm olmamış” çünkü dava henüz devam ediyormuş. On buçuk ay “tutuklu” kalmış. Tabii derhal programda bu düzeltmeyi yaptım ama çok utandım. Tuğba Özay olayı ise bir başka örnek. Üstelik de yürek yakan bir örnek. Bir çete üyesi olmakla suçlanan bu manken kızımız yargılanırken “tutuklanarak” hapse atılıyor. Altı aya yakın bir süre hapiste kaldıktan sonra, tahliye ediliyor... Ve dava sonuçlanınca da beraat ediyor! Böylece “suçsuz yere hapis yattığı” mahkeme tarafından tescil ediliyor. Tuğba Özay olayı, “tutuklu” olarak yargılanan Mustafa Balbay’ın da dikkatini çekmiş. Silivri’deki savunması sırasında Tuğba Özay’ın manken olmasına da esprili bir gönderme yaparak “O davada manken Tuğba Özay, ilk başta tutuklanmıştı ve 6 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi. Önceki günkü davada da Tuğba Özay beraat ederken, tutuksuz yargılanan İbrahim Tatlıses ve Alişan ise hüküm giydi. Cezaları ertelendi. Biz bu davanın mankeni miyiz? Tahliyemi talep ediyorum” demiş. Türkiye’de hukuk, hüküm giyecekleri tutuksuz yargılayan, beraat edecekleri tutuklayan bir adalet anlayışını mı yansıtıyor? Bu mudur Hukuk Devleti? Bu mudur Adalet? Bu mudur Demokrasi? [email protected]; www.kongar.org Cip, duran taksiyi biçti İstanbul Ha- ber Servisi - Ata- türk Havalima- nõ’ndan aldõğõ Ha- san ve Gülnaz Öz- demir’i otogara gö- türen taksinin sürü- cüsü Ahmet Ateş, kõrmõzõ õşõkta dur- du. Bu sõrada türkü- cü Yusuf Harput- lu’nun da içinde bulunduğu Şehmuz Gezer yönetiminde- ki cip, taksiye çar- parak bir süre sü- rükledi. Kazada, hurdaya dönen araçta sõkõşan yol- culardan Gülnaz Özdemir olay ye- rinde, Hasan Özde- mir ise hastanede yaşamõnõ yitirdi. Araba kasası tabutları oldu RİZE (AA) - Fõndõklõ’da, kõnaya gidenleri taşõyan ve kabininde 7, kasa- sõnda 4 kişi bulu- nan kamyonet aşõrõ hõz sonucu devril- di. Kasada yolcu- luk yapan Fatma Aytemiz ile Emine Ayaz olay yerinde yaşamõnõ yitirdi. Kazada 2 kişi öldü, 2’si ağõr 9 kişi ise yaralandõ. KASTAMONU (Cumhuriyet) - İstanbul’dan Kastamonu’ya Se- miha Şimşek’in (70) cenazesini ta- şõyan otobüs devrildi. Kazada Şim- şek’in kõzõ, kardeşi ve yeğeni öldü, 25 kişi yaralandõ. İstanbul Bayrampaşa’da otu- ran ve geçirdiği felç sonucu ya- şamõnõ yitiren Semiha Şimşek’in yakõnlarõ, cenazeyi memleketleri Kastamonu’ya götürmek için otobüsle yola çõktõ. İlyas Şık yö- netimindeki otobüs dün saat 06.40 sõralarõnda Kastamonu’ya 1 kilometre kala aşõrõ buzlanma nedeniyle devrilerek kaygan yol- da 200 metre sürüklendi. Kazada Şimşek’in kõzõ Sebahat Şimşek (47), erkek kardeşi İsmail Tunç (69) ve yeğeni Mustafa Şimşek (39) öldü. Yaralanan 25 kişi de tedavi altõna alõndõ. Cenazeler, otopsinin ardõndan Taşköprü il- çesine götürüldü. TBMM (AA) - TBMM Araştõrma Merkezi Müdürlüğü tarafõndan yapõlan bir çalõşmaya göre, dünyanõn pek çok yerinde kadõnlar aile içi şiddete maruz kalõyor, istekleri dõşõnda evlendiriliyor ve namus uğruna öldürülüyor. “Dünyada Töre ve Namus Cinayet- leri” konulu çalõşmaya göre, kadõna yö- nelik şiddetin ve töre-namus cinayetleri- nin sebepleri, kadõnlarõ kontrol altõnda tutan ataerkil toplum düzeniyle ilgili. Bu cinayetler, farklõ adlar altõnda olsa da İsrail, Rusya, Barbados, Meksika, Brezilya, Ekvador, İtalya, İspanya, Yu- nanistan, Makedonya, Slovenya, Kana- da, Mõsõr, Fas, Kenya ve Hindistan gibi pek çok ülkede işleniyor. BM istatistik- lerine de yer verilen çalõşmaya göre, dünyada her yõl 5 bin kadõn, töre ve na- mus cinayetleri sonucu ölüyor. Şiddet her yerde kadının baş belası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağlõk Bakanlõğõ, mide kelepçesi ameli- yatõndan sonra yaşamõnõ yitiren Bülent Tigin’in (30) ölümüne ilişkin soruştur- ma başlattõ. Sağlõk Bakanlõğõ’ndan yapõ- lan yazõlõ açõklamada şöyle denildi: “Olay, bakanlığımız tarafından da ta- kip edilmiş ve Bakanımız Recep Ak- dağ’ın talimatıyla bakanlığımız teftiş kurulunca bir müfettiş görevlendiri- lerek konu ile ilgili soruşturma başla- tılmıştır. Olayda ihmal ve kusuru bu- lunanlar tespit edilirse gerekli idari ve adli inceleme başlatılacaktır. Söz konusu soruşturmanın neticesi ka- muoyu ile ayrıca paylaşılacaktır.” ‘Midekelepçesi’ne soruşturma açıldı ABD’nin Kaliforniya eyaleti, ülke içinde ve Dünya’da yer almama- sına karşın, Apollo 11’in 1969’da Ay’a ilk indiği yeri eyaletin tescilli sit alanı ilan etti. Benzeri görülmemiş karar, eyaletin Tarihi Kaynaklar Komisyo- nu’nun, Neil Armstrong ve Buzz Aldrin’in Ay’da bıraktıkları 100’den fazla eşyanın ko- runması amacıyla yaptığı başvuru üzerine alındı. Kararın, ileride Ay’a yapı- lacak seyahatler sırasın- da bu yerin korunması amacıyla alındığı da belirtiliyor. Angõn Cumhuriyet tarihinin ilk kadõn öğretmenlerinden biriydi İstanbul Haber Servisi - İlk kadõn öğretmenlerden olan ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde uzun yõl- lardõr Bakanlõk Danõşmanõ olarak çalõ- şan Refet Angın (95), İstanbul’da ya- şamõnõ yitirdi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden ya- põlan açõklamaya göre, Angõn için ya- rõn Bahçelievler Özel Hizmet Hastanesi’nde resmi tören düzenle- necek. Angõn’õn cena- zesi öğleyin Ortaköy Camisi’nde kõlõnacak cenaze namazõnõn ar- dõndan Ortaköy Me- zarlõğõ’nda toprağa verilecek. Angõn, 18 Mart 1915’te Ça- nakkale’de doğdu. Gelibolu’daki iki okuldan biri olan Cumhuriyet Oku- lu’nda eğitim gören Angõn ile Mus- tafa Kemal Atatürk’ün yollarõ birçok kez kesişti. Ata’nõn tarih öğretmeni ol- masõnõ istediği Angõn, 1982’de emekli oldu. Angõn’a, Yõldõz Teknik Üniver- sitesi’nce “onursal doktora” verildi. Kaliforniya, Ay’ı sit alanı ilan etti (Fotoğraf: AP) Toprağa verilmek için Kastamonu’ya götürülen kadõnõn yakõnlarõ kazada can verdi Cenaze yolunda facia: 3 ölü Refet öğretmeni yitirdik